yeni nesil taraftarları daha ziyade türkiye sınırları içerisinde fenerbahçe'den haz etmemesine karşın, eski nesil taraftarları galatasaray'dan hoşlanmamaktadır. eski nesileden kasıt, 40 yaşını devirmiş olmasıdır. işte o eski nesil ve ortalama bir bjkli, şerefli ikincilik lafını çok sever ve olur olmaz kullanır. bunun da sebebi, galatasaray'a sallamaktır. hatta
galatasaray'a sopa gösterirken, fb'yi savunma noktasında bile bulabilir kendini. lafı "galatasaray şikeyle, şunla bunla şampiyon oldu, lakin fb'de bu yoktur"a getirir ve ekler: ikinciliklerimiz boşuna
şerefli sıfatına nayil olmamıştır! bu ortalama siyah beyaz kişi, dededen beşiktaşlıdır, geberirken de bjkli olarak geberir. ama dertli dertli diğer tarafa göçeceğine şüphe yok. çünkü, galatasaray'ı ve fenerbahçe'yi daha doğrusu bu rekabetin bir yerde bir güç gösterisi haline dönüştüğünü üzülerek görür ve mütemadiyen sitem içerisindedir. örneğin,
lig tv aboneliğine en çok sahip olan taraftar galatasaraylıdır, maç ertesinde en fazla
gazete tüketen de fenerbahçelidir medyaya göre. o da gün görmüş bir
bjkli olarak bu bu realiteden -belki de balondur bu- sıkılır. medya şişirmesi, medya üfürüklemesi der sürekli bu
gs-fb derbisi için, ki haklıdır da zaman zaman. arz-talep dengesini hiç mi hiç söz konusu yapmaz ama. dünya derbisi olarak da kabul etmez sonra, "üzerine belgesel çekilmiş ama dayı" dersin, sana dinden, siyasetin etkilerinden dem vurur derbi unsuru olarak. oysa, onu da medyadan öğrenmiştir ivedilikle. sonra lafı "
galatasaray büyük ama aga"ya getirirsin, o ise
ilber ortaylı tarihiyle limon sıkmaya çalışır bu söylemine. birden bu gerçeği kabul etmiş gibi yapıp kıvırma yöntemlerini de ciddiyetle dener, tedbirli ol! ve çoğunlukla, "
büyük olmak" lafının ne manaya geldiğini anlaması, kendisinin ve takımının ne olduğunu anlamasıyla aynı zaman zarfına tekabül eder. ve bu erdem, o ve onun gibilerden sonraki nesillerin gerçekleştirebileceği bir ruh ve akıl halidir. en azından öyle umuyorum, ben kendim.