• 101
    fenerbahçe'nin avrupa maçlarında kazanıp kaybetmesi umrumda olmadığı için benim adıma anlam ifade etmeyen eylem.

    çok çok rezil olduklarında küçük bir utanç duygusu gelmiyor değil. onun dışında oturup fener maçı senede 3-5 kere izlerim ikisi derbi zaten.

    ülke puanı açısından bizim işimize yarayacak bir şeyler yaparlarsa memnun olurum. ama bunun milliyetçilik ve ya avrupa'da türk takımlarını desteklemek gibi bir mottoyla falan bir alakası yok.

    lig'te kaybettikleri puan beni mutlu edip kazandıkları belki zaman zaman üzüyor ama avrupa maçları herhangi bir duygu oluşturmuyor kısacası.
  • 102
    sebebini bilmiyorum ama avrupa'da bir tek trabzonspor'u destekliyorum. arkadaş ortamım fenerbahçeli, babam da fenerbahçeli, onların yanında yalandan objektiflik kasıyorum ama yok arkadaş fenerbahçe ile olmuyor. gol yedikleri zaman içten içe seviniyorum. istediğin kadar kendini zorla, ülke puanı zart zurt diye mantık bulmaya çalış ama yine duygularına söz geçiremiyorsun.

    bu sözlüğün aksine sosyal medyada ekseriyetle ülke puanı diyerek galatasaraylıların fenerbahçelileri avrupa'da destekleme durumu var. bir şey diyemem ama bana göre gerçek bir galatasaraylı fenerbahçe'yi destekleyemez. en fazla tepkisiz kalabilir.
  • 107
    "ülke puanı yüzünden destekliyorum" diyip destekleme gafletine düşen galatasaray'lıları görünce sinirden kafayı yememe sebep olan basliktir. sen her yıl cl oynayıp real-psg'ye mağlup oldun, herifler gidip uefa'da senin elini kolunu sallaya sallaya çıkacağın gruplardan çıkıp son32'de krasnodarlara elendi. ve buna rağmen utanmadan ülke puanı sizin yuzunuzden düştü diyerek kendilerini akladı, sende psg-real'e yenildiğinle kaldın. adamlar sana senin cl'de oynadığını göz önüne almayarak yüklendi, senin rakiplerinin atkilarini alıp pankartını açtı. ben şimdi bu adamlara neden destek olayım? yemişim ülke puanını. bu herifler mutlu olacağına ülke puanı düşsün, nasıl ki onlar seni suçladılar akıllarınca, nasıl ki ülke puanı galatasaray yüzünden düşük algısı yarattılar, bende destek olmuyorum. daha da beter olmalarını istiyorum.
  • 109
    benim ligim, benim ülkem her sene avrupa'ya öyle 6 tane takım göndermiyor. ben kendisini kanıtlamış bir premier lig takımını desteklemiyorum. benim takımımın avrupa'dan 2 tane kupası var. o da 20 yıl öncesine ait. en yakın rakibimin tek başarısı bir yarı final aynı kupada.

    benim taraftarlığım ve vatanseverliğim aynı anlayışa sahip. gerçekçi olmaya ve kendini geliştirmeye dayanıyor. ben dünyanın en iyisi olduğumuz için sevmiyorum bu takımı. en iyisi de değiliz ha belki de olabiliriz ama gerçekçi olursak. ve bu sadece bize bağlı değil. ligimizin gelişmesine de bağlı mesela. rakiplerimizle rekabetimizin güçlenmesine de bağlı. ben mesela ülkemi de en iyisi olduğu için sevmiyorum. en iyisi olalım gibi bir derdim de yok ama en azından ulusumun küçümsenmesini istemiyorum. mesela basit bir futbol maçından sonra "zaten türk takımı" denilmesini istemiyorum. futbola bu kadar bağlı bir ülkenin en sevdiği, en tutku duyduğu oyunda bu kadar başarısız olmasını istemiyorum.

    hayatımda da şu yaşıma kadar hiç fener'i desteklemedim. zamanında chelsea maçında samimiyetsiz samimiyetsiz tüh bee demişliğim var sadece. o kadar. diyorum ya zor zamanlar diye, böyle bir anlayış yeni gelişti bende. içten hem de. keşke şimdi her şeyin değişebileceği bu senede bir başlangıç daha olsa. belki bundan 20 sene sonra döneminin serie a'sı, la liga'sı oluruz. o zaman da fener yine yenilsin diye dua ederim tekrardan.
  • 114
    fatih hocam yazar olsa onu tutma bunu tut derdi.

    türkiye'de üç büyük takımın taraftarı hiçbir şartta rakibini desteklemez. ülke puanı falan kimsenin umrunda da değildir. doğrusunu yanlışını tartışmıyorum, gerçek olanı söylüyorum. ayrıc futbol dediğin şey rekabet üzerine kurulu bir oyun. hal böyleyken rakibi desteklemek kadar manasız başka bir şey daha yoktur.
  • 116
    galatasaray dışında hiçbir takımın oturup avrupa maçını izlemem, ama bana avrupa arenasında hangi takım kazansın diye sorsalar türk takımını seçerim; bunun da tek sebebi ülke puanı. üç beş sene sonra ligte şampiyon olunca avrupa ligi ön elemesi oynamak istemiyorum.

    edit: bazı yazarlar bu meseleyi çok ciddiye alıyor fenerbahçe veya beşiktaş kazansa ne olacak galatasaray'ın yarısı kadar avrupa başarıları yok ve asla da olamayacak çünkü o çapta değiller, bu yüzden kazanıp kazanmamaları çok da umrumda değil.
  • 117
    taraftarı olduğumuz takımın her türlü başarısının altında terör örgütlerinin eli olduğunu ima eden, yirmi üç yıl önce kan, ter, emek ve gözyaşı ile kazanılmış avrupa kupası için tesadüf diyen, ülkenin modern zamanlarında teröre karışmış faili olan bir zatın kıytırık olimpiyatlarına öncülük eden, şampiyonluğu kaçırdığı gün devletin polis araçlarını yakan, kendisi ile birlikte birçok anadolu kulübünü şike bataklığına sürükleyen, her demecinde insanları sokağa ve anarşist eylemlere teşvik eden bir güruh ne kendi tarafımdan, ne başka bir galatasaray taraftarı tarafından desteklenmemelidir. destekleyenler için tek kelime etmem lakin ülke puanından önce gelen manevi değerlere bu denli ihanet eden bir topluluğu desteklemek ne anlama geliyor, bilmek gerekir.
  • 118
    bundan bir kaç sene önce arkadaşlarımın da çok eğlendiği bir söylemim vardı. bu söylemim, dünya'yı uzaylılar istila etse ve dünyanın kaderi uzaylılar ile fenerbahçe arasında yapacağı maçın sonucuna bağlı olsa uzaylıları destekleyeceğim üzerineydi. ancak son senelerde bu konuda fikirlerim değişti. ben artık fenerbahçe'den nefret etmiyorum, sadece acıyorum. bu kadar imkanlara sahip olan ve galatasaray aracılığıyla doğan bir camianın (bkz: ayetullah bey) bu aciz duruma düşmüş olması gerçekten çok üzücü ve gülünç :(. hep beraber yükselmekten ziyade düşürmeye çalışan rakiplerimiz var. inşallah bir gün galatasaray artık bundesliga mı olur serie a mı olur ligue 1 mi olur ya da hiç biri olmaz avrupa süper ligi mi olur birine katılır ve biz bu türkiye futboluyla olan organik bağlarımızı keseriz. artık o kadar umrumda değil ki fenerbahçe'nin başarısı ya da başarısızlığı.
  • 119
    yaşı 30’un üzerinde olanlar için dönüm noktası bir karakter vardı. ömer çavuşoğlu. fb’de yöneticilik de yapmış bir isim, bizim aziz üstel’in de akrabası. zaten ikisi de neden bu seviyedeler anlayamadım.

    cl’ye ilk katıldığımız seneydi. monaco maçlarının ikisini de 3-0 kaybetmiştik. işte o maçlardan birini televole türevi bir programın muhabiriyle izliyordu ve yediğimiz gollerde kahkahalar atıyordu. çocuk aklıyla hiç unutmadım o sahneyi.

    sonrasında cannes ile eşleştiklerinde cannes’ın kanını içicez gibi açıklamalar yapmıştı. iki maçta 9 tane itelemişti bunlara fransızlar.

    işin özü 5 yaşındaki bir çocukta bile başlıktaki hadiseye aykırı bir iz bırakan yine bunların kendisi oldu.

    sanıyorum cl son 16 turunda sevilla ile eşleştiklerinde sevilla başkanının küstah açıklamalarından dolayı kazansınlar istedim, ancak yine de emin olamadım.

    belli bir seviyeye kadar başarılı olmalarını umursamıyorum. neticede ülke puanına ve dolaylı olarak bize katkı sağlıyor. ayrıca lig dışında ekstra bir efor harcanması ve odağın dağılması da olumlu. ancak çeyrek final ve ötesinde rakibi destekleme moduna geçerim diye düşünüyorum.
  • 120
    bir noktaya kadar yaptığım durum. fenerbahçe'nin iyiliğini istediğimden değil. galatasaray'ın çıkarları bunu gerektiriyor. fenerbahçe'nin ön elemede elenmesi bizim işimize gelmez. ligimizde itibarlı takımların olması bizim işimize gelir. fenerbahçe dortmund olsun, biz bayern münih olalım. bu model bizimle fenerbahçe arasındaki ilişki için olması gereken modeldir.
  • 122
    mümkün olduğunca her fenerbahçe maçını seyrederim. bir gün eşim bana "sen galatasaray'ın kazanmasından daha çok fenerbahçe'nin gol yemesine, yenilmesine seviniyorsun. seninkisi nasıl takım desteklemek anlamadım." eşim fenerbahçe taraftarı ama sadece alex ile volkan'ı tanıyangillerden. düşünüyorum da çok haksız sayılmaz. kazanmak bana normal geliyor. galatasaray bizi başarıya alıştırdı. bu yoğurtspor'un kayıpları ve sonrasında yaşananlar paha biçilemez. bu sebeple karşılarında kimin olduğu çok büyük derecede önemsiz olup sevindirmeye devam etmeleri dileği ile.
  • 123
    allah’ıma binlerce kez şükür ettiğim noktalardan bir tanesi de hayatımda hiç feneri tutmamış olmamdır.

    ülke puanının anasını ben gıdıklayayım size bir şey olmasın. biz içeride dışarıda ingilizleri sıkıştırıyorken, italyanlara adana demir muamelesi çekiyorken, ispanyollara tövbe ettiriyorken, fransız hollanda belçika taraflarına “buranın sefiri galatasaray’dır” diyip elimizi öptürüyorken fener mi beşiktaş mı ülke puanı kazanıyordu ki şimdi onlardan gelecek 0.5 puanın peşine düşelim.

    galatasaray o zamanlarda da 3 ön eleme oynardı. vura vura, yıka yıka gelir şampiyonlar ligine girer ilk iki torba takımlarına kabuslar gördürürdü.

    boşverin siz feneri tutmayı falan bunların “tesadüf” dediği kupayı kazanmak en ıslak rüyaları. tesadüf olmadığını anladıklarında bari parası neyse verelim eurolig kazanalım diye her sene 40m 40m bastılar parayı erkek basketbola onu yutturacaklardı en büyük başarı budur diye o muhabbet de 1 sene sürdü başka bir galatasaraylı geldi kupaya abonman yaptırdı 3 tane üst üste -covid sezonu da efes’indir- kazandı.

    sonuç olarak biz buradan devam.

    https://gss.gs/OKz.jpeg
App Store'dan indirin Google Play'den alın