sezon başından beri hiç bir maçı kaçırmadan; a milli takım, kupa maçı, lig maçı, deplasman, yağmur, kar, çamur demeden hepsinde takımının en önemli kozu olmasından dolayı oynadığı süre boyunca ikili üçlü markajla karşı karşıya kalarak, tam 40 maç oynamıştır. bu tempo, kendisi için geçen seneye kadar yapılan, "avrupa'da oynayamaz", "fizik gücü yetersiz" gibi yorumların yersizliğini göstermektedir.
asıl konu ise: kontratı 2012 yazında bitmektedir. futbolu biraz takip edenler, bir oyuncunun "eder"inin (bkz:
bonservis), kontratında kalan süreyle ne kadar alakalı olduğunu iyi bilir. (eto'o+20 milyon euro)=ibrahimovic denklemi de sadece eto'o nun kontratında kalan tek sene yüzünden aslında eşitsizlik gibi görünür. yani arda'nın değeri 2010 yazında ve 2011 yazında neredeyse yarı yarıyadır.
ben arda'nın bir önceki büyük kaptan gibi futbolu galatasaray'da bırakmasını isterim. bu durumda, son sene yabancılar aklını çelmeye başlamadan, 2010 yazında kontratı uzatılmalıdır. eger olmazsa, arda "benim hayalim avrupa" derse, ben arda'nın en iyi kulübe, daha önemlisi iyi bir bonservisle gitmesini isterim. bu durumda yine kontratı 2010 yazında uzatılmalıdır ki, 15-20 milyon avrolardan bahsedebilelim.
tabi geriye 2010 yazı için tek bir ihtimal kalıyor, arda'nın gitmesi. umarım olmaz, daha aslantepe var. (bkz:
hayrettin yapma)