yalnız komik olan "bir gün herkes fenerbahçeli olacak" lafından "çocuklar artık fenerbahçeli olmuyor" cümlesine gelmeleri.
bakın bu bir dramdır.
27
futbol veya takım tutmak en nihayatinde bir gönül işidir bir sevgi işidir. takımın birşeyini seversin ve tutarsın. kimi şampiyonuluğunu sever kimi prekazının sol ayağını sever kimi derwall'i sever vs vs. sabah akşam, her hafta, hergün bağıran, kavga edenlerle kim birlikte olmak ister ki? ali koç belki bağıra çağıra 1 şampiyonluk alır ama heralde fenerbahçenin geleceğinden milyonlarca taraftar kaybına sebep oluyor.
28
vol2 gelen bir aziz yıldırım vecizesi.
"fenerbahçe çok kötü durumda. kimse umursamıyor. dün bir yerde yemekteydim. tamer yelkovan'ın akrabası ufak kızı gördük. sorduk, sınıfında iki tane beşiktaşlı, geri kalan hepsi galatasaraylıymış. hepinize söylüyorum bunu. benim dediğimi iyi anlayın!"
29
bir arkadaşın ayağında fb ayakkabısı olan çocuğuna hangi takımlısın diye sordum: gs dedi. ayakkabın fenerli dedim. fenerli bir akrabası almış ama hiç oralı değildi. zamane çocuklarını formayla hediyeyle de kandıramıyorlar demek ki.*
30
türk futbolu için çok olumlu bir gelişme.
zamanında atalarımız bile demiş. feneri tutacağıma aklımdan bir sayı tutarım daha iyi.
aziz yıldırım: "çocuklar artık fenerbahçeli olmuyor. her yerde çoğunluk artık onlarda. bir arkadaş çocuğuna fenerbahçe forması almış, çocuk sırtına 45 yazdıralım demiş. neden? osimhen. hepimiz çok üzülürüz bakın."
son derece doğru bir öngörü bu arada. çocukları uyutmadan artık hangi takımlısın yerine icardi mi yoksa osimhen mi diye soruyorum. 10 çocuktan en fazla 2’si diğer takımları destekliyor.
33
çünkü rekabet bitti.
34
çünkü yeni nesil çocuklar çok akıllı.
35
uzun zamandır ülkemizin, dünyamızın geleceğiyle ilgili duyduğumuz tek güzel şey. geleceğe umutla bakmamızı sağlayan, ''gelecek güzel olacak'' dedirten tek şey.
sadece başarı-başarızlık değil düpedüz iyi-kötü farkından da kaynaklanan son derece gerçek durum.
çocuklar bize bakınca gülen yüzler, arkadaşlık, takımdaşlık, sempatik yıldızlar görüyor. fener'e bakınca nefret, çirkeflik, belden aşağı vurma kültürü, her yol mübahçılık görüyor. çocuklar aptal değil ki bir takımı tutmaya zorlayasın. galatasaray'a gönüllerin kayması sadece kupalar değil yani, çokça da okan buruk döneminde camiada baskın olan pozitif havanın etkisi.
38
ebeveynleri tarafından kendilerine zorla fenerbahçe forması aldırılan çocukların bile gönlünde galatasaray var. bu trajikomik bir realite.
dengede giden rekabet 2 büyük kırılma yaşadı. 90'ların çocukları birinci kırılmaydı. ikinci büyük kırılma da 2020'lerde yaşanıyor. bu kırılma o sözde rekabeti bitirtecek. kalan tek eksik parça galatasaray'ın yeni avrupa başarısı.
39
superman, bruce lee, voltran, spiderman, optimus prime, hulk, ironman gibi gibi.
çocuklar fantastik kahramanları severler, güç severler. aragorn olup ok atmak varken, pepee olup dedesiyle şarkı söyler mi hiç bir çocuk?
çocuklar rol yapmaz, gerçekliğin ve gücün peşinden giderler.
40
beşiktaşlı hiç olmuyor diyerek katkı yaptığım mesele.
bugün yolda bir adam yanındaki çocuğa aynen şöyle dedi; tamam galatasaray'ı sevebilirsin ama biz beşiktaşlıyız tamam mı?
yakın arkadaşımın geçen gün 8 yaşına giren kızı gelip babasına galatasaraylı olma talebini iletti. babası iyi bir fenerlidir. ve adam tamam deyip kabul etti. bana da "abi galatasaraylı olsun rahat etsin" dedi.
bir başka bjkli arkadaşımın ikiz oğulları oldu. bjkli yapmam, fenerli olmasını istemem, gsli olsunlar bir şey demiycem dedi.
bunlar daha kafamı kaldırmadan gördüklerim. gelecek yıllar bizimdir.
42
çağın realitesi.
ve tabii ki yoğun kitleler halinde galatasaraylı olmaları galatasaray’ın potansiyel gücü.
işte bu yüzden iyi futboldan, sahadan, sportmenlikten, profesyonellikten ayrılmamalıyız. bu aynı zamanda bir eğlence ve şov. çocuklar iyi, neşeli ve güzel şeylerden hoşlanır. sneijder, icardi, osimhen, gomis, muslera vs..gibi güleryüzlü, yıldız kimlikli ve işini iyi yapan oyuncular bu kadroda hep olmalı.
şu anda türkiyeyi 50 ve 60 yıllarda doğmuş insanlar. ( gayet kötü) yönetiyor. o yıllarda darbe dönemlerinde yanlı basın yönlendirmesiyle (ve de sosyal medya olmadığı için) kitleler popülist etkileşimle fenerli oldu. ama yönetme sırası, 80 ve 90 yıllara geldiğinde işler tersine dönecek. galatasaray çağı (tabii ki kulübe yolsuzluktan uzak, doğru yönetimlerin gelmesiyle) başlayacak.
galatasaray’ın kurum hafızası vardır, her şeyi bir kenara yazar. gündemdeki bu rezillikleri organize edenlerden (ki o zaman güçten düşmüş olacaklar) ileride hesap sorulacaktır.