2000'li yılların ortalarında "amatör branş" maçları ile başlamış ve günün sonunda en bir atasporumuz olan futbola kadar ulaşmış olan hadise. bu ülkede handikaplı insanların rehabilitasyonu için oynanan tekerlekli sandalye basketbolu maçında bile "deplasman" seyircisi organize kavga çıkartmaya gelip kavga çıkarttığını ve tekerlekli sandalyelerin falan havalarda uçuştuğunu düşününce insan çok da bir karşı argüman sunamıyor.
amatör branş maçlarında yaşanan olaylar ve salonların boşaltılması prosedürüyle maçların maçlıktan çıkmaya başlaması üzerine yasaklar gelmişti. spor sergi sarayı'nın yıkılması ve "cenk dönemi"nin bitmesi sonrası "amatör" branş maçları bir dönem kaderine terk edilmişti. yarı yarıya bile olsa 70-80 bilemedin 100 kişiye oynandı uzun dönem. 2000 sonrası bizim tarafta ultraslan'ın kurulması olarak tezahür eden yönlendirmenin 3 tribünde de karşılık bulması ve özellikle aziz yıldırım'ın yaptığı yatırımlarla yaktığı işaret fişeği sonrası bir anda bu maçlar da rağbet görür oldu.
zaten rağbet görmeye başladıktan 3-4 sene sonra da deplasman yasakları geldi. erkek basketbolda 2005'ten beri deplasman yasağı var, kadın basketbolda ise sanırım 2007 ya da 2008'den beri var. voleybol'da aradaki uçurumlardan ötürü sanırım kendiliğinden yasak gelmiş gibi bir durum oldu. tekerlekli sandalye basketbolunda ise 2012'de ahmet cömert'te milletin birbirine tekerlekli sandalye fırlattığı beşiktaş maçından beri yasak var. zaten geriye sanırım bir tek atari branşı kaldı üç takımdan en az ikisinin yer aldığı.
amatör branşların herkes için ikinci üçüncü planda olması ve salonların hakikaten çok ciddi güvenlik zaafiyetleri barındırmasından ötürü hem yasak kararı kolay alındı, hem de fazla bir karşı argümanla karşılaşmadı. futbolda ise idarenin "aradığı" bahane şike davası oldu. önce yasak kararı alındı, sonra sezonun ilk derbisi olan
27 ekim 2011 beşiktaş fenerbahçe maçında son dakikada uygulanmayacağı açıklandı. ancak artık organizasyon bozukluğu muydu yoksa kasıtlı bir hareket miydi bilinmez; deplasman tribününe giremeyen fenerbahçe taraftarı maç oynanırken stadın içine girdi. o olay da işin nişanesi oldu ve 5 sezon boyunca bu yasak inatla uygulandı. 2016-2017 sezonunda ağır aksak uygulanmaya başladıysa da 2020 pandemisi sonrası rafa kalkmış oldu yeniden...
bu milletin olanca eğitilmezliğine rağmen arada sırada kaldırılmaya çalışısa da sonu maalesef hep hüsran oluyor. son oynanan
27 kasım 2022 göztepe altay maçında izmir valisi çok güzel bir adım atmıştı "ben bu yasağı tanımıyorum" diyerek. mükafatı da ambulanstaki sağlıkçıların içeri soktuğu işaret fişeğinin 15 metre ilerde duran bir taraftarın kafasına doğru ateşlenmesi oldu ne yazık ki. muhtemelen bu olay önümüzdeki sezonun da böyle yasaklarla geçmesine vesile olacaktır.
işin trajikomik tarafı güya her koyunun kendi bacağından asılmasını sağlayacak olan, her eyleme bireysel ceza verilmesini sağlayacak olan passolig gibi bir uygulamanın varlığına rağmen bu yasakların devam ettirilmesi. bütün maç kare kare insanlar kayda alınıyor. sahaya sırtını dönüp tribünü çeken kameralı polisler var. içeri girerken zaten passolig'e verdiğin bilgiyi ülkeye girişte vermiyorsun. ancak tüm bu fişlemeye rağmen "olayları çıkartanlar"ı(!) cezalandırmak yerine "ne güzel olurdu maarif okullar olmasa" mantığıyla bu yasaklar uygulanmaya devam ediyor.