kendisinin, fenerbahçe'ye transferi sırasında yaptığı çocukluğumdan beri fenerbahçeliydim açıklamasının tamamen camiaya kendini kabul ettirme çabası olduğunu düşündüğüm, belki çocukken fenerbahçe taraftarı olsa da floryaya girdikten sonra galatasaraylı olduğunu ve fenerbahçeye imza atana kadar, hatta belki daha sonrasında bile bunu hissettiğini düşündüğüm 39luk top tepici.
burdaki referansım söz konusu haber:
https://twitter.com/.../1050396173310275587 ve fenerbahçeden teklif aldığında dönemin galatasaray başkanı adnan polat'la iletişime geçip galatasaray'a gelmek istediğini, hatta fenerbahçe'nin teklifinden daha azına evet diyeceğini ilettiği(bundan emin değilim), ancak bonservisi nedeniyle adnan polat'tan ret cevabını alınca fenerbahçe'ye imza attığına dair çıkan söylemler, haberler.
gençliğinden bu yana kusurları görmezden gelinirken, bu transfer sonrası, yine yanlış bir yol izlemesi sebebiyle galatasaray camiasının nefretini kazanmış, ama o döneme kadar ki galatasaraylı kimliği yüzünden de fenerbahçe camiasınca kabul edilmesi çok uzun zaman almıştı.
kendisini fenerbahçeye kabul ettirmek için o kadar eğildi büzüldü ki bir daha da toplayamadı kendisini. sonunda fenerbahçe kendisine kapıyı gösterdiğinde de, camiasız, desteksiz kaldı ve kendisine en uygun kulübe başakşehir'e imza attı.
futbolculuğu tartışılmaz. türkiye'nin son 20 yılında çıkardığı yetenek&oyun istikrarı(sakatlıklar hariç tabi) olarak en üstün orta saha kendisi.
arda'nın olayından da farklı baya aslında. arda direkt olarak karakter yoksunluğu, tembellik ve kibri yüzünden bu hallere düştü. daha 30 yaşını görmeden futbol kendisini bıraktı. tam aksine 39 yaşında hala şampiyonluk yarışı veren bi takımın orta sahasının en önemli adamı olabilecek kadar büyük oynayan emre ise, kritik anlarda verdiği yanlış kararların altında ezile ezile bu hale düştü.
ben adım kadar eminim ki 2008'de adnan polat gel çocuğum dese ve kendisi galatasaray'a transfer olsa o çocukken fenerbahçeliydim açıklaması yapılmayacak, veya olumlu anlamda "çocukken fenerbahçeliydim ama floryaya girdikten sonra hayatım galatasaray oldu" vb. bir şekilde yapılacaktı. ve oynadığı futbol kalitesine baktığımızda da tüm kusurlarına rağmen bugün büyük ihtimalle kendisi taraftarın sevgilisi, büyük kaptan olacaktı.
hayat ne garip,
kritik anlarda doğru kararları verememek, veya yanlış kararı vermek zorunda kalmak insanları nerelerden nerelere sürükleyebiliyor.
not: beter olsun tabi orası ayrı.