• 19
    arda'nın transferini savunan ve olmasını da "hükütmetle aramızı yapacaklar", " siyasi destek ile bizi federasyona ezdirmeyecek" minvalinden savlarla destekleyen sosyal medyadaki ve buradaki sözlük yazarları umarım görmüştür. değil arda, uzun adamın yanında arda'dan katbekat daha değerli olan abdurrahim albayrak bile işe yaramıyor, onu bile iplemiyorlar, basıyorlar cezayı. yönetim pasif, siyasi bağlantıları olan yöneticiler dut yemiş bülbül ama en önemlisi galatasaray taraftarı gücünü göstermezse daha çok başımıza vuracaklar, bu durum ayan beyan ortada.
  • 30
    böyle bir şey net şekilde var. tabii ki geçmişte mevcut hükümet henüz bu kadar güçlenip tüm kurumları tek adama bağlamamışken, yani memleketin yargısı, ordusu falan daha bağımsız durumdayken bedel ödetmeye çalıştığında beceremeyebiliyordu. fakat artık bu kadar güçlü bir tek adam varken bunu parmağını şıklatarak yapıyor.

    çözüm mü? uzun vadede seçimi beklemekten başka çare yok. kısa vadede ise çözüm ultraslan. mevcut hükümeti ve haliyle federasyonu korkutacak tek bir şey var; toplumsal hareketler. ultraslan her maçta “hükümet istifa” diye bağırmaya başlarsa ancak o zaman, o da belki, bi şeyler bekleyebilirsiniz. diğer statlara sıçramasından korkarlarsa bizi doğramaktan vaz geçebilirler bir süre. bu da kesin değil, kişiler tespit edilip hapse bile atılabilir bunun sonucunda o derece rezil bi ülkeyiz ama başka da bir çözüm yok.

    ultraslan bunu yapar mı? güldürmeyin insanı.
  • 26
    uefa avrupa ligi 2021-2022 sezonu performansi disinda yerel lig maclarinda ve hukumet nezdindeki izin mevzularinda devam eden diyet.

    2011 yilinda donemin basbakani stadyumda yuhalandi, unal aysal 2012 sonrasi rejime rest cekti, gezi parki direnisine destek verdi, galatasaray'i affetmeyecegim diyen nihat ozdemir'e posta koydu ve vergi faturalari ile karsilastik. sonrasinda dograndigimiz onca derbi ve hakemi de yenmeseydik icerde kaybettirilecek 19 mayıs 2019 galatasaray başakşehir maçı var.
  • 28
    otobüs şöförü gidene kadar bize hayat yok onu anladık, ortalama üstüne çıkamazsak ligi 10 15 arası bitirtecekler anladık.
    ama galatasaray başkanı forumlardan, sözlüklerden etkilenecek gaza gelecek demek komedi.

    galatasaray 38. başkanının malesef tff çay ocağındaki servis elemanını 2 kere düşünmeye itecek ne karizması, ne gücü, ne iletişim becerisi var.

    höt demeden de diş göstermeyi bilmek gerekir. ünal aysal azı dişlerini güzel gösterip frenlemişti. mustafa cengiz , toprağı bol olsun, camia vurgusunu ilk yıllarında güzel yapıyordu ve birşeyler yapabiliyordu. abdurrahim bile var kayıtları elimizde diyip başakşehir'e hediye edilecek şampiyonluğu kimya 101'in elinden aldı.

    içgüdüsel olarak mevcut başkanın olmayacağını ifade etmiştim. erken seçim olur da iktidar değişirse olabilir ama şu an olmaz. (çok seven renktaşlar özelden eleştiriyordu sıkça malesef gelinen nokta korkunç)

    galatasaray 1996 2000 vitesine geçemediği sürece malesef doğranacak çatır çatır. ilk 5'te bitirecekse bu takım en az 3 gol atmak zorunda her maç.
    yoksa etten püften penaltı golü (bkz: 4 aralık 2021 galatasaray altay maçı), faülle gol (irfan can'ın attırdığı gol - bize karşı) yedirtirler. puan tablosunda 10 - 15 arası asansör ziyareti yaparız.

    bu işin nizami ve gayri nizami çözümleri var. galatasaray çarşaf halinde pfdk, tahkim, mhk tüm isimleri yayımlayacak bu bir. bir twitter hesabı ikametgâh bilgisini semtle sınırlı sızdıracak, ufak ufak . bunu yaparsan toplantıya çağırırlar koşa koşa rica minnet; emniyet, valilik ricacı olur . (suç duyurusu filan olmaz, en fazla rica olur, bak fenerbahçe ev adresini paylaştı hakemin ne oldu?)

    sosyal olarak nefes alamayacak düşmanın! ! ! servet yardımcı denen rize'liye hayatı dar etmezsen sana nefes yok.
    ha baştaki tabi ki karışacaktır ama o zaman galatasaray başkanı mitinge - mersin mitingi mesela kılıçdaroğlu'nun yaptığı - çelenk yollayacak , bana karışırsın senin oyununu bozarım mesajı verecek.
    (berkin elvan cenazesine gönderilen çelenk, çıt çıkaramadı mevcut iktidar en güçlü ve dokunulmaz olduğu düşünülen zamanda, gık diyemediler gık!)

    franco askerlerini harcamak zorunda kalmadıkça, tüm yapılanma ve yaşama sevincininizi unutun. akıllı adam , dişli adam , başkan kalibresinde olan adam karşı tarafı bir şekilde harcatır. nezaketle konuşursun ama arkadan diğer oyun planını kurgularsın florya'da çekirdek çitlemezsin.

    mason aklı da var yönetimde , yüksek derecede etkisi olan insanlar var ama etkisi 0. inanamıyorum. inanilacak gibi de değil.
  • 29
    malum iktidar her alanda olduğu gibi spora da el attı maalesef.

    içimizde de kendilerine gönül verenler vardır belki ama en azından şu futboldaki adaletsizlikler ders olsun. sadece futbolda değil hayatın her alanında aynı kayırma ve liyakatsizlik var. son günlerde türk lirasının ne hallere düştüğü de ortada. arjantin pezosunu bile geçtik değer kaybında.

    ülkede halkın, futbol anlamında bizim camianın kaybedecek bir şey kalmadı. bundan sonra arenadaki maçlarda sahayı bir kenara bırakıp yüksek sesle gerekli yerlere mesajı iletmeliyiz. buna ne ultraslan ne de başkası engel olamaz. başka çaremiz de yok. yoksa terim olduğu ve biat etmediği sürece yıllarca bizi yıpratacaklar.

    zaten eriyorlar. erken seçim de gelecek 2023'e kalması imkansız şu ortamda.

    içimden bir his fitilin ateşini galatasaray tribünleri yakacak diyor.
  • 10
    şimdi sıra borsa istanbul'da.

    daha önce bu başlıkta akp hükümeti'nin ve spor dünyasındaki işbirlikçisi şike örgütünün ülkenin kurumları üzerinden dik duran ve düzene boyun eğmeyen galatasaray'a karşı hangi bedelleri nasıl ödettiğini yazmıştık.

    maliye bakanlığı üzerinden kesilen vergi cezalarını, spk'nın izin vermediği sermaye artışını, ab bakanlığı'nın bir yıldır mahkemeye göndermediği bilir kişi raporunu, stadın kullanım hakkını devretmeyen spor genel müdürlüğü'nü, kurulları ve eylemleri ile her fırsatta galatasaray'ın önünü kesmeye çalışan tff'yi ve tbf'yi hepsini anlatmıştık.

    ancak anlaşılan o ki daha bitmemiş. şimdiki taşeronları da borsa istanbul.

    borsa istanbul rezilliğini diğer hakkında yazdığımız kurumlar gibi uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. zira kulüp sportif a.ş. üzerinden çok güzel bir cevap vermiş.

    http://cdn.galatasaray.org/...sportif/08092014.pdf

    cevabın hepsi mühim, lütfen tamamını okuyun. ama, çok önemli ve borsa istanbul'a tokat niteliğinde bir kısmı var ki ayrıca paylaşmak lazım.

