• 75
    benim çocukluğum antep'te geçti. öyle pek durumumuz da yoktu forma felan alacak açıkçası. babasız büyüdüm sayılır. zaten antep'te bundan 15-16 sene önce belki de daha fazla, forma felan bulmak imkansız.

    yani tabiki öyle imitasyon şeyler var ama kendini onun forma olduğuna inandırırsan, iman gücüyle forma sayılabilecek tişörtler en uygun tanım herhalde.

    neyse işte, o dört yıllık serinin ilk sezonunda. ben hakan şükür hayranıydım küçükken. torino'ya gittiğinde 10 yaşındayken ben, ağlamıştım lan. o sene hakan şükür 38 gol atarken, ben deli oldum böyle. illa bi tane sarı kırmızı formam olacak.

    anneme söylesem, imkanı yok o tişörtlerden almaz. o zaman iş başa düştü tabi. bi gün çubuklu bi tişört gördüm. o zamanın formasından esinlenilmiş belli.
    o zamanın forması buydu.
    http://4.bp.blogspot.com/...r+ma%C3%A7%C4%B1.JPG

    hafta sonları 500 bin haftalıkla dayımın yanında çalışıyorum. yaşım da ya 11 ya 12. sabahları otobüsle okula gidiyorum. o yüzden çalışmam lazım ki eve yük olmadan otobüs bileti parasını çıkarabileyim. ben o tişörtü almak için üç hafta felan okula yürüyerek gittim, geldim.

    sonra tişörtü aldım. ama tişört olduğu için numarasız felan çok yavan geldi. içime sinmedi lan. o kadar hevesle almıştım ki "formayı" daha önce hiç o kadar güzel bişeyim olmamıştı lan. ama numara yoktu, arma yoktu. hiç bir şey yoktu üstünde. öyle bi sarı kırmızı bir şeydi.

    ilk önce arma ile başladım. arma en kolayıydı. hazır armalar vardı. satanlardan hemen aldım. antep'i bilenler eski arı sinemasının oradaki armacıyı bilirler. he işte oradan aldım ben 96-97 senesinde.

    ama numarası hala yoktu. hakan şükür'ün dokuz numarası :( annemden siyah bi bez istedim. annem azarladı beni. böyle parça parça orlon, naylon, penye satan bi dükkan sahibi vardı bizim evin orada. beni de biliyordu. mahalleden amca yani bilir. ondan istedim lan gititm siyah ufak bi parça. bana bi siktir oradan lan dedi valla. :( ulan kilosu altı üstü kaç para diye hem ağlaya hem küfrede küfrede gittim oturdum bizim parka. öyle yarı ağlak ne yapacağımı düşündüm. aklıma gelen en yaratıcı fikir dükkana hızlıca girip, çuvaldan bi siyah parça kapıp, hızlıca koşmaktı. a.k o kadar çaresiz olacak ne var o zaman anlamamışım. ama küçüktüm la işte. ne bekliyorsun ki. imkan yok elde.

    yemin ediyorum tam bir hafta siyah bi bez bulmak için uğraştım. bez bulunca kağıda çizdiğim 9 numarayı ondan kesebileceğim. böylece benim de olacak bi formam. en sonunda annem vicdana geldi de el bezi olarak kullandığı siyah kumaşlardan bi parça verdi.

    zaten her şeyi ayarlamıştım ben. böyle terziler sabunla kumaşı çizerdi ya önceden, ben de aynını hemen yaptım. hemen 9 numarayı çizdiğim kağıdı kumaşın üstüne koyup, kalıbı çıkardım. kesmem iki dakika sürmedi. ama dikiş konusunda hiç yeteneğimin olmadığını fark etmem de aynı hızda oldu. neyseki canım anam orada da yardıma koştu. ilk önce 9 numarayı, sonra armayı dikti tişörtden bozma formama.

    kafa sikmeden sonuca gelirsek o forma çok boktan bi şey oldu aslında. utandım lan valla bi kere giydikten sonra. adı beden derslerinde giyecektim. ama giyemedim. çakma olduğu o kadar belliydi ki. utandım harbiden.

    ben ortaokulu varoş bi mahallenin çocuğu olarak zenginlerin olduğu yerde okudum. çoğu şeyde eziklik yaşadım o yüzden. herkes servisle giderdi okula, ben belediyenin bana tahsis ettiği otobüsle. sabah erken kalkar, buz gibi otobüste giderdik. durağın olduğu yer gölet olurdu. ayakkabımın içine su geçtiği ben çantamda fazladan çorap taşırdım ki okulda değiştirebileyim.

    o forma da o ezik günlerin bi hatırasıydı işte. giyemedim lan harbi harbi. bana bile çok çakma geldi. ama bir şey öğrendim. o yaşta bile insan isteyince her şeyi yapabiliyor. ben sıfırdan bi forma yaptım lan.

    belki size ne var a.k gibi olabilir ama ben hatırlıyorum bana dayımlar üç ay boyunca türkçe kitabı alsınlar diye bekledim lan. her gün öğretmen sordu. her gün yarın dediydim. o yoklukta forma yaptım. aslında forma değil lan ben bildiğin kendime her türlü zorluğa rağmen bi hayat yapmışım, bi umut yapmışım.

    biz parasız pulsuz şampiyon olurken, bizimle dilenciler diye dalga geçilirken, ya da ne bileyim en yakın örnek yenilmez armada çok güçlü olmayan kadrosuyla son topa kadar derken ben hep o formayı hatırlıyorum. güçlüyüz lan biz, bütün zorlukları da yeneriz. bahane üretmediğimiz için güçlüyüz. her zorlukta daha çok mücadele ettiğimiz için güçlüyüz. herkesin bıraktığı yerde biz daha çok asıldığımız için güçlüyüz. benim formam belki çakmaydı ama yapılmış en güzel forma lan benim için. ben o forma için yürüdüm 50 dakika sabahın altısında.
  • 189
    ilkokuldaydım; sanırım 2.sınıfta (1993). sarı, önünde show tv yazan formamız vardı o yıl. yalnız orijinal formayı alacak gücümüz de yoktu; nereden alacağımıza dair bilgi de:) yanılmıyorsam hepatu diye, orijinal mi yan üretim mi olduğunu bilemediğim bir markanın, tamamen polyester olan olan bu sarı formasını, rahmetli "fenerli" babam, karne hediyesi olarak almıştı. polyesterliğinden mütevellit yazın inanılmaz sıcak tutardı bünyemi, hatta yaka kısmı boynumu keserdi. buna rağmen takımımın formasını giymenin verdiği keyifle hayatta üstümden çıkarmazdım, eski evimizin arkasında toprak&çamurlu sahada. babam da fenerli olmasına rağmen, gelir keyifle izlerdi beni. gözlerim nemlendi; varol galatasaray, huzur içinde yat babam.
  • 195
    forma arkasında yazan isim: sasa ilic
    forma numarası: 22

    97 doğumluyum. ailecek galatasaraylıyız, futbolla büyüyorum. akıl yeni ermeye başlıyor, yaşım 8-9. sokakta deli gibi top oynama yaşlarının bir nevi başlangıcı yani. sokaklarda hepimiz bir futbolcu beğeniyoruz kendimize. kim hangi futbolcuları alıyordu hatırlamıyorum tabii, o yılların kadroları çokta aklımda değil açıkçası. benim o dönemde seçtiğim tek futbolcu var. sarışın, cılız on numara desen tam değil, forvet desen hiç değil. kimse de almıyordu onu, ben seçimimi yapmış, rahatça topumu oynuyordum. kendisi tabii ki de sasa ilic.

    küçük dayımla da aram çok iyidir, amma velakin kendileri koyu beşiktaşlı. spor konuşmayı sever, etrafındakileri beşiktaşlı yapmaya çalışır.* ben kanar mıyım bunlara, ikna edemedi tabii. sonrasında sağ olsun, doğum günümde bir formayla çıkıp geldi. sarı-kırmızı, 22 numara. çok defa bahsettiğim, dilimden düşmeyen oyuncunun forması.

    o formayla çok defa sokakta oynadım. hatta sokakta oynadığım tek forma kendisidir. ilic sadece 2 yıl durup gittiğinde de çok üzülmüştüm. hem doya doya izleyemediğimiz için hem de bu anımdan ötürü benden her zaman yeri farklı olan futbolcu.

    ek bilgi: oyuncu bizle 71 maça çıkıp 25 gol 9 asistlik performans göstermişti.* kendisi 40 yaşında olmasına rağmen hala partizan'da oynamakta.

    1 dakikada 2 gol attığı efsane 10 aralık 2005 galatasaray beşiktaş maçı: https://www.youtube.com/watch?v=vyDt3B5MjJ4

    http://gss.gs/5sR.jpg
  • 269
    belli bir dönem köyde büyüdüm, yetiştim. o dönemler forma alacak para nerde tabi. bırak formayı şeker bulsan çay, çay bulsan şeker bulamıyorsun. çocukluğum çok fakirliklerle geçti benim. üstüme giyeceğim elbisem, ayağıma giyeceğim ayakkabım bile olmuyordu çoğu zaman. rahmetli neşet ertaş'ın türküsünde dediği gibi insanı "bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm" bitirir. bizi bitiren ise yoksulluğumuzdu.

    babam, amcalarım hepsi gurbette çalışıyordu. amcalarımdan birisi koyu galatasaraylıydı. beni bu aşka yönlendiren de oydu. bir gün gurbetten köye geldi. ayakkabılarımı, üstümü, başımı perişan halde görünce sinirlendi. koştur koştur şehre gitti. hiç unutmuyorum, hayatımın en güzel günüydü. bana üç parça elbise, ışıklı ayakkabı ve üzerinde hagi yazan çizgili telsim sponsorlu forma almıştı takım halinde. diğer amcam da fb forması almıştı onu sobada yakmıştım o da ayrı mesele. *

    ilk alınan formam buydu. hala hatırladıkça gözlerim dolar. galatasaray forması bir çocuğun hüznü, mutluluğu, hayal kırıklığı kısacası hayatı olmuştu. allah beni galatasaraylı yapan amcamdan ve hayatımın tamamı olan galatasaray'dan razı olsun.
  • 223
    2008-2009 sezonunun efsane turuncu forması. bana sorulsa isim ve numara olarak harry kewell veya milan baros'u tercih ederdim ama nedense shabani christophe nonda'nın 20 numarası alınmıştı. tabi o zamanlar 11 yaşında olan ben nedenini soramamıştım.

    yine de o formayı çok severdim. hatta o forma yüzünden nonda'yı da sevmiştim. o formayı bir iki yaz boyunca sürekli giydiğimi hatırlıyorum. ama sonrası yok. şimdi nereye gitti; yıprandı da atıldı mı yoksa kayıp mı oldu, hiç bilmiyorum.

    takip eden yıllarda da bir süre futbola olan ilgimi kaybettiğim veya dışarıya fazla göstermek istemediğim için hiç forma almamıştım. birkaç sene evvel sevgilim kendisinin formasını hediye etmişti bana. 2012-2013 sezonunun kırmızı-bordo parçalı formasıydı, hani şu didier drogba'ya çok yakışan forma. mesela o dolabımda duruyor ama bu sefer de bana onu hediye eden güzel hanımefendinin nereye kaybolduğunu bilmiyorum. hep bir şeyler kayboluyor.
  • 167
    beşiktaş antrenörü john benjamin toshack iken dayım beni bir beşiktaş maçına, şifo mehmetin jübilesine götürmüştü yanlış hatırlamıyorsam. o aralar beni beşiktaşlı yapmaya çalışıyordu.

    o maçın akşamında dayımla eve geldik, "dayı kusura bakma ama ben beşiktaşlı olamayacağım, galatasaraylıyım ben" diyerek göt kadar boyumla dayıma ayar vermişim (annem anlatır, hatırlamayacak kadar ufağım). o günün ertesinde de sevgili dayım bana bir adet 10 numaralı galatasaray forması alır.

    orjinal olmayan, naylon sayılabilecek, dayımın maddi durumu oldukça kötüyken kalbim kırılmasın diye aldığı çubuklu sarı kırmızı bir formaydı. ne zaman o formam aklıma gelse, bugünüme kadar saklayamadığım için içime çok büyük bi acı çöker. keşke hala bende olsaydı, aah ah...
  • 262
    2001 yılında babam izmir kemeraltı'nda bir tane çakma telsim yazılı hagi forması almıştı. babam göztepeli ama hagi'yi çok severdi. o yıllarda bilinçsizce bir felaket olan butterflyman kehanetini başlattı. bu formayı giymemden bir kaç hafta sonra hagi emekli olacağını duyurdu

    9 haziran 2005'te doğum günüm için babam franck ribery forması aldı ve 15 haziran'da ribery marsilya'ya kaçtı. ertesi yıl 2006 yazında annem bana sürpriz yapmak için pazardan arkasında van nistelrooy yazan manchester united forması alıyor fakat bir hafta kadar öncesinde real madrid'e imza atmıştı.

    bu sefer ben kendim para biriktirip forma aldım pazardan galatasaray forması almaya karar verdim ve hasan şaş ile malum şahıs arasındaki tercihimi 9 numaradan yana kullandım o gün hakan şükür, 4 ağustos 2006 ankaraspor galatasaray maçının son dakikasında penaltı kaçırdı. sadece penaltı kaçırsa iyi adam artık ülkeye giremiyor. en son olarak 2007 yazında milan şampiyonlar ligini kazandıktan sonra kaka forması almıştım; o sezondan sakatlığa yakalandı ve hızını kaybetti.

    edit: hasan şaş'ı allah korudu. aslında onun formasını alacaktım ama küçük geldi.
  • 5
    ilk formam; frank de boer forması. sonuç: kötü bir performans ve ayrılık.

    ikinci formam; 10 numaralı galatasaray çubuklu forma. sonuç: o zamanlar 10 numarayı giyen revivo'nun düşüşü.

    üçüncü formam; 10 numara lincoln forması*. sonuç: yaramı deşmeyin.

    dördüncü formam; arkasında adımın yazdığı parçalı 2008-2009 sezonu forması. sonuç: ligde çok kötü bir gidiş ve alınan beşincilik.

    beşinci formam; bu benim değil fakat beşiktaşın şampiyonluğuna girdiğimiz iddaa sonucu arkadaşımın beşiktaş forması. sonuç: 3-4 saniye giyip dayanamayarak çıkarmama rağmen bu sezonki beşiktaş.

    var mı bana forma giydirmek isteyen?
  • 197
    14 şubat 2001 galatasaray deportivo maçında giydiğimiz formayı o gün stadyumun altında bulunan o küçük store mağazamızdan almıştım. arkasına rize'nin plaka kodu olan 53'ü yazdırmıştım. aynı forma ile 22 nisan 2001 çaykur rizespor galatasaray maçına gittim ve bi dünya küfür yedim. hatta rize'ye girdiğimizde formayı otobüsün arkasına asmıştım. kendi paramla aldığım ilk formadır. ve o zamanlar forma almak şimdi ki kadar kolay değildi.
  • 9
    şanslıyım ki o formayla bir fotoğrafım var. ilkokul 2'ye gidiyordum yanılmıyorsam. ara sıra bakarım o resme... çakma forma, pazardan alınmış besbelli... ama sarıydı, kırmızıydı işte... hiç kızmadım anneme. arması vardı üstünde, arkasında 10 yazıyordu, şortu bile vardı. kafama yattı yani, hoşuma gitti. sonra her yerde kullandım, yedek kulübesinde bile kullandım. tuhaf şey.
App Store'dan indirin Google Play'den alın