311
hala bir mana veremediğim bazı durumları içerisinde barındıran ülke futbolu. bahsedeceğim şeyin örnekleri başka liglerde, ülkelerde varsa bilgisi olan arkadaşlar bilgilendirirse sevinirim.
şimdi malum, kulüpler futbol şubelerine bağlı olan futbol takımlarının yönetimi için başına teknik direktör getiriyorlar. işte her şey burada başlıyor. bu teknik direktörlük yapan adamı sadece bu futbolcu topluluğunu yönetsin diye getiren kulüpler var. özellikle bu transfer dönemlerinde görüyoruz, duyuyoruz ki; teknik direktöre mikrofon uzatılıyor. hocam takım nasıl durumda, eksikleriniz var mı gibi sorular soruluyor. adam da diyor ki mesela, bir forvet eksiğimiz var, bu durumu yönetime ilettik, şimdilik takıma bir forvet bekliyoruz. forvet gelecek ben de yönetecem işte eheh. ben burada şaşkınlıktan takılıyorum işte. ya bizler yıllardır alışkın olduğumuz menajerlik oyunlarına fazla kaptırdık kendimizi, ya da bunda bir sorun var. tamam, oyuncu almak, maaşını ödemek işin ekonomik boyutudur. bunu yönetecek, hesaplayacak olan yöneticidir de, madem ilk başta sen, teknik direktör olarak bir başarı istiyorsun, bunun araştırmasını, takımına ne tür bir forvet gerektiğini de sen belirleyeceksin. isim isim araştıracak, sonrasında raporunu sunacaksın. bunu için donanımlı, global anlamda bilgi sahibi olacaksın. ben forvet istiyorum, ilerde oynasın yeter anlayışıyla ne yönetim ne teknik direktör herhangi bir başarı hayali kurabilir mi ki..
madem olay sadece yönetmek, işe teknik direktör yerine istatistik üniversite mezunu birini alırsın işe, teknik direktörüne verdiğin paranın ellide birini verirsin. o adam gece gündüz bilgisayar programları vasıtasıyla geçmiş verilerden faydalanarak hem rakibin hem senin takımın en yararlı dizilimini, taktiğini çıkarır, sana bildirir. sen de dizersin adamlarını sahaya. bak burada takımı mental olarak yönetmeyi işin içine katmadım daha. katmama da gerek yok zaten. çünkü türkiye'de bunu yapabilen bir tane teknik direktör var..
şimdi malum, kulüpler futbol şubelerine bağlı olan futbol takımlarının yönetimi için başına teknik direktör getiriyorlar. işte her şey burada başlıyor. bu teknik direktörlük yapan adamı sadece bu futbolcu topluluğunu yönetsin diye getiren kulüpler var. özellikle bu transfer dönemlerinde görüyoruz, duyuyoruz ki; teknik direktöre mikrofon uzatılıyor. hocam takım nasıl durumda, eksikleriniz var mı gibi sorular soruluyor. adam da diyor ki mesela, bir forvet eksiğimiz var, bu durumu yönetime ilettik, şimdilik takıma bir forvet bekliyoruz. forvet gelecek ben de yönetecem işte eheh. ben burada şaşkınlıktan takılıyorum işte. ya bizler yıllardır alışkın olduğumuz menajerlik oyunlarına fazla kaptırdık kendimizi, ya da bunda bir sorun var. tamam, oyuncu almak, maaşını ödemek işin ekonomik boyutudur. bunu yönetecek, hesaplayacak olan yöneticidir de, madem ilk başta sen, teknik direktör olarak bir başarı istiyorsun, bunun araştırmasını, takımına ne tür bir forvet gerektiğini de sen belirleyeceksin. isim isim araştıracak, sonrasında raporunu sunacaksın. bunu için donanımlı, global anlamda bilgi sahibi olacaksın. ben forvet istiyorum, ilerde oynasın yeter anlayışıyla ne yönetim ne teknik direktör herhangi bir başarı hayali kurabilir mi ki..
madem olay sadece yönetmek, işe teknik direktör yerine istatistik üniversite mezunu birini alırsın işe, teknik direktörüne verdiğin paranın ellide birini verirsin. o adam gece gündüz bilgisayar programları vasıtasıyla geçmiş verilerden faydalanarak hem rakibin hem senin takımın en yararlı dizilimini, taktiğini çıkarır, sana bildirir. sen de dizersin adamlarını sahaya. bak burada takımı mental olarak yönetmeyi işin içine katmadım daha. katmama da gerek yok zaten. çünkü türkiye'de bunu yapabilen bir tane teknik direktör var..