berk ismail ünsal'dan bir buçuk yaş büyük,
emre çolak'tan bir buçuk yaş küçük sol bekimiz. sadece çok zeki olanların anlayabileceği üzere emre ile berk ismail arasında üç yaş var.
ben bizim futbol planlama mantığımızı bir türlü anlayamıyorum. alex telles denen adam bildiğim kadarıyla ne bizim yöneticilerimizi ne de taraftarımızı evlilik veyahut tecrübelilik vaadiyle kandırdı. adam gelirken de brezilya dışına çıkmamış, 1992 doğumlu bir oyuncu olduğunu hepimiz biliyorduk. gelip birkaç maç aksadığında, bizim über yabancı sınırlamamızda yer işgal ettiğini gördüğümüzde anında adamı "defans bilmez" diye etiketlendirdik. defansta, türkiye ligindeki ortalama bir bekten
* fazla aksamadığı maçlarda
* dahi oyununu, yapıştırdığımız etikete uygun olarak "defans bilmez" olarak yaptık. bir yandan ise sezon boyu attığı iki spektaküler gol harici hücumda gözle görünür katkı vermeyen, aynı über yabancı kuralına takılan, defansta ise telles'ten de savruk görüntü çizen
ali adnan kadhim ise komşunun tavuğu olduğundan bize çok güzel görünüyordu.
ali adnan'ın hücum katkısı hakkında güzel bir entry: (bkz:
#1493342)
bizim futbol taraftarımızın önce ne istediğini bilmesi gerekiyor. eboue'yi, amrabat'ı, dany'i hala takımdan uzaklaştıramadığı için yönetime kızacağına telles'in yabancı sınırını işgal ettiğini iddia eden, altı aylık sakatlıktan çıkan bruma'yı di maria performansında göremeyince köpüren, ontivero'yu sanki ünal aysal'ın kafasına silah dayayıp "beni al!" demişçesine göndermeye çalışan taraftarın "genç oyuncu" isteğini gözden geçirmesinde yarar var.
uzun süredir yazarlar arasında riera'nın gönderilmesinin hata olduğu, defansının daha iyi olduğu, telles kadar hata yapmadığı konuşuluyor. riera 30 yaşını aşkın, hayatı boyunca önemli liglerde forma giymiş, çok tecrübeli bir oyuncu. bizde olunca "profesyonellik", fener'de olsa "sinsilik" diyeceğimiz hareketleri dahi bu tecrübesinin bir sonucu. dolayısıyla şampiyonlar ligi tecrübesinden, oyun bilgisinden dolayı riera'yı stoper ve kaleci hariç hangi mevkiye koyarsan koy çok kötü oynadığını göremezsin. muhtemelen ne zaman defansta durması gerektiğini, ne zaman ileri çıkması gerektiğini on yaş büyük olduğu telles'ten çok daha iyi biliyordur. ancak hem genç oyuncu isteyip hem de oyuncunun gençliğinden dolayı yaptığı en ufak hatayı büyütmek bana insafsızca geliyor.
ekonomik olarak büyük liglerin hemen arkasında yer alan, holiganizme kayan fanatizmi ciddi boyutlara ulaşmış, derbilere bir kesmin eğlence değil "milli mücadele" şeklinde baktığı, hakemlerin her yönden baskı altına alındığı bir ülkede taraftarın kuyt gibi, elmander gibi, muslera gibi, lugano gibi, riera gibi, ujfalusi gibi, kadlec gibi mental yönü de kuvvetli olan gerçek anlamda profesyonel yabancılar istemeleri doğal. gelen bu yabancıların ülke futbolunda ezilmemeleri açısından tecrübeli olmalarının istenmesi de gayet doğal. ancak hem bunu isteyip, hem yabancı sınırı garabetini tutup hem de genç oyuncularla "porto ekolü" oluşturmayı istemek oldukça manasız.
"roma bir günde kurulmadı", genç oyuncular da sadece 11 milyon euro verdiğin için bir günde olgunlaşmazlar. olgunlaşmaları için yabancı sınırının olmadığı, futbol atmosferi sağlıklı bir lig yaratmak zorundasın. yoksa gerisi laf-ü güzaf.