resim
Armindo Tué Na Bangna
Takım:Braga
Mevki:Sol Kanat
Yaş:30
Boy:1.73
Uyruk:Portekiz
  • 1977
    kendisi hakkında yaygın bir yanılgı bulunan oyuncu: takım savunmasına katkısı yok. tamam bruma az oynamış, biz de aklımızda yarım yamalak kaldığı kadarıyla bir şeyler söylüyor olabiliriz ama yok yani.

    daha ikinci maçı falandı. olimpiyat stadında beşiktaş'a karşı oynadığımız maçta, oyuna sonradan girmiş; kötü giden takımı hareketlendirip bir de asist yapmışken bu adam, sol bekin hizasına kadar gelip kademe yapmış, top kapmıştı. daha o anda belli etmişti kendini. bu bahsi geçen özellik sonuçta bir altyapı değeridir. biz ne işe yaradığı belirsiz altyapımızdan çıkardığımız futbolcularda göremediğimiz için, herkes bunu sonradan öğreniyor sanıyorduk. hayır, sporting lizbon gibi avrupa'nın en nitelikli altyapılarından birine sahip takımında bunu daha futbol oynamaya başladığınızda öğreniyorsunuz.

    19 yaşında galatasaray'a gelmeden önce profesyonel anlamda henüz üst düzeyde düzenli oynama şansına erişmemiş, dolayısıyla oyunun her alanındaki becerilerini geliştirme şansı bulamamış bir genci "şunu yapamıyor" diye eleştirmek gaddarlıktır. oyuncuları iyi yapabildikleri özellikleri üzerinden kullanır, eksiklerini de çalıştırarak ve oynatarak; hatalar yapmasına, denemesine izin vererek geliştirirsiniz. liverpool'da oynayan raheem sterling 2 sene önce ilk kez sahaya çıktığında daha yiyecek 40 fırın ekmeği olduğu ve hiç hazır olmadığı ancak çok yetenekli olduğu görülüyordu. sadece 1 sezon sonra liverpool'un en değerli 2-3 oyuncusundan biri konumuna geldi. evrenin en büyük sırrı değil bu arkadaşlar, düzenli oynatarak ve üstüne titreyerek bu sonucu aldı adamlar.

    bir de üç teknik direktör eskitti diye komik bir yaklaşım var. kendisini aldıran terim, bruma'yı aldıktan tam 2 maç sonra takımdan ayrıldı. daha sonra gelen mancini kendisini ilk devre bitene kadar kullandı; juve deplasmanı, r.madrid deplasmanı, içerde dışarda kopenhag maçları, fenerbahçe deplasmanı... hepsine 11'de başladı. ligde de yabancı kontenjanı el verdiği kadar şans buldu. (o zaman drogba ve eboue ekstra olarak düzenli oynuyordu hatırlatayim) daha sonra devre arasında dizinden çok kötü bir sakatlık geçirdi ve 6 ay kadar sahalardan uzak kaldı. şimdi ise prandelli geldi ve ilk maçları saymazsak kendisine hiç şans vermiyor. yani daha önceki iki teknik direktörün kendisine beğenmediğine ve kullanmadığına dair en ufak bir veri yokken hatta durum tam tersini gösteriyorken mevcut hoca kendisini oynatmıyor diye bruma takım savunması yapmıyor diye üç hoca da kendisine şans vermedi demek komik bile değil.

    galatasaray'a laf gelmesin diye gencecik çocukları harcar olduk. sen bu yaştaki oyuncuyu alıyorsan tüm gelişiminden sorumlusun demektir. 1 senede 3 teknik direktör değiştirip, yatırım yaptığın oyuncuları düzenli oynatacak stabilite sağlayamıyorsan bu o oyuncuların takım savunmasının, oyun zekasının yetersizliğini değil, senin ne kadar boktan bir kulüp olduğunu gösterir, kusura bakma kardeş.
  • 1980
    nordin amrabat'ın malaga da kral olması taraftara pek bir gösterge olamadı sanırım.

    kendisi çok yeteneklidir. ancak oynatılmaması ve de türkiye liginde anadolu kulüplerinin saçma "ölümüne defans" mantığı yüzünden heba olmaktadır.

    ironik biliyorum ama bu adamı da malagaya kiralasak malaga sabah akşam bize dua eder imana gelir. emin olunuz!
  • 1984
    bir iddiaya göre prandelli tarafından tembel olduğu için oynatılmayan oyuncu. eğer gerçekten bruma adam gibi çalışmıyorsa bu bruma'nın kendisinin suçu olduğu kadar idarecilerin de suçudur (burada "idareci" kelimesini kullanarak teknik heyetinden yönetimine futbol takımı üzerinde etkisi olan herkesi dahil ediyorum). şu bir gerçek ki, güney avrupa, afrika veya güney amerika kökenli oyuncular batı ve kuzey avrupa kökenli oyuncular kadar disiplinli olmuyorlar, ilk fırsatta şımarıyor ve hele başlarında adam gibi bir disiplin yoksa kaytarmaya başlıyorlar. şimdi şunu da hepimiz gayet iyi biliyoruz ki, burda yeterince çalışmayan bruma eğer bize geleceğine üst düzey bir avrupa takımına gitseydi zorla eşek gibi çalıştırılacaktı ve bambaşka bir futbolcu haline gelecekti. bunu türkiye'de göbek salan arda turan'ın atletico'da geldiği durumdan, zamanında transfer edemediğimiz xherdan shaqiri'nin bayern'de ne hale geldiğinden, alex ferguson'ın cristiano ronaldo'yu nasıl makine gibi bir hale getirdiğinden veya tersi bir örnek olarak eboue'nin bizde kendini nasıl saldığından gayet iyi gördük. burada ise bruma'nın kaytarması için her türlü ortam var: eline avrupa'da geçeceğinden çok daha fazla para geçti, takımın yarısından çoğu tembel türk veya güney amerikalı topçular...

    daha da acısı, farz edelim ki bruma çalışıp kendini geliştirmek istedi, adama doğru düzgün mentorluk yapılacak bir ortam bile yok ki: takıma onu transfer ettikten 2 hafta sonra takımdan ayrılan bir teknik direktör, arkasından 1 sene içinde gelen ve taktik anlayışları birbirinden tamamen farklı 2 hoca daha, yöneticilikten anladığı "i love you hocam" tişörtleriyle dolaşıp oyunculara eliyle tatlı yedirmek olan bir futbol şube sorumlusu, sürekli açığını kollayıp yıpratıcı haberler yapmaya çalışan bir medya, ilk fırsatta yuhalamaya başlayan taraftar ve şu an sezonu tamamlayıp tamamlayamayacağı bile belli olmayan prandelli. bakın daha anadolu takımlarının kasap defanslarına değinmedim bile. bu şartlarda bruma'dan cristiano ronaldo 2 olmasını bekliyoruz. üzgünüm ama çok bekleriz.

    geldiği gün bruma için "çok iyi yetenek, burada oyun zekasını da geliştirebilirse büyük yıldız olur; ama umarım 'porto olacağız' diye atıp tutarken bruma gibi bir yeteneğin de harcanmasına sebep olmayız." demiştim. üzgünüm ama maalesef ikinci seçenek gerçek oluyor gibi.
  • 1985
    prandelli kendi kafasında bir oyun tarzı kuruyor artık, yavaş yavaş kafasında şekillendirdiği bir mentalite var. bu takımdan ne çıkıp çıkmayacağını yavaş yavaş anlıyor gibi. ve sanırım bu düzende de bruma'nın pek yeri yok gibi duruyor(ben böyle düşünmüyorum, oynadığımız oyun öyle gösteriyor) kendisi hakkında yapılacak en iyi hamle devre arası hollanda ligine veya hücumcuların kendini rahat geliştirebildiği bir başka lige kiralamak. zaten seneye çok düşünceli(!) federasyonumuz yabancı sınırını kaldıracaktır, böylece kendisi seneye yepyeni bi sayfa açabilir belki. seneye bu takımın kadro mühendisliğini kim yapacaksa, takımın mentalitesini kim belirleyecekse, kim yeniden yapılanmayı hazırlayacaksa bruma'ya da o kadroda yer vermeli diye düşünüyorum. her sene ''seneye bruma parlar'' demekten adamın sözleşmesi bitecek yakında, neyse.

    edit: bruma'nın bu takımda oynayamayacak bir oyuncu olduğunu falan söylemeye çalışmadım. ya da prandelli'nin düzeninin içinde bruma'nın olmamasını doğru bulduğumu söylemedim. sadece dışardan görünen şey prandelli'nin brumaya şans vermeyeceği, bunu belirttim. ben de isterim tabii ki bu kadar gelecek vaad eden bir oyuncunun oynamasını. lakin prandelli orta saha-kanat oyuncularıyla devam edecek gibi duruyor çoğu zaman.
  • 1987
    bruma'nın daha önünde uzun yılları var. bir yere bir şeye harcandığı da yok. bu çocuk kendini de bilen bir çocuk. tek şansının futbol olduğunun da farkında. yarın obur gün bizde forma şansı bulamazsa başka bir yere gider ve yine oynar. arkasından da dileniriz. onun yaş grubundan hali hazırda süper yıldız olup ilk 11 oynayan pek futbolcu yok. lucas digne, paul pogba gibi oyuncular var. bu sene de yavaş yavaş paco alcacer forma şansı bulup çılgın atıyor. bizim hakan çalhanoglu var.
    onun dışında sanogo, nicolas lopez, quintero, jese gibi, bruma ile aynı kaderi paylaşan oyuncular da var.
    bu oyuncular tümüyle dünya futbolunun geleceği. çok değil 3-4 sene içinde dünya futbolunda her yerde bu çocukları duyacağız.
    ne şanslıyız ki bunlardan biri de bizim elimizde mevcut. ama hala 10 milyon euro'luk bonservise takılıyoruz. bu çocuk amrabat değil chedjou değil. henüz 20 yaşında ve dünya futbolunun geleceği. forma bulması tabi ki gerekiyor. ya bizde oynayacak ya da kiralık bir yerde oynayacak. he bana kalsa bizde oynar tabi de hoca prandelli diyecek bir şey yok.
  • 1988
    mesele süre almaması olmayan futboolcu. süre alamaz arkadaş. a l a m a z. bu yabancı sınırı varken sen aman da yetişsin yıldız olacak diye ne gidip 10 milyon euro verebilirsin ne de mallık edip vermişsen o adamı oynatabilirsin. şu ana kadar onuncu sınıf takımlarla yapılan iki üç türkiye kupası maçı dışında ne skora katkı verdiğini hatırlıyorum, ne de oyunda olmasının oyuna hareket falan getirdiğini. yetenek var, çalışkan, hızlı falan filan çok güzel de şu anda bu seviyede futbol oynama şansı yok. bir tane as kanat oyuncun olur o kanatta, kurtardığın maçlarda son 20-30 dakika oynar, daha zayıf takımlarla olan maçlarda belki ilk 11 bile başlar ama galatasarayın kanatta yardıracak adamı, maç çeviren adamı şu anda olamaz. o yüzden en makulü kendisini geliştirebileceği bir takıma kiralanması. türkiye sınırları dışında tabi. bu topraklarda futbolcu yetişmiyor malesef. ahlakımız yeterli değil.
  • 1989
    oynatılması için yabancı sınırını bahane etmeye gerek olmayan genç yetenek.
    muslera-şecu-melo-bruma-sneijder. şu 5 yabancıyla maçlara çıkmalıyız. brumaya yer açmak gibi bir tabire de karşıyım. burda anca cemali ye yer açarsın ya da telles e. o da sinan bolat ı oynatarak olur.

    bruma yı bu sitemde oynatmak kolay. ama biz galatasaraylılar zoru sevdiğimiz için midir nedir oynatmıyoruz.
  • 1994
    'the next ronaldo' yazmak için asist yapmasını beklemediğim kara trenimiz. ama henüz yirmi yaşında yabancı sınırı saçmalığına takılan bir oyuncu üzerinden bize vuran yazar arkadaş için 'the next kendini komik sanan' yazabilirim mesela. hatta yazdım bile, bu minvalde devam edelim arkadaşlar.

    edit: ulan dzemaili yerine şu çocuk bir sene oynasa daha mı kötü olur? yerine oynayan adamlara bir bak arkadaş, yine aklıma geldi delirdim.
  • 1995
    oynayarak gelişebilecek bu yaşta bir potansiyeli oynatmayıp, sonra da ondan, "istediklerimi yapmıyor" diye bahsedip kadro dışı bırakmak oldukça saçma. bu adam bir defa çok genç. 2 yıldır neredeyse top oynamıyor ve üstüne çok büyük bir sakatlık geçirdi. ayrıca mental olarak da henüz istenilen seviyede değil. sen bu adamı oynatacaksın, ısrarcı olacaksın ki parlasın. kendi oyununu üstüne bir şeyler katsın.

    hala daha anlayamıyorum. yasin öztekin'in antremanlarda ve maçlarda yaptıklarının hangilerini yapamıyor?
  • 1998
    kesinlikle ilk 11'de en çok görmek istediğim futbolcu kendisi. tamam, sneijder-drogba filan da hoş da ben genç oyuncu görmek istiyorum be abi. bak juventus'a nasıl da çatır çatır oynatıyorlar pogba'yı. taa buralardan ben bile heyecanlanıyorum, "üç dört sene sonra bu çocuk acaba nasıl bir futbolcu olur?" diye. genç oyuncu candır arkadaş, hele onun gözlerinin önünde gelişmesi... tabi, bizim için hep hayal bunlar.
  • 1999
    belki bir ribery olmayacak ama buradan gittikten sonra arkasindan cok uzulecegimiz adam olacak bruma.adim gibi eminim buna. yazik cok yazik. herseyin allak bullak oldugu bir takimda bulunmasi onun degil bizim en buyuk sanssizligimiz inanin bana. iyi bir performans gosterecegi yarim sezon bile kariyerini ve futbolcunun cehresini tamamen degistirecek ama bu malesef bizim takimimizda yasanmayacak. yaptiklarini, yapabileceklerini, neyin dogru oldugunu bilmek baska seyler, bunlari yasayarak ogrenmek baska. bu tecrubeyi edindigi andan itibaren donup arkasina bakmayacak ve biz yine elimizde koca bir sifirla kalmis olacagiz. gercekten yazik. insan uzuluyor.
    maalesef bizde olmasa da cok cok iyi yerlere gelecek oyuncudur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın