• 1052
    2021 yılında, aşısı olan bir hastalığın hala bize sorun çıkarmasına inanamıyorum. iyi ki bu büyük resim kursları menenjit, çiçek hastalığı, çocuk felci, kkk* vs aşıları çıktığında yokmuş ne diyim. memleketteki dahili ve harici belalar yetmiyormuş gibi bir de bu illetle uğraşıyoruz; üstüne de kapanma ayağına bütün özgürlüklerimiz elimizden alınıyor.

    maalesef bu ülke, çoğu insan için taşıması çok ağır bir yük haline geldi. sonumuz hayrolsun.
  • 1053
    https://twitter.com/...798090462867460?s=21

    günlük vaka sağlık bakanı tarafından açıklanmış.

    aşılıların covid olma oranını çok merak ediyorum. acaba bu konuda bilgi alabileceğimiz resmi bir kaynak var mı?

    kesinlikle verilere güvenmediğimide belirteyim. malum geçmişte vaka oranlarını sakladıkları meydana çıkmıştı. aşı olmadım. bir süre olmayacağımda. covid geçirmiştim.
  • 1054
    delta varyantı ve aşı ile ilgili veri olması açısından bir kaç bir şey karalamak istiyorum;

    şantiyemizde pandemi başından beri 10 vaka olmuştu. bunların bir çoğu da idareciydi. şantiyedeki vaka ile temaslı olup da testi pozitif çıkan da 1 kişi olmuştu. yani covid şantiyemize 9 kere dışarıdan gelmişti ve sadece 1 kere içeride başka birine bulaşmıştı.

    kurban bayramı dönüşü delta varyantı diye bir bela çıktı. 4 gün önce 1 vakamız vardı şuan ise 14 vakamız var. bu 14 vakadan 11 tanesi aşısız. 3 tanesi ise tek doz aşılı. tek dozlarını da yeni olmuşlar biri hatta testi verdi gitti aşı oldu sonra pozitif diye sonucu geldi. buradan size bir kaç tespitimi yazmak istiyorum; öncelikle delta varyantı kesinlikle önceki türlerden kat kat daha bulaşıcı. zaten 2 senede 10 vaka gelen şantiyede 4 günde 14 vakanın gelmesi de bunu doğrular nitelikte. aynı kapalı ortama girip belli bir süre bulunmuş aşısız çalışanları hiç bir şekilde sektirmedi bu varyant hepsine bulaştı. bununla birlikte 50'li yaşlarda çift doz biontech olmuş diğerlerine göre çok ağır temaslı bir çalışanımızın 4-5 günlük karantianın ardından testi negatif çıktı. aşısızlara kaşla göz arasında bulaşan virüs 3-4 gün boyunca ağzı burnu akan vaka ile aynı odada yattığı halde bu adama bulaşmadı. buradan aşının ne kadar koruyucu olduğunu anlayabilirsiniz.

    yani kısaca aşı olun. bu virüsü başka türlü bitirebilmemiz mümkün değil. birilerine bulaşabildiği sürece yeni yeni varyantları ortaya çıkacak. herkesi aşılayamadıktan sonra aşı da çözüm olmayacak...
  • 1057
    bugün çalıştığım yerde hes kontrolü yaparken bir müşterinin risk durumu riskli görünmesine rağmen ısrarla yeni test olduğunu ve henüz sonucu çıkmadığı için riskli göründüğünü söyledi, yanındaki “risksiz” arkadaşı da doğru söylediğini, testten beraber geldiklerini söyledi. hatta yarın sabahtan geliriz o zaman diye konuştular. hayat eve sığar uygulamasında gerçekten böyle bir şey var mı?
  • 1060
    vaka sayısı kadar aşı karşıtlığı yapanların sayısının da
    oldukça fazla olduğu hastalık.

