son 1 yıl içinde yakalanıp semptomsuz atlattığım, son 6 ayda ise 3 doz aşı olup totalde 11 aydır antikorlu olarak yola devam ettiğim hastalık. uzaklardan ilk haberler geldiği zaman en kötü ihtimalle
deli dana ya da
kuş gribi tarzında bir olaylar zinciri bekliyordum. ancak o ilk haberlerden yaklaşık 2-3 ay sonra biri anlatsa abartıyor diyeceğimiz bir durumun ortasında bulduk kendimizi.
çok değil 2 sene önce bugün insanların haftalarca eve kapanacağını, işyerlerinin kapanacağını, tarifeli uçuşların bir ara komple duracağını, spor müsabakalarının komple askıya alınacağını falan anlatsaydı birileri; herhalde dalga konusu olurdu. oysa bunların hepsi yaşandı. hayatlarımız değişti, alışkanlıklarımız değişti. en basiti en yakınımızdakilerle bile sarılamaz olduk. en sağlam gördüğümüz tanıdıklardan bu hastalığa kurbanlar verdik, "zaten topun ağzında" dediğimiz niceleri de bir şekilde atlatmayı başardı.
şaka maka bir buçuk yılı devirdik artık. kurallara mütemadiyen dikkat eden çok küçük bir azınlık kalmış olsa da en ufak bir temas ya da pozitif haberi herkesi alarma geçirmeye yetiyor hala. aşı büyük bir umuttu, zaten hastalığın hafif atlatılmasında faydalı olduğunu kanıtlayan onlarca yüzlerce örnek ve çalışma var. ancak görünen o ki aşı da kesin kurtuluş ya da tamamen eskiye dönüş için yeterli olmayacak. ağır bir hastayı 2-3 günde ayağa kaldırıp negatifleştirecek bir ilacı milacı çıkmadan ama az ama çok hayatlarımızı, alışkanlıklarımızı ve yaşamımızı etkilemeye devam edecek bu virüs.
aşı için neredeyse bir yıl beklenmesi gerekti. bu tarz bir etkiye sahip bir ilaç için daha ne kadar beklememiz gerektiğini artık kestiremiyorum. ağır aksak ve kısıtlı da olsa normale dönüş var elbette ama çoktandır giyilmemiş bir elbisenin cebinde tesadüfen bir maske bulup gülümseyeceğimiz günlere daha ne kadar kaldığını aradan geçen bir buçuk yılda kestiremiyor olmak hakikaten can sıkıcı...