• 42
    #592630'da ne demiş bu yazar arkadaşımız milan baros için?

    ''... galatasaray'ın bakmakla yükümlü olduğu futbolcuların ilk sırasında...''

    baros, hepimizin bildiği gibi galatasaray'da 3. sezonunu geçirmekte. ilk geldiği sezon, önemli bir sakatlık yaşamadan ligi gol kralı olarak kapattı. gösterdiği performans, kötü giden takımda yüzümüzü güldüren ender şeylerdendi.

    ikinci sezona da çok iyi bir başlangıç yapmışken; hayvanoğlu hayvanın biri tarafından aşağıdaki darbeye maruz kalmış ve ayak tarak kemiği kırılmıştır.

    http://i.radikal.com.tr/...6/fft5_mf278117.Jpeg

    ayak tarak kemiğinin kırılması, kronik bir sakatlık değildir. baros'un kariyerinde daha önceden ayak tarak kemiğinin kırıldığını, bu yüzden de en ufak darbede dahi kolay bir şekilde yeniden paramparça olduğunu hiç zannetmiyorum.

    2 ayda düzelmesi tahmin edilen sakatlık, yanlış tedavi ve uygulama sebebiyle uzamış; 2. ayın sonunda ayak tarak kemiğinin yanlış kaynadığı farkedilip tekrardan kırılıp vidalanmasıyla 2 ay daha sürmüştür. dolayısı ile totalde 4 aylık bir süreye tekabül etmektedir. bu süreçte kendisi hakkında pek çok dedikodu çıkmış, çek cumhuriyeti dünya kupasına katılamamasına rağmen spor medyasında ''kendisini dünya kupasına sakladı'' diye gerizekalı ötesi haberler çıkartılmıştır.

    yaklaşık 4 ay sonra forma giydiği ilk maç olan 14 mart 2010 galatasaray ankaragücü maçı'nda da oyuna sonradan girerek golünü atmış ve sakatlık süresi boyunca kendine nasıl baktığını da bizlere göstermiştir.

    http://www.youtube.com/watch?v=wJoUXH_0w54

    gelelim bu sezona. milan baros'un bu sezon sakatlandığı karşılaşma, 17 ekim 2010 galatasaray ankaragücü maçı'dır. pozisyonu çok iyi hatırlıyorum; rijkaard topun ağzında, sahada kasten oynamayıp da hocasının kellesinin gitmesini isteyen futbolcular varken milan baros, ileride tek başına bir oraya bir buraya koşarken, pozisyon icabı rakip oyuncuya pres yaparken artık kasları bu yüksek tempoya dayanamadı ve kendini yerde buldu. sahayı yine sedye ile terk etmek zorunda kalırken, ben üzüntümden ağlamak üzereydim. çünkü o gün sahada didişen 2-3 kişiden biri de baros idi, attığımız 2 gol de onun ayağından gelmişti zaten.

    hem takımın ona olan ihtiyacı hem de kötü gidişimizden bir an önce sıyrılma isteğiyle; belki de tam olarak iyileşmeden antrenman safhasında tekrar sakatlandı ve geçen haftaya kadar kendisini resmi sitemizin sağlık raporu isimli köşesinden takip ettik. ama artık hazır, eminim ki oynadığı ilk karşılaşmada da yüz felci geçirmişçesine (!) dişlerini göstererek bir o yana bir bu yana koşturacak ve gollerine devam edicek.

    elma ile armudu karıştırmayalım, karıştıranları uyaralım.

    ekleme: bu arada unutmadan, onu meşhur eden ağız felçi geçirmişçesine abuk sırıtışıyla maç izleyişi değil; gol attıktan sonra hırsından dişlerini kıracak gibi sıkışıdır.

    http://www.itusozluk.com/...er/milan+baros/27245
  • 49
    galatasaray taraftarı içindeki tahsil işlemez, katı bir geri kalmışlık içindeki kitlenin sözlükteki karşılığıdır.
    bu gibi arkadaşları ciddiye alıp kültürel, sosyolojik, politik konularda tartışabilir misiniz? tabi ki hayır. neden? bu arkadaşla fikir tartışması yapmak, bir güvercinle satranç oynamak gibidir; satrançta ne kadar iyi olursanız olun, güvercin yine de taşları devirecek, tahtanın ortasına sıçacak ve koltukları kabarmış bir şekilde zafer edasıyla turlayıp duracakdır.

    kendisinin "sol" hakkındaki tek bilgisi, "götünü yıkadığı el" iken, ettiği küfürlere alınmak gerçekten abes.
  • 48
    gece gece çıldırtacak beni. çarşıya yavşamak dediği istanbul united diye malum günlerde oluşan bir sinerjiydi. birbirimizi anladığımızı, birbirimizle anlaşabildiğimizi göstermesi açısından güzeldi. kimse kimseye yavşamadı. biz birbirimizle kader ortaklığı yaptık. aynı şekilde şiddet gördük. aynı şekilde güldük eğlendik. omuz omuzaydık. birbirimizi bıçaklamıyorduk, sövmüyorduk birbirimize. güzel günlerdi, geçti ve gitti. şimdi hiçbir şey yokken saldırı yiyoruz. bir de kendisi mevcut hükümeti eleştiriyor. sen şimdi kesin gezi parkı eylemlerine ilk 3 gün destek falan da vermişsindir. :(
  • 47
    kapalı'nın kapalı olduğu günlerden yadigar olan, bir pez parçasından çok daha ötesi. efsane pankartlar kategorisinde üst sıraları zorlamaktadır. içinde haldun üstünel'in de bulunduğu, kapalının gidişatından sıkılıp doksanların ortalarına doğru numaralıya geçen bir arkadaş grubunun formalarına yazdırdığı bir yazıdır aynı zamanda. üzerinde die for you yazan tek tip formalı insanların numaralı gibi belli bir oluşumun bulunmadığı bir tribünde gözükmesi yeni bir grup havası yaratmış, yaratıcı fenerbahçe taraftarı da kill for you isimiyle tanınan ve bugün bile faaliyette bulunan bir grup kurarak kendince olaya müdahil olmuştur.
  • 54
    bu yazar gibi çağ dışı, yoz ve aydınlığa çok uzak insanlarla aynı takımı tutmaktan utanıyorum. muhalif hiç bir tavrı kabul etmeyen hazırdaki iktidar yancısı olduğu bariz, fakat galatasaray'lı olması biraz acayip. malum galatasaray kulübü aydınlanmacılık üzerine kurulmuştur. kendisi divan kurulu üyelerini, yöneticileri beyanatlarını araştırarak galatasaray'ın hangi tarafta yer aldığını tarih içerisinde bakabilir. kendisine hakaret etmek istemesem de, tahrik edici girdileri sabrımı zorluyor. istediği de, ona edilen hakaretler yüzünden şikayet edip yazarları sildirmek ya da ceza aldırmak. malum haziran ve temmuz sürecinde galatasaray sözlük moderasyonu bir çok kişiye bu minvalde ceza vermiş, bir süre de sözlüğü bu nedenle kapatmıştı. yancı bulması çok zor olmaz.

    kendisi gibileri kaale almak istemesem de otobüste, okulda, sosyal medya da her yerde varlar ve amansız bir savunuculuk içindeler. dolayısıyla cevap verme hakkı, ya da kendini ifade etme hakkı doğuyor. biz varız dediğimiz de " otobüste siyaset olmaz, tribünde olmaz, sözlükte olmaz" demeye başlıyorlar. o kadar sığlar ki bu insanlar, başkalarının söyledikleri her şey yanlış ya da gereksiz algısı yaratmaya çalışıyorlar. çünkü aslını biliyorlar işin. kulaklarını elleriyle tıkayıp "la la la la " bağırarak susturmaya çalışıyorlar insanları. nereye kadar gidecek ? nereye kadar insanları gerçeklerden uzak tutacaksınız?

    ağzı 2-3 laf yapan bu yazar gibi rantçı bağnaz tipler hep var. gayberiler kuzular kütahyalılar nagehanlar... olacaklar, olsunlar da. biz siz ve sizin gibilere tahammül ediyoruz yıllardır, bırakın bari de insanlar size haysiyetsizliğinizi yüzlerinize haykırsın. elbet devran dönecek, güç elinizden gidecek, ali ismail'in günahı gözlerinizden akacak. allah akıl fikir, yüreğinize azıcık da olsa insan sevgisi versin.
  • 32
    lugano çirkefliği ile cana sertliğini ayırt etmesi gereken yazar. kimse lugano'dan sert müdahale yapıyor diye nefret etmiyor. lugano topsuz alanda durup dururken emre aşık'a arkadan kafa atar, ümit karan'a yine topsuz oyunda arkadan tekmeler savurur, her maç hakemin üzerine yürür... lorik cana bunların hangisini yapmış? benim ali sami yen'den kombinem vardı, bütün sezon gözümün önündeydi adam. dikkatlice izledim kaç maç. bi kere topsuz oyunda rakibiyle uğraştığını görmedim. adamın gözü her an topta. artı olarak da sürekli takım arkadaşlarını yönlendirir, liderlik yapar. bu adamı sevmeyeceğiz de kimi sevicez?

    gösteriş yapıyor diyor. varsın gösteriş yapsın yahu, sanki takımda işini yapan çok adam varmış gibi, bir de bu adama gösteriş meraklısı diye mi kızacağız? etliye sütlüye karışmayan, bi kere forması kirlenmeyen mustafa sarp'ları mı tercih edeceğiz? rakibine durup dururken tekme sallayıp kırmızı kart gören ve hala bu formayı giyen barış özbek'i mi? taşıdığı kaptınlık bandının farkında olmayıp, takımının kritik maçlarında hakemle tartışmaktan oyundan atılan ayhan akman'ı mı? 3 sezonda 2 tane sarı kart gören stoper servet'i mi? geçiniz.

    kimse gösteriş meraklısı adamı marsilya tarihinin en genç kaptanı yapmaya meraklı değil. transfer olduğu yıl sunderland'in kaptanı yapmaya da.
App Store'dan indirin Google Play'den alın