12 şubat 2022 galatasaray kayserispor maçından sonra sözlüğe yazma şevkimi kıran başkanımız.
fatih hocaya "hocam bu kadro ne böyle" tarzı yazayım diyorum sonra fatih hoca'nın kadrosunu tamamlayamadığını hatırlıyorum. dome hoca için yazayım diyorum sonra adamın geldiği ortamı düşünüyorum. kadrosunu seçmemiş. hata yapan oyuncularını kendince korumaya çalışıyor. dil/kültür engelini iliklerine kadar yaşıyor. takımın ne zamandır kanayan yarası duran top sorununa bir çözümü var gibi. sahaya yerleşim konusunda da taç sırasında yapılan saçma top kayıpları konusunda da ilerleme müthiş olmasa da görünüyor. ne zaman topu aldık o zaman takım eski ezberleriyle yeni öğrendikleri arasında bocalıyor. ya dome hoca anlatamıyor ya futbolcular anlamıyor ama bu noktada fark etmez. bu bir sorun ve çözümsüzlüğü başarısızlık olarak bize dönüyor. futbolculara teker teker çemkireyim istiyorum sonra çoğunun daha bu sene takıma yeni katıldığı aklıma geliyor. ilk kez katıldığın dünyaca ünlü kulübe geliyorsun ve küme düşmeme mücadelesi veriyorsun. senden önce o kulüpte oynayan her gün koridorlarda kupalarla fotoğraflarını gördüğün her futbolcunun hayali gece rüyalarına girer. kabus deyip kalksan gittiğin her yerde sana durumu hatırlatıyorlar. kaçmak için telefona bakıyorsun orda da küfürler şelale. hiç uyanamadığın bir kabus yani. bunlar normal siz gençsiniz olabilir diyen zaman zaman bunun tam tersini yapsa da genel olarak üstünüzden yük almaya çalışan hocanız değişmiş. yeni hocan farklı şeyler anlatıyor ama taraftar iki geri pas yapınca yuhalamaya başlıyor. hazırlık pası yapacakken ara pasıyla adam kaçırmaya çalışıyorsun, pas verecekken şunu gol yapayım da kahraman olayım demeye başlıyorsun. bacakların titrediği için ne gol oluyor ne ara pasın geçiyor. taraftara biraz sabır, yuhalamayı falan maç içinde değil maç sonunda yapalım moral bozmayalım tarzı yazayım diyorum. sağdan ceza sahasına girecek babel önünde üç kişi varken nelsona dönüyor nelson berkan berkan nelson marcao nelson ben bilgisayar karşısında dünya değiştiriyorum tribündeki taraftar nasıl sabredecek. sen ağzını kapatsan vücudun yuh diye bağırıyor zaten. üstelik bu işi fedakarlıkla yapan tek kesim taraftar. harcadıkları zamanın, paranın, enerjinin karşılığını sadece sevinerek alıyorlar, almak istiyorlar. yani bu yukarda saydıklarımın hepsinin haklı oldukları konular haksız olduklarından fazla ama senin sn. başkan, senin haklı olduğun nerdeyse hiç bir konu yok. yahu bir insan aldığı her kararda attığı her adımda yanlış olanı nasıl seçer? seçiyormuş öğrendik sayenizde. a.albayrak başkan olacaklar para hazırlasın ödemeler var deyince paramız kaynağımız var böyle tehditler bizi yolumuzdan döndüremez diyordunuz. hani nerde paranız? hani nerde kaynağınız? kasa kolaylığı peki, sıfır. biz verdiğimiz sözlerin hiç birini tutamadık ama rivayı da biz çözelim diyorsunuz. şey mi yapsanız acaba rivayı kırdırarak değil de seçimde söz verdiğiniz paralarla, kaynaklarla bu sorunu çözseniz. eminim bu çözüm opsiyonunu duyunca erdal bakkalvari "bana böyle bir bilgi verilmedi. bana vaat verirken söylediğim baralarla borçlarını ödersin denmedi. denseydi ben kafamdam bara uydurmazdım. yapmazdım yani iskender, allah allah neden böyle bişey yapayım canım etim ne budum ne bakkalım ben bakkal. bara ne arasın bende canım allah allah, herkes işine baksın" gibisinden bir geri vites gelebilirdi. daha bir de işin diğer gelecek beyaz yakalı yönetimlerin dolaylı olarak önünü kesme, özlisecilere anahtar teslim kulübü bırakma, kulübü aldığından daha parçalı bırakma gibi kişisel kızdığım noktalar da var ama oralara da girip uzatmak istemiyorum. şunu söylemeden geçemeyeceğim yalnız. yönetimin sevgili kadın üyeleri o yönetimde hala nasıl bulunabiliyorsunuz? ben size saygımdan bu sorudan başka soru sormuyorum lütfen kendinize gelin gerekeni yapın. burak elmas teknik direktörü kovmayı, oyunculara/taraftara cezayı falan boş verip ilk iş olarak kendisi gitmelidir. lütfen git. git demenin tribünlerde başka türlüsü, medyada başka türlüsü, sözlükte her türlüsü söyleniyor. anlamıyorsunuzdur belki diye bir de şarkı olarak bırakayım.
kopsun nerden inceyse artık bu bağ bu düğüm
her gece daha berbat daha vahim gördüğüm
korkulu düşlerimi yorumdan kaçıyorum
sırf sana üzülüyor sırf sana acıyorum
hadi git benden sana dilediğince izin
öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin
ne vedaya gerek var ne de mektuba hacet
git de allah aşkına bir selama muhtaç et
hadi git ne bir adres ne bir hatıra bırak
zannetme ki pişmanlık mutluluk kadar ırak
giiiiit iş işten geçmeden giiiit
çok geç olmadan vakiiit
günahıma girmeden
katilim olmadan giiit