resim
Claudio Cesare Prandelli
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:67
Uyruk:İtalya
  • 1981
    bundan sonra kimse bu adam için iyi niyetli demesin. adamın amacı kovulup tazminatı almak. haftalardır yaptığı mantıksız, birbiri ile çelişen tercihlerle amacını belli etti. taraftarımız saygı duruşunda ölen sırp genci protesto edeceğine, sami yen'de non stop prandelliyi protesto etsin, olur ya belki prandelli kendi imajını düşünür de istifa eder.
  • 1982
    3-0 yenildigimiz trabzonspor macinda o ilk 15-20 dakika trabzon'u sahasina gömen, sagli sollu saldiran, tek pas yapan ve kanatlardan oyun kuran takim oyununu hatirliyor musunuz? hah iste bu sekilde oynatiyordu prandelli fiorentina'yi ve o meshur futbolu. zira italya milli takimi da benzer bir futbol oynamaya calisiyordu.

    zamaninda butun kupalara ambargo koymus, kuralarin en korkulan takimlarina sahip, ancak son sike olaylarindan sonra on yilda gerilemis bir italyan futbolunu kimse gerizekali ve futbolu bilmeyen bir adama yillarca emanet etmez. özellikle de cok buyuk prestij kaybina ugramis italya'nin karizmayi daha da cizdirecek kredisi kalmamisken, futboldan anlamadigini dusundugumuz prandelli'ye bu görevi vermesi mumkun degildir.

    prandelli galatasaray'da sacma sapan isler yapti, dogrudur. ama kendisinin gelmesine anketlerde %80'in uzerinde oy veren taraftarlar yaniliyor olamaz. az bucuk fiorentina efsanesini ve o dönemlerini seyretmis futbolseverlerin bu karizmatik adama buyuk umutlar beslemesinden daha dogal bir sey yoktur.

    aslinda prandelli bu degil geyigine girip "islam bu degil" savunuculari gibi hic gereksiz nefes tuketmek istemiyorum ancak bilinen prandelli gercekten de bu degil. bizler futbolu bilmiyor diyerek cok hoca kovdurduk bu ulkeden. cogu da gidip ya sampiyonlar ligini aldi, ya da dunya kupasini. elbette ben de prandelli'nin gitmesinden yanayim ama bunun sebebi bu adamin futbolu bilmiyor olmayisini dusunmem degil. bunun bir tek sebebi var, o da bizim ulkemizin bu tarz insanlara uygun bir ulke olmayisi. ki bizler deprem profesörunu isimiz bittikten sonra ulkenin en seksi adami secmis, dunya bankasinda baskanlik yapmis, amerika'da doktora yapip o ulkede ekonomi alaninda buyuk calismalara imza atmis bir kemal dervis'i, amerika'dan ithal edip burada tasak oglanina cevirmis bir milletiz.

    bu gariban prandelli de kendince buyuk umutlarla bu ulkeye geldi. adama komedi gibi vaatlerde bulunarak ikna edip getirdik. ne yazik ki imza attiktan sonra, hakkinda hicbir sey bilmedigi bir ulkede, iliskileri pembe diziye dönmus bir futbolcu topluluguna, ne yaptigi tamamiyle muamma olan cakal surusu yöneticilerin icinde hocalik yapmak zorunda kaldi. premier lig sampiyonu mancini'yi geldigi gun elemancini diye lanse eden guzide medyamizi saymiyorum bile. icinde kaldigi kesmekesi farketmesi cok uzun surmedi cesare'nin. ancak is isten coktan gecmisti tabii.

