emre belozoglu....
onun hakkinda yazmak bile cok zor geliyor bana. bunu soylemen gerekiyor ki ben emreden nefret etmiyorum. nefret edemiyorum. ama sevmiyorum ve galatasaray'da olmamasina da uzulmuyorum.
benim cok ama cok sevdigim bir futbolcuydu emre. benim icin yeri ozeldi. o galatasaray'li emreydi ve oyle kalacakti. 1996-2000 yillar arasinda galatasaray'da basariyi yakalamisti. 2002 dunya kupasinda ise emre'nin katkisi da vardi. hep galatasaray'li olarak gordum hep destekledim. yurt disina gittigi zaman cok uzulmustum. ingiltere'de yaptigi aciklamalari ile sevindiriyordu. turkiye'ye donersem sadece galatasaray olur falan filan iste. ben de heyecanla bir gun doner diye bekliyordum emre'yi.
*iste o gun geldi catti. o gun mayis 2008'den bir gundu. "emre fenerbahce'de" "evet anlastim".
iste sozluk bu habere inanmak inanin cok zor geldi. hayir dedim kendime. olmaz ki yalandir, yapmaz emre bunu. yapmaz degil mi? yapmis midir ki derken bakiyorsun okuyorsun o haberleri ve aci gercekle bas basa kaliyorsun. o gun ne hissetigimi iyi hatirliyorum. saskindim, uzuntu icindeydim. en onemlisi ben emre'ye kirilmistim. fenerbahce'yi sevmeme nedenlerim artmisti. ama ben emre'ye o kadar kizmadim o gun. evet kizdim ama kufur edercesine degil. hep bir neden aradim. bir aciklamasi vardir diye dusundum. belki galatasaray'a donemedigi icin bu yolu secti diye dusundum.
*ben onun hala galatasaray taraftari oldugunu dusunurken o her gun galatasaray alehine aciklamalar yapmaya basliyordu. "ben dogustan fenerbahceliyim" "galatasaray macinda gol atip gercek fenerbahceli olmak istiyorum" "o takim" vs. bu aciklamalari beni cok uzuyordu. her gun daha da fazla kizmaya basladim. sevmemeye basladim ki emre'nin kendi katkilariyla bu sevmeme isi cok hizla ilerledi. emre hizla benim galatasaray'li emre olarak gordugum adamdan fenerbahceli emre'ye donustu. birden yaptigi haraketleri daha iyi gormeye basladim.
* sinirli halleri, hakeme karsi hareketleri, diger futbolculara karsi yaptiklari. pek de centilmen oyuncu degildi. eskiden de oyle degilmistir ama ya fenerbahce'de daha fazla oldu ya da ben kordum goremedim.
neticede artik emre denildiginde ne nefret hissediyorum ne de sevgi. emre'ye hala kirginim ama o konu benim icin kapandi. bazen keske diyorum ama sonrasinda da yok bosver boyle daha iyi diyorum. taraftarin ona ozel yaptigi bir beste var "galatasaray'da dogdun" diye basliyor. o beste'de "yaziklar olsun sana,birakip gittin bizi, sahiplendik biz seni, hic mi sevmedim bizi" kismindaki "hic mi sevmedin bizi" cumlesini duydugumda hala icim sizliyor. ne yapayim oyle iste. cunki ben onu cok sevmistim ama.
aslinda emre belozoglu bana bir cok seyi de ogretti diyebilirim.
bazi konularda gozlerimi iyice acmama vesile oldu. mesela:
-"dogustan galatasarayliyim" diyene gozu kapali inanmamayi.
- profesyonel futbolcu gercegini.
- galatasaray'li olmanin herkese nasip olmamasini.
- futbolculari sev ama hak ettikleri kadar sevmeyi.
emre'ye bu yuzden tesekkur bile edebilirim. ama etmiyorum cunki emre bazi seyleri elimden aldi.
hani eskiden galatasaraylilar cocuklarina hakan, arif, umit gibi isimler verirlerdi. son zamanlar ise arda moda olmustu. ben de iste zamanlar once kendime soz vermistim. allah bana bir erkek cocuk nasip ederse ismini emre koyacaktim. hem guzel bir isim diye hem de emre belozoglu icin secilmis bir isim olacakti. artik bu mumkun degil. emre bunu da elimden almis oldu.
* daha da fazlasi var aslinda mesela arda turan konusu ama artik yazimi sonlandirmak istiyorum.
benden emre'ye gelsin:
http://www.youtube.com/watch?v=r9WQ6sMKkWI sozlukte kadin yazardan fazla erkek yazar var. o yuzden belki bir cok yazar beni anlamayacak ama olsun ben yinede emre hakkinda dusuncelerimi yazmak istedim.
belki fazla duygusal oldu. olduysa ozur dilerim.
edit: imla