    11 mart 2020'de ülkede covid-19 başlamadan önce ekşi sözlükte bir başlıkta insanlar bebeklerine aşı yaptırıp yaptırmamayı tartışıyordu. baya atışmalı şekilde.

    hatta aşı karşıtı olan ebeveynler yüzünden çocuk felci gibi hastalıkların tekrar hortladığı konuşuluyordu. tam onun üzerine ülkede covid çıktı ve dsö dünya genelinde pandemi ilan etti. tüm bu evde kal sürecinde yaşananlar sonrası aslında aşı karşıtlığı bahsinin bir daha açılmamak üzere kapanması gerekiyordu ama komplo teorileri üretmekten başka bir meziyeti olmayan yurdum insanı çip takacaklar bize ya diyerek büyük resim görme yeteneğini orada gösterdi. kendi kafalarında hala 16. yüzyıldaymışız sanan insanlar bunlar.

    geçen gün televizyonda izliyorum, sıcaktan bunalanlar bebek sahilinde mi ne denize giriyorlardı, muhabir de etraftakilere soruyordu işte sıcaklar şöyle böyle nasıl etkiliyor sizi diye, sonra iki tane böyle gence aşı oldunuz mu diye sordu. gençlerden biri olmadım dedi. neden deyince muhabir işte ne bileyim olmadım da zorunlu yaparlarsa olurum artık dedi. kafa yapısı bu. ciddiyet bu. varın gerisini siz düşünün. gerçi gerek yok hepinizin bildiği şey bu da aslında.

    şimdi burada siz aşı olmadığınız her saniye delta varyantının değirmenine su taşıyorsunuz.

    onu geçtim çocuklara aşı yaptırmamak nasıl bir cahiliye özentiliğidir? çocuk felci zaten hortlamış, yakında verem, su çiçeği, kızamık da alır başını gider bu sözde her şeyi çok iyi bilen pelinsu ve berkecan ebeveynlerden dolayı. isim kalıplarını özellikle betimledim çünkü aşı karşıtlığı sadece makarnayla beslenen, kömürle ısınanlardan çıkmıyor. kimseyi ötekileştirmemek lazım. genele yayılmış bir sorun bu.

    özetle bilime güvenin, aşınızı olun.
  • 1061
    insanlar asi olup olmamakta ozgurdur. ama baskalarini hasta etme konusunda degildir.

    toplu yasam alanlarinda calisan, musteri/misafir olarak bulunan, avm/okul/hastane/stadyum/adliye/belediye vs gibi toplumun surekli girip ciktigi alanlara girecek kisilerin asi yaptirmasi zorunlu olmalidir. asisini yaptirmayip gelip bir de asi olsa dahi hasta olma ihtimali olan %5lik kesimin yasamini tehdit etmeye kimsenin hakki yok.

    asinizi olmayabilirsiniz, o halde kendi basiniza yasamayi kabullenmelisiniz. bu buyuk toplum sorunu toplumun icinde yasayan herkesin asi olmasini zorunlu kiliyor. ya asini ol yada toplumun icine girme. hergun evlere atesler duserken, insanlar cocuklarini eslerini ana babalarini kardeslerini topraga gomerken bu konuda hic bir bilimsel verisi olmadan "asi olmak aslinda cok reroro" diye konusmak cahillikten baska birsey degildir. hayatinda pubmede bir kez girmemis tipler bilim adami gibi poz kesiyor, cildirmamak elde degil.
  • 1062
    iki yılımızı çalan, 2021 yılında geçen sene kalıbını kullandigimizda 2019 yılından örnekler vermemize sebep olan lanet hastalık. riskli gruptaydim, covid geçirdim, asi sırası gelince iki doz aşımı tamamladım. covid aşısına karşı, yıllar sonra ne olacağı belli değil diyerek karşı çıkanları bir nebze anlıyorum ama çip takacaklar, şunu bunu yapacaklar diyeni anlamıyorum. kendini bu kadar önemli sanmani ne sağlıyor acaba, dünyada ki 7 milyar insandan birisin ve zaten 100 yıl sonra bu 7 milyar insan olmayacak. seni napsinlar. türkiye'de masa başı çalışan bir memura çip takip napacaklar, üç kuruşluk maasimimi calacaklar, durduk yerde dur şu jesuscrazy'nin cipini bozalimda ağzı g.tu yer mi değiştirsin diyecekler. yalnız, bebek ve çocuklarına olması gereken diğer aşıları yaptırmayanlara ciddi cezalar verilmesi gerekiyor ama o başka bir konu.
  • 1064
    aşı karşıtlığı, komplo teorileri, büyük resimciler... her yerdeler profilleri üç aşağı beş yukarı aynı aşı olanlara "kobay" diyorlar, "aptal" diyorlar, "görmüyorsunuz" "anlamıyorsunuz" diyorlar ardına "aşı olmama hakkımız var saygı duyun" "bize baskı yapıyorsunuz" hikayeleri başlıyor.

    asıl konuya gelecek olursak. insanlar ölüyor öyle gizli gizli de değil her gün binlerce insan ölüyor ama whatsapp gruplarında sabah surviver yorumu yapanlar akşam mrna aşı uzmanı oluyor.

    bilim insanı değilim aşı konusunda uzmanlığım yok aşı olma kararımı vermeme neden olan sebeblerimi sıralayayayım. (iki doz biontech oldum kol ağrısı dışında yan etki olmadı.)

    aşı karşıtlarının dediği gibi "bu aşının 10 yıl sonra yan etkisinin çıkıp çıkmayacağını" bilmiyorum ama bu hastalığı geçirirsem 10 gün sonrasını görüp görmeyeceğim garanti olmadığı gibi kurtulsa bile hastalığın etkilerini 2 yıldır çeken insanlar tanıyorum. ve 10 yıl boyunca çekmeyeceklerinin garantisi yok. en basitinden ortağım ayakta geçirdi ama üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen en ufak fiziksel aktivitede soluk soluğa kalıyor, ciğerleri bir türlü eski haline gelemedi.

    sonra bu tıp camiası bu aşı karşıtlarının gördüğü neyi görmüyor acaba diye düşündüm. aşı kıtlığı varken covid19 savaşında en önde oldukları için doğal olarak önce kendileri aşı oldu sonra en yakınlarına aşı oldurdular sonra aşı gelince bizlere olun dediler...

    ayrıca şu yan etki işine ve aşı olurken imzalatılan belgeyi kafayı takan insanlar günlük löpür löpür yuttukları en basit ağrı kesicilerin yan etkilerini bir okusunlar bakalım neler yazıyor, ya da burun estetiği ameliyatı bile olsa narkoz aldıkları bir operasyon öncesi imzaladıkları şeyleri irdelemişler mi? en basiti bir tanıdığım var günde 3 kere reflü ilacı yutan adam aşının yan etkisi bilinmiyor diye millete aşı olmayın diyor ama şeker gibi yuttuğu o ilacın yan etkilerinde de "saldırganlık, olmayan şeyleri görme, hissetme ve işitme kaybı" falan yazıyor.

    sonrasında
    ulan sizin o illumunatiniz, şu aşının bir yan etkisi olsa önce avrupa, amerika ya da israil'den mi başlardı aşılamaya? gider afrika ülkelerinde test ederler ölmezlerse kendi vatandaşlarına yapardı ya da bir aşı ile insanlar kısır yapabılabilse hindistan o aşıyı üreten firmanın kapısında yatardı ya da bizi öldürmek isteyen o lanet olası güçler bu kadar güçlüyse niye virüsle ya da aşıyla uğraşıyor bu aşının içine koydukları şeyi cola'nın, hamburgerin ya da musluk suyunun içine koyamaz mı...

    bunlara ek herşey doğal olsun tayfası var bir de... yahu arkadaş bundan 1000 sene önce yaşayan insanlardan daha doğal yaşama ihtimaliniz var mı? adamlar en temiz havayı soludu, en temiz suları içti, en katkısız etleri ve gübresiz bitkiler yedi... buna rağmen yaşam ortalamaları 30 bile değil. onları da mı bu lanet olası ilaç kartelleri öldürüyordu...insan ömrü 1800lerin sonu sanayi devrimi ile artmaya 1950lerden sonra ise katlayarak artmaya başladı. bir tansiyon ilacı bile insan ömrünü 10 yıl artırdı.

    ayrıca aşı karşıtı olan insanların profiline, eğitim seviyesine , hayata bakışlarına bakıyorum... çok büyük çoğunluğu komplo teorileri ile yaşayan "başkalarının bilmediği şeyleri bildiğini iddia ederek bir üstünlük arayışında" olan insanlar bunlar her toplumda var ve sayıları %5 bunları ikna etmek imkansız önemli olan bunların etki ettiği tereddüt duyan insanlara ulaşmak. o nedenle aşı olan insanların bu tercihlerini en az aşı karşıtları kadar görünür kılması gerek.
  • 1065
    herkes aşı olmazsak bitmez hayalleriyle yaşarken, hiçbir pandeminin aşı ile bitmediği unutuluyor. aşı oldum artık bulaşmaz diye önlemsiz gezenler, zaten bu hastalığı bulaştırmaya devam ediyor. aşısız olan en azından aşım yok diye biraz kendini kolluyor. israil neredeyse nüfusunun %90’ını aşıladı. e ne oldu? hastalık yine devam.

    aşı gönüllülük esasıyla yaptırılıp, yaptırılmamalı insanın kendi iradesine bırakılmalı. içinde çip var masallarını da bir kenara bırakmak gerekir. çünkü, çipi isteseler size göstere göstere takarlar. ama aşının yan etki riski de mutlaka var. onu da görmemezlikten gelemeyiz.

    hastalığı basit grip şeklinde geçiren biriyim ve hayatımda hiç grip aşısı olmadım. tabi bu herkes böyle olacak anlamında değil. bağışıklığımı hep güçlü tutmaya çalışan biriyimdir.

    bu aşılar henüz aşı adayı sınıfında. insanları aşı olayında bile ikiye bölmeyi başardılar. olmayana vatan haini diye diyecekler neredeyse.
  • 1066
    geçen hafta evimizde misafir ettiğimizi düşündüğüm hastalık.

    önce yeğenim ateşlendi, ertesi gün onun kardeşi, bir sonraki gün ise onlarla uzun süre aynı ortamda bulunan kızım. kızımın ateşi 2. gün geçti ardından bir iki gün hapşırık devam etti sonrasında ise belirti kalmadı. tam o iyileşti derken bu sefer eşim önce hafif bir boğaz ağrısı ardından iki gün süren halsizlik, burun tıkanıklığı ve sürekli hapşırma belirtilerini gösterdi. ben de bir iki gün hapşırdım ve bitti.

    ben de eşim de bir ay önce 2. doz biontech aşımızı olmuştuk. test yapmadık, covid olduğunu %100 söyleyemem belki ama eldeki veriler olduğuna işaret ediyor. ama sanıyorum aşı sayesinde ciddi belirti göstermekten kurtulduk. şu an hepimiz gayet iyiyiz.

    ben aşının tarafında yer alan birisiyim. evet aşı virüsü kapmayı engellemiyor belki ama eğer bağışıklık aşı ile değil de doğal bağışıklık ile kazanılacaksa da bu şekilde, aşı sayesinde daha az etki yaşayarak, insanları öldürmeden sağlanması tarafını seçmemiz gerektiğini düşünüyorum.

    aşı ile ilgili gelişmeleri sürekli takip ediyorum. en çok ifade edilen şeylerden birisi israil’in neredeyse herkese aşı yaptığı. öyle bir şey yok arkadaşlar. bu oran ne %90 ne 80. israil’de aşılama oranı şu an %62.

    israil aşılamada öncü bir ülke olduğu için tabi ki iyi bir örnek ama sanki toplumun en az %90’ı aşı olmuş gibi ülkeyi örnek olarak vermeyi bırakmak lazım. örnek verilecekse en iyi örnekler ingilitere’deki aşılamanın yüksek olduğu bölgeler ile az olan bölgeler arasında, yine aynı şekilde abd’de yüksek oran olan eyaletlerle düşük olanlar arasında karşılaştırma yaparak duruma bakmak lazım. buradaki durumlar da net olarak aşının etkili olduğunu gösteriyor.

    aşı karşıtlarının en çok üzerinde durdukları savunma aşılıların virüsü kapması (breakthrough) durumu. aşıların koruması anlatılırken semptom gösterme, yoğun bakıma yatma ve ölümle sonuçlanma yüzdeleri veriliyor. hangi aşı için virüsü bir daha kapmayacaksınız denildi bilmiyorum ama ben öyle bir şey duymadım. aşılama oranı arttıkça doğal olarak virüsü kapanlar arasında aşılıların sayısı daha fazla olacak. burada bence tek önemli kıstas ne kadar ağır geçirildiği, yoğun bakım alacak hale getirdi mi ya da öldürdü mü olmalı. bu konuda da aşılar gayet iyi işe yarıyor gibi görünüyor.
  • 1067
    çok şükür hiçbir kronik hastalığım yok. kendime de iyi bakarım. baya da güçlü bir bünyeye sahip olduğumu düşünüyorum. ta ki bu hastalığı nisan ayında geçirene kadar.

    ne çektiğimi, hastalığı atlattıktan 10 gün sonra bile nasıl çok yoğun bir depresyon yaşadığımı bir ben bir allah biliyor. 10 günde 6-7 kilo verdim. hayatımın gerçekten en kötü günleriydi.

    üniversiteden ev arkadaşım ise tanıdığım en zayıf insanlardan biri. yarım saat aç kalsa beyni döner çocuğun. 3 hafta önce yakalanmış. daha önce aşı olmuş. onu tanıyan herkes hastanede yatar diye düşünürdü hastalığı kaparsa. o ise nezle gibi geçirdi. aşının faydası böyle işte.

    kim kızarsa kızsın. yaşamadan, bilmeden saçma sapan cahilce fikirlerle insanları yanıltmayın ya da yanlış yönlendirmeyin.

    ben hastalığı ağır atlatmış biri olarak, benim yaşadığım şeyleri kimsenin yaşamaması için herkesin aşı olmasını tavsiye ediyorum.
  • 1068
    aramızda ne kadar sorumsuz ve bencil insanların olduğunu göstermiş hastalık. bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın!!
    hem de bu bencilliklerini duyarsızlıklarını cehalet kokan ifadelerle belirtmeleri de dayanılmaz halde.

    anlaşılmayan durum şu!! ben seni kurtarmaya falan çalışmıyorum güzel cahil kardeşim yaşamak istemiyorsan da git tedavi ol bu patolojik bir mental yapı. sen yaşamak istemiyorsun diye ekonomi kan ağlıyor, dükkan kapatan esnaf kan ağlıyor, her gün ölen yüzlerce insanın yakınları kan ağlıyor, intihar eden, batan yüzlerce belki binlerce esnaf, işsiz kalan müzisyen sanatçı, eğitimsiz kalan çocuklar gençler, toplum psikolojisi yerle bir olmuş, saymakla bitmeyen dert açılmış ama seni hayata bağlayan bir şey yok ölmek istiyorsun diye başkaları da ölsün, batsın umurunda değil nasıl olsa. kocaman bir bravo!!

    olmak istememekle ilgili de bilimsel bir neden yok. olmak istemiyorum peki neden e işte şunu yapıyormuş bunu yapıyormuş. bilimsel kanıt var mı? yokkk!!! olsa nolacak kar zarar hesabı yapacaksın. bu illetin bitmesi için elimizdeki tek silah aşı!! herşeyi en iyi sen biliyorsun zaten ya o yüzden bunca sağlıkçı en başta oldu aşılarını.

    bir hekim olarak söylüyorum ki atlanılan ya da bilinmeyen konu şu ki en basit kelimelerle anlatayım sen aşını olmadıkça virüse daha güçlenmesi için fırsat tanıyorsun, antrenman sahası veriyor ve güçlenmesi yenilenmesi için antrenman yaptırıyorsun. belki sana bişey olmuyor da virüs bambaşka hale geliyor güçleniyor. gelinen noktada bu bir virüs-aşılama yarışıdır.

    insan hakları diye diye, böyle şuursuz patolojik zihniyetlerin tüm topluma zarar vermesine sebep olunuyor. aşı olmuyorsan evden çıkma da topluma bari zararın olmasın ama yok her ortamda da var bunlardan. ben senınle aynı yerde çay kahve içmek istemiyorum, ben seninle aynı yerde tatil yapmak istemiyorum, ben seninle aynı yerde eğitim almak istemiyorum, ben seninle aynı yerde alışveriş yapmak ya da tedavi görmek ya da vs vs vs istemiyorum cahil kardeşim. seninki özgürlükse benimki de özgürlük o zaman! devlet bana da bu imkanı sağlasın aşısız olanları hiç bir yere almasın ya da alıyorsa da sigara içenlerde olduğu gibi izole etsin ya da ayırsın. sonuçta bu da bir tercih. aşıya zorlama yapılmayacaksa genel toplum sağlığı riske edilmeyerek bu arkadaşları hiç bir yere alma da bakalım fikirleri değişecek mi?

    abd de 100000 e dayandı vaka 2-3 haftaya kadar da aynı etki bizde bekleniyor. hadi turizm var diye biraz manipüle etsek eylül ekim gibi yine kara günler bizi bekliyor. tüm insanların hakkında hayırlısı. sağlıklı günlere !
  • 1069
    türkiyede sağlık okuryazarliginin ne seviyede olduğunu iyiden iyiye açığa çıkaran virüs. mevcut durumun bir toplum sağlığı sorunu olduğundan habersiz olup, bunun kişisel özgürlüklere indirgenebilecegini sanmak kadar saçma bir fikir görmedim ben açıkçası. dünyanın her ülkesinde pandemiyle ilgili yetkin kişilerin defalarca anlattığı şeyleri tekrar tekrar anlatmaya gerek yok ama bu sjw'lerden de alakalı alakasız her konuda yarattığı kisisel özgürlük ütopyasindan da gına geldi artık.
  • 1070
    şu ana dek yalnızca 3 günlük koku kaybı ile bir defa farketmeden geçirdiğim bugün itibariyle ilk doz pfizer(biontech) aşımı olarak yayılmasının önüne geçilmesine katkıda bulunarak önlem aldığım hastalık.

    çok hafif bir kol ağrısı dışında bir etki an itibariyle yok.

    edit: kosova'da aşı hizmeti tamamen ücretsizdir, ısrarla türkiye dışında ücretli olduğunu iddia eden ruh hastalarına duyurulur.
  • 1072
    muhtemelen 3 hafta önce türkiye'de yakalandigim hastalik. bir cuma günü bütün gün denizde kavrulduktan sonra ak$am harareti bastirmak adina buzluktan 1 litre soguk su içme sureti ile ba$layan hastalik a$agi yukari 1 hafta sürdü. cumartesi pazar eklem agrilari $eklinde geçti. pazartesi daha iyiydim. fakat yeterince dinlemedigim için a$iri yorgunluk hissetmeye ba$ladim. karde$im de yorgunluktan $ikayet edince hastaneye gidip serum yedi ve aninda ayaklandi. ben ise cuma'ya kadar bekledim ve sürekli ara ara hafif ate$lendigim (37.9-38.3) için sonunda serum'a hayir diyemedim ve bir güzel serum'u yedikten sonra ayaklandim. ardindan 1-2 gün parol kullandim sabah ak$am ate$ nüksetmesin diye ve bir $ekile toparlandim. pazartesi-persembe tat ve koku kaybi yasadim ayriyeten. koku %90 yoktu, tat ise %20-30 civarlarindaydi. çikolata ve karpuz'un tadini nerede ise %100 aldigimi da söyleyebilirim. ate$'e bagli i$tahsizlik oldugu için bedavadan 2.5 kilo da vermi$im. $u an kendimi filinta gibi hissediyorum. *

    $imdi 1-2 hafta daha bekleyip antikor testi yaptirip covid sertifikasi almak istiyorum. malum, bir nevi a$ili sayiliriz artik, kimse bizden korkmasin.

    agir mi atlattim, hafif mi atlattim bilemiyorum. 1-2 gün kafam kalkmadi. sonra biraz da mecburiyetten toparlandik. bence dinlenmek en etkili ilaç. ben dinlemedigim için (malum 3 küçük çocuk) biraz uzadi.

    covid-19 tecrübelerimi sizinle payla$mak istedim.
  • 1073
    son 1 yıl içinde yakalanıp semptomsuz atlattığım, son 6 ayda ise 3 doz aşı olup totalde 11 aydır antikorlu olarak yola devam ettiğim hastalık. uzaklardan ilk haberler geldiği zaman en kötü ihtimalle deli dana ya da kuş gribi tarzında bir olaylar zinciri bekliyordum. ancak o ilk haberlerden yaklaşık 2-3 ay sonra biri anlatsa abartıyor diyeceğimiz bir durumun ortasında bulduk kendimizi.

    çok değil 2 sene önce bugün insanların haftalarca eve kapanacağını, işyerlerinin kapanacağını, tarifeli uçuşların bir ara komple duracağını, spor müsabakalarının komple askıya alınacağını falan anlatsaydı birileri; herhalde dalga konusu olurdu. oysa bunların hepsi yaşandı. hayatlarımız değişti, alışkanlıklarımız değişti. en basiti en yakınımızdakilerle bile sarılamaz olduk. en sağlam gördüğümüz tanıdıklardan bu hastalığa kurbanlar verdik, "zaten topun ağzında" dediğimiz niceleri de bir şekilde atlatmayı başardı.

    şaka maka bir buçuk yılı devirdik artık. kurallara mütemadiyen dikkat eden çok küçük bir azınlık kalmış olsa da en ufak bir temas ya da pozitif haberi herkesi alarma geçirmeye yetiyor hala. aşı büyük bir umuttu, zaten hastalığın hafif atlatılmasında faydalı olduğunu kanıtlayan onlarca yüzlerce örnek ve çalışma var. ancak görünen o ki aşı da kesin kurtuluş ya da tamamen eskiye dönüş için yeterli olmayacak. ağır bir hastayı 2-3 günde ayağa kaldırıp negatifleştirecek bir ilacı milacı çıkmadan ama az ama çok hayatlarımızı, alışkanlıklarımızı ve yaşamımızı etkilemeye devam edecek bu virüs.

    aşı için neredeyse bir yıl beklenmesi gerekti. bu tarz bir etkiye sahip bir ilaç için daha ne kadar beklememiz gerektiğini artık kestiremiyorum. ağır aksak ve kısıtlı da olsa normale dönüş var elbette ama çoktandır giyilmemiş bir elbisenin cebinde tesadüfen bir maske bulup gülümseyeceğimiz günlere daha ne kadar kaldığını aradan geçen bir buçuk yılda kestiremiyor olmak hakikaten can sıkıcı...
App Store'dan indirin Google Play'den alın