mancini döneminde değil de fatih terim'in 3. döneminde alınsaydı galatasaray'da harikalar yaratan sol bek olurdu.
çoğu zaman futbolun bir takım oyunu olduğunu unutuyoruz. birkaç örnekle anlatmaya çalışayım.
semih kaya; fatih terim döneminde harika futbolcu, sonraki dönemlerde leş stoper. neden? çünkü takım iyi olursa, takım oyunu oynanırsa, futbolcu hata yapsa bile baskısı az olur, onun hatasını kapatacak birileri bulunur. takım iyi olursa semih gol yedirir, ama elmander iki tane çakar semih affedilir. takım kötü olursa yaptığı her hata göze batar.
emmanuel eboue: 12-13'te aslan sağ bek, sonrasında kadro dışı. neden? aynı sebep.
bruma, yasin, amrabat bile sayılabilir bu örneklere.
serdar aziz bu sene taş, allah muhafaza iki sene sonra takım kötü olsa yaptığı hatalarla tefe koyulur. mesela alanya maçında yaptırdığı penaltı kendisini şampiyonluğu elleriyle verdi olarak değerlendirtir, neden, çünkü o maçı kimse 3-2'ye çeviremez.
(bkz:
21 nisan 2018 alanyaspor galatasaray maçı)
alex telles de böyle. galatasaray'da oynadığı dönem takımın iyi bir dönemi olsa, bildiğin yıldız olurdu. çok iyi transferdi, sabır gösterilirdi, baskısız oynardı.
ama takım leş olduğundan ve kendisinden carlos performansı beklendiğinden, bi boka yaramadan gönderdiklerimizden oldu maalesef.
işte burda takım olabilmek devreye giriyor. devre arasında 50 transfer yapmak yerine elindeki oyuncuları takım haline getirebilmek devreye giriyor.