mantığı en basite indirilmiş futbol mekanizmalarının bir türlü çarkına oturtamadığı bir futbolcudur kendisi. şu dar kalıp mantığı bir kenara bırakıp gördüklerimizden yola çıkalım biraz; 13 eylul 2010 galatasaray gaziantepspor maci'ndan bir önceki maçımız olan eskişehirspor maçında bugün astığınız adam sol açıkta görev almıştı. ama yanında arda'nın olması nedeniyle pozisyon değişikliği çok olmuş arda-elano değişimi çok gerçekleşmiş ve eskişehirspor bu alanı durdurmak için sol kanadından yani bizim sağ kanadımızdan neredeyse vazgeçmiş ve barış bir çok boş alan bulmuştu. hatta attığımız ilk golde elano'nun ne yaptığına açın tekrar bakın.
dünkü 13 eylul 2010 galatasaray gaziantepspor maci öncesi aydın ya da pino mu elano mu denseydi sağ açıkta kaç kişi elano derdi ki? zaten belli değilmiydi gaziantepspor 6 savunmasının yerinden kıpırdamayacağı, boş alan kalmayacağı ve ters top kullanmanın imkansız olacağı. ha yok elano'yu atik, hızlı ve driplingleri ile yoktan pozisyon var edebilecek bir adam sanıyorsanız orasını bilemem. ama sağ çizgide oynayan elano'nun verimi çok düşük olacaktır, hele ki ali turan ile pas yapmaya kalkarsa, hele ki top ayağındayken 3 kişi basarsa, hele ki ters top ve ara pası atamayacaksa. zaten adamda kondisyon denen birşey yok, hayalcilikten başka birşey değildi takımın bu oyunuyla elano'nun birşeyler yapabilmesi orada. bugün bu adama edilen laflar rijkaard yüzündendir. hücumda oynattığın kewell-misimoviç-elano üçlüsünü değişimli oynatmayıp ikisini çizgiye mahkum eder, yeni olanını ortada yanlız bırakırsan olacağı budur. misimoviç teknik ve bilekleri kuvvetli adam olduğu için bireysel olarak her maçta sıyrılır, göz doldurur ama ilk maçıdır ama değildir misimoviç'e kimse laf edemez. benim anlamadığım nokta arkasında insua gibi pas yapmayı ve bindirme yapmayı bilen adam varken kewell'ın ezdiği dünya top olması. bunlar yetmez gibi bir şut ve iki sarı kart yaptırmaktan başka etkisi olmayan kewell'ın da neden böyle göründüğünün farkına varılamaması. bu kadar yaratıcılıktan uzak ve geri top sevdalısı ortasaha varken kanatları çizgiye yüklemek kopuluk yaratıyor işte. futbolcuların yeteneklerini kısıtlıyor başka birşey değil. keita mantığından sıyrılması lazm rijkaard'ın. böyle devam edersek daha çok böyle etkisiz maçlar çıkarırız. neyse burayı fazla deşip gönül tellerini titretmeyeyim.
gene dünkü maçı 90 dakika izlemişseniz maçın başında ali turan'ın ne kadar iyi bir kesici olduğunu,
julio gibi insan azmanını ve top cambazını bile yere serebileceğini farketmişsinizdir. elano'nun da topla oynadıktan sonra içe kaydığını ancak onun boşalttığı alana kimsenin gitmediğini de farketmişsinizdir. adını ne koyarsınız bilmem ama bu durumda ya onun boşalttığı alana bindirecek bir adam lazım ya da oralardan top alıp oyunu paslarla vea şutlarla domine edebilmesi lazımdı. ali turan ile bu ikisi imkansız çünkü ali turan'ı biliyoruz, pas verme konusunda da ne olduğunu biliyoruz.
ha elano çok mu temiz, değil. bu kadar boktan bir kondisyon olamaz. sorumlusu kendisi mi başkası mı bilemiyorum. keza kendisini satmadıkları için bu durumda olduğunu da düşünmüyorum. bir futbolcu satılacağı üzerine planlayamaz kendini. aklında top oynamak olan adam her daim hazır olmaya endeksli olmalıdır. gene yeri gelmişken söyleyeyim, bize gelmeden top kullanması ile ünlü bir adamken galatasaray'da dünkü maçta açtığı iki orta da önündeki adama çarpmıştır ve kendisi yere düşmüştür. bunlar vasat futbolcuların işi, bunu yapan en basit örnekler;
barış özbek ve bizde oynarken ki
elvir baljiç. yani ayakta duramayan bir oyuncuyu cana gibi bir adamı kesmek uğruna oynatmak yanlıştır, pino gibi bir adam dururken yanlıştır, her ne kadar çok eleştirilse de aydın dururken yanlıştır. elano içinse; fizik kuvvetin aydın'dan kötüyse sen doğru yolda değilsindir.
eleştirinin dozunu bilmek lazım, tartmak lazım, gördüğünü söylemek lazım. keşke futbol o kadar basit olsa, keşke.