    gecmisini, futbol anlayisini ve felsefesini az cok bildigimiz biri olarak prandelli'nin butun bu sacmaliklarinin tek sebebi var o da "beni kovun ben gideyim" dusuncesidir. öyle ki 5 milyon euro'luk tazminatinin yanina muhtemel kazanabilecegi kupalarin bonuslarini da eklersek 7-8 milyon euro'luk bir fatura gerekiyor kendisinin gitmesi icin. hala ihtimal dahilinde oldugu icin hukuki acidan "e sen bu kupalari daha almadin ki" diyemiyorsun. resmi siteden yapilan "prandelli galatasaray'da" aciklamasinin detaylarinda resmen bir corba sözlesme yapilmisti kendisiyle. 7 milyon euro'yu cebe indirip, orta yollu bir takima da hoca olursa, prandelli enfes bir emeklilik hayati surecek. o da bunun farkinda. burasi ona göre zengin kerizlerin oldugu, enayi parasi bakimindan cennet bir ulke. bir nevi katar. öyle projeymis, calismakmis, ileride gelecegin takimini kurmakmis gibi bir dusuncesi yokmus demekki prandelli'nin. o dusunce icin tasakli bir sneijder karakteri ve onuru gerekiyor. bu adamliga, hocaligini bir kenara birakirsak bir kurus almadan sözlesmesini fes eden mancini de eklenmeli.

    ama herkes de mahmut hoca degil ki be kardesim. hocalari getirip getirip parasini ödemeden gönderemezsin. bir olur iki olur, ucuncude prandelli gibi biri cikar ister o parayi. kimse öpucukle calismiyor. velhasil prandelli gider ama 7 milyonunu alir gider. isin ucunda da cayciyi bile isten cikarip tasarruf yapmaya calistigimiz su ekonomik sartlarda asagi yukari 20 trilyon lira gibi bir rakam varsa, öyle ha deyince gönderilmiyor iste prandelli.

    nitekim bindik bir alamete gidiyoruz kiyamete. ne olacak bu isin sonu valla kimse bilmiyor.
  • 1983
    kendisinin elbette hatası vardır bu süreçte yok diyemeyiz. ama en büyük hata futbolculardadır. adamlar sözleşmeyi yaptı yayıldılar. bu lakaytlıktır ve olan hocaya oluyor şimdi.

    düştüğü duruma üzüldüğüm adam. oyuncu da gidişatı etkiliyor beyler. bu kadroya revizyon 2013 yazında yapılmalıydı ancak "camianın çocukları" diye hiçbirine dokunulmadı. 2014'te de eray'ın bile sözleşmesini uzatan bir sözleşmeler zinciri yapıldı kendilerine. daha ötesi yok. e oyuncu da karaktersiz olunca yatışa geçti.

    istikrarsız adamlarla hiçbir başarı sağlayamayacak hocamızdır aynı zamanda bunu da ekleyelim tanım olarak. 20 dakika oynanılan top 90 dakika'ya yayılsa biz o maçı öyle ya da böyle almasını bilirdik ama 20. dakikadan sonra topçular maçı bıraktılar. görünen köy kılavuz istemez. profesyonel olmayan futbolculardan kurtulmamız elzemdir.
  • 1984
    skorlar kötü geldikçe herşey problem olur. bu da öyle bir olay.
    skorların kötü gelmesinin sebebi de kesinlikle saha içi.
    prandelli oyuncuları kondüsyon olarak aşırı yüklüyor. fazla çalıştırıyor. tabi tembelliği ile nam salmış türk futbolcusu antrenmandan kalan boş zamanlarda kendini iyi dinlendirmediği için maç anında aşırı yorgun gözüküyor.
    maçlarda hiçbir ikili mücadeleyi kazanamıyorlar , geri dönemiyorlar, ileriyi destekleyemiyorlar. yorgunlar.
    o yüzdendir ki 20 dakika oynayabiliyorlar. mesela aynı idmanı yiyen sneijder sanki futbola yeniden başlamış gibi fit ve etkili.

    ikinci sebep ise savunmayı çok fazla öne çıkarmak istemesi. neyseki bundan yavaş yavaş feragat ettiği için artık savunma arkasına çok fazla pozisyon vermiyoruz son 2 maçtır sanırım. tabi ligin başından beri önde oynamaya çalışıp bir anda savunmayı geri çektiğin zaman hoppala bir de ona alışmak gerekiyor.

    üçüncü sebep futbolcuların formanın adaletli dagıtılmadığını düşünmesi. son derece tehlikeli bir olay. bu durumda sahadaki oyuncu nasılsa yerim garanti derken saha dışında kalan oyuncular da ne yaparsam yapayım beni oynatmayacak düşüncesine giriyorlar.

    dördüncü sebep takımın set hucumu oynayamaması. bu da idman tarzıyla alakalı. çok fazla fizik-kondusyon çalışan takım resmen topu unutuyor. türkiye'de hocalar haftada en az 3 kere dar alanda pas çalışması yaptırırlar. işte bilirsiniz sahanın 4te birlik kısmı konik barlar ile çevrilir. her 10 pas 1 gol sayılır vs. böylelikle hem oyuncular eğlenir takım ruhu gelişir hem de sahada maç esnasında enteresan üçgenler kurmaya başlarlar.

    daha farklı sebepler de var tabi ki fakat en temel olanlar bence bunlar.

    yani prandelli futbolu bilmiyor demek cahilce bir yorum olur. fakat bu adamın futbol tarzının bizim oyuncu grubumuzla uyuşmadığı da bir gerçek. ortada çok net bir kan uyuşmazlığı var maalesef.
  • 1985
    dünya'nın sayılı 10 numaralarından wesley sneijder'ı ön libero
    türkiye'nin en iyi ön liberosu felipe melo'yu göbek defans
    sneijder'ı ön liberoya tıkayarak hücum etkinliklerini sadece ön liberodan burak yılmaz'a atılacak koşu yolu toplarına bağlayan
    arsenal deplasmanına birisi felipe melo olmak üzere 3 defansla çıkan

    ve evet bunların hepsini arsenal deplasmanında deneyen futbol dehası. sonuç; anderlecht'in ikinci yarı; sahasına hapsettiği son yılların en eksik ve kötü, üstelik kalecisi atılarak 10 kişi kalan arsenal'i karşısında yenen birbirinin neredeyse aynısı 4 gol.

    bu adam seviyesinin sinyallerini bize çok önceden verdi de biz göremedik. geçen sene ünal aysal tuttu fatih terim'i transfer dönemi bitiminde gönderdi. o zaman da dedim madem gönderecektin adamı transfer dönemi bitmeden gönder de yeni hoca en azından kritik bulduğu bölgeye bir adam alma fırsatı yakalsın, sonra devre arası yangından mal kaçırır gibi bir ton adam aldılar. şimdi marta kadar milli ara yok, bu adamı milli aralar varken yollamak dururken aynı tazminatı verip peş peşe maçların oynandığı bir aralıkta yollamak da yine ekstra zarar verecek.
  • 1987
    futboldan az çok anlayan birisi bu adamın futboldan katiyen anlamadığını söyler ve haksız sayılmaz. yaptığı işlere baktığında anlamıyor denilir.

    lakin işin aslı öyle değil. bu adam futboldan anlamıyor ama amacı farklı. bu adam galatasaray'ı bitirmek için getirilmiş birisi. bu takımı bitirmek için futboldan anlamak lazım. anlamazsanız bitiremezsiniz. çünkü kadro berbat bir kadro değil, iyi kadro. futboldan anlayan adam futbolcudan nasıl verim alacağını bildiği gibi nasıl verim alamayacağını da bilir.

    futboldan anlamayan adam sneijder'i forvet arkası oynatır ama anlayan adam amacı takımı bitirmekse onu forvet arkası değil ön libero oynatır. hem takımı bitirir hem de sneijder'i.

    futboldan anlamayan adam burak'ı oynatmaz. bakar adam o kadar pozisyona rağmen çok az gol atıyor o zaman başka futbolcuyu oynatır ama futboldan anlayan adam ısrarla burak'ı oynatır. hem takımı bitirir, hem burak'ı hem de yedek bekleyen adamı bitirir. burak'ı yedek bıraksa kendisine gelecek, yedekteki oyuncu öz güven kazanacak. adamın amacı takımı bitirmek olduğundan bunları yapıyor.

    bakalım ilerleyen günlerde özellikle mayıs'ta gerçek amacın ne olduğunu göreceğiz. olmadı riva arazisi nasıl sonuçlanacak göreceğiz. bu sürede kredi alınırsa hangi şartlar nasıl alınacak göreceğiz.
  • 1989
    en sevdiğim tipler yine türemiş. felaket futbolun üstünden 2 gün geçiyor, ortam az biraz duruluyor ve hemen "kötü ama bla bla bla ......". o gün sıcağı sıcağına yazamazlar. ertesi günde de yazmazlar. insanlar daha içindekileri kusmamıştır. 2. gün başlarlar, böyle böyle iyi aslında demeye.

    yok kardeşim öyle şey. bu şahsiyetin tek amacı tazminat. başka bir şey değil. galatasaray umrunda bile değil. parasına bakıyor. nasıl daha erken alırım derdinde. çıkarın bu at gözlüklerinizi. galatasaray tarihinin en berbat direktörü ile karşı karşıyayız. en kişiliksiz futbolunu izletiyor. ligde kör topal ilerlersin. 3. 4. olursun. ama avrupa asıl gücünü gösterdiğin yerdir. doğru olan orasıdır. oradaki sonuç ve oynanan top ise ortada. rezaletin son perdesini oynuyoruz.
  • 1990
    futbol akli iyi olabilir, cok iyi teknik direktor de olabilir ama galatasaray'da son derece kotu bir teknik adamlik sinavi veren kisi. elbette kendisinin futbol akli iyi olacak, iyi teknik direktor olacak. galatasaray'in basina getirdik adami. manavdan almadik, italya milli takimindan aldik. ama su ana kadar takima verdigi katki sifirin altinda. wesley sneijder olmasaydi bugun 8 puan falan daha az almis, kume dusme potasina yakindik.
  • 1993
    kendisinden tek ricam kanat oyuncularıyla maça çıkmasıdır. çıkardığı dizilimle zaten ortadan gidemiyoruz malum burak duvar gibi her topu geri postalıyor. diğer yandan melo ve sneijder hariç bütün oyuncular statik. son olarak galatasaray formasıyla mustafa sarp'ı bile izleyeme tahammül edebilirim ama kondisyonu 30 dakikayı geçmeyen profesyonellikten uzak olan oyunculara şu formayı verme be hocam.
  • 1994
    teknik direktor elestirmeyi hic ama hic sevmem, hicbir hocayi da ufak tefek isler haric elestirmemisimdir simdiye kadar, sonucta sahada topu oynayan topculardir. benim bu gorusumun sebebi, simdiye kadar boylesine bariz yanlislar yapan bir hoca gormemis olmam. prandelli'nin galatasaray kariyeri resmen skandaldir. yaptigi tek bir dogru is yok, nerdeyse cikardigi butun kadrolar yanlis, yedek oturanlarin tamami surekli yanlis ve eksik, yaptigi degisiklikler surekli ama surekli yanlis. galatasaray'da gordugum en kotu hocadir prandelli. ve burdan gittikten sonra nereyi calistirirsa calistirin bu gercek degismeyecek. sevin ya da sevmeyin, italya milli takimini calistirmis hoca issiz kalmaz, mantiga aykiri. ama dedigim gibi, bu kulup daha kotusunu gormedi. hala inanan arkadaslar olmasi inanilmaz, cunku inanabilecekleri hic bir veri yok ortada. yine gozlerinin icinin gulmesine falan inaniyorsaniz lutfen yapmayin etmeyin.
  • 1998
    kendisi kovulmalı mı sorusunun yanıtı, bu sözü uyduran liboşların kısıtlılıklarından tamamen bağımsız olarak `"yetmez ama evet"` biçimindedir.

    evet kovulmalıdır.
    ama yetmez.
    prandelli'yi kovup da yıldız tilbe çetesini olsun, u21'deki umursamaz cacığın hammaddeleri ile kendilerine benzettikleri tosuncuklar olsun, galatasaray'ın malı deniz yemeyen liseli sığır kafası olsun, ağzından çıkanı kulağı duymayan altur ceo'su olsun, "ben mayıs'a kadar kalırım fazlası beni bozar kanka" kafası olsun; bunlar teker teker temizlenmeyecekse peşinden, net yetmez.
    hem de hiçbir işe yaramaz yalnızca prandelli'nin kellesi.
    çok deli devrimlere ihtiyacımız var.
    galatasaray'ı sevmeyenlerin, galatasaray'ı düşünmeyenlerin, galatasaray'a ondan aldıklarının karşılığını vermeye gayret etmeyenlerin, galatasaray'ı çiftlik olarak görenlerin, galatasaray'ı kullananların, sözde efsane veya çaycı, sinyor veya sığır, atatürkçü-fethullahçı, sakallı-köse, çevirmen-çeviremeyen, ceo-muavin, hepsinin kellesi gitmeli artık.
    galatasaray, 25 milyonun kalbidir.
    artık yeter bu 25 milyon kalbin parlattığı sevginin ışığını kafasına göre idare eden, buna ihanet edenlerin devri yeter.

    peşin peşin şunu söyleyeyim birazdan "siz daha mı iyi bileceksiniz" diyecek arkadaşlara;
    evet daha iyi bileceğiz.
    niyet yememek, niyet fayda sağlamak, niyet kalp kırmamak, niyet bu renklere gönül verenlerin başını eğdirmemek olduğu zaman şu sözlükten 20 kişilik bir liste yapın, emin olun 5 yılda çok başka yerlere gelir galatasaray.

    ama önce çok ciddi bir safradan kurtulmamız gerek.
    çok kafaların uçması gerek.
    prandelli gönderilince ben sahada yine ruhsuz karakter yoksunlarını göreceksem, bunları ıslıkladığımda büyük bir çoğunluğu ultrabeleşçiyle aradan bazı aydınlanmamış kafalar kalkıp "yuhalayan taraftar siktirsin gitsin" demeye devam edecekse, passolig'e, ali sami yen arena'nın bilerek yapılmayan yollarına, metrosundaki eksiklere, binbir uydurma gerekçeyle engellenen sermaye artışına, şikenin cezasız kalmasına, galatasaray'ın her alanda üzerine gelinmesine sessiz kalınacaksa, bunca boka rağmen "galatasaray elbette herkesle iyi geçinecek ehehemehehe" yüzsüzlüğü devam edecekse, eray direğine, selçuk ve burak kazmalarına çılgınca paralar ödenirken basketbol şubesi yokluk içinde kalmaya devam edecekse, dünyanın en mütevazı süper starı yedek beklerken, portekiz u21'nin en iyi oyuncusu ilk 18'e giremezken izmir'in gururu büyük atatürkçü yekta ilk 11'de hem de solda bu isimlerin yerine kendine yer bulmaya devam edecekse, ne anladım ben prandelli'nin kellesinden.

    bana düzenin kellesini getirin.
    yoksa düzenin tepesinde ha prandelli'nin kellesi, ha mancini'nin, ha terim'in, ha karaman'ın.
    ne farkeder?
    tepede onu kontrol eden eller aynıyken, ipler aynıyken ne farkeder kuklanın rengi, ağacının türü, yaşı, kökeni, tarzı?
  • 2000
    girdiğim entry'lere teker teker bakın. insanların fikirlerine sonsuz saygı duyarım her nasıl düşünürlerse düşünsünler ama hayatımda ilk defa yemin ediyorum ilk defa bu adamı hala savunanlara ve kalmasını isteyenlere saygı duyamıyorum arkadaş. belki hata yapıyorum, dünya görüşüme ters düşüyorum ama elimden gelmiyor işte benim kafamda kendisini savunan fenerli oğlu fenerlidir. bu da benim itirafım olsun. üzgünüm...
App Store'dan indirin Google Play'den alın