• 62
    https://twitter.com/.../1349836892263632898

    the usa most expensive xi, u23:

    gk: marcinowski €1m
    lb: robinson €5m
    cb: mckenzie €4m
    cb: richards €4m
    rb: dest €25m
    lw: konrad €2.5m
    cm: mckennie €25m
    cm: adams €16m
    am: reyna €30m
    rw: pulisic €60m
    st: sargent €9m

    total value: €181,300,000

    futbolda acayip bir genç jenerasyon oluşturmuşlar. özellikle;

    1- sergino dest (barcelona-20),
    2- weston mckennie (juventus-22),
    3- tyler adams (leipzig-21),
    4- giovanni reyna (borussia dortmund-18),
    5- christian pulisic (chelsea-22),
    6- joshua thomas sargent (werder bremen-20)

    6'lısı çok dikkat çekici. bu çekirdeği doğru kullanırlarsa başaltı takım olmaya adaylar. bu çekirdeği bu hızla büyütmeye devam ederlerse tepe takımlardan biri olmaya da adaylar. açıkçası amerika futbolda tepe takımlardan birisi olursa vereceğim tepki "karışmadığınız bir futbol kalmıştı ameke" şeklinde olacak ama yapacak çok da bir şey yok. oturup izleyeceğiz mecbur.
  • 65
    bildiğim kadarıyla futbolda yeterli reklam arası olmadığı için bu futbol işine çok girmiyorlar yoksa en basit sunday league takımlarının 3 büyüklerden daha iyi tesislerde antrenman yapıp maç yaptığına bizzat şahit oldum. tabii gençler çok daha fazla geliri olan basketbol, basebol gibi sporlara yöneliyorlar. umarım futboldan uzak durarlar. futbolun bir avrupa kültürü var, bunun bozulması gerçekten zaten ölmekte olan amatör ruhun cenaze namazını kıldırır.
  • 69
    standartlarına göre oldukça kötü bir olimpiyat oyunları geçiren ülkedir. olimpiyatların başlıca 2 branşı olan yüzme ve atletizmde büyük hayal kırıklıkları yaşamışlardır. yüzmede istikrarı yakalayamayıp caeleb dressel haricinde büyük oranda hayal kırıklığı ile yüzmeyi tamamlamışlardır ve toplamda 30 madalya kazanmışlardır. ancak bunların yalnızca 11'i altındır. en son 1992 barcelona olimpiyatları'nda 11 altında kalmışlardı. ama unutulmaması gereken bir nokta var. 1992 olimpiyatlarında yüzme 31 farklı branşta yarışılıyordu. 2020 tokyo olimpiyatları'nda ise bu sayı kadın-erkek eşitliği muhabbeti vs. derken 37'ye kadar tırmandı. neresinden bakarsak abd adına rezillik. 2004 atina olimpiyatları'nda ise toplamda 28 madalya kazanmışlardı ancak altın sayıları 12 idi. o zamanda da yüzmede 32 branş vardı.

    atletizme bakacak olursak da hem erkek hem de kadınlarda koşulan 100, 200 ve 400'lerin hiçbirinde altın çıkartamadılar. bu tarihte ilk kez oldu. erkeklerde tam rezillik oldu ve pist yarışlarında 1 tane bile altın alamadılar. kadınlarda 400 engellide sydney mclaughlin altın kazanarak siftahı yaptı. geçmiş olimpiyatlara genel olarak bakar isek de abd'nin olimpiyatlarda atletizmde toplamda 25-30 bandında madalya topladığı ve bunların 7-12 kadarının altın olduğunu görüyoruz. hele de 2016 rio olimpiyatları'nda şov yaparak 13'ü altın olmak üzere 32 madalya almışlardı. çin'in hegamonyasında geçen 2008 pekin olimpiyatları'nda bile 7 altın ile 25 madalyaları mevcut. yüzmede görece başarısız oldukları 1992 barcelona olimpiyatları'nda ise 12 altın ile toplamda 30 madalyayı atletizmden çıkartmayı başarmışlar. ancak bu olimpiyatlarda şu ana kadar kepaze durumdalar. sadece 23 madalyaları var ki; bunların 5'i sadece altın. italya'nın bile atletizmde 5 altını var.

    kalan branşlara baktığımızda ise 4x400 erkek ve kadın bayrak yarışlarında en büyük favorinin kendileri olduğunu görüyoruz ama bayrak yarışlarında abd söz konusu olduğunda 2 kere düşünmek gerekebilir. çünkü abd bayrak düşürme veya herhangi bir şekilde problem yaşama konusunda ustadır. yine de 4x400'de bayrak problemi olmasının 4x100'e göre daha düşük bir ihtimal olduğunu belirtelim. diğer müsabakalardan ise kadınlar yüksek atlamada vashti cunningham'in madalya şansı olabilir ancak altın oldukça zor. kısacası abd'nin 7 altından öteye gidemeyeceği açık. hiç değilse o sayıya ulaşarak 2008 pekin'deki performanslarını yakalamaya çalışacaklar.

    (bkz: sydney mclaughlin/#3214446)
    (bkz: 2020 tokyo olimpiyatları)
  • 77
    milli takımı şuanda gencecik çocuklarla 2022 dünya kupası turnuvasında boy gösteriyor. çok değil bu adamların avrupa futboluna ilgisi en fazla 20 yıl olmuştur. şindiden öyle oyuncular yetiştirmişler ki bizim milli takımdaki oyunculardan çok daha kaliteliler. bu abdnin kafayı koyup en iyisi olamayacağı hiçbir şey yok. özellikle sporcu yetiştirmekte öyle bir kültür öyle bir ağ öyle bir eğitim var ki yanlarına dahi yaklaşamayız.
  • 53
    edit: turkiye ile ilgili tespitlerimin yanlis oldugunu soyledi bir yazar. bu bahsettiklerim haliyle birebir gozlem degil, internet ortamindan duyduklarim. dolayisiyla emin olmam imkansiz. silmiyorum o kisimlari ama kendi dogrulari teyit etmenizi mutlaka oneririm.

    olay yerinden bildiriyorum, virginia eyaletinde yasadigim sehirde nufus ortalama 800 bin civarinda ve toplam vaka 300. olum sayisi ise 5'ten asagida. hali hazirda buradaki ogrenci yurtlarinin yarisini yogun bakima cevirdiler hazirda bekletiyorlar.

    amerika suana kadar cesitli kaynaklara gore 4 milyona yakin test yapti ve bu sayilarda en seffaf ulke konumunda.

    amerikada durum cok kotu gibi gorunuyor ancak hatirlatmakta fayda var, muhtemelen en kotu durumdaki ulke degil. sadece oldugu konumu istatistiki olarak en dogru yansitan ulke.

    turkiyede pozitif cikan insanlardan %2.1'i hayatini kaybetmis. turkiyede suan olenlere corona testi yapilmadigini biliyoruz. pozitif test yapilmadan olursen kayitlara "oldu" diye gecip gidiyorsun...
    amerikada ise %3.2'si. dedesini 3 gun once kaybeden is arkadasimin texastaki dedesine test uyguladilar corona sebepli mi ogrenmek icin... sonuc pozitif cikti.

    turkiyede nufusun sadece %0.042'sine test yapilmis.
    amerikada nufusun %1.23'une test yapilmis. hemen hemen turkiyenin 27 kati fazla test demek bu.

    amerika, her pozitif vakayi yakalayip izole etmek istiyor ve bunun icin cidden caba sarf ediyor. x kisisine bulasan virusle temasa gecen insanlari da takip edip test ediyorlar. her ne kadar trump olayi yeterince ciddiye almasa da gucler ayriligi sebebiyle sistem trump'a ragmen isliyor.

    turkiye, elinden geldigince test yapiyor ama imkanlar cok kisitli. turkiyede bir aile bireyinde corona tespit edilirse, aileye komple karantinaya girin diyorlar ve aile fertlerine test yapmiyorlar, zenginler ve istisna durumlar haric. yani bizdeki 1 korona vakasi, ailelerin en az 3 kisiden olustugunu varsayarsak en az ama en az 2 yada 3 kati olmali. ise gidip ise bulastiranlari falan hesaplamiyorum bile.

    amerikada suan her eyalette hastaligin 26 nisana kadar en ust duzeye ulasip, sonra yavaslayarak azalmasini bekliyorlar. turkiyenin ne zaman top noktaya ulasacagi muamma.
  • 78
    en büyük başarısı propaganda olan ülkedir. öyle ki, dünyanın her yerinde bu ülkeyi sebebsizce övebilecek bir çok hayran yaratmışlardır. söz konusu, hiçbir şey beceremedikleri futbol olsa bile.
    94 dünya kupasından beri abdnin futbola büyük yatırım yaptığı goygoyu söylenip durur. neredeyse 30 sene olmuş. bu süreç içerisinde dünya futboluna ne katkıları olmuş, ya da kaç tane üst düzey futbolcu yetiştirmişler diye fanlarına sorsan beşe kadar sayamazlar bile.
  • 79
    spora yönelmek isteyen erkeklerinin çoğunluğu futbolu ilk 3 seçenek dahiline bile almaz. ülkenin futbol altyapısı a sınıf olmasına rağmen genellikle tesislerde kadınlar boy gösterir. bunun sebebi yetiştirilme tarzı, sosyal baskı ve pr'dir.

    yetiştirilme tarzı : birçok aile (east bölgelerde daha yaygın) çocuğunu spora yönlendirirken nba'de oynamasını hayal eder. güneyde ise beyzbol, downtown bölgelerde de amerikan futbolu ve tenise yönlendirme oranı daha fazladır. futbol onlar için geriplandadır.

    sosyal baskı : rating olarak en alt ve en üst devlet okullarında bile basketbol eğitimi verilir. kolejlerde ise amerikan futbolu, basketbol ve beyzbol eğitimleri ön plandadır. buna bağlı olarak bir teen futbolu seçenek dahiline almaz.

    pr : her tvshow'da ve sosyal medyada nba zirveyi oynar. amerika hükümeti de bunu destekler. kapitalizm futbolla terstir.
  • 40
    zlatan ibrahimovic "çocuklarımın iyi bir takımda oynaması için kişi başı 3.500 dolar ödedim. bu hoşuma gitmedi çünkü herkesin bu kadar parası yok. spor herkes için." demişti abd için.
    buradaki futbol sistemiyle alakalı en buyuk ve en gerçek eleştiri bu şu an için.

    bu sisteme amerikalılar "pay to play", yani "oynamak için öde" diyorlar. yani paranız yoksa çocuğunuzu futbol akademilerine gönderemiyorsunuz.
    hal böyle olunca da bütün o göçmen meksikalı, latin amerikalı ya da african-american gençleri kaybediyorsunuz.

    şu andaki sistemde bile birçok yıldız çıkmasının ise iki sebebi var;
    1) mls'in son yıllarda artan popülerliği.
    2) amerikan futbolu'nun -özellikle gençlerde- sebep olduğu beyin sarsıntısı gibi sağlık zararlarının iyice ayyuka çıkması ve bunun sonunda ailelerin çocuklarını göndermek istedikleri yeni spor alanların ihtiyaç duymaları.

    bunlar sayesinde futbol abd'de git gide daha popüler olmaya başladı. ancak bu pay to play meselesi çözülmeden ciddi bir sıçrama yapmalarını çok mümkün görmüyorum.

    edit: futbolda burslar çok çok limitli. en ciddi burslar üniversite seviyesinde ancak o yaşlar futbol için çok geç. asıl gelişim gösterilen yaşlardaysa burs diye bir şey yok.

    avrupa ve güney amerika’daki gibi sokakta futbol oynamak da mümkün değil. illa ki bir lokal kursa gitmeniz gerekiyor. bunun full paralı olması da futbolun ruhuna aykırı.

    abd daha önce de futbolda sıçrama yaptı, uluslararası turnuvalarda başarılı oldu. ama global lider avrupa ve güney amerika ülkeleri gibi futbolcu basması pay to play değişmeden imkansız gibi.
  • 7
    nba, nfl falan gibi kurumlardaki "n" harfi national demek olup bu da uluslar arasi anlaminda kullanilmaktadir. kendilerini dunyanin tek hakimi sanan, duzenledikleri her lig ya da turnuvanin dunya sampiyonlugu oldugunu dusunen insanlarin olusturdugu ulkedir amerika birlesik devletleri. ulkelerinden bahsederken amerika diye bahsetmez "state" ya da "united states" diye bahsederler -ki bu da birlesik devletler anlamina gelmektedir-. buradan anlasilacagi gibi ulkelerini bir dunya milletlerinin birlestirdigi dunyanin tek medeni ulkesi oldugunu sanarlar. avrupayi ve avrupaliyi hic sevmezler. asyalilar hakkindaki dusuncelerinden hic bahsetmeyelim zaten. dunyanin en cahil, gorgusuz ve dallama tiplerinin olusturdugu bir ulkedir. genel kulturleri inanilmaz zayiftir. liseyi bitirmek zorunlu olmasina ve bu zorunlu egitimin toplamda 12 yil olmasina ragmen bir cogu dunyada 5 tane baskent ismi sayamazlar. pratik zekadan kesinlikle yoksun, asla dangalak hollywood filmlerindeki gibi olmayan, ahde vefa nedir bilmeyen, korkunc bir tuketim hastaligina sahip, yanlarinda calistirdiklari insanlarin giyabinda konusuken onlardan "tcn" (third country national) yani 3. dunya ulkeli diye bahseden, son derece irkci, "bos oglu bos" kafalilardir.
  • 21
    az önce bu memleketten bir hanım kızımızla konuştum,çocuğum olursa onu futbola sokucam falan dedi,bende ne bileyim girdim ronaldo,messi,robben den bahsettim.kız bana baktı ben ona.meğer amerikan futbolundan bahsediyormuş,ben de handegg diye trolledim. ulan hiçbirini nasıl bilmez bir insan.bi de demez mi ben 49'ers i tutuyorum diye.ulan 49'ers kim yeniyor mu ? ciddi ciddi ronaldo,messi,robben bunları bilmiyorlar lan.hayret ettim.hayat çok garip.
    özetle çok ben merkezci bir ülke sanırım.millet kuzey kore ye laf eder dışarıyla bağlantısı yok diye ama bunlar kuzey kore nin dik alasıymış.
  • 56
    3 kasım 2020 sali gunu 59. baskanini sececek ulke. demokratlar adina joe biden, cumhuriyetciler adina ise donald trump adaylar.

    turkiye ve ekonomi acisindan bu secim normalden biraz daha onemli. biden'in secilme ihtimali hem lira bazinda hem de turk fonlari ozelinde biraz fiyatlanmaya baslandi bile. biden'in erdogan rejimine karsi durusu degismezse, lira ve turk ekonomisi negatif yonde etkilenecek. bununla bagli olarak, turk spor kuluplerinin gelecekleri de tabiatiyla lira'nin gucune bagli (gelirler cogunlukla lira oldugu icin).

    burada esas soru su bence. trump secilirse lira ve turk ekonomisi pozitif mi etkilenecek?

    turkiye icin kotunun iyisi gibi bir durum var ortada acikcasi.
  • 42
    adamların hukuk sistemleri farklı.
    insan yetiştirme tarzları farklı.
    yeteneği işlemeyi biliyorlar. bir konuda iyisen önüne müthiş kapılar açılıyor. sahip olduğun bir meziyetin yoksa hayat acımasız.
    sporda rekabet yaratma tarzları farklı ancak etkili.

    ben şunu yapmadan şunu başaramazlar demek için acele etmezdim. zira üretim konusunda herkesten becerikliler.

    iç savaş sonrası doğru dürüst deniz kuvvetleri yokken, bu alanda neredeyse sıfırlarken, çok kısa sürede denizlere hükmeden ingiltere'nin önüne geçmeyi nasıl başardıklarını araştırın.

    yeter ki kapitalizmleri o işte gelecek görsün...

    sermayeleri müthiş. yüksek nüfusun yanısıra toplum olarak genetik çeşitlilikleri yüksek. kölelik döneminde müthiş bir seçilim yaşamış olmaları da cabası. mevcut genetik çeşitlilik en dayanıklı kölelerden kalan genlerle harmanlanmış. haliyle ekstrem fiziksel özellikleri çıkarma yüzdeleri de yüksek.

    önümüzdeki yıllarda çin ile birlikte dünya futbolunun dengesini değiştirebilirler.
  • 35
    yüzme sporunun denize uzaklık yakınlıkla ilgisi yok. yüzme sporu havuzda yapılır. bu işin de yapılacağı ilk yer hemen hemen her sporda olması gerektiği gibi okullardır. ülkemizde malesef havuz en fazla bazı özel okullarda vardır, onlar da nizami ölçüde değildir. üniversitelerin havuzları oluyor artık ama üni.ye gelen adam zaten 18 yaşında geliyor.

    ayrıca bu sporu yapmak da ciddi özveri ve maddi imkan gerektiriyor. yüzücülerin çok iyi beslenmesi gerekli. michael phelps en uç örnek ama günlük aldığı kalori 10.000. yani 4-5 insanın günlük ihtiyacı kadar yiyor.

    etin kilosu 50-60 tl olmuş. balık desen öyle, nereden alacak o kadar kaloriyi, konudan bağımsız ama balık deyince aklıma geldi, bir büyük desen olmuş bilmem kaç milyon :(
  • 82
    futbol (soccer) potansiyeli ve kültürü haksız olarak küçümsenen ülke..

    gerek oynamaya elverişli çim saha sayısında ve kalitesinde, gerekse günün herhangi bir anında
    oynayan kişi sayısında türkiye'nin çok üstünde olan ülke.
    zaten hangi sporu yaparlarsa yapsınlar , yüksek atletizm ve bireysel performans gelişiminde
    çok az ülke kendileri ile rekabet edebilir. açıkhava koşusu ve gym (salon) aktivitesi kültürlerinde var.

    ülkedeki binlerce üniversite ve spor alanlarının tesislerinde en az birkaç tane şahane , düzenli bakılan ve sulanan çim saha mevcuttur.
    her gün, hava iyi olduğunda öğleden sonra sürekli insanlar maç yapar.
    gelirsiniz , katılırsınız. skor veya kazanmasına değil, zevkine ve spor yapmak için.
    amerikalısı, avrupalısı, güney amerikalısı, asyalısı, afrikalısı , yani her kıtadan insan
    bu maçlara katılır. bazılarında süre falan yoktur(hava kararıncaya kadar),
    bazılarında skor tutulmaz.
    kadınlar da bu kampüs sahalarında erkekler ile yapılan maçlara katılırlar.

    amerika'da futbol (soccer) kadınların en çok tercih ettiği spordur.
    spor mağazalarının kadınlar bölümündeki krampon çeşitliliği
    erkekler tarafında yoktur. dünyada kadın futbolunda sürekli ilk 3 içerisinde yer alırlar.
    bu coğrafyadan futbol tutkunu olarak gidiyorsanız ,geriden oyun kuran , at kuyruklu, uzun boylu tatlı sert tandem oynayan kızlara hayran olup gidip çıkma teklifi falan yapabilirsiniz, düşünün o derece...

    amerikan futbolu çok sert, beyzbol sıkıcı, basketbol da tam potansiyel için çok erken olduğu için
    küçük erkek çocuklarını futbola yazdıran birçok amerikalı aile vardır.
    ''soccer moms'' diye terim bile oluşmuştur.
    artık daha çok amerikalı futbol fundemanteline sahiptir.

    amerika'da bir futbol(soccer ) kültürü vardır ama biz ''eski dünya'' ülkelerininkinden oldukça farklıdır.
    bizler mahalle aralarında, okul bahçelerinde, bulduğumuz her alanda oynayarak
    ''alaylı'' ve ''dar'' alan oynayarak öğrendik. bilekleri geliştirirerek tekniğini, kurnazlığını, çirkefliğini ve stratejisiniöğrendik. dün galler takımı da öyleydi mesela..(bkz: 21 kasım 2022 abd galler maçı)
    biz eski dünya ve güney amerika ülkelerinde,
    futbol en çok paranın döndüğü spor, insanları uyutmak için olan bir araç,
    zenginlerin güç gösterisi yaptığı bir alandır.

    bu adamlar top bilmiyor, biz bunları yeriz diye türkler olarak takım çıkarırsınız
    adamların toplama takımına karşı, sonra 30 dakikadan itibaren dalağınız şişer,
    hezimete uğrarsınız.

    amerika'da daha ziyade bireysel sportif gelişim ve sosyalleşme için
    yapılan bir faaliyettir, ama hakkı verilerek yapılan bir faaliyettir.
    bir sporun uluslarası alanda yüksek rekabet gücüne ulaşması için
    ticari potansiyele ulaşması gerekir. amerikan futbolu (nfl) ve basketbol (nba)
    pastadan en büyük dilimi (hatta salak beyzbol ve vahşi buz hokeyi bile daha çok pay alıyor) almaktadır. hakkını vermek lazım, seyretmesi zevkli,
    heyecan seviyesi yüksek spor organizasyonları nfl ve nba.
    amerikanın nüfusu 450-500 milyon civarlarında yanılmıyorsam.
    bu nüfus 700-800 milyon civarlarına yükselip ülkedeki latin ve diğer futbol
    yaygın ülkelerinden gelen göçmen yoğunluğu yükseldikçe
    futbolun (soccer) gelişimi artacaktır. ayrıca kuralları değişip
    daha çok hızlanması, daha çok ara (reklam) ve skorların artmasıyla
    diğer rakip sporlar kadar seyir ve heyecan zevkine ulaşması lazım bu sporun.

    amerikanın (abd) çok eleştirilecek yönü var, sorgusuz hayranı falan değiliz ama
    futbol(soccer) yapılanması, kültürü ve seviyesi gerçekten çok iyi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın