sahada armayı taşıdığını gördükçe içim kan ağlıyor.
777
galatasaray için gerekli ve yeterlidir.
778
lorik cana'nın türk versiyonudur. bana göre orta sahanın bankosudur. istese saklanarak oynar, risk almaz taraftarı kandırır. ama ben onun risk alışını seviyorum. vur kardeşim, kaleyi gördüğünde vur. pısırık futbolcular yüzünden marka değerimiz düştü. iyi bir galatasaray da barış mutlaka kendine yer bulacaktır.
sanırım galatasaray'ın şu an bulunduğu durumun tek sorumlusudur. yoksa böyle bir zamanda hala bu adam tartışılmazdı. bana kalırsa da, şu an takım zilyonlarca sorunla boğuşuyorken sıralama yapsak, kendisi ilk 100'e giremez. o derece lüzumsuzdur yani barış özbek muhabbeti.
782
kendisine lucescunun shaktar donetsk 'i, lokomotif moskova ve bir ispanyol takımının talip oldugu soylenmekte, soylenecek tek sey var, bonservis de istemeden gonderin. edit: ardauyardı " sözleşmesi bitiyor zaten menajer ouyunu. talibi var imzalayalım diye" seklinde ne deyim adam haklı.
783
bulent akin'i galatasaray futbol takiminin bir parcasi yapabilen ve ondan verim almayi basarabilen lucescu'nun kendisinden gattuso yaratacagini dusundugum futbolcu.
784
bu adamın galatasaraydan gittiği gün 3 gün aralıksız kolbastı oynayacağım.
785
tamam kendisi yeteneksiz bir futbolcu, yanındaki adama bile zar zor pas atabiliyor ama skibbe dönemini hatırlıyorum da ben bu adamı bildiğin beğeniyordum yahu. sürekli basıyordu rakibe nefes aldırmıyordu resmen. ben kendisinin kalmasından yanayım ve iyi bir yedek olabileceğini düşünüyorum. takımın kötü gidişinden dolayı günah keçisi ilan edilmesini doğru bulmuyorum.
786
kendisi çok iyi bir futbolcu değildir ancak şu bana göre bir gerçek ki kendisi galatasaray sözlükte yazılan kadar kötü bir futbolcu da değildir.
787
şuna hiç şüphe yok ki, bir iki sene içinde ayhan futbolu bıraktığında yerine oynayacak adamdır kendisi. kabul; üst düzey bir futbolcu değil, direkt ilk 11 oyuncusu hiç değil ama bu ülkede yabancı sınırlaması varken ortasahada rotasyonda kullanılabilecek ortalama bir türk ortasahasıdır. o yüzden yerine oynayabilecek kaliteli türkler bulamadığımız sürece bu takımda kalması değil, kalmaması abestir.
788
galatasaray hariç, dünyadaki bütün takımlarda banko oynayacak tek galatasaray futbolcusudur.
789
barış özbek le taşak geçen galatasaraylı futbolun f sinden anlamıyordur bana göre. şu an takımdaki tek bankomdur benim.
790
koyunun bulunmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler lafı vardı, tam odur kendisi, mevcut kadronun iyi adamlarındandır. iyi değildir ama.
791
galatasaray'ın yerli oyuncu grubundan göndereceğim son oyuncu.
eller ofsayt butonuna giderken hemen açıklama yapayım, bi müsaade et... gönderilecek son oyuncu olması, ilk on birin değişmez ismi barış'tır demek değil. gönderilebilir sadece listenin sonunda olmalı.
barış'ın eğitimi ve kökeni üzerinden anlatmak istediğim bir derdim var, tutamam içimdeee..
nedir derdim? barış'ın almanya çıkışlı bir oyuncu olduğu hepimizn malumu. bu ne demek? düzgün yabancı dil ve düzgün futbol eğitimi. "adam şut çekemiyor ne eğitimi lan?" diyen olursa, ki olacaktır, galatasaray futbol takımı'nın kadro kalitesinin geldiği noktayı vurgulamış olur. ben de cevap veremem... koskoca almanya'dan, alman altyapısının alametifarikalarından olan şut atma becerisinden yoksun adamı bulup galatasaray'a getirmişiz. olmuş bi kere, önümüze bakalım.
her ne kadar barış, klasik alman altyapısının ürünü olmadığını bize defalarca ispat etse de en azından oyuna belli bir bakışı var. yurt genelinde çeşitli kahvelerde "adam koşuyor", "çift ciğerli mübarek" şekşinde ifade edilen bu en temel özelliğine kabaca hırs diyebiliriz. sadece çok koşuyor olmak galatasaray'da oynamaya yeter mi? asla...
öte yandan, galatasaray orta sahasının yükünü çekmesi beklenen mustafa sarp'ın koştuğu ve pres yaptığı iddia edilen, esasında pek koşmadan sıklıkla alan ve pozisyon kaybettiği, bu ülkede barış değerlidir.
bunları bir kenara bırakırsak, esas derdim şu; barış, yedek kaldığı için kulübede surat asar ama sahaya adım attığında elinden geleni yapar. adam öyle kodlanmış çünkü. antremanda teknik direktörüne gider yapmaz. takım içinde fitneye, fesata bulaşmaz.
genel olarak türk futbolunda gurbetçi oyuncuların uyum sorunu çektiği algısı vardır. bu sorunun kaynağı yerli oyuncular mı yoksa gurbetçiler mi esas sorulması gereken soru budur.
galatsaray'ın iyi (ve zaman zaman çok iyi) futbol oynadığı skibbe döneminin temel sorunu gruplaşma, yabancı karşıtlığı ve takıma dışarıdan gereksiz müdahelelerdi. bu dönemin kurbanı skibbe oldu ve gönderildikten aylar sonra galatasaray'daki oyuncuların uluslararası olmakta problem yaşadığını, dil ve eğitim sorununu aşmakta başarılı olamadıklarını söyledi.
gençlerbirliği-galatasaray maçı. teknik direktör skibbe. lincoln gol atıyor... sevinenler: lincoln-nonda-baros-barış. bu kadar... bir de hakkını yemeyeyim hakan balta santra için dönen bu gruba yarı saha civarında katılmıştı. o da gurbetçi.
lorik cana ve barış özbek in beraber oynadığı orta saha rakiplere top göstermez.
796
(bkz: birisi barış özbek mi dedi?) ismini sol frame'de görünce acaba sakatlandımı diye ortama gülücükler saçtım. yok anam galatasaray spor kulübünde herkes sakatlanır ama barış sakatlanmaz.*
797
bu kadar çok barış karşıtının olduğu gezegende sadece 2 dünya savaşı gerçekleşmesi çok büyük bir tesadüf. elimizde ne bir roket var, ne de tank, tüfek. savaşacak gücümüz de yok, yine de barışa karşıyız.