ilk geldiği sezonki performansını melo ile selçuk'un mükemmel uyumunun yanında kendisine sürekli servis yapan sneijder ve drogba'nın transferlerine ve bomba gibi olan iki bekimize
* bağladığım yanlış mesleği seçmiş eski futbolcumuz. bütün takım kendisine çalıştı, takım oyunu diye birşey zaten yoktu ve o seneki hem çeyrek final hem de lig şampiyonluğumuzun mimarı da büyük oranda kondisyondur. zaten biraz hatırlayanlar o sene ne derece bok gibi futbol oynadığımızı da bilirler.
ama diğer seneler önce riera, sonra eboue'nin gitmesi ve selçuk'un mızmızlanmaya başlaması ile defoları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. arkadaş adamda tam olarak şahane diyebileceğimiz araya atılan toplara koşma dışında hiçbir şey ama hiçbir şey yok. hadi diyeceksiniz ki terim zamanında çok iyiydi hepsini yapıyordu, e o zaman daha kötü, bu arkadaşın hocaya göre oynadığı sonucu çıkar buradan.
iyi ki gitti, gittiği yerde terim gibi bir hoca bulması ve başarılı olması dileklerimle. yeter ki bizden artık uzak olsun, onu iyi hatırlamaya çalışalım.
darısı umut, selçuk, sabri, tarık, jpk, hamit, salih dursun ve semih'e.
*