resim
Burak Yılmaz
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 12205
    futboldan anlama turnusolü olmayan futbolcudur. bu adama iyi golcü demek futboldan anlamamayı göstermez. bir daha ne futbolcu, ne t.d, ne de yönetim içinde görmek istemeyeceğim bir adamdır kendisi ama futboldan anlayan adam gayet de övebilir kendisini.

    burak gol atar. atar yani. bu adamı oynatacak takım, geri kalan işleri yapabilecek futbolcuları toplarsa, en uca burak’ı koyarsa futboldan anlıyor demektir. burak’tan beklentiniz yalnızca gol ise futboldan anlıyorsunuz demektir. çünkü bu adam ne şekilde olursa olsun, forvetin öncelikli yapması gereken işi bir şekilde yapıyor. atıyor bu adam. ha tekrar edeyim, bizden uzak olsun ama bu adama bir hiç muamelesi yapmak gerçekten futboldan anlamamak demektir.
  • 12208
    bu türk insanındaki binary zihniyeti hiçbir zaman çözemeyeceğim galiba. ya sıfır ya bir, ortası hiç yok.

    burak elbette bizim seviyemizde bir forvet değil ama çöp, bitik, leş falan da değil. herif sezona gayet iyi başladı ve takır takır gol atıyor. takımına verdiği katkı fenerbahçe'deki soldado'dan da, beşiktaş'taki negredo'dan da daha yüksek. büyük bir sürpriz olmazsa sezonu bu iki isimden de daha fazla gol atarak tamamlayacak. kısacası burak trabzonspor için çok iyi bir oyuncu, şampiyonluğa oynayacak bir takım için ise yetersiz bir oyuncu.

    burak'ın en çok takdir ettiğim özelliği de fiziksel olarak kendine çok iyi bakması. kaç yaşına geldi atletik özelliği hala körelmedi. bu yönü sayesinde klasik türk futbolcusundan ayrılıyor ve formsuzlukları uzun sürmüyor. tam "köreldi, bitti, eskiye dönemez" derken çalışıp didinip golleri tekrar sıralıyor adam.

    kendisine milli takım formasıyla başarılar diliyorum.
  • 12209
    beğenen beğenir, beğenmeyen beğenmez de, adam 2 gol 1 asist yapmış, takım kalecinin malkoçluğundan bir gol, defansın malkoçluğundan üç gol yemiş, bu adamı beğenenler futboldan anlamıyor ilan edilmiş. yeniçeri de, hizipçi de, hain de, hepsi doğrudur.

    bari 22 eylül 2017 trabzonspor aytemiz alanyaspor maçının üstünden birkaç gün geçsin be kardeşim.
  • 12212
    bu adam yıllardır duvar olamıyor, ofsayttan kurtulamıyor, takımı oynatamıyor, pres yapamıyor. ancak öyle veya böyle gol atıyor.

    trabzon da bunu bilerek aldı. burak ilk 5 hafta için; kendisinden beklenileni yaptı. dolayısıyla kendisini gömmek yersiz diye düşünüyorum. tamamen skor yapsın diye alındı ve yapıyor.

    4-3 biten alanya maçında da 2 gol atan burak'ı eleştirmek haksızlık diye düşünüyorum. vagner love orta sahadan alıp gidince onu burak engellemeyecek sonuçta. sevmemek ayri, yersiz eleştiri ayrı.
  • 12214
    bu konuları çok da tartışmaya lüzum olduğunu düşünmüyorum. burak yılmaz iyi futbolcuymuş kötü futbolcuymuş asla ortak bir karara varılamaz. burak için türkiye'nin en iyi forveti diyen de çıkacaktır, izlediğim en kötü forvet diyen de. kısacası değişir bu beğeni kıstasları ve beğeniler. düşünceleri dayatmadan söylemek lazım.

    burak yılmaz galatasaray'a skor ve fayda anlamında ilk iki senesinde güzel katkılar verdi. ancak ne bu kariyerinin en formda olduğu iki senesinde, ne geri kalan sezonlarında bazı olması gereken vasıflara sahip değildi. yani bir takımın forvetinin ya top tutabiliyor ya hava topu indirebiliyor ya adam eksiltebiliyor ya da arkadaşlarına gol attırabiliyor olması lazımdır ki burak'ta bunlardan bir tanesi dahi olmadı. kariyeri boyunca en büyük özelliği savunma arkasına yaptığı koşular olmasına rağmen galatasaray'daki son ve çin'deki dönemlerinde bunu da yapamıyor hale geldi. kabaca değerlendirdiğimizde bile astarı yüzünden pahalı durumu ortaya çıktı, daha detaylara inmedik mesela.

    örneklerden gidelim. burak yılmaz gelmeden bir önceki sezon yani 2011-2012 sezonu galatasaray ligte 69 gol atıp 24 gol yiyor.
    burak yılmaz geldikten sonra 2012-2013 sezonunda 66 gol atıp 35 gol,
    2013-2014 sezonunda 59 gol atıp 32 gol,
    2014-2015 sezonunda 60 gol atıp 35 gol,
    2015- 2016 sezonunda da 69 gol atıp 49 gol yiyoruz.

    yediğimiz gol sayılarındaki artışa dikkat etmek gerek. kendisinden önce 24 gol yiyen takım 49 gole kadar çıkıyor. ha bunda sadece burak yılmaz etkili değil elbette. birçok faktör var ancak dikkat edilirse averajımızın da burak'ın form durumuyla doğrudan doğruya ilişkisi var. takımımız, burak en formda olduğu sene +31 averaj elde ederken burak'ın bir tık seviye düştüğü bir sonraki sezon +27, saç baş yoldurduğu sezonlardan 14-15'te +25, defol git dedirttiği sezonsa +20 averaja kadar düşüyoruz. bu kadar temiz bir pozitif korelasyonun olduğu bu durumun tamamiyle tesadüfi olduğunu hiç sanmamakla beraber gayet net şekilde burak yılmaz'ın takım savunmasına zarar verdiğini düşünüyorum.

    kısa kısa noktalar belirtmeden önce bir konuya daha değinelim. efenim şimdi bakıyorum, burak yılmaz gol attıkça ''işte efsane forvet, keşke gitmeseydi'' gibi falanca övgüler yazılıyor. yazılabilir hiç sorun değil ancak sırf gol atıyor diye bir oyuncuyu harika ilan edeceksek wesley sneijder'in suçu neydi? içim rahat konuşabiliyorum bu konuda, sneijder'in son iki senesinde formsuzluğunu, takım savunmasına verdiği zararı, size eksikliğinden kaynaklı olarak seken topları alamadığımızı bu nedenle de topla oynama süremizin kısaldığını sürekli dile getirdim. evet, yaptığı asistlere rağmen bunları söyledim. tutarlı olmak lazım. wesley sneijder asist yapmasına rağmen şahsen takımımıza faydalı olmadığını düşünüyordum ki aynı şekilde gol atmasına rağmen burak yılmaz'ın da zararının faydasından büyük olduğunu söylüyorum. tekrar edeyim mesele de burak faydalı, burak faydasız, sneijder faydalı, sneijder faydasız meselesi değil. tutarlılık meselesi. geçen sene sneijder'i asist yaptığı halde eleştiren insanların burak yılmaz'ın geçmiş kariyerini ve şu anki form durumunu övmesini anlamıyorum, anlamayacağım da.

    malumunuz bir geyik vardır, falcao attığı dört gol dışında hiçbir şey yapmadı diye. aslında bu goygoy futbol analizi baz alındığında gerçekten talihsizce ortaya çıkartılmış bir goygoydur. belki bahsi geçen futbolcu o maç özelinde dört gol atarak maçı kazandırmış olabilir ama ya takımı beş gol yiyip maçı kaybetseydi. bahsi geçen oyuncu üç penaltı yaptırıp bir de kırmızı kart görseydi... veyahut tamam o maçta kötü oynasa da dört gol attı. ya sezonun geri kalanında kötü oyunu devam etmesine rağmen skor üretemediyse, ya takımını kötü formuyla şampiyonluktan ettiyse. işte o zaman kimse o oyuncunun bir maçta attığı dört golü konuşmaz ve oyuncuyu yerden yere vurur. wesley sneijder 10 küsur asist yapmış, burak yılmaz 20 tane gol atmış. atabilir, olabilir. ama işte futbol bireysel bir spor değildir. nasıl ki kendisi gol atamasa da çevresindekilere attıran elmander burak'tan daha faydalı olmuşsa, nasıl ki zamanında arif skorerliğiyle değil yanındakileri oynatma becerisiyle efsane olmuşsa, olaya yine aynı şekilde bakmalıyız. yani genel toplam. burak yılmaz yirmi gol atmış ama maçın içinde kaptırdığı toplarla yedi dakikamızı bizden alıp rakibe vermiş. kaçırdığı gollerle takımımızın moralini bozup rakibin direncini arttırmış. arkadaşlarına yardım etmeyip takımını bir kişi eksik oynatmış. oooo ne anladım ben bu işten. öyle değil mi?

    onun için hiç şu kadar attı şu kadar attırdı işlerine girmeye gerek yok. bir oyuncunun performansı ve kalitesi hakkında en güzel veri, sahada oynanan oyundur. takım sezon genelinde iyi olup hedefine ulaşmışsa bilin ki oyuncu o anki takımsal yapıya uygun bir isimdir ve devam edilebilir. (istisnalar vardır) yok şampiyonluk hedefi olan takımı ligte beşinci olmuş, hiçbir hedefine ulaşamamışsa isterse 30 gol atsın bir yerlerde sıkıntı var demektir.

    burak yılmaz'ın yapısına dönecek olursak,

    1) top tutma becerisi olarak ligimizin en kötü forvetlerinden biri. bu da topun sürekli rakibe geçmesine, art arda rakibi boğacak ataklar yapılamamasına yol açıyor. aynı zamanda takımının topla oynama süresini azaltıyor.

    2) çalım yeteneği vasatın bir tık altı. bildiği tek varyasyon topu sürerken sağ ayağının dışıyla topu sağa çekmek.

    3) alan kapatmada benim izlediğim en kötü forvetlerden biri. bazen rakip oyuncu topla yanından geçerken bırakın baskı yapmayı kafasını kaldırıp bakmıyor. bu galatasaray'da da çoğu zaman öyleydi ancak trabzon takımında hepten öyle bir yapıya büründü.

    4) trabzonspor'da bu gol sayısına ulaşmasının nedeni maçlarda hiç koşmaması. koşu mesafelerine bakmak lazım, burak yılmaz ne kadar koşuyor diye. 10 km üstü çıkacağını sanmıyorum zira top ona gelmedikçe eli belinde bekliyor. haliyle son vuruşlarda da diri kalmanın getirdiği avantajdan yararlanıyor. ki bir forvetin son vuruşu için dirilik son derece önemli bir faktördür.

    5) rakibe karşı yaptığı mantık dışı faullerle sürekli oyunu istemsizce soğutuyor ve bu da büyük takımlar için en istenilmeyecek durumlardan biridir.

    6) yedek kaldığında hatta bırakın yedek kalmayı oyundan çıkartıldığında dahi sorun oluşturabilen bir yapısı var. nedeni de daima sahada kalsın ki gol sayısını arttırabilsin. takımın direnci düşmüş, yeni hamle yapmış, format değiştirmiş bunları umursamıyor. varsa yoksa kendi gol sayısı.

    7) zihniyeti kötü. yabancı sınırını destekleyen bir insanımsı. sırf bu bile onu takımda istememek için yeterli sebeptir herhalde.

    8) magazinsel yönü ağır olan bir futbolcu. iki haftada bir burak yılmaz'ın futbol dışı konularda haber olduğunu görebilirsiniz.

    özet geçmek gerekirse, burak yılmaz'ı beğenmek sorun değil. burak'a başka farklı oyunculara başka muamele yapılması sorun. tutarsız olmak sorun. burak yılmaz'ın zaaflarından hiç bahsetmeyip sadece attığı gollere odaklanmak sorun. gayet tabii yukarıda saydığım özelliklerine rağmen burak yılmaz beğenilebilir, yukarıda saydığım özellikleri inkar etmek sorun.

    not: bir de şöyle bir şey var, https://www.youtube.com/watch?v=etYdgLfSEA0

    bit not daha: eğer ki trabzonspor burak'ı ''gol atsın da ne yaparsa yapsın'' zihniyetiyle aldıysa ben onların kafalarına tüküreyim. modern futbol düşmanları.
  • 12215
    22 eylül 2017 trabzonspor alanyaspor maçı özelinde kendisini eleştirdiğim için daha sonra başlığı birden canlandı ve sözlükteki yazarlar birbirine laf atmaya başladı maalesef. yani biraz ortalığı karıştırmış gibi oldum. bu nedenle özür dilerim.

    fakat ben burak'ı eleştirdiğim gönderide de belirtmiştim; şimdi çıkıp adam 2 gol attı daha ne yapsın diyenler çıkacak, aynı maçtaki vagner love'u izleyin demiştim. gerçekten de ilk yarıda 2 gol atıp sanırım bir de asist yapmasına rağmen koskoca ikinci yarı kaybolan bir burak vardı. bu yazdıklarımın ardından da demiştim ki vagner love ile burak yer değişse trabzonspor farklı galibiyetini kutluyor olurdu. yani burak futbolcu değil gibi bir olaya girmedim, girmem de. burak'ı savunanlara da imalı şekilde hakaret etmem.

    ama gelin görün ki sezonun ilk maçında burak ile alakalı sadece eleştiri içeren entry girdikten hemen sonra burak gol atıp takımını galibiyete taşıyınca bazı arkadaşlar gelip burak'ın hepimizi tekeeerr tekeerr göt ettiğini yazmıştı. bak hiç öyle burak adam mıdır, burak için şöyle böyle diyorlar gibisinden yazmadım. açın okuyun. sadece ileride top tutamıyor, takımının hücum organizasyonlarını bozuyor gibi kendimce taktiksel bir eleştiri yazısıydı. hiç yalan söylemeyeceğim, ben de bu olaydan sonra işi şahsileştirdim ve trabzonspor puan kaybettikçe burak başlığına sık sık uğradım gıcıklığına.

    aynı adamlar burak bizde oynarken de yazıyordu. abi diyorduk burak golü atıyor, iyi hoş ama bir süre sonra oyundan kopuyor, takımı ileride tutamıyor, ne bileyim gereksiz hücum faul yapıyor dedikçe birileri gelip qraaalll, qapaaqqq diye milletin siniriyle oynuyordu. yahu kardeşim ben sana bir şey diyor muyum? sen burak mısın? yok, ama adamlar nedense işi şahsileştirip burak gol attıkça bize ego tatmini yapıyor aklınca. hani şu koyun dediler koyduk muhabbeti gibi. hatta orada bile seçmenlere doğrudan koyun suçlaması var ama bu adamlara ne oluyor ben bir türlü çözemedim.

    kısacası burak'ı seven arkadaşlar güzelce analizini yapsın, buraya koysun başımın üstünde yeri var. belki burak ile ilgili gözden kaçan şeyler öğrenirim. ama yok burak'ı eleştirenleri, beğenmeyenleri illa bir aşağılama, bir suçlama havası olursa o zaman sevmeyenler de sizi darlar hiç kusura bakmayın.
  • 12216
    kendisi iyi bir forvettir, forvetin başlıca görevi gol atmaktır ve o bunu yapar. ama siz burak'la tek santrafor oynarsanız burak'ı kaybedersiniz çü kü top ilerde durmaz. bizde en başarılı dönemide drogba'yla çift forvet çıktığı dönemdir. kendisi topu tutamıyor diye kötü futbolcu olamaz. adamda bu nitelik yok ama takır takır atıyor. rodallega ile çift forvet başlasa daha yararuna olur trabzon'un.
  • 12217
    kazmalığı sebebiyle kontrol edemediği toplarla rakip savunmacıyı afallatıp kazara adam geçişleriyle ünlü bir arkadaşımız. 3-4 sezon 30 gol ortalaması tutturabilmiş olması en az bunu beşiktaş ve fenerbahçe'de yedek kulübesinde süründükten sonra başarması kadar enteresandır. çok genel tabirle sistem gereksinimleri biraz yüksektir. takımına sınıf atlatan değil, belli bir seviyeye gelmiş bir takımda tamamlayıcı olarak yer alabilecek türden bir forvet oyuncusudur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın