• 103
    bizim tezahüratlarımızı yeniden uyarlayıp bize karşı kullanmaya çalışmışlardır maçta; * ama yemedi çünkü duyamadık sizi! maçtan önce pek bi heyecanlılardı, yazık 3. dakikada yiyince golü, kibarca sindiler köşede. hayır anlayamadığım, bizim tezahüratlara kasacaklarına, kendi takımlarına biraz bağırsalardı... gerçi onlar da duyulmazdı, eski açığın dibinde:) *
  • 105
    o tellere tırmanıp bize siz görürsünüz tarzında işaret yapan ilk takımın taraftarı beşiktaş değil. trabzonlusuda yaptı fenerlisi de. ama ben hiç misafir tribünününe dünkü 12 eylul 2009 galatasaray besiktas maci'nda ki kadar yakın olmamıştım. yanımda bir çok insan sürekli su fırlattı onlara. onlardan da bize geldi. yanımdakileri engellemeye çalıştım. atmasınlar diye bütün suları içtim ama bir yere kadar. o tellere tırmanan gerizekalı aşağıya polis olmasaydı inebilir miydi? ben hiç kimsesin bile bile ölüme gideceğini sanmıyorum. hepsi sadece yeni yetme ergen camiası. ve ali sami yen dediklerinde stadı kastediyorlardır, kişiye asla küfretmezler diye ne kadar polyanna* bir insan olduğumu kendime bir kez daha hatırlattılar. çarşıyı hiç sevmezdim. şimdi nefret ediyorum. yazık lan size. soluduğunuz havaya yazık. insan ziyanları...
  • 106
    derbilerde deplasman takımına ait biletlerin el altından dağıtılmasının önemini vurgulamışlardır 12 eylül 2009 galatasaray beşiktaş maçı'nda yaptıklarıyla. zira deplasman tarafı biletleri alışılageldiği gibi inönü'deki gişelerden değil internet üzerinden satışa çıkmış; ipini koparıp iki tık yapan sami yen'e gelebilmiştir. yarın bizim kadıköy ya da inönü'deki maçlarımız için de biletler sadece internet üzerinden satılırsa benzer sahnelerin galatasaray taraftarına ayrılan bölümlerde yaşanması da kaçınılmazdır. tribünde olay çıkarmanın bile bir adabı, kültürü; kaba tabirle raconu vardır. bundan bihaber, taraftarlık ömrü forumlarda sağa sola salça olmaktan ibaret olan insanların eline geçince deplasman tarafı biletleri; dün akşam yaşanan olaylar kaçınılmazdır ne yazık ki. bu da türkiye'de "taraftar" denen kitle özelinde türk milletinin içinde olduğu cinnet halinin bir göstergesidir...
  • 108
    saygı görmek için her şeyden önce saygı göstermek gerekir. rakip takım taraftarı olan pek çok arkadaşım var. elimden geldiğince hepsine seçimlerinden dolayı saygı duymaya çalışıyorum. ben nasıl galatasaray'a gönül vermişsem, onlar da başka renklere gönül vermişler. ben nasıl takımım yenildiğinden üzülüyor, kazandığında seviniyorsam; onlar da kendi takımları için aynı şeyleri hissetmişler. ben nasıl taraftarsam, onlar da birer taraftar. seçimleri sebebiyle kimseyi suçlayamayacağımız aşikar. ne bir derbi sonrası "ahahah nasıl koyduk olum size!" demişimdir ne de yıllar öncesinde yapılmış bir maçı hatırlatarak onları ezmeye çalışmışımdır. bunun tek sebebi de saygı. ben onlara saygı duyduğum sürece onlar da ellerinden geldiğince saygı göstermişlerdir. iyi niyetle yaklaşıp sonrasında saygısızlık gördüğüm de oldu elbet. öyleleriyle anında ilişkiyi kestim. hayata dar çerçeveden bakan, başarıdan anladıkları rakiplerinin başarısızlığı olan kişilerle yapamam. galatasaraylı olsa bile...
    karşıdakini ezmeye çalışmak, "biz şu tarihte size çok fena koymuştuk." demek bastırılmış eziklik duygusunu ortaya çıkarmaktan başka bir şey değildir.

    saygıdan bahsediyoruz. insan ilişkilerinin olmazsa olmazlarından biridir saygı. klasik söz vardır hani; "kimseyi sevmek zorunda değilsiniz; ama saygı duymanız gerekir." bu söz doğrultusunda hareket etmeye çalışıyorum. peşin hükümlerden kaçınıyorum, karşımdakinin kendisini ifade etmesini bekliyorum. en sonunda da kendimce kararımı verip, doğruyu yanlışı belirliyorum. önyargılarla ve öfkeli ruh haliyle alınmış kararların bir yararını görmedim. bir hata yapmamak için de acele kararlar vermekten, birinin kalemini kırmaktan kaçınmaya çalıştım. hatalar da yaptım elbet; ama pişmanlık duymadım bunlar için. o an kendimce doğru olanı uygulamıştım çünkü. uzun vadeli sonuçlarını kestirememek bir pişmanlık yaratmıyordu.

    dün akşamki maçı * bazı sebeplerden dolayı izleyemedim. ara ara skordan haberim oldu sadece. kapalı tribündeki koreografiyi, mabeddeki ambiyansı merak ederek gece yarısına kadar vakit geçirdim. maç özetinin bir kısmını izleyebildim, gollerin şıklığını takdir ettim. olay çıkmaması da ayrı bir mutluluktu benim için. sözlüğe girip yorumları okuduğumda ise tam bir hayal kırıklığıyla karşılaştım. büyük kurucumuz ali sami yen'e, taçsız kral'ımız metin oktay'a yapılan saygısızlıklar yazıyordu. anlam veremedim, bir kulüp taraftarı ali sami bey'e, metin'e neden saygısızlık etsin; neden iğrenç küfürler savursun ki? hala da anlayamıyorum bunun sebebini.

    beşiktaş taraftarı, hiçbir zaman içimin ısınmadığı; ama yine de saygı duyduğum bir taraftar topluluğuydu. her türlü olumsuzluğa rağmen takımlarını desteklemekten vazgeçmiyorlardı. hayattaki her şeye karşı olmaları, marjinal olma çabaları, populer olma sevdaları rahatsız etse de saygı duymaya devam ettim. basın tarafından sürekli şişirilen bir balonun patlama zamanı gelecekti elbet. bu kadar övülen, harika şeyler yapıyormuş gibi gösterilen beşiktaş taraftarı, dün akşamki maçta tüm rezilliğini göstermiş. merak ediyorum, kaç kişi çıkıp bunu haber yaptı ya da yapacak? kaç kişi çıkıp "beşiktaş taraftarı ayıp etti." diyebilecek?
    uzunca bir süredir yaptıkları tek şey 90 dakika küfür etmek olan bir taraftar topluluğundan bahsediyorum. ne takım sevdası ne de arma aşkı... tek bildikleri, a'dan z'ye herkese küfür etmek; sonra da bunun adına yaratıcılık demek.

    hayatta kutsal şeyler vardır. ali sami yen ve metin oktay da galatasaray için en kutsal değerlerdir. belki pek çok kişiye abartılı bir örnek gibi gelecek; ama galatasaray dinse, ali sami bey tanrı, metin oktay da peygamberdir. beşiktaş taraftarı, bizim için bu kadar kutsal olan değerlere aşağılık küfürler savurmuş, saygı duruşu sırasında terbiyesizlik yapmıştır. insan olmanın temellerinden biri olan 'saygı' kavramından yoksun bu topluluk, eminim kendiyle gurur duymuştur bugün. biz böyle büyük taraftarız demiştir.

    değer verdiğim şeylere saygı duymayan bir taraftara saygı duymamı kimse beklemesin. dün sami yen'de kutsalıma sövenler bu ülkenin en aşağılık insanlarıdır benim için. yıllardır, kendini bir galatasaray'a bir fenerbahçe'ye yamamaya çalışan sözde üçüncü büyük kulüp, fenerbahçe ve galatasaray'ın en kötü olduğu dönemde çifte kupa şampiyonu olmuş beşiktaş; asla saygı görmeyecektir benden. yeri gelince de en ağır eleştiriyi yapacağım. siz ali sami bey kadar idealist, metin kadar cesur olmayı ne bilrisiniz? kaç tane efsaneniz oldu şimdiye kadar? anca sövmeyi bilirsiniz, anca tribünde kendinizi tatmin edersiniz. gidin kendinizi avutun şimdi, biz bu ülkenin en büyük taraftarıyız diye kandırın kendinizi. ibne basın bunu da yazmasın, iki gün sonra "çarşı küresel ısınmaya karşı! su tüketimini azaltmak için duş almamaya karar verdiler" yazsın, millet de sizi alkışlasın. tek yaratıcılıkları küfür etmek olan topluluk;
    insanlığa karşı oluşunuzla övünün. orkinos beyinli zavallılar.
  • 109
    ''beşiktaşlı duruşu'', ''şerefli ikincilik'' gibi uydurma kalıpları yıllardır her birinin ağzından duymuşuzdur. kendi kendilerine evcilik oynamaktadır bu arkadaşlar. zira yıllar onlar için başarısızlıklarla geçiyor gidiyor haberleri yok. ne ''beşiktaşlılık duruşu'' kaldı ne de duramayışı. geçen sene aldıkları şampiyonluk kupasının beşiktaş taraftarı için sadece müzelerine gitmiş bir +1 den ibaret bir kupa olduğunu biliyoruz. desibeldi, herşeye karşıydı derken ''büyüklük'' kavramının yanı sıra şuurlarını da kaybettiklerini dünkü * tavırlarından belli ettiler.
    ali sami yen beyin kurucumuz olmasını, henüz o yıllarda futbolun ufkunu şimdiki başkanlardan çok daha geniş boyutlara taşıyarak
    *, türk futbolunun yönünü çizerek ne derece katkılar yaptığını bir kenara bırakalım. hayatta olmayan birine küfür edecek kadar ''delikanlıdır'' bu arkadaşlar.

    tanım: yaparımda tek değilim bu sözlükte...

    not: kimse bütün camiaya bağlanmaması gerek demesin, bu sefer komik olur.
  • 116
    takım destekleme konusunda '' sıfır '' olan taraftar. dakika 70 dale cavase yapmaya başladılar. maçı o dakika da açmış birisi skor'a bakmasa '' herhalde beşiktaş 3 ve ya 4-0 önde der '' halbuki işin aslı öyle değil. maçın en kritik anlarına girilmiş ve skor 0-0 yani çok önemli dakikalar, karşındaki de manu ise, yersen çıkartamazsın. peki beşiktaş taraftarı ne yapıyor ? dalgasına bakıp şov yapıyor, skorla alakaları yok. alın işte çok övülen yaratıcı taraftar. yaptığı gereksiz şovlarla ün kazanmış dünyanın en keko taraftarı. aslında bu şovu bizim maçta'da yapmışlardı ki maç o sırada 2-1'di, 1 tane atsak gümbürtüye gideceklerdi ama allah korudu. (bkz: şimdi onlar düşünsün)
  • 117
    çok bilmişlik yapmak yerine feyz alması gereken taraftarlar. en basit örnek olarak 30 eylul 1998 galatasaray athletic bilbao maci kasetini geriye sarıp sarıp izlemelerini salık veriyorum. dakikalar doksanı bulmuşken hala "bizim için bilbao'ya gol" diye bağırıyorduk tüm stad. nasıl takıma destek olunur, bir maç tribün ile nasıl kazanılır öğrensinler.

    (bkz: yazık lan)
  • 118
    15 eylul 2009 besiktas manchester united macinda golden birkaç saniye sonra * "yenilsen de yensen de" makamından tezahüratlara giriş yaparak acıların çocuğu modunu ne kadar sahiplendiklerini, ne kadar kabullendiklerini kanıtlamışlardır. takım falan zerre umurlarında değil bunların, o kadar para vermişim, istediğim gibi kendimi eğlendiririm havasındalar. keşke * feshettik kendimizi dediklerinde gerçekten el ayak çekselerdi de desibel ya da takımını ateşleyen taraftar safsatasına sokmasalardı spiker bozuntularını da.! desibel rekoru değil gün geçtikçe eziklik rekorlarına imza atacaklar.
  • 122
    manu'yla oynadiklari macta gerek yaptiklari bizden calinti tezahuratlarla, gerek yedikleri golden sonra tossss diyerek balonlari sonup oturmalariyla, gerek son dakikalarda pismis kelle gibi siritarak (skor 0-1 aleyhlerine ustelik) rakip takimin 18 kisilik kadrosunda bulunmayan futbolcularinin fotograflarini cekmekle, gerekse diger bilimum irili ufakli eziklikleriyle bana/bize ve "muhtesem tarafsiz" turk basinina nasil bir balon olduklarini ve aslinda ne kadar ezik olduklarini ispat etmislerdir. ezik, kopukten balon ve bizim macta ettikleri kufurlerden dolayi hoduk taraftarlardir.
  • 124
    15 eylul 2009 besiktas manchester united maci'nda takımları 0-1 mağlup durumda dakika 85 mi ne. numaralıdan beşiktaş taraftarı bir adam beliriyor ekranda. elinde kameralı telefonu maçı 18 dışında olmasına rağmen pür dikkat takip eden rio ferdinand'dan poz istiyor... rio kafasını çevirip pozu veriyor falan sonra.

    hadi o pozunu versin. adam yedek bile değil. o'shea ile maçı izliyor ayakta. kaldı ki dönmüyor bile kafasını çeviriyor.

    sen orada beşiktaş taraftarısın. takımın iyi mücadele ediyor golü yiyene dek... boş işlerle uğraşıyorsun.

    böyle örnekleri görünce daha bir seviniyorum galatasaraylı olduğuma.(u: haftasonu ali sami yen'de yaptıklarına dair aldığımız rivayetlere girmeyeceğim bile!)
  • 125
    ajdar anık'ın aylarca talkshowdan talkshowa gezdirildiği, popstar abidin'in pop müziğin yeni ikonu olarak lanse edildiği, bbg melih ve bbg eray'ın kavgasına haftalarca gündeminde yer veren ülkenin insanları tarafından bi b*k sanılarak aylarca adam yerine konulan ve sonunda ne ajdar'dan, ne bbg eray'dan,ne bbg melih'ten ve ne de popstar abidin'den bi farkı olmadığı anlaşılan çapulcu topluluğudur.

    peki sadece bu mudur beşiktaş taraftarı?

    hayır!

    beşiktaş taraftarı demek anneye söven demektir.
    beşiktaş taraftarı demek bi şekilde ayık gezmemekle övünen demektir.
    beşiktaş taraftarı demek "uyum içinde olmıycam, bi şekilde farklı olcam ben!" diye emo olan yeni yetmeler gibi ota boka karşı olan demektir.
    beşiktaş taraftarı demek 3-5 "solcu terim" ezberleyip kendini solcu sanan demektir.
    beşiktaş taraftarı demek ard arda 2-3 kere "kahrolsun israil!" diye bağırınca israil'in kahrolduğunu zanneden demektir.
    beşiktaş taraftarı demek sırtında "kızılay" yazan formayı giyen ama hayatında bir kere bile kan bağışı yapmayan demektir.
    beşiktaş taraftarı demek çok bağırmakla tezahurat yapmanın arasındaki farkı bilmeyen demektir.

    kısacası;

    beşiktaş taraftarı demek bi bok olduğunu zannetmek ama aslında hiç bi bok olamamaktan öteye gidememektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın