1
son yıllarda sözlükte sıkça okuduğum, herkesin kafasına göre para/performas oranına göre futbolculara laf attığı, serzenişte bulunduğu durum.
şöyle anlatmaya çalışayım;
yıllık garanti ücret, futbolcu sözleşme imzalarken, kulüp tarafından kabul edilen ve sözleşme imzalandıktan sonra hak ettiği ücrettir. bunun sahaya yansıttığı performansla, yaşadığı sakatlıklarla vs. düşer kalkar bir tarafı yoktur. futbolcu o sözleşmeyi imzalayana kadar kendisine yatırım yapar, geliştirir belki de pazarlar. o sözleşmeye düşülen para net hak ettiği paradır. dünyanın her yerinde bu para futbolcunun yasal hakkıdır. bu parayı hiç kimse vermemezlik yapamaz. yasal kazanılmış haktır.
futbolcu istediklerini yapar yapamaz bu ayrı konudur ama kimse, "benim yıllarca kazanamayacağım parayı 1 yılda kazanıyor, ıslıklarım. o da adam gibi oynasın" diyemez. madem o kadar kolay, sen o adam ol, sahaya sen çık farkın ne.
ayrıca sadece eğlence için yapılan bu organizasyonlar hayatınızı bu kadar etkilemiyorken, bu ne şiddet, bu ne celal? bu ülkede aldığı parayı hak etmeyen, bir sürü millet vekili, bakan, katil. onları ıslıklamak varken enerjinizi futbolcuların aldığı parayı sorgulamaya harcamak en basitinde aptallıktır. neyse bu başka konu.
bunun dışında maç başı ücret vardır bildiğim. futbolcu kadroya girdiği/maça çıktığı sürece aldığı paradır. sözleşmede belirtilir, futbolcu sahaya çıktığında bu parayı hak eder. performansı ne olursa olsun bu para onun hakkıdır.
bir de primler vardır, başarı primleri işte bu primler performansa göre hak edilir ve ona göre verilir yada verilmez.
bu noktada, bir futbolcu sözleşmesinde yazan her garanti tutarı, o kulüpte oynadığı sürece hak eder. sahadaki performansı, sakatlığı vs. sözleşmede yazan tutarı hak etmediğini göstermez. bu adam sözleşmelerce belirlenmiş antrenmanlara katılır, takıma karşı hükümlülüklerini yerine getirdiği takdirde sözleşmesindeki yazan her kuruşu hak etmiştir. hele ki o kulüp için çalışırken sakatlanmışsa, hem her kuruşunu almak, hem de tedavi imkanlarını sonuna kadar kullanmak onun hakkıdır.
bir futbolcu gol kaçırırsa, sakat diye oynayamazsa, beklenenin altında kalırsa kimse sen bu parayı hak etmiyorsun arkadaş diyemez bence. dememeli.
ülkemizde, çalışan insanların çok büyük oranı sigortasız, büyük bir oranı aldığı paradan değil asgari ücret üzerinden sigortalı, çok büyük oranı ise sözleşmesiz çalışıyor. maaşları ne zaman ödeniyor ödeniyor mu belli bile değil. yasal haklarından bihaberler. insanlar o kadar alışmış ki, haklarının başkalarının kafasına göre belirlenmesine, kendileride başkalarına karşı aynı şekilde yaklaşıyor.
sonuç olarak, bence en son yorumlanması gereken durumdur, futbolcunun aldığı parayı hak etmesi.
şöyle anlatmaya çalışayım;
yıllık garanti ücret, futbolcu sözleşme imzalarken, kulüp tarafından kabul edilen ve sözleşme imzalandıktan sonra hak ettiği ücrettir. bunun sahaya yansıttığı performansla, yaşadığı sakatlıklarla vs. düşer kalkar bir tarafı yoktur. futbolcu o sözleşmeyi imzalayana kadar kendisine yatırım yapar, geliştirir belki de pazarlar. o sözleşmeye düşülen para net hak ettiği paradır. dünyanın her yerinde bu para futbolcunun yasal hakkıdır. bu parayı hiç kimse vermemezlik yapamaz. yasal kazanılmış haktır.
futbolcu istediklerini yapar yapamaz bu ayrı konudur ama kimse, "benim yıllarca kazanamayacağım parayı 1 yılda kazanıyor, ıslıklarım. o da adam gibi oynasın" diyemez. madem o kadar kolay, sen o adam ol, sahaya sen çık farkın ne.
ayrıca sadece eğlence için yapılan bu organizasyonlar hayatınızı bu kadar etkilemiyorken, bu ne şiddet, bu ne celal? bu ülkede aldığı parayı hak etmeyen, bir sürü millet vekili, bakan, katil. onları ıslıklamak varken enerjinizi futbolcuların aldığı parayı sorgulamaya harcamak en basitinde aptallıktır. neyse bu başka konu.
bunun dışında maç başı ücret vardır bildiğim. futbolcu kadroya girdiği/maça çıktığı sürece aldığı paradır. sözleşmede belirtilir, futbolcu sahaya çıktığında bu parayı hak eder. performansı ne olursa olsun bu para onun hakkıdır.
bir de primler vardır, başarı primleri işte bu primler performansa göre hak edilir ve ona göre verilir yada verilmez.
bu noktada, bir futbolcu sözleşmesinde yazan her garanti tutarı, o kulüpte oynadığı sürece hak eder. sahadaki performansı, sakatlığı vs. sözleşmede yazan tutarı hak etmediğini göstermez. bu adam sözleşmelerce belirlenmiş antrenmanlara katılır, takıma karşı hükümlülüklerini yerine getirdiği takdirde sözleşmesindeki yazan her kuruşu hak etmiştir. hele ki o kulüp için çalışırken sakatlanmışsa, hem her kuruşunu almak, hem de tedavi imkanlarını sonuna kadar kullanmak onun hakkıdır.
bir futbolcu gol kaçırırsa, sakat diye oynayamazsa, beklenenin altında kalırsa kimse sen bu parayı hak etmiyorsun arkadaş diyemez bence. dememeli.
ülkemizde, çalışan insanların çok büyük oranı sigortasız, büyük bir oranı aldığı paradan değil asgari ücret üzerinden sigortalı, çok büyük oranı ise sözleşmesiz çalışıyor. maaşları ne zaman ödeniyor ödeniyor mu belli bile değil. yasal haklarından bihaberler. insanlar o kadar alışmış ki, haklarının başkalarının kafasına göre belirlenmesine, kendileride başkalarına karşı aynı şekilde yaklaşıyor.
sonuç olarak, bence en son yorumlanması gereken durumdur, futbolcunun aldığı parayı hak etmesi.