    --- alıntı ---

    şirketimiz bir yandan mali ve operasyonel açılardan daha iyiye ulaşma çabalarını kararlılıkla sürdürürken, diğer yandan şirketimiz dünyanın en büyük ilk 20 futbol kulübü arasındaki yerini koruyarak ülkemizin dünyada gurur vesilesi olmaya devam etmektedir. şirketimiz, faaliyet göstermekte olduğumuz futbol sektöründeki diğer şirketlere göre her türlü objektif gösterge açısından en sağlam mali yapıya sahipken, ilgi yazınızda ifade edilen uyarıların sektördeki şirketler arasında ayırımcılık yapıldığını düşündürecek şekilde selektif olarak yapılması son derece düşündürücüdür.

    nitekim son yıllık mali tablolara bakıldığında şirketimizin özkaynakları bir önceki yıla göre 55 milyon tl artışla negatif 15,5 milyon tl’ye erişirken, aynı
    sektörde faaliyet gösteren fenerbahçe futbol yatırımları a.ş.’nin (bist: fener) özkaynakları aynı dönemde 363 milyon tl azalarak negatif 240,5 milyon tl, beşiktaş futbol yatırımları a.ş.’nin (bist: bjkas) özkaynakları ise 144,2 milyon tl azalarak negatif 364,1 milyon tl’ye ulaşmıştır.

    yine kap’ta açıklanan 31/05/2014 tarihli finansal tablolarda yer alan verilere ve bağımsız denetçi raporlarına göre, anılan 3 şirketin bazı mali verilerini içeren karşılaştırmalı tabloyu dikkatlerinize sunuyoruz.

    tablodan da görüleceği üzere, objektif kriterlere göre şirketimizden çok daha önce uyarılması gereken şirketler belliyken, bu yapılmayıp şirketimiz hisse değerini düşürebilecek şekilde taraflı bir uyarı yapılması telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilecek olup, bu konuda sayın yönetim kurulunuzun sorumluluğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz.

    --- alıntı ---

    bu iş borsa istanbul'la da bitmeyecek. biz biat etmediğimiz müddetçe ve recep tayyip erdoğan bu ülkeyi yönenettiği müddetçe bunların arkası gelecek. ve biz bütün bu engellemelere rağmen çıkıp juventus'u, dortmund'u, manchester'ı yenmeye, geçmeye çalışacağız.

    bu arada kaç gündür tekyumruk'a sallayan arkadaşların umarım bu konular hakkında da yazacakları vardır. hani siyasetin futbola karışmasından şikayetçisiniz ya, o bakımdan.
  • 1
    akp hükümeti'nin ülkedeki her kurumda söz sahibi olmak ve bu kurumları istediği şekilde dizayn edip kullanmak gibi sapkın bir düşüncesi var. bunu özellikle son bir kaç yılda daha net olarak gözlemleme fırsatı bulduk.

    spor dünyası özelinde de durum farklı değil. federasyon başkanları göstermelik seçimlerle akp tarafından atanırken, spor kulüplerinin başkanlık seçimlerinde ise akp’ye yakın bir kaç isim mutlaka adayların listelerinde yer aldı ve çoğu seçimde de bu isimler etkili oldu. bu arada devlete bağlı kurumlardaki kadrolaşmadan ve belediye kulüplerinin durumundan bahsetmiyorum bile. spor dünyasındaki bu kadrolaşma, yani işi bilenlerin değil akp’ye yakın isimlerin etkin konuma gelmesi ülke sporunu içinden çıkılmaz bir hale getirdi. bir çok federasyon ve spor dalı başarısızlığında ötesinde şike, doping ve ırkçılık gibi saygın bir ülke için her biri utanç vesikası olacak büyük skandallara imza attı. hatta bu iş bilmezliğin yüzünden yitirdiğimiz pırıl pırıl genç fidanlarımız oldu; aslı nemutlu ve seyithan akbalık gibi.

    bütün bunlar olurken spor dünyasında akp’nin sızamadığı ve söz geçiremediği tek bir kurum vardı; o kurumda kongre yapısından ve camianın dirayetli duruşundan dolayı galatasaray’dı.

    tabi bu dirayetli duruşun bedeli ağır oldu. özellikle stat açılış gecesinde recep tayyip erdoğan’a yapılan protestolardan sonra akp’nin etkin olduğu her kurum ellerindeki bütün imkanları kullanarak galatasaray’a bedel ödetme gayretine girdi.

    ancak hangi kurum hangi bedeli ödetmeye çalışırsa çalışsın galatasaray camiası bu dirayetli duruştan taviz vermedi. taviz veren kişiler galatasaray başkanı da olsa, galatasaray efsanesi de olsa, hatta çok büyük bir taraftar grubu da olsa camiadan hak ettiği tepkiyi aldı.

    bugünkü galatasaray yönetimini sırf bu yüzden değerli buluyorum. böylesi dönemlerde sahada alınacak sonuçlardan çok daha fazla önemli olan bahsettiğim dirayetli duruşu gösterebilmek ve artık hukuk dahi tanımaz böylesi bir güce karşı boyun eğmemektir. bugün bu gücün himmetiyle kümede kalanlar ve işlediği suçların bedellerini ödeme yürekliliğini dahi gösteremeyenler bu zihniyetin desteğiyle güçlü gibi görünebilirler ama büyüklüklerinden çok şey yitirmişlerdir. bu gerçek belki bugün değil ama yıllarca sonra da olsa tarihteki yerini alacaktır.
  • 7
    akp hükümeti’nin yabancı oyuncu kuralı ile ilgili avrupa birliği bakanlığı üzerinden galatasaray’a ödetmeye çalıştığı bedel de bunlardan biridir.

    hepinizin malumu olduğu üzere yaklaşık bir yıl önce türk futbolunun baş belası yabancı kuralı ile ilgili galatasaray çok doğru bir adım attı. bir seçimden ziyade akp hükümeti tarafından göksel gümüşdağ ve rıdvan dilmen organizatörlüğünde, atanarak göreve getirilmiş bir federasyona laf anlatmak yerine haklı olduğu bu konuda hukuk yoluna başvurdu ve dava açtı.

    açılan bu davanın dayanak noktası zamanında nihat kahveci’nin ispanya’da avrupa birliği statüsünde oynamak için açtığı ve kazandığı başka bir dava. bu davada nihat kahveci’yi temsil eden avukat juan de dios crespo ispanya'daki mahkemelerden sonuç alınamayınca davayı avrupa toplulukları mahkemesi'ne taşımış. söz konusu dava sonucunda mahkeme, avrupa ekonomik topluluğu (cee) ile türkiye arasındaki ortaklık anlaşmasını gerekçe göstererek, ab ülkelerinde oynayan profesyonel türk sporcularının, ''ab statüsünde oyuncu'' olarak muamele görmelerine hükmetmiş. yüzsüzlük mü desek aymazlık mı desek bilmiyorum ama dava ile ilgili detaylı bilgi tff’nin sitesinde de yer alıyor.

    http://www.tff.org/...=267&ftxtID=4628

    peki emsal karar bu kadar açık ortadayken bizim açtığımız dava neden hala sonuçlanmadı?

    işte burada da yine akp hükümeti'nin galatasaray’a bedel ödetme gayreti devreye giriyor. malumunuz üzere mahkeme kendi uzmanlığı olmayan konularda bilirkişilerden görüş ister. bu davadaki ve bu konudaki bilirkişi ise avrupa birliği bakanlığı. fakat bu kadar açık olan bir konu ile ilgili normalde iki günde yazılıp gönderilebilecek bakanlık görüşü altı aydır mahkemeye gönderilebilmiş değil. bahsettiğimiz şike cezalarının aşağıya çekileceği, kişiye ve kuruma özel bir yasa değişikliği değil. kaldı ki böyle bir rezil eylem bile akp insiyatifi ile mecliste iki günde yasalaştı, üstelik neredeyse tüm partilerin desteği ile. ama hep dile getirdiğim galatasaray’ın önünü kesme gayreti devreye girince iki satır yazı altı aydır mahkemeye gönderilemiyor. bir çok konuda alışık olduğumuz üzere akp hükümeti bu seferde avrupa birliği bakanlığı üzerinden galatasaray’a bedel ödetiyor.
  • 31
    rıdvan dilmen'in referandum için evet propogandası yapması zamaninda çok tartisilmisti. bildigim kadariyla bu propaganda faaliyetine fatih terim de davet edildi ama kendisi bunu reddetti. partide ve baskaninda bir galatasaray karsitligi varsa bunun nedenlerinden biri olarak fatih hoca olarak görülebilir. günü geldiginde tüm bu gerçekler cesurca ortaya dökülecektir.
  • 5
    akp hükümeti'nin spor genel müdürlüğü üzerinden stat konusunda ödettiği ve hala ödetmeye çalıştığı bedeller bunların başında gelir.

    stat konusu gerek akp tarafından gerekse medya tarafından galatasaray’la ilgili en çok çarpıtılan meselelerden biridir. aslında galatasaray’ın büyük bir özveri göstererek maddi anlamda da önemli bir kayıpla kapattığı bu konu özellikle başbakan recep tayyip erdoğan tarafından adeta manipüle edilerek “galatasaray’ın bir allah kuruşu yoktur” gibi aciz bir söylemle izah edilmeye çalışılmıştır.

    peki çoğunuzca da malum ve gerçekte olan ne idi?

    resmi kurumların açıklamaları ve mecliste gündeme getirilen soru önergelerine akp milletvekilleri tarafından verilen cevaplar ışığında durum şu;

    -şişli belediyesi’nin de katkılarıyla seyrantepe’de bulunan 384 dönüm arsa sportif tesisler yapılması için belli bir kira karşılığında galatasaray’a tahsis edilmiştir.

    -galatasaray, seyrantepe' deki 384 dönümlük hakkının 264 dönümlük kısmından ve ali sami yen arazisi üzerindeki 49 yıllık kullanım hakkından feragat ederek bunun karşılığında yeni adıyla aslantepe’de maliyeti devlet tarafından karşılanmak üzere kendi adına bir stat yapılmasını kabul etmiştir.

    -ali sami yen stadı’nın bulunduğu arsa, torunlar- aşçıoğlu-kapıcıoğlu ortaklığına 1 milyar 25 milyon 555 bin liraya ihale edilmiştir.

    -toki’nin buradan alacağı pay 475 milyon lira olmuştur. sözleşme şartlarından fazla gelir elde edilirse, 475 milyon liraya ek olarak bu gelirin de yüzde 46,3’ünün de toki’ye aktarılacağı belirtilmiştir.

    -elde edilecek gelirden, maliyet düştükten sonra kalacak paranın yüzde 39’u toki’ye, yüzde 61’i ise spor genel müdürlüğü hesaplarına aktarılacağı belirtilmiştir.

    -arena stadı inşaatının toki ve devlete maliyeti 191,5 milyon lira olmuştur.

    netice olarak;

    -galatasaray yaklaşık 1,5 milyar lira değerinde, kullanım hakkı kendisine ait olan mecidiyeköy ve seyrantepe’deki arazilerden vaz geçerek yaklaşık 200 milyon lira değerinde bir stadın sahibi olmuştur.

    -stadın yapımını üstlenen toki bu işten yaklaşık olarak 275 milyon lira kar etmiştir. yapılan protokol gereği bu paranın %60’ını türk sporuna harcanmak üzere spor genel müdürlüğü’ne vermiştir.

