• 26
    galatasaray acisindan terim'in en basarili dönemidir. kendi kariyeri acisindan ise ikinci siradadir. milli takimi euro 96'ya götürmek, bir turk takiminin uefa kupası almasindan daha buyuk olaydir. iste terim'in ne kadar büyük hoca oldugu da burda ortaya cikiyor. turk futbol tarihinin en onemli kirilma noktalarinin basarisinin sahibi. bir daha terim kariyerinde bir hocayi bu takim zor gorur.
  • 29
    galatasaray icin en başarılı dönemdir.

    fatih terim icinse oran olarak çoğu dönem* birbirine yakın seviyededir. tabi bu dönem özel taclandigi icin gönlümüzde yeri ayridir.*

    gecen seneki kadroyla uefada yaptıklarının da ne kadar başarılı olduğu görülmesi gerekiyor. elinde sadece okan buruk emre belözoğlu suat kaya üçlüsü bile olsa 2.uefa sürpriz mi olurdu?
    (bkz: kadro farkı)

    ayrıca 3. galatasaray döneminde de hakemle real madrid'e elenmişti. o sene bayern munih varken ucl zordu ama yine de ciddi başarı var ortada.

    euro 96'si 2008'i. fatih terim her döneminde fatih terimdi. kadrolarınla yapabileceği maksimum başarı neyse ona ya ulaştı ya da yaklaştı.

    (bkz: imparator fatih terim)
  • 30
    terim belgeselini izledikten sonra da yine niye bittigini tam olarak anlayamadim. faruk süren "2000 mayis ayi sonunda hocayla bulustuk ve 2000-01 kadrosunu konustuk" diyor. sonra muhtemelen hocaya fiorentina'dan teklif geldi, o da bunu baskana iletti ve yonetim de "peki buyur git o zaman" dedi. turk futbolunun en muhtesem donemine yakisacak, guzel bir final bence. yine de belgeselde iyi aciklanmamis, mesela hocaya fiorentina ilk ne zaman ve nasil yanasti acaba...
  • 31
    bitiş nedenini olayların içinde olmayanların anlamakta zorluk çekeceği dönem.

    1996 yılında başa geçen faruk süren yönetimi a milli takım teknik direktörü fatih terim ile 4 yıllık sözleşme imzalar.

    2000 yılına girildiğinde takım ligde geride kalan 3 sezonu da şampiyon tamamlamış ve açık ara dördüncü şampiyonluğa koşuyor, 2 süper kupa, 1 türkiye kupası almış, 1998-99 sezonunda şampiyonlar ligi'nde çok sükseli bir sezon geçirmiş ve avrupa dahil 3 kulvarda da emin adımlarla ilerlemektedir.

    kamuoyunda 2000 yılının ilk periyoduna damga vuran iki şey vardır; cumhurbaşkanı süleyman demirel'in dolmak üzere olan görev süresi ve galatasaray teknik direktörü fatih terim'in bitmek üzere olan sözleşmesi. kaderin cilvesi ki ikisi de mayıs ayında çözümlenmiştir.

    eh uefa şampiyonluğu ve firesiz 4 sezon şampiyonluk bizim ülkemizde eşi benzeri görülmemiş şeyler olduğu için fatih terim bir anda altın değerinde bir teknik direktör haline geldi. ama tabi edirne'nin batısı ve ötesi için durum farklıydı. onlar terim'i daha yeni tanıyor ve bir türk'ün kendi ülke takımı ile yakaladığı başarılar şaşırtıcı geliyordu. terim acaba "one season wonder" mıydı? örneğin tarihin en büyük takımlarından milan, terim'in kendini biraz daha kanıtlaması için onu radarına alsa da gelecek sezon için pas geçiyordu. nisan 2000'de bugün transfer sezonlarındaki o kabak tadı veren duyumcu söylentilerine benzer şekilde her gün "terim gidiyor", "terim kalıyor", "terim'e x takım kancası" şeklinde haberler çıkıyordu.

    iki buçuk yıllık başkanlık kariyerinde 3 galatasaray şampiyonluğu gören fenerbahçe başkanı aziz yıldırım fatih terim'e teklif yapar. paranın her kapıyı açacağına inanan yıldırım galatasaray'da aldığının üç katı bir para teklif eder fatih terim'e. terim galatasaray'da kalmayacak olsa bile sarı kırmızılı camia ile özdeşleştiğini belirten bir yazılı açıklamayla fenerbahçe başkanının teklifi reddeder. aziz yıldırım da rotayı a milli takım teknik direktörü mustafa denizli'ye çevirir.

    mayıs ayında galatasaray hem uefa kupası şampiyonu, hem türkiye kupası şampiyonu, hem de üst üste dördüncü kez lig şampiyonu olur. uefa şampiyonluğu sonrası tbmm'ye davet edilen terim, anap meclis grup toplantısında mesut yılmaz'ın davetlisi olarak kürsüye çıkar. mesut yılmaz terim'in galatasaray'da kalacağını ilan eder. ama terim konuşmasında renk vermez.

    fatih terim fakir bir yaşamdan gelerek zengin olmuş biriyken galatasaray yöneticileri anadan, babadan zengin kişilerdir. ve geride kalan 4 yıla çoğunlukla aralarındaki bu çatışma damga vurmuştur. terim'i dışlayan ve "ayakkabılarının topuklarına basarak gezmesine" kadar farklı şekillerde eleştiren "papermoon aristokratları" ile kendini üstün biri olarak kabul ettirmek için, dokunulmaz olmak için agresifleşen ve başarılı olmayı hayat memat meselesi haline getiren "adanalı fatih"in çatışması.

    fatih terim yöneticilerden "lütfen kal" demesini beklerken yönetim gidebileceğine inanmayarak "gidebiliyorsan git de görelim" kafasındadır. 18 mayıs 2000 ve 31 mayıs 2000 arasında terim ve yönetim arasında "bak giderim ha" - "git de görelim" iddialaşmaları yaşanır ve takvimler hızla sözleşmenin biteceği 31 mayıs 2000'e ilerler.

    sadece tbmm ziyareti sonrası anap genel başkanı ve başbakan yardımcısı mesut yılmaz'ın araya girmesiyle 24 mayıs 2000 gecesi faruk süren'in beylerbeyi'ndeki yalısında 7 saat süren ve terim'in hagi'nin gönderilip yerine zidane'nın alınmasını istediği o meşhur toplantı yapılır.

    fakat akabinde ne süren alttan alır, ne terim alttan alır. neticede fatih terim'in 31 mayıs 2000'de sözleşmesi biter ve terim 1 haziran 2000'de uefa kupası zaferine rağmen kendisine gelen teklifler içinde en iyisi olan fiorentina'ya imza atar.

    böylece birinci fatih terim dönemi neden bittiği anlaşılamayan bir şekilde son bulur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın