• 26
    buna tepki göstermek yüzsüzlük ve zeytinyağı gibi üste çıkmaktır. bir insan hiçbir zaman hep haklı olmaz bazen de haksız olursun. hatanı görür, kabul eder, gerekli tecrübeyi alır hayatına devam edersin.

    buna tepki gösteren adam hatasından ders filan almaz. nato kafa nato mermerdir. hata yapan adama kızmam ben ama hatasını kabul etmeyeni, hatasında ısrar eden adamı görünce bende sigortalar atıyor.

    olmayacak duaya amin demişsin, bile bile lades demişsin, 2+2 sonucu 5 olabilir demişsin, sen bunları yaparken seni uyaran adam suçlu dimi? bırakın kardeşim.

    bu yaklaşım ancak ortadoğuda vardır. çıkar beni kandırdılar eleştirme filan der, paralel der, çapulcu der, çıkar zeytinyağı gibi üste. bunun spordaki örnekleri de burda var işte. körü körüne hamza savunan adamlar sırf türk diye şimdi de denizli savunuyor. aynı muhabbetler hamza'ları çıkar denizli koy entryler aynı. allahtan şimdilik sayısı az. onun nedeni de hamza bunları öyle bir şapa oturttuki utançlarından daha çıkamıyorlar. böyle başlıklarda çaktırmadan kasıyorlar. iki başarı gelsin coşacaklar yine.
  • 28
    çoluk çocuğu gözler önüne sermiştir. beyler, insanlar öngörüde bulunurlar. öngörüleri konusunda özellikle hakaretamiz bir şekilde eleştirilirlerse, kendi karakterlerini de fikirlerine siper ederler, bunun neticesinde de haklı çıkmaktan mutluluk duyarlar, bunu da belirtirler. bundan rahatsız olacağınıza neden öngörüleriniz zayıf bununla ilgilenin. büyüyün.

    evet ben demiştim. biz demiştik. bununla yaşamayı öğrenin bence. komik oluyorsunuz.
  • 29
    (bkz: #2117301)

    --- alıntı ---

    bu maçta "taktik maktik" olmalı. "dan dun" yerine de gayet akıllı ve soğukkanlı bir şekilde oynamalıyız. ilk golü ne kadar erken bulup topu ayağımızda tutarsak rakip çözülmeye bir o kadar yatkın. fakat duran toplarda da, kontra ataklarda da bir o kadar tehlikeliler. gole gidiyoruz derken bizim helva defans iki tane saçma sapan gol yerse işte o zaman fena çuvallarız.

    --- alıntı ---

    (bkz: 12 şubat 2017 galatasaray kayserispor maçı)

    en tırt "ben demiştim" söylemlerinden biri olabilir. bizim takımı bilen, rakibi de az buçuk tanıyan herkes şu yorumu yapabilirdi. prim yapmak için değil ilerisi için ders çıkaralım diye paylaştım.
  • 30
    itici bir söz öbeği. tıpkı keşke gibi. keşke hiç kullanmak zorunda kalmasak. ancak an geliyor zaruret oluyor.

    yazacaklarım kendi adıma olduğu kadar, sözlükte fikrini ifade etmeye çalışırken, genel kanıya aykırı görüş ileri sürdüğünde tepesine çullanılan yazarların da duygularına tercüman olmak amaçlıdır.

    ne diyelim kardeşim ben demiştimden başka. hiç kimse dinlemiyorsa, herkes burnunun dikine gidiyorsa ne diyelim.

    en tepenizdekinden, bizler gibi sıradan taraftarına kadar,

    hepinize demiştim,

    demiştik,

    dinlemiyorsunuz.

    dinlemiyoruz.

    fatih terim ve ünal aysal'a kibirlenmeyin, fener medyasınının gazına gelmeyin, galatasaray'a yazık etmeyin demiştik, dinlediler mi? hayır.

    hamza hamzaoğlu'na yerli seviciliği bırak dedik, feryat ettik, dinledi mi? hayır.

    prandelli, riekerink, olmaz dedik, yönetimler dinledi mi? hayır. bu sözlükte yazan trollerin kuyruğuna takılan romantikler dinledi mi? hayır.

    dursun özbek, galatasaray'ı yönetemez dedik, genel kurul dinledi mi? hayır.

    galatasaray'ın sahip olduğu taşınmazları mirasyediler gibi üç kuruşa satmayın diyoruz, dinleyecekler mi? hayır.

    lisecilere, lise deniz ise galatasaray okyanus olmuştur. bırakın bu liseciliği galatasaray'a en büyük kötülüğü yapıyorsunuz dedik dinlediler mi? dinliyorlar mı? hayır.

    ultraslan'a taraftarı tribünden soğutmayın, kaba kuvveti bırakın, cenaze marşı melodileriyle milleti uyutmayın, sucuk ekmeği az yiyin, sağlıklı beslenin dedik dinliyorlar mı?

    galatasaray'dan geçinenleri kulüpten uzaklaştırın dedik, kim dinliyor?

    kulübe destek olmak amacıyla naylon bileklikleri dahi düşünmeden alan birisi olarak, gsstore ürünleri dandik, kalite önemlidir, çulu çaputu fahiş fiyatlara satmayın, dedik, dinleyen var mı?

    üç yıldız, beş yıldız muhabbetini bu kadar abartmayın, galatasaray'ın kuruluş felsefesine uymuyor dedik, kimin umrunda?

    bu güne kadar, sözlükte kendimle dalga geçmek amacıyla "ben demiştim" temalı bir girim oldu. onu da moderasyon sildi haklı olarak. nereden kaynaklı bilmiyorum, sercan yıldırım'ın çok iyi bir futbolcu olacağına dair güçlü bir inancım vardı. kirita, sercan'ı benden daha iyi tahlil etmiş. ben gocundum mu? hayır.

    siz de gocunmayacaksınız. bin düşünüp bir yazacaksınız. tartışılabilir bir fikri olanın üzerine hücum edip linç etmeyeceksiniz. aksi halde bu sözlük çok rerere derken, birden artık rererö oldu demeye başlıyorsunuz.

    edit; imla ve bir kaç ekleme.
  • 31
    galatasaray'ın başarısızlığını ortalama bir fenerbahçe, beşiktaş taraftarından çok daha fazla isteyenlerin sıklıkla kullandığı sözcük öbeği.

    bu tipler sadece galatasaray söz konusu olduğunda değil hayatlarındaki her alanda bu cümleyi kurmak için yaşarlar. egoları yüzünden çevrelerinde tek bir gerçek arkadaşları kalmaz. eğer şansları yaver gidip kapitalist sistem içerisinde bir mevki edinirlerse de eyvah eyvah. yanlarına yaklaşılmaz bunların.

    bu "ben demiştim"cilerin daha popüler hale gelmeleri ve sosyal medya manyaklığı yüzünden anormal bir toplum yapısı oluştu. herkes "ben demiştim" demek için deli gibi tetikte bekliyor. bu durum en başta "ben demiştim"cilerin psikolojilerine, daha sonra da sevdiklerini iddia ettikleri şeye zarar veriyor, haberleri yok.
  • 32
    sırf bunu diyebilmek için galatasaray kaybetsin isteyen adamlar var. 9 aralık 2017 akhisar maçının kazanılmasından sonra tudor başlığında bunu net olarak anladım. takımın galibiyetinden memnun olmayan adamla doluydu lan sözlük. yok bu galibiyet para etmezmiş de bilmemneymiş. kazandık olum lan kazandık. bir beş dakika soluklan. tek dertleri de gitmesini istedikleri adamın galibiyet alması. zaten adamın başlığında 7/24 bir mesai var. bir tetikte olma hali. sıçsın da hemen bakın ben yazmıştım demek için galiba. şimdi de okuduğu kitaba takmışlar. güldüm amk.

    takıntı iyi bir şey değildir arkadaşlar. hayatta zaten 3-5 keyfimiz var, hocayı sevmiyorsunuz diye galibiyetten sonra üzülmenize gerek yok sırf ''ben demiştim yiaa'' diyebilmek için.

    vallahi tiksindim ya.
  • 33
    öngörü sahibi olanların kullandığı haklı sözdür. bırakın kaybetmemizi istiyorlar laflarını.

    misal, büyük maçları, derbileri bekleyelim öyle konuşalım diyenlere düzgünce cevap vermek yerine zeka kırıntısı göstermeyen sarkastik entrylerle cevap verilirse o adamlar da iki ay sonra ben demiştim der.

    ya bir de bu lafı edenler yakında galatasaraylı olmamakla suçlanacak. biz en azından muslera maçı satıyor diye imalarda bulunmadık.
  • 34
    sırf bunu diyebilmek için galatasaray'ın başarısızlığını isteyen insan karaktersizdir. bunu diyen insana hayatın her alanında asla güven olmaz. bu tarz insanlarla arkadaş, dost olunmaz. ancak insan arkadaşlarını, dostlarını seçebiliyor iken akrabalarını seçemiyor. sırf ben demiştim diyebilmek için akrabasının kötülüğünü isteyen çok kişi gördüm gördüm. bununla beraber gördüğünü söylemek de suç değil hatta tam tersine söylememek suç. eğer yanlış gördüğün şeyi söylemiyorsan bu da en az ben demiştimcilik kadar saçma. yalnız yapılan her eleştiriyi, her kötü yorumu ben demiştimcilik ile bağdaştırmak ise ancak kötü giden şeyi göz göre göre savunmak için sarılacak son daldır. savunulacak bir dal kalmadığında sırf ben demiştim demek için eleştiriyorlar demek de en az ben demiştimcilik kadar karaktersizce bir şey. bunun da altını çizelim.
  • 35
    helal be. öngörü sahibiymiş. bak bak sen. değerli galatasaray'ın değerli taraftarları lütfen şu anki güzel havayı bozmayın. bırakın da biraz huzurla dolalım. ne kininiz varmış. maç günleri bir ana avrat sövmediğiniz kalıyor ama hala bitmiyor o kin, o öfke. hala umutsuzca yazanların fikirlerine katılmıyorum. düşünce özgürlüğü ve yazma özgürlüğü olduğu için yazdıklarından gram haz etmiyorum, midem bulanıyor.

    evet sen demiştin. şimdi 3-b sınıfından x arkadaşımızı tahtaya çağırıp alkışlıyoruz. seviyeyi siz düşürdünüz buraya. kusura bakmayın.
  • 36
    bunun en net temsilcisi hıncal uluç'tur. kendisini hiç mutlu görmedim. kendisine göre o günün galatasaray'ı hiçbir zaman iyi olmadı. en net örneğini drogba'nın ilk maçından sonra hatırlıyorum. belki de türkiye'ye gelmiş en kariyerli oyuncu(tek rakibi roberto carlos) inanılmaz bir giriş yapmış oyuna. adam diyor ki 'siz maçın son on beş dakikasını izlediniz mi? önemli olan o ara akhisar'ın galatasaray kalesine nasıl geldiği'. sonra dede, fosil, dinozor, geri kalmış deyince kızıyor bu adamlar.
  • 39
    bunu demeyi çok seven insanların konu futbol olduğundaki en garanti yöntemleri hiçbir şeyi beğenmemektir. iyi olanı bile eleştirmektir.

    zira futbolda bir futbolcu da, teknik direktör de sürekli iyi kalamaz. elbette düşüşe geçeceği bir nokta olacaktır. o yüzden kimseyi beğenmezsen, eninde sonunda 'ben demiştim' diyebilirsin.

    örneğin sözlükte selçuk inan'ın o çok iyi olduğu zamanlarda nasıl boş beleş bir topçu olduğunu yazan adamlar vardı. ne oldu sonunda? selçuk inan bir yerde geriye gitti. şimdi o adamlar ne diyor? ben demiştim. iyi de abi sen bunu derken herif harika oynuyordu? 'olsun, ben geleceği gördüm. vizyonluyum çünkü.'

    hamza hamzaoğlu takımın başına gelir gelmez eleştirenler oldu mesela. sene sonu şampiyon yaptı herif, ee yanıldın aslında sen? ama yok, ertesi sene sıçıp batırınca 'ben demiştim'.

    örneğin tolga ciğerci. adam ilk geldiğinde harikalar yarattı ama birileri çöp ilan etti. sonra herif düşüşe gecti, 'ben demiştim' dedi. sonra bu sezon yine mükemmel başladı, ilk kötü oynadığı maçta başlıgının altı doldu, 'ben demiştim, gsde çalım atamayan adamın kanatta işi yok, bunu görmemek icin kör olmak lazım!!!'. ama abi adam sezon başından beri 6 gol falan attı sol kanatta, baya iyi oynadı. yok, 'ben demiştim, gördünüz işte'.

    yani 'ben demiştim' diyip durmak istiyorsanız arkadaşlar hicbir şeyi begenmeyin. eninde sonunda haklı cıkarsınız.
  • 42
    ya ne boş adamlarsınız yeminle sanki herkes tudor çok büyük hoca, ferguson gibi olacak yıllarca kalsın diye savunuyordu.

    bak güzel kardeşim tudor buradaki her adam tarafından eleştiriliyordu baştan beri, adama kimse tapmıyordu yani.

    olay çok basit. her sene yeni teknik direktör geliyor. avrupanın bir dönem en gözde hocalarından prandelli de beğenilmedi, beden eğitimi hocası denen riekering de. olan her seferinde bu takıma ve taraftara oldu.

    buradaki genel kanı şu. artık hoca değiştirmekten herkes sıkıldı, takıma zarar veriyor. yeni hoca demek yeni oyuncu demek bu da maliyet demek. sonra baska hoca gelince o da bunları ben almadim, sistemime uymuyor deyip yeni oyuncular alıyor. menejerler vs zengin oluyor sonunda takımımız para ve prestij kaybediyor, biz üzülüyoruz.

    tudor a en çok kızan kişilerden biriyimdir o kadar güveniyorum kızgınlıgıma ama popülist taraftarlık yapıp sonra ben demiştim demek kolay.

    tudor gitmeli şuan evet guardiola gibi büyük hoca olacağını düşündüğüm için kendime kızıyorum keşke ilk yanlışında gitmeli yeeaa diyen arkadaşları dinleseydi yönetim.*
  • 43
    bir değişik versiyonu da frikik gollerinden sonra ortaya çıkan söylem. frikik golü olmasın, hemen herkes ''x topun başına geçince gol olacak dedim, arkadaşlar x niye atıyor dedi oralardan yazar dedim, hakem düdüğü çaldığı an aklıma ilk x geldi, rüyamda görmüştüm x frikikten koyuyordu, x'in atacağını hissettim'' gibi şeyler söylüyor. herkes kahin olmuş lan.

    https://www.youtube.com/watch?v=9Yhv2Ke43aI
  • 46
    bir de bunun yanılmışım versiyonu olmalı.

    şahsen belhanda konusunda bu durumdayım. yiğidi öldür, hakkını yeme; şimdiye kadar fena mücadele etmedi, iyi oynadığı maçlar da oldu ama 31. hafta itibariyle; kaptırdığı toplar, veremediği paslar ve giremediği pozisyonlar * nedeniyle maalesef beklediğim performansın çok altında kaldı. ha bugün, ha yarın açılacak diye epey beklesem de gün itibariyle yanıldığımı görüyorum.

    ligue 1'de ortalamanın biraz üstü bir takımla geçtiğimiz sezonu 6 asist, 3 golle tamamlayan bir adamın süper lig'de ve ligin en iyi takımlarından birinde bu performansını ikiye katlaması gerekiyordu.

    bugüne kadar 34 yaşında ve performansı düşmüş bir sneijder'in yerini 5-6 yaş daha genç ve diri bir oyuncuyla doldurma fikri bana epey mantıklı gelmişti ama kalitesine göre vasat haliyle geçtiğimiz sezonu 17 asistle kapatan bir adam, bu sene biraz form tutmuş olsa şu belhanda'ya göre 29-30. haftalar itibariyle şampiyonluğu ilan ettirebilirdi. maalesef belhanda, wesley'i arattı bence. uzun lafın kısası bu.
  • 48
    en çok da “ ofsayt yağmuruna tutuyordunuz beni zamanında şimdi geldiniz dediğime” veya “ ben demiştim demeyi sevmem ama” diye başlayan kelimedir.
    daha önce paylaştığı girdiyi paylaşarak üzerine bir şeyler eklemek tamam güzel. ama yukarıdaki kalıplar gerçekten itici oluyor arkadaşlar. en azından benim için.
    aklıma direkt erman toroğlu sesinden: “ben demiştim bunu abiii “ gibi bir ses yankılanıyor.
  • 49
    çok sık olmasa da arada söylerim bunu ben de. normal şartlarda söylemem ama geleceğe yönelik herhangi bir tahminimi söylediğimde ve buna karşılık saygı görmeyip sert veya alaylı tepkiler aldığımda -"ne anlarsın", "boş yapma abi o ne ya hehe" gibi mesela- ve ileride benim dediğim şekilde olaylar cereyan ettiyse bazen içimden, bazen hem içimden hem dışımdan "naber yrrm" ile birlikte söylerim.
    en gıcık kaptığım olay ise bunu günde otuz defa kullanıp her kullanışından önce "ben demiştim demeyi sevmem ama" ile başlayan insanlar ki bunlar burada da mevcut. sen seviyorsun kardeşim "ben demiştim" demeyi yorma bizi yahu. tamam sen demiştin amk.
    -bugün ayın kaçı muhittin ?
    +25'i abi.
    -ben demiştim amk 2 gün önce...
  • 50
    öncelerde çok kullanırdım ve severdim bu olguyu. sanki farklı bir haz verirdi. ancak yaşım ilerledikçe, yaşananlar yaşandıkça hiç bir anlamı ve esprisi olmadığını düşündüğüm olgudur. söyleyene de söyletene de duyana da sadece ortamında bulunana da hiç bir faydası yoktur.

    kişisel olarak mutlak suretle uzak durmaya çalıştığım olgudur, sadece bu algıda ve seviyede olanlara karşı belki empati yapmayı öğrenebilirler, belki kişisel gelişimlerini sağlarlar diye üstüne basarak kullanırım.

    bir çözüm olmayacak ve nihayete ermiş konularda belki kullanılabilir. yani kişilerin hayatları ile ilgili bunu yapma şunu yapma şeklinde değil de bu iş buraya gidiyor yada bu kişi net böyle olacaktır gibi net durumlarda belki kullanabilir. örneklemem gerekirse arda kişisi için zamanında bu çocuk barcelona da oynayacak dediğimde 2008 avrupa şampiyonasıydı ve o zaman onu kendi çevremde ben demiştim diye kullanıyordum. ama örnek olarak transfer sezonunun başında abi forvet almazsak işimiz çok zor, biz bu filmi geçen sene seyrettik son dakikaya kalır bu adamlarda alamaz gibi bir örnekleme ile ilerlersek bunun çok bir manası olmayacaktır. yani daha ütopik konularda eğlenceli ve faydalı oluyor belki de, davranış ve tutum üzerinden bu olguya dalmanın ise kimse üzerinde faydası olmuyor. mesela son zamanlarda da ali koç'un gidişi ile ilgili bir düşüncem var ve gerçekleştiğinde yine ben demiştim diyeceğim *

    tekrardan üzerine basmam gereken nokta genel geçer konular üzerinde kullanılabilir ancak kişilerin özel hayatlarında davranış biçimlerinde veya yaptıkları hatalar sonucunda karşısına tecrübeli bir dostu yada abisi olarak ben sana demiştim demenin hiç kimseye bir faydası olmaz. yine bir abisi yada dostu olarak o durumda elinden, kolundan tutup kaldırmak asli görev olmalı. tıpkı şu anki asli görevimizin yönetim şu hatayı yaptı yada hoca bu adamı niye oynatmadı diyerek üstüne basmak değil her zamankinden daha çok destek sağlayarak bütünleşmeyi koruyarak yada farklı birleşimler gerçekleştirerek düşük performanslı kişiye moral motivasyon sağlamak gibi fayda sağlamamız gerektiğini unutmamalıyız. bu durumdan eleştirmemeliyiz şeklinde bir sonuçta çıkarmayalım lütfen. tabii ki eleştirelim ama çok ağır ve toplu bir şekilde değil yada karşıdakini mecazi olarak öldürerek değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın