resim
Claudio Cesare Prandelli
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:66
Uyruk:İtalya
  • 1678
    he ya pırlanta.

    3 aydır kadro dışı olan adam ilk 11'e.
    1 yılı aşkın süredir top oynamayan ikili kayıtsız şartsız ilk 11'e.
    her şeyini sahada veren, üreten, sorumluluk almaktan korkmayan ve en önemlisi iki hafta önce prandelli'nin kellesini giyotinden alan dünya yıldızı kulübeye.
    elinde elmasa dönüştürebileceği tek parça kömürü, sobanın yanında yakılacaklarla.
    sistem yok.
    doğru düzgün taktik yok.
    geride kalan 2 ayda 2 özel şut dışında taraftarı heyecanlandıran an yok.
    adalet hiç yok.

    taraftara ön yargılı demeye hakkı falansa hiç yok. biz nelere sabrettik. neler gördük.
    yeri geldi iki güzel söze, efendiliğe, duruşa saygı gösterdik.
    yeri geldi hocanın boynundaki sarı kırmızı atkıya tav olduk.

    geç hocam bunları.
    ya şu formayı adaletli dağıt, biraz olsun ışık veren top oynat.
    ya da yavaştan yallah.
  • 1679
    galatasaray'ı 20 senedir izliyorum. daha kötü kadrolar gördüm. daha kötü transferler ve yönetim de. ama hiç sahada ne yaptığı belli olmayan ve pısırık bir galatasaray izlemedim. hele iç saha maçlarında rakip kim olursa olsun kendi oyunumuzu oynamıştık. şu saatten sonra kendisinden bir beklentim yok. bize tek yararı, hoca seçiminde cesaretli ve disiplinli hocalar seçmemiz gerektiği konusunda görüş birliği sağlamasıdır. ama bu bizi yanıltmasın, hala şark kurnazı türk antrenörlerin gelmesine karşı olmalıyız. doğru model sanırım feldkamp tipi performans yükseltici, devrimci antrenörlerdir.
  • 1680
    geldiğinden beri çok destek verdim, çok güvendim, çok defa arkadaş çevremde dahi eleştirilmesine kızdım, sinirlendim. ama maalesef henüz bir ışık görebilmiş değilim kendisinden. yalnızca ben değil, milyonlarca galatasaraylı göremedi.

    hocam anlıyorum seni, taraftar sırtını dönmüş durumda, yönetim karışık, gelenler gidenler falan, yeni bir ülkedesin, belki yemeklerimize bile alışamadın hala, belki takımın içinden birileri seni sabote ediyor, belki sen yanlış formasyon, yanlış kadro tercihi yapıyorsun. bunların hepsi olabilir hocam, hepsine eyvallah. bizim senden beklentimiz hemen şampiyon olman değil, hemen şl'de yarı final oynatman değil, bizim senden beklentimiz işleri yoluna koyacağına dair ufacık belirtiler, küçücük bile olsa düzelme emareleri, minicik futbol parlamaları. seni sabote eden mi var kes hocam takımdan, bu taraftar o zaman arkanda durur şimdiden çok, yanlış formasyon-kadro mu yapıyorsun, değiştir hocam, ama bizim dokunulmazlarımızla oynama, formundayken, koltuğunu kurtarırken, elinden geleni yaparken sneijder'i kesme, muslera'yı kesme, melo'yu kesme. kimleri kesmen gerektiğini sen bizden daha iyi biliyorsun hocam. o ufacık düzelme belirtilerini, minnacık gerçek futbol emarelerini bize göster yeter, bu taraftar fark eder hocam. bu taraftar sen onlara düzeltebileceğine dair güven verdikten sonra her hafta daha çok arkanda durur, daha çok destekler futbolcularını ve seni. yeter ki bize bir kıvılcım ver hocam.

    şunu da bil hocam; galatasaray'ın hedefi türk olmayan takımları yenmektir. biz bu ligde 19 kez şampiyon olduk, elimize büyüklük payesinden başka bir şey geçmedi. bir 19 kez daha olsak yine geçmez. ama bir defa uefa kupasını aldık, bizi dünya tanıdı. biz 4. yıldızı bir gün mutlaka gelecek olan kupa 1 şampiyonluğu için yalnızca bir tuğla olarak görüyoruz, bunu bil hocam, bunu iyi anla.
  • 1683
    sivasspor'a karşı 4 orta saha oyuncusu ama 4 tane göbek orta saha oyuncusu ile çıktı. selçuk, hamit, yekta, emre çolak. buna rağmen orta sahamız boştu ve kolayca geçildi. yani biz ne kadar orta saha oyuncusu ile oynarsak oynayalım bu orta sahamız kalabalık ve güçlü olmayacak. gerek de yok türkiye liginde. kanat adamı koy, ikili forvet yap. rakip ceza sahasında oyna, tehdit oluştur. aynı fenerbahçe gibi. özellikle geçen seneki fenerbahçe. her türlü gol yiyeceğiz ve yiyoruz. bari yediğimizden fazlasını atalım. aylardır bizim takımımızın başında ve bir tane bile hücum stratejimiz yok. şöyle gol atarız diyemiyorum. kendisi acaba diyebiliyor mu maç öncesi. şöyle gol atabiliriz diye. sanmıyorum. attığımız goller ya duran top, ya şınayder kızıp uzaktan çakacak, ya şedcu kızıp top getirecek.
  • 1686
    devrim yapmasını değil, şampiyon yapmasını, hiç olmadı şampiyonluğu hakeder bir performans gösteren bir takımı sahaya çıkarmasını beklediğim teknik direktörümüz. bir de şampiyonlar ligi bizim hedefimiz değil türünden fenerbahçevari açıklamaları kesmeli artık. kuruluş amacımız orası bizim. biri tüzük çevirisi yapsın bu kıymetli profesyonelimize.
  • 1689
    kesinlikle iyi bir teknik direktör olduğunu düşünmüyorum, bir hoca asla yönetimin isteğine göre kadro kurmamalı şayet kuruyorsa da o kişi hoca değil bir piyondur (bkz: ismail kartal) takımla sezon öncesi kampını geçirmiş ama hiçbir şekilde teknik ve taktik bir şeyler verememişsen, takım sahada anlamsızca koşarken buna bir çare bulamamışsan, takımı baltalayan futbolcuları takımdan kesme basiretini gösterememişsen kusura bakma ama sinyor sen buraya layık değilsin.
  • 1690
    basiretsiz ve vizyonsuz bir takımın aynı niteliklerdeki teknik direktörü. benim kendisine inancım sıfır. bir futbolcuyu yönetim kadrodışı bırakıyor ve affediyorken senin sesin çıkmıyorsa o mevkiyi hak etmiyorsun demektir. galatasaray teknik direktörü bu kadar silik karakterli ve ilkesiz olmamalı. ilkesizlik ve basiretsizliköe hangi sistemi oynatırsan oynat, hangi dizilişi srçersrn seç, ne önemi var.
  • 1692
    sabri'yi kadro dışından kadro içine aldığında ilk 11'e yazdığı gün benim için hem kendisi hem ünal aysal bitmiştir. buradan tek anladığım sabri'yi kendi inisiyatifiyle kadro dışı bırakmadığıdır, bu kendi karaktersizliğini gösterir. buradan diğer anladığım da ünal aysal'ın aziz yıldırım'a benzediği, takıma müdahale ettiğidir, bu da ünal aysal'ın türk futbol ortamında ne hale geldiğini gösterir.

    yazıklar olsun, iyice fenerbahçe çocuklarına benzediniz.
  • 1693
    galatasaray'ın başındaki bir teknik adamdan beklenen hiçbir şeyi gerçekleştirememiştir. ne elindeki kadroyu doğru düzgün kullanabildi ne de saha dışı olayları idare edebildi. hele ki kaybedilen şampiyonlar ligi maçından sonra yaptığı hedefimiz 4. yıldız açıklaması kendisi hakkında ki fikirlerimi netleştirdi. üstüne üstlük bu kötü teknik adamın yanına bir de basiretsiz yönetim eklenerek galatasaray için tam bir felaket senaryosu işlemeye başladı. sonumuz hayır olsun.
  • 1694
    iyi niyetli arkadaşlarımız savunuyor kendisini, anlayabiliyorum, neticede hepimiz galatasarayın iyiliğini istiyoruz ve prandelli de öyle ya da böyle mevcut hocamız. zaten mantıklı düşünen herkes, tek sorumlunun prandelli olmadığını, o giderse her şeyin düzelmeyeceğini biliyor. ülkemizde ve kulübümüzde büyük bir düzensizlik, hatta pislik mevcut. fakat böyle bir dönemde bile, kendisinin yapabileceği, düzeltebileceği şeyler olabilirdi. elindeki oyuncu kadrosu kalitesiz diyip savunmak anlaşılabilir, ama oyuncular formsuz diye hocayı savunmak biraz komik kaçıyor. zira oyuncuların formundan sorumlu olan kişi takımın hocasıdır, gerekli çalışmayı, gerekli desteği vermiyordur oyuncusuna, her şeyi geçtim, o formsuz oyuncuyu keser, başka oyuncularla başlar. geldiğinden beri kimden verim alabildi sorusuna vereceğimiz cevap yok, hangi maçı güzel oyunla kazandık desen yok, hangi maç sonrası geleceğe umutla bakabildik desen yok. ne oyuncu bazında, ne maç bazında, ne taraftara verilen ışık konusunda, ne de demeçlerinde tek bir olumlu şey bulamıyorum ben yazacak. zaten büyük ihtimal de dortmund maçı geçince ayrılacak aramızdan, bu tamamen kendi tahminim. yeni gelecek hoca dortmund mağlubiyetiyle başlamasın, nispeten daha rahat bir fikstürle başlasın diye düşünerek prandelli'yi tuttu yönetim bana kalırsa.
  • 1695
    galatasaray'da eleştirilmesi gereken isimlerden sadece biri.

    eleştirileceği yönler de var, savunulacağı yönler de. taktik, kadro, oyuncu olaylarına hiç girmiyorum. bunlar çözülür. fakat kendisinin bir oyun mentalitesi yok. önde mi basıyoruz, defansif mi oynuyoruz, kanatlardan mı gideceğiz ne yapacağız kendisi de bilmiyor. sürekli denediği şey de bu aslında. kendi kafasında bir şeyler oluştursa kadro, oyuncu seçimi ve diziliş ona göre şekillenir.

    yine de 8 maç 5 galibiyet 1 beraberlik, fena değil. takımı biraz kıpırdatırsa ligde alır yürür zaten. cl nasıl olsa hedefi değil. *
  • 1696
    en son kasımpaşa maçına kadar (bkz: 31 ekim 2014 galatasaray kasımpaşaspor maçı) ben de hüküm vermek için acele edilmemesi gerektiğini düşünenlerdendim. bu maçtaki bazı olaylar yüzünden benim gözümde ne yazık ki bir ismail kartal seviyesine inmiş hocadır. prandelli'nin galatasaray'ın hocası olamayacığını net olarak iki şey göstermiştir. ilki malum sneijder olayı. teknik nedenlerden dolayı selçuk, burak hiçbir zaman kadro dışı kalamazken bir anda sneijder'e karşı bu saçma sapan, beşiktaşvari (q7 olayı) duruşu göstermesi. ikincisi ise sabri'yi ne kadr dışı bırakmasının ne de kadroya tekrar almasının bir sebebi ve mantığı olmaması. bunların kendi kararı olmaması.
    takımın oynadığı futbol düzelir her şey değişir ama prandelli duruşunu sergileyememiştir.
    istifa etmelidir.
  • 1697
    galatasaray taraftarını, kendisinin takıma imza attığı günden itibaren kendisinin iyi işler yapacağına inandırmıştı. hatta bu savımı bir ileri noktaya taşıyayım; galatasaray taraftarının fatih terim dışında gelir gelmez destek olduğu 2-3 kişiden biri kendisiydi şüphesiz. italya milli takımı ve fiorentina geçmişi, dahası hayatını kaybetmiş eski eşi* ve kendi hayat felsefesi dolayısıyla bu ortak görüşe varmıştık.

    hatta şu mottolar bile çıkmıştı: http://i.hizliresim.com/Pv35g7.jpg

    ancak işler beklenilen seviyede gitmedi ne yazık ki. hazırlık maçlarındaki kısır görüntü, fenerbahçe'ye kaybedilen süper kupa, ertesinde ligde ve şampiyonlar liginde ışık vermeyen pısırık ve hatta korkak futbol, taraftarların kendisi hakkında yaptığı bu yüksek yüzdeli pozitif yorumların tersine dönmesine yol açtı.*

    fakat atladığımız bir şey var. her ne kadar kupa kazanmayı somut bir başarı olarak göstermek pek de doğru bir veri olmasa da, gerek fiorentina'da, gerek italya milli takımı'nda, gerekse çalıştığı diğer italyan kulüplerinde kendisi yerel veya ulusal herhangi bir kupa kazanma başarısına erişemedi. tabi ki kupa kazanmak her şey değil, elbette her kupa canavarı teknik direktör de hayatına kupasız başlıyor, fakat galatasaray gibi winner bir kulübün başında olan teknik direktörün kupa kazanma tecrübesine ve dahası, bu stresi yönetebilme adına birtakım donelere sahip olması gerekiyor, en azından aranılan kriterler içerisinde cv'sinde 'kariyerli bir hoca' yorumu yapılıyorsa!

    bence kendisi ile çatıştığımız en büyük nokta bu. geçmiş kariyerinde fiorentina'da da, roma'da da, parma'da da, hatta italya milli takımı'nda da kendi platformunun en üst noktası olan kupaları* kazanma hedefi ile yola çıktığını ben sanmıyorum, her ne kadar italya ile euro 2012'de finale çıksa da.

    bence kendisinin yurt dışı tecrübesi olmaması dışında daha önemli bir etken budur. yani sadece olaya kupa kazanma bazında da bakmamak lazım, kupalar kazanmak bir periyottan ibaret ve o periyotta büyük bir sinir, stres, kriz ve en önemlisi adam yönetimi çok başka seviyelere ulaşıyor. sonuçta büyük takımın teknik direktörünün adı, büyük oyuncularla büyük hedefler arasında geçmiyor mu?

    yani bu noktada bir winner hoca olunmuyor mu?

    mesela roberto mancini'yi beğenen var, beğenmeyen var, fakat kendisi için bir yorum değil, net bir veri vermek gerekirse, adamın çalıştığı her takımda en az bir kupası var.

    anlatmak istediğim şey bu.
  • 1698
    takımı yeterince tanımadığını düşündüğüm italyan hoca. öncelikle futbolcuların bireysel özelliklerini yeterince bilmiyor. örneğin burak'ı tek forvet oynatarak onu duvar gibi kullanmaya çalışıyor. ama burak yanında başka bir forvetle oynadığında takıma daha faydalı oluyor. ikinci olarak, yeterince rakip takımları izlemediğini ve futbolculara izletmediğini düşünüyorum. dikkat ederseniz oynadığımız takımlara karşı gol bulmakta çok fazla zorlanıyoruz. bunun ön önemli nedeni hücumda yaşadığımız pozisyon üretme sıkıntısı olsa da, galatasaray gibi bir takım en azından türkiye liginde diğer takımın defansif zaaflarını kullanmayı bilmesi gerekiyor. son olarak kesinlikle takımı 4-4-2 sisteminde oynatması gerekiyor. 31 ekim 2014 galatasaray kasımpaşa maçı'ında da gördük ki, ne zaman 4-4-2 dizilişine geçtik diğer kalede baskımız arttı. diğer yandan selçukta ısrar edecekse eğer, selçuk en iyi performanslarını 4-4-2 dizilişiyle veriyor. belki sneijder kanata mahkum kalacak gibi görünse de, sneijder nerde oynarsa oynasın takıma ciddi gerekli katkıyı verebiliyor. 4-4-2 ile hem orta sahada hem hucum hattında rotasyon şanşımız artıyor.

    prandelli hocam birde şu sinan gümüş'ü ve furkan'ı en azından bir iki maç dene. sinan'ın a2 maçlarına gösterdiği perfonmans şu galatasaray takımında 11 oynaması için yeterli.
  • 1699
    türk futbolunun modern futbol oynatmaya çalışan, avrupai, taktiğe ağırlık veren hocalarla değil, fatih terim, mustafa denizli, şenol güneş gibi oyunculara duygusal yaklaşan, iyi gaz verebilen türk hocalarla başarı yakalayabileceği gerçeğini bir kez daha kanıtlayan hoca. bunu milli takımda hiddink, galatasaray'da ise frank rijkaard, mancini gibi hocalarla yaşadık. sebebi ise türk futbolcuların sözde profesyonel özde amatör ruhlu olmaları. ne kadar kötü taktik verirsen ver, ne kadar yanlış dizilişle çıkarsan çık, galatasaray gibi bir takımın futbolcu topluluğunun bu kadar kötü oynama lüksü bulunmamaktadır. kendisinden önce içerideki malum yeni çeri ağalarını temizlemek gerekir. heee kendisi kötü hocamıdır? net kötü hocadır. tartışmaya bile gerek yok. sadece oyuncu tercihleri bile bu takımdan kovulması için yeterli sebeptir.
  • 1700
    galatasaray taraftarı halen ulan bir ihtimal şampiyonlar ligi gruplarından çıkarmıyız hesabı yapıyor, takım ne kadar leş oyun sergielese de, işte bir umut diyoruz. takımımızın adı var çünkü, galatasaray denince bir durup düşünüyoruz, inanıyoruz. işte kendisi takımına bu kadar inansa, formayı hakeden adamlara verse bu sıkıntıları yaşamayız, yaşamazdık, balıkesir'e yenilmez, dortmund'a rezil kepaze olmazdı. hoca ısrarla selçuk ve burak gibi isimlere sonsuz kredi tanırken yönetim dayatmasıyla sabri gibi gereksizleri direkt olarak oynatmaya başladı. bu kadar dirayetsiz bri hoca görmedim. başarılı olmasını hepimiz deli gibi istiyoruz ama şu ana kadar koca bir hayalkırıklığı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın