• 1
    --- alıntı ---

    kulüplerden ortak karar 17.11.2011

    beşiktaş, fenerbahçe, galatasaray ve trabzonspor kulüplerinin, 2011-2012 sezonunda birbirleriyle yapacakları tüm müsabakalarda, deplasman takım taraftarları alınmayacak.
    4 kulübün de "misafir seyirci alınmaması" kararı ile ilgili mutabakat içinde olduğu, kulüpler birliği vakfı tarafından türkiye futbol federasyonu'na iletildi.

    kulüpler tarafından alınan bu kararı kamuoyu ile paylaşırız.
    --- alıntı ---

    http://www.tff.org/...285&ftxtID=13917

    eger fener taraftari bjk fi-yapi inönü stadina, kapilari kirarak girdiyse, bizde gireriz ve bunun karsisinda kimse duramaz.
    tüm yasaklar fenerbahce icin verilip, kaldiriliyor. artik dur deme vakti!
  • 3
    yasağın saçmalığıyla ilgili birçok şey söylenmiş zaten. bilmiyorum üzerine daha ne söylenebilir. bu saçmalık yüzünden 20 kasım 2011 beşiktaş galatasaray maçı'nda takımımızın yanında yerimizi alamayacağız.

    27 ekim 2011 beşiktaş fenerbahçe maçı'ndan önce bu yasak bu sezon ilk kez gündeme geldiğinde, ve sonrasında 20 kasım 2011 beşiktaş galatasaray maçı'ndan önce bu karar alındığında sosyal medyada ve birçok taraftar forumlarında bu yasağa karşı büyük takım taraftarlarının hep bareber hareket etmesi gerektiği söyleniyordu. ki zaten olması gereken de buydu. yeterli mi? tartışılır. örneğin; 17 kasım 2011 galatasaray fc barcelona regal basketbol maçı'nda, maçtan önce ve maçtan sonra galatasaray taraftarı bu yasağa karşı tepkisini gösterdi. daha sonra da zaten ua da sitesinde yasakla ilgili kınama yazısı yayınlandı. aynı şekilde gfb de sitesinde tepkisini koymuş ve bu yasağı 19 kasım 2011 fenerbahçe eskişehirspor maçı'nda protesto etmiş. çarşı'nın sitesinde* yasakla ilgili bir şey göremedim ama muhtemelen onlar da tepkisini koyacaktır. zaten onlar genelde kendi reklamlarını yapamadıkları olayları pek ön plana çıkarmazlar. forumlarında mutlaka vardır bir tepki ama en azından site girişlerinden ve ana sayfalarında göremedim. forumlarına girmediğim için tepkilerinin boyutları ne derece onu bilmiyorum. en son bizim eski açığın üstü kapatılıp, deplasman tribünün kapama işlemi yetişmediği bir galatasaray beşiktaş maçı öncesinde girmiştim forumlarına, o zaman da bu olayın kasıtlı yapıldığını söyleyerek "şerefsizsin galatasaray" başlığını sabitlemişlerdi. oysa o şerefsiz galatasaray onlara o gün yağmurluk dağıtmıştı. o günden sonra da zaten ciddiye alacağım bir forum değil orası. bir de tuzu kuruluk olayı var tabi. fenerbahçe inönü deplasmanı yaptığı için haliyle onlar da kadıköy deplasmanı yapacaklar.

    neyse benim değinmek istediğim konu çok farklı. şimdi bu yasak konuşulduğunda ve karar alındıktan sonra sosyal medyada ve taraftar forumlarında maçları beraber izleyelim gibi bir görüş ortaya atıldı. hala da konuşuluyor bu. yani madem kulüpler birlik olup deplasman yasağı kararı aldılar, (ona da inanmıyorum ya, bence dayatma sonucu alınmış bir karar) akılları sıra rakip taraftarlar da maçları beraber izleyerek bu yasağı protesto edecekler ve delecekler... az biraz tribün kültürünü bilen onu geçtim az biraz kafası çalışan adam şu cümleyi kurmaya utanır. ulan zaten o yasak siz maçları beraber rahat rahat izleyemiyorsunuz, gidiş gelişlerde bir ton olay yaratıyorsunuz diye alınıyor, sen de bunu, rakibinin seni davet ettiği bir maça, usulüne uygun olarak icabet ederek ve maçı kardeş kardeş beraber izleyerek* protesto edeceksin öyle mi? yani bu hareket direk yasağın alınış sebebini onaylamak demek olmuyor mu? ulan o zaman bu yasak kararını alan adamlar çıkıp demez mi, "bak ne güzel isteyince olay çıkartmadan beraber maçları izleyebiliyorsunuz" diye. bir de sonuna eklerler, "madem öyle yasak hep devam etsin, siz de kuzu kuzu maçlarınızı izleyin". senin elinden en doğal hakkın alınacak ve sen resmen bu kararı alanları onaylarcasına hareket edeceksin öyle mi?

    ulan bir kere tribünün kültürünün kuralıdır bu; "çivi çiviyi söker". madem böyle bir yasak alınıyor bu yasağa daha sert çıkacaksın. bu ismini saydığımız ve tribünlere koşulsuz hakim olan gruplardan hangisi spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair yeni yasa tasarısı hakkında bir görüş bildirebildiler? taraftarı resmen kuzu yapmak üzerine kurulu, meşale yakmanın vb. birçok tribün hareketinin para ve hapis cezasına çarptırılacağı bu yeni yasa geldikten sonra kimse kimseye ne bok olacağı hakkında bir fikir sahibi bile değil. ben biraz ifade etmeye çalışayım; sadece meşale yaktın diye kombinen iptal edilecek, para cezası alacaksın ve ciddi bir süre maçlara giremeyeceksin. stat ve polis kameralarından küfür ettiğin tespit edilirse aynı şekilde muamele göreceksin. pankart sokmak büyük mesele olacak hele sopalı pankartlara yer olmayacak. girişte daha okuduğu pankartta bile ne yazdığını anlayamayan polisler pankartını içeri almayacak, belki sakıncalıdır diye. stata bir devlet adamı geldi ve sen onu ıslıkladın mı? tamamdır artık işin bitti. ve bunla beraber birçok şey. artık işler eskisi gibi de değil, bir kamera görüntüsünden bile anında kimlik bilgilerine ulaşılıp sen daha stattan çıkmadan cezan kesiliyor. arada gümbürtüye giden bir ton insan olacak ama kimse kimseye derdini anlatamayacak. zira tribün insanı zaten doğuştan sabıkalı. al sana yakın zamandan ufacık bir örnek: http://gss.gs/L7

    iş rantlarına dokunmaya gelince aslan kesilen bu tribün grupları, resmen birçok haklarını ellerinden alan ve tribün kültürünü bitirmeye yönelik yapılan yaptırımlarda nedense suskun kalıyorlar. olan gerçekten takımının sevdalısı ve tribün külütürünü yaşatmaya çalışan insanlara oluyor.

    evet tribünlere hakimsiniz, bu kadar da güçlüsünüz de, spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair yeni yasa tasarısı hakkında taraftarların hakkını koruyacak en ufak bir girişimde bulunabildiniz mi? oysa tamamen sizinle ilgili düzenlemeler içeren bu yasa tasarısında aktif olarak rol almanız gerekmiyor muydu? siz sürekli desteklediğiniz takımın taraftarlarının hepsini temsil ettiğinizi söylemiyor musunuz?

    ulan bugün gelinen noktada tribüne büyük renk katan sopalı pankartları bile içeri sokmak için götünden ter akmıyor mu insanların? oysa o pankartlar içeri girdiği zaman nasıl bir ambiyans yaratılabiliyor herkes görüyor. ama senin bu hakkın bile elinden alınmış ve bu artık yasayla korunacak ve sen bu konuda bir bok yapamıyorsun.

    tribün grupları ve tribün kültürü öyle mi? içine rant girmiş hiçbir tribün grubunun bir tribün kültürü olmaz, olmayacak da.

    derbilerde deplasman yasağı herkese hayırlı olsun. bu daha bir şey değil, yeni başlıyoruz. sen sabaha kadar kına bunu, kimin umurunda? şiddet ve korkuyla kurduğunuz imparatorluğunuzda sizi sizden başka kim ciddiye alıyor ki?

    sonuç olarak 20 kasım 2011 beşiktaş galatasaray maçı'na gelirsek; sağlam bir tribün kültürü olan bir taraftar grubu bu maçla ilgili yasak karşısında ne yapardı ben söyleyeyim mi? bunu da yarın maçtan sonra söylerim. milyon tane kınama yazısına bedel. ben yine de şimdilik sebebiyet vermemek için susayım.
  • 5
    beşiktaş derbisine sadece ve sadece 6 gün kalmasına rağmen konu hakkında hala net bir bilgi yoktur. en son 16 temmuz'da http://www.aksam.com.tr/...alksin--127585h.html suat kılıç'ın tabir-i caizse ''ihale bize kalmasın da naparsanız yapın amk'' tarzı söyleminden başka herhangi bir haber çıkmadı. güzide basının da bu konu üzerinde hiç durmaması hatta ufak tefek haber bile yapmaması kıllandıran diğer bir mevzu.

    neyse ben olayı biraz kişiselleştireyim;

    amına koyim seviyoruz lan o adrenalini. ne diye alıyosunuz elimizden? geçen seneden önceki son 5 sezondur kadıköy'de ve inönü'de hiçbir deplasman kaçırmamış biri olarak geçen seneki efsanevi şampiyonluk bile biraz buruk oldu benim için. kadıköy'de 12 mayıs'ta 55.000 ibnenin yanında şampiyonluk kutlamanın hazzını bir düşünsenize? yada 17 mart'ta hakan balta'nın skoru 2-2'ye getiren golü attığında tribündeki sevinci? gol sonrası heyecandan boğazı kurumuş 2.500 cengaverin üçlüsünü? harbiden tarifi olmayan büyük mutluluk bunlar be.

    geçen sene normal sezonda oynanan derbilere malumunuz gidemeyince en sonunda heyecanıma dayanamayarak süper final'deki beşiktaş maçına münferit gittim. seneler sonra inönü'de bir galatasaray galibiyeti gördüm. tek başıma. gollerde 3-4 sıra birden aşşağı uçmadan, hayatımda ilk kez gördüğüm bir adama 20 yıldır görmediğim kardeşimmiş gibi sarılmadan, gol sonrası çekilen pınarbaşında inönü'yü inletemeden ve en kötüsü de son 5 dakika galibiyet kesinleştikten sonra beşiktaşlılar stadı terketmeye başlarken ''nolur gitmeyin biraz taşşak geçelim'' diye bağıramadan... en iyisi daha fazla uzatmadan sadede geleyim;

    olm bırakın gidelim lan işte!
  • 6
    her türlü abukluğun yaşandığı futbolumuzda, bazı temel çarpıklıklar giderilmeden bu şekilde kalması en hayırlısıdır. herkes her yerde maç izlesin, takımını desteklesin vs romantizmi çok güzel de işin iç yüzü ve gerçekler öyle değil ne yazık ki.

    birincisi, her kulübün içerisinde, taraftar grubu adı altında, ekonomik çıkar amaçlı oluşturulmuş suç örgütleri var. taraftar grubu falan değil bu adamlar futbol teröristi. ve malesef ki, yönetimlerin içerisinde bunların ağaları, babaları var ki, onlar da terörist başı rollerini hakkıyla oynuyorlar. derbilerde deplasmanlara giden taraftarın da önemli bir yüzdesini bu acayip yapının tayfası oluşturuyor. kurunun yanında yaş da yanıyor elbet, herkesi aynı kalıbın içerisine sokmanın manası yok tabi, ancak deplasman tayfasının yarıdan fazlasını it kopuk, serseri, keş vs ne idüğü belirsiz abuk tipler oluşturuyor. toplumdan bile izole edilmesi gereken çoğunluğunun ıslahı bile mümkün olmayan bu tiplerin stadyumlara girmemesi için getirilecek her uygulama yanlış ya da eksik de olsa hayırlıdır. bahsedilen türün örneği için http://www.youtube.com/watch?v=9LcSw74RHEA

    ikincisi, derbi maçlardaki saha olaylarının gayet pratik bir çözümü var, ancak mesele şurada ki, bu sorun zaten çözülmek istenmiyor. futbolumuz bir çok açıdan bu kaostan ve bir takım çarpık ilişkilerden basleniyor çünkü. hangi maçta kimin taraftarı bir olaya karışırsa, cezasını yine söz konusu maçın tekrar(lar)ında çekerse, o tribünler gayet de muma döner. mesela inönü'deki beşiktaş-galatasaray maçına deplasman seyircisini de alırsın. eğer gelişi, gidişi ve maç sırasında bir vukuatı olursa galatasaray seyircisinin, eylemin şiddetine göre, hem inönü'ye deplasmana gitmeyi belirli bir süre yasaklarsın, hem de arena'daki ilk beşiktaş maçını seyircisiz oynatırsın, bu kadar basit. tam tersi beşiktaş için de geçerli tabi. ama ne var ki, o basiretli ve adaletli yönetim henüz ülkenin topraklarında mevcut olmadığından bunları konuşmanın da pek fazla bir anlamı yok aslında. şikeyi örtbas eden, ırkçılığa iki maç ceza veren bir yapı, stadyum terörünü zaten çözemez.

    deplasman maçlarına rakip takım taraftarının gidememesi aslında acizliğin ispatı da olsa, çok büyük bir felaketin önlenmesi anlamında şimdilik tek çözümdür. daha doğrusu çözüm değildir, günü kurtaracak tek uygulamadır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın