resim
Arda Turan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Eyüpspor
Yaş:37
Uyruk:Türkiye
  • 3177
    ara sıra kullandığım kuzenimle ortak olan blogumda yazdığım arda turan yazısını burda da paylaşmak istedim .

    http://kuleforvet.blogspot.com/...z-arda.html?spref=fb

    bir kaç haftadır nedendir bilinmez arda hakkında genel itibariyle bu döneme kadar yaşanılanları göz önüne getirip kendimce yorumlama gereği hissettim o nedenle mevzu bahis arda turan.

    tabi böyle bir yazıya "türk futbolunun son dönemde yetiştirdiği en yetenekli gençlerin başında gelen arda" gibi rıdvan vari bir cümleyle girmeyi istemediğimden bu sözü kanıtlayacak bir kaç örnekten bahsederek lafa girelim .

    en başa dönecek olursak -yanlış hatırlamıyorsam- ilk olarak mlada boleslav maçında carrusca'nın sakatlanmasıyla galatasaray formasını giyme şansı buldu.(öncesinde herkesin bildiği gibi bi manisa macerası var ki eminim bugünlere gelirken oranın adını çok anmış ersun hocasına binlerce kez dua etmiştir.) bu şansı gayet iyi değerlendirdi ve akabinde lig maçlarındaki o savruk güçsüz görüntüsüne rağmen sergilediği performansıyla -özellikle konya maçı- ismini herkesin ideal 11inde sol açığa yazdırmayı başardı. maalesef en sonunda bizim insanımız başarılı insanı sevmez kıstası işlemeye başladı hele ki bu insan başarıyı türkiye'nin en büyük kulübünde bu yaşta yakaladıysa genelde suyun öte tarafındaki insanların yarattığı medyanın yardımıyla özel hayatı kullanarak türlü türlü kaypaklıklar yapılır nitekim arda için de bu durum farklı olmadı . 18 yaşını geçmiş kendi parasını kazanan bi adamın teknedeki kızla yakın olması bi kısım insanların zoruna gitmiş olacak ki bu durum bugün milyonlarca okuyucusu olan gazetelerin baş sayfalarında yer aldı haddi olmayan bir çok kişi tarafından saçma sapan ,ağıza alınmayacak sözler sarfedildi , silahlı t-shirt giydi nasıl örnek olacak bu gençlere dendi fakat t-shirt silahı protesto eden bi markanın ürünü çıktı , ultraslan'ın gecesinde meyve sulu fotoğrafları yayınlandı(mekan farklı olabilir tam hatırlayamadım) içki içiyor efendim bu çocuk nasıl sporcu dendi iftira atıldı , sevgilisine inönü'de 35 bin kişi küfür etti o da yetmedi sevgilisinin film setinin önünden geçen sözde beşiktaş taraftarı gözünün içine baka baka küfretti sabrı sınandı, messiyle karşılaştırılıyorsun denince tebessümle saçmalayın demesine rağmen ahmet çakar'ın messi'nin sol bacağı olamaz lafına maruz kaldı .

    arda bu yaşananların birini bile haketmezken son olarak kazan dairesindeki kokusunu bile özlüyorum dediği tek güvencem diye bahsettiği sırtını dayadığı,koluna pazubandı takıp gururla çıktığı ali sami yen'de kendisine beste yazıldı herkes bir ağızdan söyledi söylemeyenlere şerefsiz diye bağırıldı .tüm bunlara rağmen hala ayakta kalmayı başarıp geçen sene takımın asist kralı oldu,fener maçında sakat sakat da olsa bişeyler vermeye çalıştı.bu kadar olay yaşanmışken seni en çok üzen neydi sorusuna evim dediğim yerde ıslıklanmam oldu dedi küstü surat yaptı gitmedi o tribüne gitmemekte de sonuna kadar haklıydı çünkü herkes kadar suçluyken başarısızlığın tek sebebi gösterilmek istendi resmen tek suçlu ilan edildi.

    e tüm bunlara rağmen arda hiç mi hata yapmadı ? yaptı hem de 1 2 kere de değil 5 kere yaptı 10 kere yaptı mesela bir i.b.b maçının devre arasında güvenlik görevlisiyle yaşadığı yersiz tartışma,florya’da fenerbahçe marşı çalan bir vatandaşla girdiği gereksiz polemik,kadıköy’de ismini söylemekten bile tiksindiğim mahlukatla girdiği yersiz kavga ve sonunda bütün takımı etkisi altına alan demoralize hal ! bunlar şu an aklıma gelen gereksiz bir o kadar da galatasaray kaptanına yakışmayacak davranışlar fakat eğer bir insan o yaşta yukarıda saydığım onca olumsuz şeyleri yaşayıp -ki bunlar sadece bizim görüp bildiklerimiz- üstüne bunları gerçekleştiriyorsa tek suç arda’da değil demektir. burada ki asıl suçlu arda’yı göz göre göre bu duruma getirendir peki bu duruma nasıl geldik ? yine olayın baş kahramanı son 14 senede 7 galatasaray şampiyonluğu tatmış kişi var ve o kişi çıkıyor bir tv programında arda’yı 15 dakikada fenerbahçeli yaparım bilmem ne diyor bizim yönetim de arda bizimdir bizim kalacak deyip kaptan yapıyor. iyi güzel de ne işe yaradı bu hamle?getirdikleri götürdüklerinden daha mı fazla oldu ? hayır.asıl kötü tarafı bu olaydan en çok etkilenen de arda oldu olumsuz anlamda . hem saha içi olsun hem de saha dışında olsun bambaşka biri haline gelmeye başladı yavaşça ve en son geçen sene ki “doğuştan fenerli” caner olayıyla çok net bir şekilde açığa çıktı.

    peki işin doğrusu neydi?işin doğrusu bu yaşta bir insanın omzuna bu kadar yükü bindireceksen eğer onun hayatını kolaylaştıracak ,planlayacak ve yardım edecek insanları da düşünmen gerekecekti çünkü bu işin doğrusu böyle dünyanın her yerinde . bugün bir c.ronaldo’nun messi’nin kaç tane profesyonelle çalıştığını araştırsanız en az 30 kişi çıkar ha diyeceksiniz arda ronaldo mu değil ama burası da bi ingiltere bi ispanya değil burası türkiye burada herkes birbirinin ayağını nasıl kaydırırım diye düşünürken sen kalkıp ülkenin en popüler adamını yalnız bırakırsan sonra oturup da dövünmeye söylenmeye , ondan inanılmaz performanslar beklemeye ne hakkın ne de yüzün o-la-maz !

    arda’nın olması gereken yaşam tarzı,bugüne kadar yaşadıkları hakkında bu kadar yazı yeter galiba şimdi biraz esasa gelip futbolundan bahsedeyim istiyorum.

    galatasaray ile çıktığı ilk maçta sol açıktaki yerini yadırgamamasının sebebini manisa’da sol bek,sağ bek ve açıkta oynamasına bağlarken izleyen hiç kimsenin onun hiç bu kadar adından söz ettireceği akılların ucundan bile geçmiyordu ama o kısa zamanda olağanüstü yeteneklerinin yanında sempatikliğiyle de herkesçe benimsenen futboluyla ilgi çeken bir kişi haline geldi . ilk 2 sene oynadığı oyunla herkesi kendine hayran bıraktı bırakmasına ama dikkatli izleyenlerin zamanla ondaki kendini tekrarlama olayını görmeleri pek fazla uzun sürmedi.topu soldan alıp çizgiye inip bilek hareketiyle ani dönüş yapıp içeri ortalamasını artık izleyenler ezberlemiş fakat itiraf edecek gücü kendilerinde bulamamışlardı. çünkü o bedenler 2 . bir hasan şaş’ı kaldıracak kadar güçlü değillerdi ta ki artık süper lig oyuncularının bunu kavramaya başladığı ana kadar .tabi bu çalımı ve akabinde ki ortanın artık gelememesinin tek sebebi karşısındaki savunma değildi. arda’nın fiziksel anlamda ki tabir-i caizse sergenleşme durumu da bu kendini tekrarlama sürecini oldukça hızlandırmıştır.geçen sene yaşadıklarının da etkisiyle futboldan soğuma evresi yaşayan arda’nın tüm bunlara rağmen asist kralı olarak ligi bitirmesini de notlara eklemekte fayda var.

    bu seneye geldiğimizde ise bir yaz tatili sabahına arda turan'ın gs tv röportajıyla uyandım . kendi mutluluğunu karşı tarafa da aynen geçirebilme özelliğini o röportajda tekrar hissetmenin verdiği hazla dinledim o gün arda'yı . "artık mutsuz ,somurtkan bir suratla göremeyecek galatasaray taraftarı beni" diyordu .bu herşeyden önemliydi galatasaraylılar için özelliklede kendisi için ayrıca verdiği kilolar direkt olarak göze çarpıyordu. ilk olarak bir hazırlık maçında göze çarpan içimizden acaba deyip geçtiğimiz ardından fener ,belgrad ve romanya maçlarıyla emin olduğumuz yeni bir yönü göze çarpıyordu arda'nın o da tabi ki şutlarıydı. antremanlardan sonra frikik ve şut çalışması yaptığını anlatıyordu yine o röportajda ayrıca skora etki etmedikçe saha içinde yaptığınız olumlu işler pek de bir işe yaramaz diyordu bu cümlesi arda'nın mantalite ve oyun yapısı anlamında ciddi bir değişime gittiğinin ve eksiklerinin farkına vardığının kanıtıydı.

    bu sene bambaşka bir arda izleyeceğime eminim ben kendi adıma zaten onu izleyeceğimiz de önümüzde başka bi sezon yok galatasaray forması altında olmasın da zaten . tugay'ın deyimiyle gitsin görsün yeter ki bi kere gitsin oralara . başka şeyler katsın futboluna,kendisine ha ama sonra gelsin 30unda da olsa gelsin buraya tekrar giysin parçalıyı taksın pazubandı ! bu kez bir şampiyonlar ligi finali öncesi yine parken stadyumunda sahaya çıkan tünelin ucunda duyulsun sesi unutmayın beyler desin biz zor günlerin adamıyız tıpkı eski günlerde başkalarının dediği gibi ...
  • 3178
    içimde yara olan bazı şeyleri buraya dökecem artık
    onu yabancı düşmanlığıyla suçlayanlar yabancı hayranından başka bir şey değidir bana göre. madem ki bu adam yabancı düşmanı o zaman nasıl asist kralı oldu hücum hattımızda kendisi dışında türk yokken**** . kim şahit oldu bunlarla paslaşmadığına. elanoya pas vermiyorsa vardır bir bildiği, hem daha olumlu hareketi olmadı elanonun. adamın umrunda değil galatasaray neyini savunup da ardayı suçlar oldunuz. elano bu takımda oynamadı mı hoca kendisine şans vermedi mi aydın yılmaz bile forma bulurken elano neden bulamıyor. elanonun 26 ağu 2009 galatasaray kayeserispor maçında attığı gol dışında akılda kalan neyi var.elano bu takımda top mu kapıyor , asist mi yapıyor , gol mü atıyor ne yapıyor biri söylesin allah aşkına. hem bu adamla antremanlarda siz mi berabersiniz , takımın başında bir hoca yok mu , bir yönetim yok mu kulübün başında ki arda milyon euroluk adamı harcarken bunlar sessiz kalsın. ercan saatçi gibi adamların ne işe yaradığı açık değil mi galatasaray taraftarına bile arda düşmanlığı elano hayranlığı aşılanmış.
    servet bir sezon defansı tek başına yüklenip götürürken bile hata yaptığı anda kazma olarak nitelendiriliyor , aykut a üç maç tahammmül edilemezken , franco bütün bir yılı kalede geçirebiliyor , arda 3 maç formdan düşünce tüm ruhsuz olup trübün tarafından ıslıklanırken lincoln sahada toptan kaçarken '' lincooolnn lincooollnn ' diye tezahurat yapılıyor , sabrinin tüm eksikleri rahatça sayılırken keitanın sadece iç sahada ki maçlarda , onların da 30 dakikasında oynadığı gözden kaçabiliyor , hakan şükür nondayla aynı sayıda gol attığı sezonda hakan gitsin nonda kalsın deniyor , 3 yılda 60 gol atan necati kimsenin umrunda olmazken baros kral oluyor . bırakın artık şu yabancı hayranlığını , yerlileri daha fazla sevmeseniz bile bazı konularda adil olun ayıptır yahu...
    ana konuya dönersek arda saha da saçma sapan koşup yürekli ünvanını , herhangi bir işe yaramayan artistik harketler yapmadığı içinde birilerinin sevgisini kazanamamış. keita maçta * sinirine hakim olamaz takımı yalnız bırakır gönüllerde taht kurar , arda maç başında tahrik edilip saldırınca akıllarda kavgacı arda , takımı olumsuz etkiliyor gibi şeyler kalır. biz ardasız takımın nasıl bir takım olduğunu da gördük , ardanın neler yapabildiğini de . banane arda kimle çıkıyor , boş vakitlerinde neler yapıyor . cristiano ronaldonun da saha dışında neler yaptığını biliyoruz peki onu neden futboluyla bağdaştıran yok . adam antremanını aksatmayıp , aklını başka yere vermediği sürece istediğini yapar. ardayı da antremandan kaçmakla veya bu tarz herhangi bir sebeple suçlayanlara el insaf diyorum başka bişey demiyorum . herif besmele çeker gibi söze bile galatasarayla başlıyor . onun aklının başka bi yerde olduğunu söylemek tarif edilemeyecek derecede abestir.
    ardanın şut çekmek dışında herşeyi yaparken sadece şut çekemediği için eleştirildiği dönemler de oldu. bu gün onu da yaptı ya başka mantıklı sebep kalmadı eleştirmek için . millet de kendine yeni bahaneler bulacaktır elbet* ** *. arda bulunduğu takımı da , giydiği formayı da , aldığı parayı da en çok hak eden adamdır. yokluğu öyle elanoyla , dos santosla kapatılacak adam değildir kıymetini bilelim onu kaybetmeyelim .
    .
  • 3179
    bu adam isterse maradona'ya dönüşsün birileri kendisine bok atmak için yeni bahaneler bulacaktır. bu durum sözlükte öyle bir hal aldı ki yakında "kız arkadaşı dizilerde onunla bununla öpüşüyor" diye saçmalarsa biri şaşırmayacağım. adamın kendisine çay getiren çocuğa verdiği bahşiş/harçlık bile eleştirildi; verdiğim örneğin gerçekleşmesi de yakındır. özellikle arda'ya sallayanların fener medyasında kaptanla ilgili çıkan her habere mal bulmuş mağribi gibi saldırmasını anlayamıyorum.

    rıdvan dilmen, hakan ünsal, hakan şükür ve şürekasında nasıl bir yabancı futbolcu düşmanlığı varsa galatasaray sözlükde de istisnasız bütün yerli oyunculara karşı müthiş bir nefret var. arda, son dört sezondur uzak ara takımın en etkili oyuncu olsa da algıda seçicilik adamın yaptığı olumlu bütün işleri süzer, geriye yaptığı bir iki top kaybı, veremediği bir pas kalır.
  • 3180
    messi ile kıyaslanması baya ses getiren bir olay, bir de ben kıyaslayayım ozaman. messinin 2 hafta önce bilegine aldıgı darbe, ardanın fellaini den aldıgının rahat bi 10 misli daha sert. messi bu hafta arası şampiyonlar liginde geri döndü, kaptan 1 aydır meydanda yok. hadi futbol olarak o seviyeye asla gelemeyecegiz kabul de, tıpta da mı bu kadar olamıyoruz arkadaş?
  • 3186
    çok açık ki kendisi takımda olmadığı zamanlarda bırakın pozisyona girmeyi rakip sahada pas yapamaz olduk. sahadaki sorumluluk almaktan kaçanları görünce bir kez daha anladım ki sen bu takımın olmazsa olmazısın inşallah almanya maçını kaza bela olmadan tamamlarsın tekrar pazubantını takıp sahadaki yerini alırsın umarım azılı arda düşmanları anlamıştır artık bu takımın en büyük kozu arda olduğunu *. metin kurt eğer bunu okuyorsan sana da selam ederim dostum
  • 3187
    ilk iki hafta sahada cana, misi, baros, pino yoktu arda bütün yükün kendine binmesinden dolayı yaptı o saçma hareketleri. şimdi saydığım oyuncularla aynı sahayı paylaşabilseydi tek bir hafta bile eminim ne kornerden gol atmaya çalışacak ne de dökülecekti. ne kadar çabuk unutuyorsunuz bunları anlayamıyorum.

    not: milli takımda sakat oynadığı saçmalıktan ibarettir. arda milli takımda sakat sakat oynayıp bu durumu ağırlaşsa filan neyse diyeceğim. arda tamamen darbeye bağlı yeni bir sakatlık geçirdi milli maçta. ne kadar çabuk unutuyorsunuz bunları anlayamıyorum.
  • 3189
    daha önce de sordum kimse cevap vermedi. yine soruyorum hatta rica ediyorum "beni galatasaraydan soğutmasınlar" sözünü nerede, kime, ne zaman söylemiş arda turan. internette ikna edici kaynak bulamadım, bu konuda link verebilecek olanların ister özelden, ister sözlükten bildirmelerini rica ederim.

    kornerden gol atmaya çalıştığı fikri yeni bir fikir değil, ben bu topa girmek istemiyorum. yoksa çok tatsızlık çıkacak.
  • 3190
    --- alıntı ---

    "a.madrid, messi, ağabeylik!" galatasaray futbol takımı kaptanı arda turan, yaşına rağmen çok önemli işlere ve saygı duyulacak başarılara imza attığını söyledi. arda turan, galatasaray kulübü'nün resmi yayın organı galatasaray dergisi'nin ekim ayı sayısına verdiği röportajda, kendisini tecrübeli oyuncu sınıfında gördüğünü dile getirdi. işini severek yaptığını belirten arda turan, ''dönüp geriye baktığımda bir çok maç geçirdiğimi, çok önemli tecrübeler yaşadığımı görüyorum. 23 yaşındayım ama çok önemli işlere ve saygı duyulacak başarılara imza attım. performansımı bir kenara koyalım, yaşadığım tecrübe ile saygı duyulacak başarılara ulaştım. bu açıdan bakarsak, artık benim gibi bir futbolcuya genç diyemezsiniz'' ifadelerini kullandı.

    -''şampiyon olacağız''-

    arda turan, sezona kötü başladıklarını ancak şampiyon olacaklarına inandığını belirterek, ''eskişehir maçından sonra 'bu galibiyet şampiyonluk için atılan bir adımdı' demiştim. ben inanıyorum, sonuna kadar gidip şampiyon olacağız'' görüşünü dile getirdi.

    galatasaray'da çok hızlı bir çıkış yakaladığını, kendisiyle ilgili beklentileri yukarılara taşıdığını kaydeden turan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    ''bir asistle maç tamamlıyorum, 'hani gol nerede?' diyorlar. gol atıyorum, 'ikincisini nasıl kaçırdın?' diyorlar. çok iyi bir maç çıkarıyorum, 'skora etki etmedi' diyorlar. arda'yı kötü oynuyor göstermek insanların işlerine geliyor. muhakkak futboldan anlayan insanlar böyle düşünmüyor ama taraftarların önemli bir kısmı da basın da beni böyle gösterenlere inanıyor ve onların istediği gibi hareket ediyor. hep taraftara yönelik olarak şunu söylüyorum; benim hakkımda söylenenlere değil, benim söylediklerime inanın. maalesef önemli bir kesim hakkımda çıkan yalan yanlış ifadelere inanıyor.''

    - ''avrupa zamanı'' -

    takım kaptanı olarak sarı-kırmızılı formayı giymekle büyük bir hayalini gerçekleştirdiğini dile getiren arda turan, ''gerçekleşen bu hayalin kıymetini biliyorum. 'peki yarın hayaliniz nedir?' dersen, galatasaray formasını giymek, kaptanlık pazubandını takmak' derim. amacım yarın da bu hayalimi gerçekleştirmek ve gerçekleşirse de şükretmek'' dedi.

    ''bugünden 2015'i düşünüyor musun?'' şeklindeki soruyu ''o tarihte 28 yaşında olacağım. ancak şimdi o tarihe bakarsam şunu söylemeliyim; artık benim için avrupa zamanı geliyor'' şeklinde yanıtlayan arda turan, ''ne zaman yurt dışına transfer olacaksın? transferin son gününde atletico madrid'in senin için yaptığı teklif çok konuşuldu?'' şeklindeki soruyu ise ''kulübüm izin verdiği zaman yurt dışına gitmek istiyorum. ama buradayken kulübüm için elimden geleni yapacağım. atletico madrid ile ben bireysel olarak görüşmedim. ama menajerime ve kulübüme teklif geldi'' şeklinde yanıtladı.

    -''kimseyi hayal kırıklığına uğratmayacağım''-

    ''bir gün yurt dışına gideceksin. bunu galatasaraylılar da çok istiyor ama bir gün dönecek olursan vereceğin karar şimdiden tartışılıyor'' şeklindeki ifade üzerine arda turan, ''herkes neyin ne olduğunu biliyor aslında. hayal kırıklığına uğradım bazı durumlarda. ama ben kimseyi hayal kırıklığına uğratmayacağım'' dedi.

    her fırsatta galatasaraylı olduğunu dile getirmesinin hatırlatılması üzerine ise arda turan, şunları kaydetti:

    ''ne yapayım bu kulübü seviyorum. ben duygularıyla yaşayan bir insanım. ben buradan gittikten sonra da burayı seveceğim. içimde olanı saklayamam. şunu da söylemem lazım, performansı bir kenara koyun, benim arda gibi bir futbolcum olsaydı, ben onu gerçekten çok severdim. aynı şekilde okan'ı arif'i, tugay'ı, hasan'ı, bülent'i, hakan şükür'ü, ayhan'ı çok severdim. çünkü onlar bu kulübü çok sevdiler, hala da seviyorlar.''

    - ''başka ülkenin vatandaşı olsaydım'' -

    ingiltere'nin kendisine daha uygun olabileceğini ancak hemen her ülkede futbol oynayabileceğini ifade eden arda, ''tabi bir de türk pasaportu meselesi var. eğer başka bir ülkenin vatandaşı olsaydım şu anda avrupa'nın büyük bir takımında oynardım. bu çok konuşulan bir durum. zaman zaman türk futbolcuları bunu dile getirir. bunu tuncay, hamit ve nihat'la konuşmak daha doğru olur. türk futbolcusuna bakış biraz farklı, daha olumsuz bakıyorlar. avrupa'da da oynarsak daha çok çalışmalıyız'' değerlendirmesini yaptı.

    - ''başarısızlıkta en büyük pay futbolcuların'' -

    galatasaray'ın geçen yılın başında çok iyi bir futbol ortaya koyduğunu ancak uzun süredir istikrarın yakalanamadığını belirten arda turan, ''bir sene beşincilik, ardından üçüncülük aldık. bu dereceler galatasaray için başarısızlıktır. fakat başarısızlık kişilerin ya da ekibin belirli bir parçasının değil. burada herkesin sorumluluğu var. futbolcular, teknik heyet ve yönetim zaten bu başarısızlığı üstleniyor. ama en büyük pay kimin derseniz, bence futbolcularındır'' ifadelerini kullandı.

    - ''kol kırılır yen içinde kalır, galatasaray'a çok uyuyor'' -

    galatasaray kulübü'nün son bir kaç yıldır kurumsal anlamda geçiş dönemi yaşadığını, bu dönemin sona ermek üzere olduğunu kaydeden turan, şunları kaydetti:

    ''galatasaray mali anlamda daha iyi duruma geliyor. kurumsal anlamda önemli bir aşama kaydedildi. galatasaray bu evreyi geçirdikten sonra, (yeni stadın tamamlanması da bu zamana denk geliyor) çok daha iyi yerlerde olacak. şunu belirtmek gerekir ki burada tüm futbolcular her konuda özverili davranıyor. 'kol kırılır yen içinde kalır' galatasaray'a gerçekten çok uyuyor. yaşanılan her sıkıntılı günümüzü aşmasını biliyoruz. ben takım arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ediyorum.''

    -ağabeylik sistemi-

    ''galatasaray'ın uefa kupası'nı kazanan takımında çokça dile getirildi, 'ağabeylik sistemi'. şu anda galatasaray'da böyle bir yapı gerekli mi?'' şeklindeki soru üzerine arda turan, şunları dile getirdi:

    ''ağabeylik sistemi çok önemli ama o takım her şeyden önce çok iyi futbolculardan oluşuyordu. bu her zaman unutuluyor. avrupa'nın güçlü kadrolarından biri kurulmuştu. yerlisi yabancısı ile iyi bir ekip kurulmuştu. galatasaray'da çok iyi futbolcular var ama daha kat etmemiz gereken mesafe var. bence zaman geçtikçe daha iyi olacağız. karakterli futbolculardan oluşan bir takımız...''

    milli takım ile galatasaray'daki performansı arasında fark göremediğini kaydeden arda turan, son milli maçlarda gol attığı için arada fark varmış şeklinde yorumlar yapıldığını belirterek, ''belçika maçındaki oyunun aynısını galatasaray'da da sergiliyorum. insanlar ezberden konuştuğu için bu tip yorumlar yapıyor'' ifadelerini kullandı.

    ''galatasaray'a dair şu an en önemli figür sensin. galatasaray reklamlarında oynuyorsun. bu kadar göz önünde olman seni yıpratıyor mu?'' şeklindeki soru üzerine ise arda turan, bunun kendisini yıpratmadığını, yaptıklarının sahada işini gölgelememesine dikkat ettiğini öne vurgulayarak, ''sanki ben işimi kötü yapıyor gibi gösteriliyorum. yanlış olan bu'' görüşünü dile getirdi.

    -messi ile karşılaştırma-

    kendisinin, leionel messi veya cristiano ronaldo olmadığını kaydeden arda turan, ''ben takım oyuncusuyum. bence şu an dünya üzerinde her hangi bir futbolcu messi ile kıyaslanamaz. çok farklı bir oyuncu. ama karşılaştırma biraz beni eleştirmek için yapılıyor. ortaya böyle bir şey atıyorlar. insanların da dikkatini çekiyor. bunun üzerine günlerce konuşuluyor ve bir şekilde bana eleştiri olarak dönüyor bu durum'' değerlendirmesinde bulundu.

    yabacı oyunculara pas atmadığı yönündeki eleştirilerin doğru olmadığını kaydeden arda turan, ''bunu söyleyenler neyi düşünerek ya da neyi görerek söylüyorlar bilmiyorum. ama onlar öncelikle yabancı hayranı. türk futbolcusunu her zaman ikinci plana atan insanlar. örneğin geçen sezon yazıldı, giovani dos santos'a pas atmamışım. bu kesinlikle doğru değil'' ifadelerini kullandı.

    arda turan, tüm yabancı futbolcuların galatasaray'a katkı sağlaması için uğraştığını, onların da elinden geleni yaptığını kaydetti.

    futbolu bıraktığında galatasaray yönetiminde yer almayı isteyip istemediğinin sorulması üzerine ise ''neden olmasın'' yanıtını veren arda turan, ''hangi pozisyonda?'' şeklindeki soruya ise ''ben bir işe giriyorsam hedefim zirvedir. gerçi şu an gencim, yani başkanımız için korkacak bir durum yok'' şeklinde esprili bir yanıt verdi.

    --- alıntı ---
  • 3194
    guus hiddink hakkında mükemmel yorumlar yapmış futbolcumuzdur. yemin ediyorum deminden beri gülüyorum.

    "... guus hiddink hakkında maç izlemiyor diyorlar. ulan hadi bizi eleştiriyorsunuz saçma sapan, hiddink'e yapmayın bari. koskoca hiddink hangi maçı izleyeceğini sizden mi öğrenecek? kaldı ki hangi devirde yaşıyoruz, bunun dvd'si var interneti var ..."
  • 3195
    iyileşip daha bizimle maça çıkmadığı halde neden milli takım kampına alınmış öfkeden kuduruyorum. olum biz milli takımın tedarikçisi miyiz lan? milli maçtan milli maça adam gidip geliyor yahu kafayı sıyıracam. aynı şey sabri'de de olmuştu. gidiyor, sakatlanıp geliyor sonra biz adamı iyileştiriyoruz, daha bizle maça çıkmadan yeniden milli takıma gidiyor. şayet yeniden sakatlanırsa oğuz çetin'in evine napalm bombası bırakırım*. kazım kazım, tuncay şanlı, gökhan gönül kurtarsın takımı...
  • 3196
    --- alıntı ---
    http://bandieras.blogspot.com/...urann-pasaportu.html
    --- alıntı ---

    ülke futbolunun en önemli oyuncularından olan arda turan'ın 5 ekim 2010 tarihli sabah gazetesi'ne verdiği röportajın bir bölümü, özellikle dikkatimi çekti. arda turan, ulusal takım kampında oluduğu için, genel olarak ulusal takım ile ilgili sorulara yanıt vermiş. ancak söyleşinin bir bölümünde, milliyetinin, avrupa'daki kariyerini etkilediğinden bahsetmiş. çoğu ekibin, oyuncuların pasaportunda yazan ülkeye göre transfer edildiğinden bahsetmiş, mevzu da mesut özil özelinden ortaya çıkmış.

    arda'nın demek istediği, avrupa'ya türk pasaportu ile gitmenin zorluğu. bazı ülkelerin (almanya, ingiltere, brezilya, arjantin, ispanya gibi) vatandaşı olan oyuncuların bir avantajı olduğu doğru, ancak bu avantajın nasıl yaratıldığının ve bu ülkeler dışındaki ülkele vatandaşlarının arasında bir fark olmadığının da bir gerçek olduğunu düşünmekteyim. işte bu yazımda da bu hipotezimi kanıtlamaya çalışacağım.

    öncelikle, bu başarılı ve tercih edilir ulusların tamamının bir futbol tarzı var. bir ekip, bir oyuncuyu transfer ederken, milliyetine bakarak bir fikir sahibi olabiliyor, bu da tabi ki tercih sebebi oluyor. örneğin alman bir oyuncu transfer edilirken, o oyuncunun oyun disiplini ile ilgili kafalarda hiçbir soru işareti bulunmuyor. ya da ingiliz oyuncuların her daim fit ve güçlü bir fiziğe sahip olacaklarını biliyor ekip yöneticileri. brezilyalıların ve arjantinlilerin kişisel yeteneklerinin ne kadar üst düzey olacakları ile ilgili bir fikirleri var her zaman. bu özellikler de transferleri kolaylaştırıyor tabi ki.

    arda turan'ın türk pasaportuna sahip olmanın zorluğundan bahsetmesi, öncelikle beni avrupa'da oynamış türk oyuncuları gözden geçirmemi sağladı. örneğin, ülke futbolunun yetiştirdiği en başarılı kalecilerden olan rüştü reçber, dünyanın en başarılı ekiplerinden barcelona'da top koşturdu. üstelik, o kadar sansasyonel olarak transfer oldu ki, başkan adaylarından juan laporta'nın vaadlerinden biri olarak kayıtlara geçti. aynı dönemde, 2000 galatasaray'ının efsane kadrosundan hakan şükür, torino,ınter, blackburn rovers ve parma gibi kulüplerde oynadı. halen aktif olarak top koşturanlardan emre belözoğlu, ınter ve newcastle united formalarıyla ter döktü. lejyonerlerin en başarılılarından nihat kahveci ise real sociedad formasıyla kulübüne tarihinin en başarılı sezonunu yaşattı. daha sonra, büyük hedefleri kovalayan villereal formasını başarıyla taşıdı. bir diğer başarılı lejyoner tugay kerimoğlu ise iskoçya ve ingiltere'de toplam 9 sezon top koşturdu ve toplamda tam tamına 275 kez forma giydi. okan buruk da emre belözoğlu ile beraber ınter formasıyla italya liginde top koşturdu. şu aralar arda turan'ın konulmak istendiği koltukta oturan meyin oktay bile, o dönemde yurtdışına transfer hemen hemen imkansız olmasına rağmen, 1961 yılında italya'nın palermo takımına transfer oldu. can bartu da benzer bir kariyere sahip. aktif olarak yurtdışında oynayan tuncay şanlı, hamit altıntop, nuri şahin vs vs. gibi örnekler de verilebilir. (bu örneklerden arda'ya yetişme açısından en yakını şanlı'dır)

    yukardaki örneklere baktığımızda, birçok başarılı türk oyuncusunun, yurtdışına transfer olduğunu görebiliyoruz. kimileri başarılı olup ülkelerine döndü, kimileri vatan hasretine dayanamadığı için yurtdışında çok kısa kaldı. ancak görüldüğü üzere, üzerinde ay-yıldız olan pasaportlular da yurtdışında kariyer yapabiliyor.

    özellikle son 10 yılda yurtdışına açılan oyuncularımızın, gidiş ya da oralarda tutunma şekillerinde baktığımızda, 2 farklı metodu görüyoruz.

    1. daha önce türkiye'de beraber çalışılmış bir hocanın referansı:
    bu duruma örnek olarak, nihat kahveci (john benjamin toshack), tugay kerimoğlu (graeme souness)gibi isimler zikredilebilir. bu oyuncular referans olarak bazı teknik adamları almışlardır ancak oralarda tutunmaları tamamiyle kendi çabalarıyla olmuştur.

    2. takımıyla uzun süre uluslararası tanınır turnuvalarda bulunma: birçok örnek verilebilir, ancak ben tek bir isim üstünden, arda'nın bu aralar en iyi anlaştığı oyunculardan olan emre belözloğlu özelinden girmek istiyorum. emre, henüz 16 yaşında, 1996 yılında galatasaray'ın as takımında oynamaya başlamıştı. 2001 yılına kadar onlarca avrupa kupaları maçlarına çıktı. ekibi 2000 yılında zirveye çıkınca, tüm gözler de onun üstüne çevrildi. 2001 yılında da , henüz 21 yaşındayken italya'nın en büyük takımlarından ınter tarafından transfer edildi. emre, tabi ki yetenekli bir oyuncuydu, ancak oynadığı ekibinin uluslararası arenada sürekli göz önünde olmasından dolayı, avrupa'ya transferi o henüz 21 yaşındayken gerçekleşti. aynı ekipten hakan şükür, okan, arif erdem, hakan ünsal, ümit davala gibi oyuncular da avrupa'nın yolunu tuttu. o galatasaray, kendi kendini yükseltip, avrupa'da adını ezberletip, kendini pazarlamış oldu.

    bir diğer taraftan, rüştü reçber'in barcelona yolunu tutması da, ulusal takım ile çıkardığı başarılı maçlar sayesinde olmuştur. o dönemin fenerbahçe'sinde oynayan rüştü'nün ekibinin uluslararası arenada başarılı olduğunu söylemek imkansız tabi ki. ancak rüştü'nün 1996'dan 2008'e kadar türk milli takımı'nın katıldığı tüm büyük turnuvalarda yer alması, onun uluslararası arenada ne kadar tanınır olduğunu gösteriyor.

    şimdi arda turan'ın durumuna dönelim. arda turan, henüz sadece 1 uluslararası büyük turnuvada kendini gösterebilmiş durumda. 2008 avrupa şampiyonası'nda başarılı bir performans gösteren arda'nın bu turnuvanın sonrasında hiçbir büyük turnuvada takımıyla başarılı olamadığını düşünürsek, uluslararası repütasyonunun henüz yeterli olmaması gayet doğal. rivayete göre sezon başında real madrid'in başına geçen jose mourinho, mesut özil transferinin çıkmaza girdiği dönemde yönetime arda turan'ı önermiş, fakat real yönetimi arda turan'ı yeterli kadar tanımadığı için transfer etmek istememiş.

    arda turan, ülke futbol tarihinin gelmiş geçmiş en yetenekli oyuncularından biri. ancak yüzleşmesi gereken şey, eğer ki avrupa'nın büyük ekiplerinde oynamak istiyorsa, öncelikle takımını avrupa turnuvalarında tutmalı ve ulusal takım formasıyla çıktığı maçlarda önemli performanslar göstermelidir. ya da bugüne kadar çalıştığı hocaların büyük takımlara gitmesi için dua etmelidir..

    --- alıntı ---
    http://bandieras.blogspot.com/...urann-pasaportu.html
    --- alıntı ---
  • 3198
    http://www.milliyet.com.tr/.../1297704/default.htm

    --- alıntı ---
    karl-liebknecht stadı’nda basına ve taraftara açık yapılan antrenmanın toplu çalışma bölümünde yer alan arda turan, herhangi bir müdahaleye uğramamasına rağmen kasığında oluşan rahatsızlıktan dolayı antrenmanı tamamlayamadı.
    --- alıntı ---

    şakamısınız olm siz? yorum yapmıyorum sonra düşmanlıkla suçlanıcam.
App Store'dan indirin Google Play'den alın