her defasında tartıştım. hep alttan alarak bir şeyler katmaya çalıştım arkadaşlarıma, beni dinleyip muhattap olanlara, az biraz futbol adına konuşabileceğim insanlara.
kim için tartıştığım başlığına da yazdığım gibi ortada. savundum. hiç usanmadan, kararımdan gıdımlık bir mesafe ile sapmadan...
hep ortaya atılanlar şöyleydi;
geldiğinden beri takım top oynamıyor. ( fakat kimse demiyordu şu takım oynayamıyor diye)
hatta bir yazımda şöyle bir şey demiştim:
***bir gün bir adam gasp ediliyor ve kendisine saldıranı çekip vuruyor. bunun üzerine dava,mahkeme derken
artık adam dayanamıyor ve sitemleniyor; '' tamam her şey dediğiniz gibi olsun. ben ettim bir aptallık ve bana saldıran gerizekalı herifi vurdum! iyi ne güzel şimdi bana hapis cezası veriyorsunuz fakat bana saldıranın hiç mi suçu yok? yani hırsız çok mu temizdi de şimdi öldü ve badem gözlü oldu?''***
sonra bu da olmadı. ben yine kendimce bir şeyler açıklamaya çalıştım.
dedim ki;
'' abi şimdi sen evinde yemek yapıyorsun. tamam mı? - tamam.
içeriyie geçtin beş dakikalığına. çünkü telefon çalıyordu ve acil bakman lazımdı. tamam mı? tamam.
ee sen gittin telefonla konuştun fakat mutfağa gelip yemek için ocağa bakmayı unuttun. daldın gündelik işlerine.
peki şimdi ne olacak? tabii ki yemeğin dibi tutarak yanmaya başlayacak. tamam mı ? tamam.
e yani şimdi yemek yandıktan sonra sen ne yapabilirsin? ne yaparsan yap, nasıl istiyorsan dene fakat tadı bir kere gitti onun değil mi? evet abi. bir kere yandı mı ben daha nasıl yerim o yemeği?
bak şimdi sen de ne güzel söylüyorsun. demek ki bu durum neyi ön plana çıkarıyor?
tabii ki yeni malzemeler alınacak, yeni bir tencere, yeni sebze, yeni yiyecekler alacaksın ve baştan yapılanacaksın. daha doğrusu her şeyi yeniden bildiğin gibi, sana zorluk çıkartmayacak şekilde hazırlayacaksın.
fakat düşünebildiğin gibi bu biraz zamanını alacak. yani sen yemeğe başladın, fakat telefon gelince unuttun gittin. komşuya çıktın yarım saat geçti üzerinden. bir ton lafa daldın ve evine yeni döndüğünde her şeyin baştan çıktığını fark ettin...
özetlersek:
artık bu saatten sonra ne yaparsan yap toparlayamazdın. elinde sihirli bir değnek maalesef yoktu.
eve gelen misafirler çok yüklendi sana. sen anca yeniden yetiştirmek istedin fakat biraz zaman aldı.
tabii ki konuklar buna burun kıvırdılar. bu nasıl bir iş dediler.
yine de sen bütün iyiliğin ile yemek hazırlıyordun. hani yuvanda ve rahat olarak. kendi evinin rahatlığını arkana alarak.
maalesef pek fazla anlayış gösteremeyen misafirleri konuk etmiştin...
kaptanım her daim benim için;
bülent korkmaz'sın. sadece bu isim bile tüylerimi diken diken ediyor işte.
(bkz:
#81988)