seçimi kazanma sebebi fatih terim'i galatasaray'dan gönderirken terör operasyonu yapar gibi alakalı
* olduğuna inandığı(!) hemen herkesi kulüpten uzaklaştırmış olan enteresan kişi. neredeyse florya'daki aşçılara kadar böylesine temizliğe girişmişken arda turan'ın takımda kalmaya devam etmesi, semih kaya'nın yeniden transfer edilmesi ise kendisinden beklenen türden bir çelişki.
zaman geçtikçe kendisinin kötü bir başkandan ziyade üst düzey bir yalancı olduğu ortaya çıkıyor. kulübün başındayken söylemleri-icraatleri-gerçekler arasındaki farklılık bir kenara, seçim sürecinde vaat diye söylediği her şeyin aslında palavra olduğu teker teker ortaya çıkıyordu. çıkıyordu diyorum çünkü seçimden bu yana geçen 8 ayda yalan olduğu ortaya çıkacak vaatleri de çoktan tüketti.
kendisi adına daha da trajik olanı, yıllar boyunca pr çalışması olarak kullandığı anlaşılan twitterda, bu sezon yaşadığımız hadiselerin daha hafif benzerleri karşısında attığı çok iddialı tweetler dönüp duruyor mütemadiyen. halbuki twitter'da "çizdiği" profil özellikle kongre dışı taraftarın kendisine çok sıcak yaklaşmasındaki önemli sebeplerden belki de birincisiydi. hoş kongre içine de fatih terim'le üç sene sözünü verip kazık attı ya..
öyle bir adam işte, neresinden tutsan elinde kalıyor. başarısızlığı ayrı dert, yalanları ayrı dert, pasifliği ayrı dert. istanbu'da bir kere bile tribünden izlemeye tenezzül etmediği takımları her avrupa deplasmanında büyükelçilerle fotoğraflatıp resmi siteye veren, tarihi bir rezillikle sonuçlanan hazırlık maçı sırasında devletin en üst makamına ziyarete giden, bir durum olduğunda her kurumun bir şekilde atmaya zorlandığı(!) mesajları en hızlı attıran; bu rağmen saha dışında her alanda dayak yiyen bir başkan. hatta federasyona baskına gittim diye haber yaptıran, federasyon kapısında kendince atar gider yapıp taraftara güven verip(!) 3 gün sonra lime lime doğranan muhtemelen gezegendeki tek başkan...
12 şubat 2022 galatasaray kayserispor maçında istifa tezahüratlarının yerini küfürlü bir istikamet gösterme ile değişmesi tek başına kendisiyle ilişkilendirip tarihe not düşmek belki eksik bir okuma olur ama malesef fazlasıyla hak etmiş durumda kendisi.
20 yılı geçmiş taraftarlık dönemimde büyük başarılar da çok kötü dönemler de yaşadım. hakikaten "büyük başkan"lar da gördüm, "acılarla yüreğimizi kararttın" başkanlar da. idari ve sportif olarak en kötü profili çizen başkan bile tamamıyla olmasa bile arada sırada galatasaray başkanlığı makamının ağırlığına yakışan bir profil çizerdi. bu da taraftarın çok sert tepkiler gösterse bile küfür ya da saygısızlık boyutuna geçmemesini sağlardı.
ancak kendisi gerek yalanları, gerek başarısızlığı, gerek pasifliği, gerek iletişim beceriksizliği, gerek yönetim kurulundaki diğer üyelerin çizdiği profille malesef galatasaray başkanlığı makamının saygınlığını kendi bitirmiştir. hele ki günümüzde içinde olduğumuz dünyayı da düşününce bu tarz tezahüratların gelmesi çok da sürpriz değil. hatta gidişat böyle devam ettiği sürece bu işlerin daha da şiddetlenmemesi asıl sürpriz olur...