6
basketbol maçına 5 lira vermekten kaçınan taraftarın eleştirilmesi haklı olsa da, reisten medet ummayıp, 5 lira verip biletini alabilecek taraftar madem salona gelmiyor, o kitleyi salonlara çekebilecek bir organizasyonun olmalı. oysa ki hiçbir organizasyon yok.
ilk olarak senin bir salonun yok. 2 yılda 3 farklı salonda oynadık. maçlara gitmek biraz da alışkanlık işidir. oysa ki bir ahmet cömert'te oynuyoruz, bir ayhan şahenk'te, bir abdi ipekçi'de. bu salonların herbirinin ayrı dezavantajları var da oralara girmeyelim şimdilik. bu alanda rakiplerimize göre geride olduğumuz da aşikar. beşiktaş'ın akatları var halihazırda, ülker firması fenerbahçe için salon inşa etmekte, efes'in zaten seyircisi olmadığı için pek sorun çekmiyorlar.
iyi günde, kötü günde galatasaraylıyız lafları gayet güzel de, iş pratiğe gelince işlemediğinden, en azından kemik bir seyirci oluşturmak için şampiyonluğa oynayan bir kadro kurup, profesyonelce yönetilmeli. şampiyonluğa oynayacak kadro kurmanın o kadar zor olduğuna inanmıyorum. şimdiki kadroya bile birkaç kaliteli yerli ilavesi ile tepeye oynayacak takım kurulur. oysa ki biz her sene yabancıları toptan değiştiriyoruz. en son 90'lı yıllar da bir yabancı 2 sene üst üste forma giydi. bir zamanlar biz bu oyunun kralıyken dawkins 9 sene galatasaray forması giyebiliyordu. bu arada bizi bu seneki gibi basketboldan soğutmayacak skandallara imza atmayacak idari yönetime ihtiyaç var. ahmet dedehayır basketbol şubesine getirildiği ilk dönemde basketboldan anlamadığını söylemişti. hakikaten doğruymuş. bu işten anlayan birinin bu organizasyonun başında olması gerekiyor.
yaşça büyükler hep anlatır, spor sergi sarayı'nı, yenilmez armadayı, olağanüstü atmosferi. yani daha önce yapılmışı var. yine beşiktaş akatları inşa edip, el amin-ayuso-varda-haluk gibi güçlü bir oyuncu kadrosuyla, ülker gibi yüksek bütçeli bir takımı eleyip finale çıkabilmişti. kısacası seyirci gitmiyorsa, seyirciyi getireceksin.
ilk olarak senin bir salonun yok. 2 yılda 3 farklı salonda oynadık. maçlara gitmek biraz da alışkanlık işidir. oysa ki bir ahmet cömert'te oynuyoruz, bir ayhan şahenk'te, bir abdi ipekçi'de. bu salonların herbirinin ayrı dezavantajları var da oralara girmeyelim şimdilik. bu alanda rakiplerimize göre geride olduğumuz da aşikar. beşiktaş'ın akatları var halihazırda, ülker firması fenerbahçe için salon inşa etmekte, efes'in zaten seyircisi olmadığı için pek sorun çekmiyorlar.
iyi günde, kötü günde galatasaraylıyız lafları gayet güzel de, iş pratiğe gelince işlemediğinden, en azından kemik bir seyirci oluşturmak için şampiyonluğa oynayan bir kadro kurup, profesyonelce yönetilmeli. şampiyonluğa oynayacak kadro kurmanın o kadar zor olduğuna inanmıyorum. şimdiki kadroya bile birkaç kaliteli yerli ilavesi ile tepeye oynayacak takım kurulur. oysa ki biz her sene yabancıları toptan değiştiriyoruz. en son 90'lı yıllar da bir yabancı 2 sene üst üste forma giydi. bir zamanlar biz bu oyunun kralıyken dawkins 9 sene galatasaray forması giyebiliyordu. bu arada bizi bu seneki gibi basketboldan soğutmayacak skandallara imza atmayacak idari yönetime ihtiyaç var. ahmet dedehayır basketbol şubesine getirildiği ilk dönemde basketboldan anlamadığını söylemişti. hakikaten doğruymuş. bu işten anlayan birinin bu organizasyonun başında olması gerekiyor.
yaşça büyükler hep anlatır, spor sergi sarayı'nı, yenilmez armadayı, olağanüstü atmosferi. yani daha önce yapılmışı var. yine beşiktaş akatları inşa edip, el amin-ayuso-varda-haluk gibi güçlü bir oyuncu kadrosuyla, ülker gibi yüksek bütçeli bir takımı eleyip finale çıkabilmişti. kısacası seyirci gitmiyorsa, seyirciyi getireceksin.