19 haziran 2021 galatasaray seçim genel kurul toplantısından aylar önce başkan adaylığını açıkladığında galatasaray sözlük dahil birçok sosyal medya platformunda taraftarlar kendisine karşı epey soğuk, hatta olumsuzdu. bunun makul bir açıklaması yoktu, trend buydu ve çoğunluk trendi izledi. sonra kendisi çok başarılı bir sosyal medya kampanyası yürüttü. özellikle youtuber'lar ve galatasaraylı twitter fenomenleri arasında çok popüler oldu. neticede, biraz da diğer adayların kendisinden daha sükseli olmaması nedeniyle, çoğu taraftarın favori başkan adayı konumuna geldi. bu sefer bir anda kendisini desteklemek trend oldu.
adaylığının başında kendisine karşı oluşan olumsuz algı ne kadar irrasyonel ise bugün kendisine yönelik aşırı taraftar teveccühü de o kadar irrasyonel. burak elmas'ın yönetim kurulunda saygıdeğer isimler var, buna itirazım yok. kulüp üyesi olsam muhtemelen onun lehine oy kullanırdım. ancak kendisine kurtarıcı rolü biçmek, hatta büyük potansiyel vaat ettiğini düşünmek bana son derece dayanaksız geliyor. bu dayanıksız yandaşlık, aşırı teveccüh, fenerbahçe taraftarında ali koç'a yönelik oluşmuştu ve orada da aynı kavramlar sarf ediliyordu: vizyon, dinamizm. halbuki ali koç, bunların altını dolduracak hiç ama hiçbir şey söylememişti. vizyoner olduğu anlatılıyordu ama nasıl bir vizyonu vardı, stratejisi neydi, neler planlıyordu kimse bilmiyordu.
burak elmas da vizyoner, öyle deniyor. peki bir eşref hamamcıoğlu'ndan ya da metin öztürk'ten daha vizyoner kılan ne onu? ben bunu bilmiyorum. kendisinin kazanmasını istiyordum çünkü listesi saygın isimlerden oluşuyor ama açıkçası kendisine dair büyük bir beklentim yok. başarılı olabilir, başarısız da olabilir; galatasaray'ın el libertador'u geliyor gibi sandık sandık oy beklenmesini, twitter'daki yanarlı dönerli paylaşımları, o kazansın diye dualar edilmesini yadırgadım sadece biraz.