lorik cana

kendisinin galatasaray performansını beğenmemekle, futbolculuğuna bok atmak arasında büyük fark var. şahsen ben galatasaray'da kalmasını da istiyordum, ama melo geldikten sonra da haliyle hiç aramadım. takımımızdayken, sezonun durumunun da katkısıyla fazla iş yapamadı, ama saha içindeki duruşu, mücadelesi, tribünlerle iletişimi iyiydi. normal bir galatasaray kadrosunda iş yapabilecek düzeyde bir futbolcuydu, mevkisi gereği ikili mücadelelerde sert, iyi fizikli, top kapabilen bir arkadaştı. olmadı, yollar ayrıldı, takasta muslera'mızı, ve yerine gelen melo'yu kazandık, daha iyi oldu.

lakin, sen gidip adamın futbolculuğuna laf edersen, marsilya'da nasıl oynamış hayret dersen, fazla ciddiye alınmazsın. futbolun doğasında böyle bir yorum tarzı olamaz, başarılı olmanın gerekleri bu kadar sabit değil malesef. senin takımında iyi oynamamış, transfer olmuş. elano da, misimovic de bu yollardan geçti, nasıl oynamışlar city'de, wolfsburg'da desek saçma olmaz mı? adamların neler yaptığı, takımımıza geldiklerinde neler hissettiklerimiz ortada, uyuşmadık bir şekilde, evet kızdık, sövdük, ama mustafa sarplarla, barış özbeklerle aynı kefeye de koymadık. biraz saygılı, biraz sakin yorum yapmakta fayda var.