    -galatasaray’ın kullanım hakkından vazgeçtiği ve seyrantepe’de bulunan 264 dönüm arsa henüz toki tarafından değerlendirilmemiş ve ihale edilmemiştir.

    peki 200 milyon lira bedelli yeni bir stadın sahibi olmuşken galatasaray bu işten nasıl zarar etti?

    bildiğiniz üzere statların kulüplere devri konusu sürekli gündemde ve bu durum eninde sonunda gerçekleşecek. işte bu devir işlemi gerçekleştiğinde galatasaray’ın ne kadar büyük bir zarara uğradığı da ortaya çıkacak.

    herhangi bir gayrimenkulün değeri arsa ve üzerindeki yapı değerinin toplamı ile ifade edilir. galatasaray ali sami yen stadı’nı mevcut yerinde yenileyebilseydi, elindeki stadın değeri toplam 1,2 milyar türk lirası civarında olacaktı.(bunun 1 milyar liralık kısmı arsa değeri). ama stat şu anki haliyle galatasaray’a devredilirse maalesef toplam değeri 400 milyon türk lirası civarında olacak.(buradaki arsa değeri 200 milyon lira değerinde.)

    peki bu değerler neden bu kadar önemli?

    borsada işlem gören ve sermayeleri çokta yüksek olmayan kulüpler için ellerindeki gayrimenkuller büyük nimet. kulüpler bu statları tapuları ile devraldıklarında bilançolarına dahil edecekler. işte bu noktada galatasaray’ın zararı daha net ortaya çıkacak. stat için fenerbahçe yaklaşık 1 milyar liralık bir değeri bilançosuna dahil ederken, beşiktaş yaklaşık 1,5 milyarlık bir değeri, maalesef galatasaray ise sadece 400 milyon liralık bir değeri bilançosuna dahil edecek. (beşiktaş’ın stadını yerinde yapma konusundaki insiyatifinin ve diretmesinin altında da yüksek arsa değeri ile ilgili bu gerçek yatıyor. unutulmasın ki dolmabahçe sarayı’nın zemin şartlarından dolayı yeni stadın burada yapılmasının mümkün olmadığı kültür ve tabiatı koruma kurulu ve anıtlar kurulu tarafından dile getirilmesine rağmen siyasi otoritenin desteğiyle yeni stat inşaatı başladı.)

    velhasıl, şunu net bir şekilde ifade edebiliriz. galatasaray vazgeçtiği kullanım hakları ile yapılan stadın bedelini her kuruşuna kadar ödemiş hatta bu meseleye dahil olan her devlet kurumuna önemli paralar kazandırarak kar ettirmiştir. bunun da ötesinde statların kulüplere devri gerçekleşir ise galatasaray’ın bu işte ne kadar büyük zarara uğratıldığı da daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.

    maalesef siyasi otorite, stat konusunda kendisi büyük bir arsa değeri kaybına uğrarken devlet kurumlarına yaklaşık 275 milyon lira kazandıran galatasaray’a teşekkür dahi edememiştir. bu konuda benzer bir özveriyi beşiktaş ve fenerbahçe’den de beklediklerini; bu takımlarında statlarını başka yerlere taşımaları durumunda devletin kasasına en az bir milyar lira daha girebileceğini dile getirmek yerine her fırsatta galatasaray’a bedel ödetmeye devam etmiştir.

    ve geldiğimiz noktada devletin kasasına giren bunca paraya rağmen spor genel müdürlüğü tarafından tt arena’nın galatasaray’a devri hala tam anlamıyla gerçekleştirilmemiştir. hatta sayısız raporlarla çimin yaşaması için yapılmaması gerektiği ortaya konan çatının kapatılması işinden dolayı söz konusu kurum tarafından galatasaray’a dava açılmıştır. amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. dik duran, boyun eğmeyen galatasaray camiasına stat açılışında olanlardan dolayı bedel ödetmektir. erdoğan bayraktar’ın stat açılış konuşmasıyla başlayan, başbakan’ın “galatasaray’ın bir allah kuruşu yoktur” cümlesiyle devam eden nefret söylemi adeta spor genel müdürlüğü’nün icraatlarında can bulmuştur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın