resim
Bafétimbi Fredius Gomis
Takım:Kawasaki Front.
Mevki:Santrfor
Yaş:39
Boy:1.84
Uyruk:Fransa
  • 4206
    bafetimbi gomis
    tr ligine çok sansasyonel geliş ve yine aynı sansasyonellikten zerre ödün vermeyen bir kariyer ile ayrılış gördük.
    olacak mı olmayacak mı derken, hasta, kalbi delik?* derken, lige fırtına gibi bi performansla başlamış ligin sonunda da 29 gol atarak en çok gol atan yabancı oyuncu ünvanını ele geçirmişti. türkiyeye gelirken belki bir çok şeyi az çok tahmin edebiliyordu ancak buna hiç ihtimal verdiğini düşünmüyorum.

    diğer bir özelliği de, belki kendisi bile farkında değil ancak takımdan ayrılışı ile resmen bir dönüm noktası yaratmıştır.
    sene sonunda sözleşmesinde iyileştirme yapılsa ilk 6 ay ve porto schalke l.moskova grubu forvetsiz geçmeyecek, belki de takım bir üst tura çıkacaktı. kendisinin yerini doldurmak için mbaye diagne ismine 11 m euro verilmeyecek, belki de bu ücret çok daha gerekli bir noktaya, belki onyekurunun bonservisine belki genç bir forvet ismine belki güzel bir amcye yatırılacaktı. elimizde makine gibi oynayan bir isim varken, 6 ay forvetsiz kalmayı göze alıp, sistemimize çok da uymayacak bir forvete ölü yatırım yaptık.
  • 4207
    galatasaray futbol takımı taraftarlarının en büyük sorunlarından birine örnek olarak gösterilebilecek eski futbolcumuzdur.
    - dünyada, güncel kadromuzda olan ve geçmişte takımımızda olan futbolcular haricinde futbolcular da vardır,
    - dünyada 30 yaşın altında iyi futbolcular da vardır,
    - dünyada popüler olmamış ama iyi olan futbolcular vardır.
    - ismi olup geçmişte çok iyi olan eskinin yıldızları artık türkiye’ye sadece, daha çok para ve avrupa’da ikame teklif bulamama nedeni ile gelmektedirler.
    - cimbom’un çocuğu, camianın evladı, içimizden biri gibi amatör ruhlu ve sözde aidiyet belirten şeyler futbol camiasında anlam bulmamaktadır. sadece algı yönetimi açısından söylenirler, senede milyonlar kazanan çocuklar menajer yönlendirmesi-olası başarılı ya da rahat kariyer ile çok para kazanma seçeneklerini tartarlar.
    gomis, takımımıza katkıları olmuş ve düşük fiyatla elimizden çıkardığımız zamanın eski futbolcumuzdur. kendisinden sonra yapılan diagne ve falcao transferleri tamamen gaza gelen taraftarı susturup günü kurtarmak için yapılmış ve menajer ücretleri ile birlikte hemen hemen 20 milyon € maliyete neden olmuştur, bu durum yönetim başarısızlığıdır ama gomis’ e şu an ihtiyacımız olduğu anlamına gelmez.
    bizim şu an oyun disiplini ve sağlığı iyi, golcülük becerileri orta üstü iyi olan forvete ihtiyacımız var ama bu forvetin mümkünse 28 yaşından küçük olması gerekir.
    geçmiş, geçmişte güzeldir aynı pilavı tekrar tekrar ısıtmaya gerek yok.
  • 4208
    (bkz: kör ölür badem gözlü olur)

    bu laf sadece futbolda değil hayatın genelinde de geçerlidir. en basitinden bir kız/erkek arkadaşınız vardır, beğenerek zaman geçirirsiniz birşeyler paylaşırsınız. bir süre sonra eski heyecanınız kalmaz, sıkılırsınız. yollarınızı ayırırsınız ama aradan zaman geçtikten sonra yolda karşılaştığınızda yada sosyal medyada fotoğraflarına denk geldiğinizde “ne çok güzelleşmiş” diye içten içe düşünürsünüz. ama aslında o kişi değişmemiştir, aynıdır. futbolda da bu durumla hepimiz karşılaşıyoruz.

    gomis 2017-2018 sezonunun özellikle ilk yarısında efsane bir performans gösterdi. lig tarihinin en dominant performanslarından biriydi. ama hatırlarsak en iyi olduğu dönemde bile gerek sözlükte gerek sosyal medyada gerek arkadaş sohbetlerinde eleştiriliyordu. topsuz oyunda etkisiz kalması, önde basma özelliğinin olmaması, derbilerdeki slik performansı, stres yönetimine sahip olmaması hep eleştirildi. özellikle 2017-2018 sezonunun sonlarına doğru üstüne gol rekoru baskısı da eklenince hepimize ecel terleri döktürdü. fatih terim’in de oyun tarzına uygun bir santrafor olmadığını hepimiz biliyoruz.

    benim düşünceme göre doğru zamanda kendisinden bonservis kazanarak yollarımızı ayırdık. 31 temmuz 2017 galatasaray akhisarspor maçında gösterdiği slik performansla, penaltı kaçırdıktan sonraki surat ifasesiyle taraftarla arasındaki mesafeyi oldukça açtı. eğer 2018-2019 sezonunda takımda kalsaydı ben o dominant performansını gösterebileceğini düşünmüyorum.

    gomis takımda kalsaydı bile fatih terim bir forvet transferi daha istiyordu. hatta “1 değil 2 forvet alacağız” demeci gelmişti bir yöneticimizden. kendisinin yerine adam alınmaması hatadır, diagne’ye verilen bonservis hatadır, falcao kimine göre hatadır ama bu hatalar gomis’in doğru santrafor olduğunu göstermez.

    gomis’i hep güzel, dominant performansıyla hatırlayacağım, kendisini çok severdim. ama bana kalırsa tam gitmesi gereken zamanda para kazandırarak takımdan ayrıldı.
  • 4212
    türkiye’de aşısı tutan futbolcuyu öyle ufak sebeplerle bırakmamak gerektiğinin canlı kanlı kanıtı. kendisi gittikten sonra yarım sezon forvetsiz oynadık, sonra diagne’ye 10 küsür milyon euro verdik, şimdi de çuvalla yıllık para verdiğimiz falcao’yu yürürken sakatlanmasın diye yüreğimiz ağzımızda izliyoruz.

    bir mevkiyi bir futbolcu tam anlamıyla dolduruyorsa biraz toleranslı ve mantıklı olmak gerekiyor. bu işler öyle dünyada başka futbolcu mu yok defolsun gitsinle olmuyor malesef. markası parası ne olursa olsun yeni yapılan hiç bir transferin bu ligde garantisi yok.
  • 4216
    gidişiyle yerine aldığımız 4 forvetten de istediğimiz gibi katkı alamadığımız golcü.

    gomis cidden iyi bir sezon geçirdi. oldukça iyi sayıda gol attı, maçlar kazandırdı. ama cidden penaltı sorunu yaşıyordu ve alternatifi eren derdiyok olacak bir adam değildi ikinci sezonu için. gönderilişinin euro'nun tarihi zirve gördüğü döneme gelmesi falan derken olmayacak şeyler oldu ve biz bir anda forvetsiz kaldık. ama yerine aldıklarımızda bir tatmin edememe hissiyatı var taraftarda.

    diagne zaten olmayacak bir duaydı. büyük takımların futbolları kendini şöhret sanan, futbolu popülarite eldesi için oynayan adam kaldırmaz. büyük takım oyuncusu bunu meslek anlamında yerine getirmeli. diagne aklını futbolda dışında her şeye veriyordu zaten maşallah. instagram'da anket açmalar, araba fotoları koymalar bilmem ne. ama iyi futbol hak getire. tutsa inanın o zaman şaşırırdım.

    mitroglou desen zaten hiçbir zaman öyle çok gol atan bir forvet değildi. devre arası geldiği ve takımla hazırlık kampı geçirip adapte olma sürecini pas geçtiği için takıma eklemlenemedi. zaten yedek forvetti ve ona rağmen akhisar'a hayati bir gol atıp misyonunu tamamladı. zaten terim de ondan pek memnun kalmayıp gönderdi ve yerine daha genç andone'yi aldırdı.

    falcao'yu asla tartışmam bile. zira o bir marka. ölüsü bile yeter adamı heyecanlandırmaya. gelişini aylarca nasılda bekleyip kafayı yeme durumuna gelmiştik hatırlayın. ama gerek ligin ilk yarısındaki ve şampiyonlar ligi grupları süresince sakatlığı, gerek ligin ikinci yarısında 3 maçta bir sakatlanması taraftara olmamışlık hissi veriyor. ama bana göre o radamel falcao. onun gibiler 100 yılda bir gelir dünyaya kıymetini bilmek lazım.

    florin andone ise müthiş bir transferdi bana göre. tam fatih terim sistemine uygun hızlı ve çalışkan forvet. falcao'yu ondan daha iyi yedekleyecek biri olamazdı. as forvet bile olurdu. ama adam iki kere bağlarını kopardı, hem ona hem bize yazık oldu. kader böyleymiş sevgili andone ne söylesek boş...

    yani efendim gomis sonrası panikle alınan ve olmayacağı belli olan diagne ve mitroglou hamlelerindenden sonra nihayet hakettiğimiz forvetler olan falcao ve andone'ye kavuştuk ama bu kez de sakatlıklar bırakmadı peşimizi.
  • 4218
    ahı var üzerimizde. sahada bayılıp, öte tarafa gidip geldikten sonra oyuna devam eden adamı gönderip, yerine ayağına taş değse bir ay yatan adamı aldık.

    edit: aklı izanı normal bir insan leblebi gibi gol atan gomis'e zam yapmayıp, sezonda sadece 13 maç oynayan falcao'ya kulübün yarı hissesini devretmeyi bonservisle açıklayamaz. yarım sezon önce de diagne'ye 13 m euro veren bir kulüpten bahsediyorum.

    hata hatadır. falcao'nun gelmesini bende istedim ancak şimdi yanıldığımı görüyorum. eğer aklını kiraya vermemişsen bunu herkes kabul eder.
  • 4219
    ilk sezonunda galatasaray'dan imza parası ve maçbaşı primlerle birlikte 6.4m € kazandı, kalan iki sezonda ise 3.35m€ kazanacaktı. araplar gomis'e yıllık 7m€, bize de ffp anlaşması nedeniyle bonservis gelirine ihtiyacımız varken bir daha satma şansımızın olmayacağı 33 yaşındaki gomis için 6m€ bonservis önerdiler. haklı olarak kariyerinin sonunda para kazanmak isteyen gomis, bize ''ya bana yıllık 6.4m€ ödemeye devam edin ya da beni satın arabistan'da 7m€ kazanayım'' dedi. biz de kendi açımızdan haklı olarak satmayı kabul ettik. hikayenin üçüncü tarafı olan al-hilal bile bu anlaşmadan mutlu ayrılmış olmalı ki geçtiğimiz aylarda gomis'in sözleşmesini uzattı.

    bu transfer nedeniyle ne gomis'in galatasaray'a, ne de galatasaray'ın gomis'e bir dargınlığı olamaz. bizim açımızdan eğer bir sorun varsa o da gomis'in yerini doğru isimlerle dolduramamaktır, bunun da gomis ile hiçbir alakası yok. gomis'in satışı mantıklı herhangi bir insan için oldukça basit ancak her kötü geçen maç sonrası aklını ve hafızasını yitiren ortalama türk futbol izleyicisi için anlaması zor bir durum sanırım, etrafta sanki adamı zorla sürgüne göndermişiz gibi yazılar görüyorum.
  • 4221
    hep güzel hatırlayacağım leblebi gibi gol atan eski forvetimiz.

    sorun kendisini satmak değildi. yerine doğru transferi yapamamaktı.

    isimler değişiyor ama yanılgılar asla değişmiyor.

    böyle bir ekonomin varsa +30 herhangi bir topçuna az biraz bonservis veriyorlarsa satmak zorundasın. muslera bunun istisnası olur sadece.

    heleki dünya üzerinde yığınla forvet varken gidip sen adam akıllı bir tane getiremiyorsan satarken değil alırken yanlış yapmışsın demektir.

    hep alırız satamayız normalde ama gomis doğru zamanda doğru ayrılıktı.

    alanya cisseyi trabzon sörlothu tutup getiriyorsa 14 yabancı hakkın varken sende bir zahmet bulup getireceksin.
  • 4222
    kendisini satmak hata değildir, yerine adam alamamak hatadır. burda hatanın %70'i yönetimin, %30'u da hocanındır. yönetim 3 ay boyunca opsiyonlu kiralık oyuncu alamayarak veya bonservis geliri yaratamayarak hata etmiştir.
    aslında sorunun temeli plansızlıktır, iş bilmemezliktir.
    bir sıralama yapalım ve saçma sapan kararlar yüzünden santarforlara ne kadar bonservis ödedik bir bakalım.
    2015 yazında gignac alınmıyor, burak 10'a satılmıyor. 2016 mart ayında burak komisyon verilerek 7'ye satılıyor.
    2016 yazında maaşının yarısını karşılayacak şekilde marsilya gomis'i kiralıyor, biz eren'e 4 veriyoruz. o arada cornelius'u alma imkanımız var ama almıyoruz.
    2017 yazında 2,5 bonservis ve 2,5 maaşa gomis'i alıyoruz. müthiş yönetcilik!!
    sonra 2018 yazında gomis daha fazla istiyor, isteyebilir. yani satılacak belli, yerine opsiyonlu kiralık adam alamıyoruz. gomis satılıyor ama modeste olmuyor.
    o ara hoca bedava cisse ve mevlüt'ü beğenmiyor, üstelik muğdat'ı bile almışken.
    tabi 2019 ocak ayına kadar tek forvetle gidiyoruz, tabii forvetsizlik öyle kötü etkilemiş ki 6-0'lık maçtan* sonra bile haklı forvet diye bağırıyoruz.
    bir sürü adaydan sonra ligin en golcü oyuncusuna 13 veriyoruz.
    6 ay sonra 2019 haziran ayında vedat muriç'i istiyoruz.
    bir önceki yıl almadığımız mevlüt'ü istiyoruz ve son gün yönetimin çok istediği falcao geliyor.
    bakın 5 yıl içinde yapılan işlerin sonucunda giden paraları hesaplayınca ortaya büyük bir rakam çıkıyor. burada plan program nerede?
  • 4223
    oynadığı sezonun 2. yarısında gayet de düşük performans gösterdi. kaçan penaltılar vs. hatırlansın artık çok uzak değil yahu. sürekli reges, badou, gomis konuşuluyor aynı galatasaray'ı mı izledik biz? tamam olağanüstü performans gösterdi de kaçan penaltılar mesela az mı zora soktu bizi akhisar ve beşiktaş maçlarında?

    ne ahı olacak gomis'in galatasaray'a? o bizi, biz onu sevdik ama o da bir profesyonel zam istedi vermedik, gitti. bu kadar. yönetime 2 forvet diyen hocaya da 3 ay sonunda eren-sinan rotasyonu sunan yönetimindir hata yüzde yüz.
  • 4224
    gomis'in satılması değil yerine oynayan eren derdiyok ile sezona başlanılması, melo'nun satılması değil yerine alınan jem karacan ile sezona başlanılması, burak yılmaz'ın satılması değil yerine konulan umut bulut ile sezona devam edilmesi işin özü asıl problem oyuncuların satılmasında değil yerlerinin dolmamasından dolayı, yoksa satılması doğru karardı ilk devre cidden iyi performans göstermiş ligin sonuna doğru oyun anlayışımızın çözülmesi ve ligin daha sertleşmesinden dolayı rahat alanlar yakalayamamış performansı düşmüştü, satılması doğru karardı, satıldıktan sonra hakkında kötü propaganda yapılması yanlış karardı. böyle bir karalama yapıp üzerine sezona eren derdiyok ile başlayıp devre arasında transferleri eline yüzüne bulaştırarak herkese duyuran pato, alan ikilisi üzerine yoğunlaşıp beceremeyip son gün taraftar gazıyla diagne'yi 13 milyona almak yanlış bir karardı. devamında taraftarın homurdanmasını dinleyip diagne'yi şampiyonluk törenine dair almayan, geldikten 6 ay sonra kovmaktan beter edip, yine bir transferi sessiz yapmayı beceremeyip eline yüzüne bulaştırarak falcao'nun transferini geciktirmek üzerine baskı yüklemekte yanlış bir karardı. işin özünde sorun yönetimde yapması gereken, ozan kabak'ı satıp yerine potansiyelli marcao'yu almak luyindama'yı kiralamak olmalı, elimizden her çıkardığımız oyuncuyu da tü kaka diyerek satıyoruz zaten, süperlig gol rekortmenini bile belçika ligine zar zor kiralayabildik. fenerbahçe sözleşmesinin son senesindeki sow'u milyon dolarlara yollarken biz her satışımızda zarar ediyoruz. tartışılması gereken asıl olay bu.
  • 4225
    şimdi yazmak kolay tabi ama, yazmamak da ayrı bir hata olur.
    kabak gibi belli oldu ki; kendisi ile anlaşmamak, bu yıla gomis'siz başlamak hataymış.
    talep ettiği paralar yüzünden anlaşmazlığa düşülmüştü. tabi suudların devreye girip talepkar olması da gomis'in yüksek fiyatında etken oldu.
    ama falcao 'ya verdiğimiz ücretlere ve aldığımız performansa bakınca, bu yılki şampiyonluğun kaçmasının bence birinci sebebi bu adamı elde tutamayışımız oldu.
    gole gidişte winger ların eskisi gibi katkı yapamamasını da ikinci sebep görüyorum. bu anlamda da onyekuru yu söyleyebilirm. onun süreci ayrıca, ribery, grosskreutz süreçlerini de biraz barındırıyor. maalesef, bu beceriksizliğimizden bir türlü kurtulamadık.
    bizim durumun özeti aslında tam da şair-filozofun söylediği: (bkz: sakallı celal)
    "türkiye durmaksızın doğuya giden bir gemidir, bazıları bu geminin güvertesinde batıya doğru koşarak batıya gittiklerini sanır."
App Store'dan indirin Google Play'den alın