• 252
    sokağa çıkma yasağı ilan etmeleri gerekirken edemiyorlar, çünkü bu ulkede bir gün bile çalışmasa aç kalacak milyonlarca insan var, o insanlar aç kaldıklarında sokağa çıkma yasağının nedenine değil o yasağı getirene tepki gösterecekler, çünkü yasak ilan eden ülkeler vatandaşını aç bırakmıyor, ama biz aç kalacagiz. bitirdiler çünkü ülkeyi, tukettiler, biz iktidarı kaybetme korkusu yaşamayalım da gerekirse bu ülkenin insanları telef olsun diyorlar. yazık ki ülkenin insanlarının umurunda bile değil bu durum. bugün fatih hocaya bulaşan hastalık yarın hepimize bulasacak, belki de bulaştı bile. üç kuruş fantlari kesilecek diye ligi zamanında ertelemeyi bile basaramadilar. resmen kaderimizle basbasayiz. resmen kendi basimizayiz. aldığımız her şeye verdiğimiz kat kat vergileri yediler, doymadilar, saraylar yaptırdılar, lüks içinde yaşıyorlar, yedi sulaleleri zengin oldu, kene gibi emdikleri ülkeden daha zengin hale geldiler, hala doymadilar, hala da doymayacaklar. yazık bu ülkenin haline.. dünyayı kasıp kavuran virüs ülkenin içinden geçerken sağlık çalışanlarına doğru düzgün ekipman bile dagitmiyorlar, cernobilde santralin çatısını canlarına pahasına temizleyen insanlarla bugünkü sağlık çalışanlarımız arasında hiçbir fark yok. hükümetimizin umurunda bile değil. bugün çin'den iki milyon kit ithal ettik dediler, birkaç gün önce aynı adamlar abd'ye beşyüz bin kit sattık diyorlardı, kimse sorgulamıyor, kimse siz ne diyorsunuz demiyor, kimse bu ne saçmalıktır diye bağırmıyor. sustuk, susturulduk, hastalığı hatta bazılarımız icin ölümü bekliyoruz sessizce.

    yazıklar olsun. umarım tez elden virüs hepinize bulaşır. acılar içinde, yasattiginizi yaşarsınız.

    bu entryi de silin modlar, sesimizi çıkarmayın. silmezseniz hatirimiz kalır.
  • 255
    ülkeyi geri dönülemez bir felâkete sürükleyen hükümet. saraylara, organizasyonlara, çantalara, kullanılmayan köprülere vs. o kadar para harcandı ki kasada bir kuruş para yok! insan haklarına saygıları yok! sandığa, seçmene saygıları yok! idam animasyonları izletecek kadar çocuklara değer verdikleri yok! eğitimi daha ne kadar yok ederiz diye her sene yeni bir adım atarlar! en sevdikleri kul cahil kuldur! provakasyonu severler! probagandayı severler! kendi canları o kadar tatlıdır ki odalarından çıkmaz, binlerce insan duvarıyla gezerler! kendinden olmayanları vatan haini ilan etmeyi severler! sağlık mı? virüse karşı verdikleri savaş mı? hepsi bir duadan ibaret! yasak getirseler bile milyonlarca insanı besleyebilcekler mi? hayır! insanları bu vesile ile evde tutamayacaklarını biliyorlar! yalnızız dostlarım yalnız! ama kalamayacaksınız! bu dünyada hiç bir dikta yönetim kalamadı, hüküm süremedi! yine süremeyecek! güzel günleri görmeden ölürsem namertim, şerefsizim!
  • 256
    --- alıntı ---

    başlık: en kötü günde halkı yalnız bırakan cumhurbaşkanı

    ispanya lideri sanchez, 200 milyar euro'luk destek açıkladı. şirketler ve halk tedirgin olmasın yardım edeceğiz dedi.

    almanya başbakanı merkel, üst limit olmaksızın piyasayı finanse edeceğiz dedi ve 500 milyar euro'luk paket açıkladı. üst limitimiz yok, gerekirse tutarı yükseltiriz dedi.

    fransa cumhurbaşkanı macron, kimse krizden etkilenmeyecek. hiçbir şirket iflas etmeyecek ve halk asla parasız kalmayacak söz veriyorum dedi. ve 300 milyar euro'luk paket açıkladı.

    abd başkanı trump, 1.2 trilyon dolarlık bütçe ayırdıklarını, halka karşılıksız olarak 1.000 dolar dağıtacaklarını söyledi. ve kimsenin ekonomik endişelere kapılmaması gerektiğini açıkladı. ve az önce amerikan merkez bankası sonsuz parayla finansal varlıkları satın alacağım dedi. yineliyorum; sonsuz parayla.

    italya başbakanı conte, kimsenin işini kaybetmeyeceği sözünü vererek işverenlerin fesih hakkını askıya aldı.

    kanada başbakanı trudeau, parayı düşünmeyin, işimi kaybeder miyim diye korkmayın. siz sağlığınızı düşünün. para bizim işimiz. size destek için 83 milyar dolar ayırdık, bu da gelirimizin ancak %3'ü dedi.

    ingiliz hükümeti 400 milyar dolarlık paket açıkladı.
    istihdamı, gelirleri ve şirketleri destekleyeceğiz. ne gerekiyorsa yapacağız dediler.

    ve bu tablodaki tüm ülkelerin kıskandığı türkiye'ye geldi sıra:
    günlerdir ortalarda görünmeyen haşmetli cumhurbaşkanı aziz ulu recep tayyip erdoğan hazretleri açıklamalar yaptı:
    14 milyar dolarlık paketin müjdesini verdi.
    konut kredisi peşinatlarını düşürerek müteahhitlere göz kırptı.
    belirli sektörler için sgk ve vergi ötelemesini açıkladı.
    uçak biletlerindeki kdv'yi düşürdü.
    konaklama vergisini askıya aldığını belirtti.
    65 yaş üstü için ise kolonya müjdesi verdi.
    ağzını açıp da korkmayın, kimse işsiz kalmayacak diyemedi. bu cümleyi kuramadı.

    bunun yanı sıra hemen hemen bütün ülkelerin liderleri kameralar karşısında halka moral veriyor, sizinleyim imajı çiziyor.
    ama bizim cumhurbaşkanımız ortalarda yok. ses kaydıyla haftada bir mesaj yayınlıyor.
    kimse de demiyor ki darbe olunca sokağa çağırdın, geldim.
    kriz oldu, dolar bozdurun dedin bozdurdum.
    deprem oldu, vatandaşlara yardım edin, ettim.
    bugün de virüs çıktı. sen beni ortada yapayalnız bıraktın.
    neredesin ey iki gözüm? neredeyse sokak başındaki hayrat açılışına bile katılıp konuşma yaparken; bu karanlık günde beni ne diye yalnız bırakırsın sen?
    cumhur'un başı değil misin sen? cumhuru niye yalnız bırakıyorsun?
    uzaktan tabloya bakınca biz aslında corona ile değil, akp ile sınanıyoruz.
    ve yineliyorum: corona'nın türkiye'ye gelmesinden daha kötü bir şey var ise; o da akp döneminde gelmesidir.

    ekşi sözlük / kalemi kilicindan keskin olan adam

    --- alıntı ---
  • 259
    18 yıldır güzel ülkemizi yöneten değil, 'sömüren' hükümet olmuştur (bkz: sömürmek).
    belediye seçimleri için bekâ edebiyatı yapan bir zihniyet bu yüce vatanı muasır medeniyet seviyelerine çıkaramaz.
    var mı bakalım bilim kurulunuzda yandaşlarınızın açtıkları tonlarca ticarethane'lerden (bkz: üniversite) tek bir akademisyen?
    neden ankara ve istanbul belediyelerinin ekonomileri az buçuk rayına girmeye başladı?

    çünkü bundan sonra egosuz, vatansever ve evlatlarına, torunlarına güzel bir ülke inşa etmek isteyen bireyler başa geçecek.
    artık ilim, bilim ve ahlakı benimsemiş kişiler liderliğinde 'devlet başa, kuzgun leşe'.

    dikkatinizi çekiyorum: reis yok. lider var. ve bu ülkeyi hep birlikte tekrar inşa edeceğiz.
    https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=small

    neyse - bazı hatalara tepki olarak başa geldiler. görülen o ki bizler aynı hataları tekrarlamayacağız ve bu ülkede nifak tohumları ekerek iktidarda kalan kişileri defedeceğiz.

    bekâymış. tırnağım etmezsiniz. mehmetçiğin de kılı.
  • 263
    akp hükümeti,1923'ten 2002'ye kadar ülkenin biriktirmiş olduğu maddi veya manevi ne varsa hepsini yiyip doymamak demek.

    akp hükümeti, halk zor durumdayken 1000 küsür odalı saray yapıp o sarayın sığınağına saklanan insanlar demek.

    akp hükümeti, halk iş bulamazken, maille thy'ye müdür atamak demek.

    akp hükümeti, halk döviz bozdururken 500 milyon dolara katarlıların çıkma uçağına talip olmak demek.

    akp hükümeti, karantina ortamında bile adam kayırmak demek.

    kısaca akp hükümeti, siyasal islamdır, siyasal islam da zehirdir.
  • 264
    32 yaşındayım, bu iktidar öncesini hayal meyal hatırlıyorum. ben bu kadar kötü bir iktidar daha bilmiyorum, hatırlamıyorum. böyle kötü, böyle plansız devlet yönetimi görmedim. geçmişte bütün olanları geçtim, son bir yılda yaşadıklarımız bile bunu gösteriyor. bir insan aptal olsa anlar bunu. dandik balkan ülkelerinden bile, daha acemice bir hükumet bunlar. yemin ederim artık canıma tak etti. yahu arkadaş hiç mi aklınız basmıyor? istanbul 20 milyonluk şehir. sokağa çıkma yasağı son dakika mı verilir? balkondan izliyorum millet şu an üst üste marketlerde. virüsün yayılım hızını azaltacağı yere, arttırmak denir buna. bu kadar kötü kriz yönetilir mi?

    1999'da bu ülkede kriz oldu. yanlışım varsa gelip daha tecrübeli arkadaşlar düzeltebilirler. bu krizde yeme-içme, fatura gibi giderlerde ekstra büyümeler olmamıştı. bu millet elbette görüyor yaptıklarınızı.
  • 267
    bu saatte az market açıktır o yüzden marketlerde yoğunluk az olur, yarım saate herkes evine girer diye bir söylemde bulunan bakana sahip hükümettir. ne yaptığını bilmeyen veya bilen(bu daha kötü resmen kotülük) bir hükümettir. dün saat 22 itibariyle aldığı yasak kararıyla türk halkı ve virüsün nikâhını kıyıp 2 günlük gerdeğe sokmuşlardır. o yasaktan sonra kendini dışarı salacak insanlarla muazzam bir patlama yaşatacaklarına adım gibi eminim!
  • 270
    bunun adı kontrollü salgındır başka açıklaması yok.

    hem maske satışını yasakla, hem istanbul'da salgın almış başını gitmişken "dağıtacağım" dediğin maskeleri ankara'dan dağıtmaya başla, istanbul'a 1 haftada ulaştırama, hem de 2 saat kala sokağa çıkma yasağı ilan edip insanları maskesiz, korunmasız marketlere, sokaklara sal, izdiham yarat.

    ingiltere alenen "kontrollü salgın" demişti, bizim ki el altından yapılmaya çalışılıyor.

    hafta sonu yasak ilan edilmese son 2 saatteki kadar insan çıkacak mıydı dışarı? hadi çıktı, bu kadar kontrolsüz, yakın temasta olacaklar mıydı bir düşünün.
  • 271
    kapitalizmi insanın iliklerine kadar işleten hükümet. dünyanın en saçma sapan kararıdır şu akşam alınan sokağa çıkma yasağı. çalışanlar pazartesi günü yine kurbanlık koyun gibi sokaklara dağılıp, işlerine gidecekler seve seve (!).

    meteorolojiden hafta sonunun güzel geçeceği bilgi alınmış, olabildiğince az insanın sokağa çıkmasını sağlamak için alınmış bir karara imza atmışlar. kararı açıklıyorlar, millet mal gibi panikle sokağa çıkıyor, 2 saat sonra ek genelgeyle durum kurtarılıyor.

    ülke değil bakkal yönetseler borçtan batardı. alınan tek bir karar bile ne halkın yararınadır, ne de ihtiyaçları karşılamaktadır. kendi halkına bu kadar uzak olunamaz.
    ortak aklı bir kez bile kullanmadan, keyfi idare ediyorlar ülkeyi. ama çok da şaşırmamak gerekir, beldgrad ormanı'nda kanat mangal yaparken, saraya sahip olunca, halk biraz uzaklaşmaya başlıyor. gayet doğal...
  • 273
    sokağa çıkma yasağı kararını bildirdikten ''bir saat sonra'' -burayı tekrar ediyorum, büyük harflerle yazıyorum ''bir saat sonra'' içerik açıklamayı (yani fırınların, eczanelerin, açık olması gereken elzem yerlerin kapatılmayacağını) hangi mantıkla yaptılar sormak istediğim hükümet.

    lütfen bir yetkili çıkıp açıklama yapsın. ben bunda art niyet ararım arkadaş.
  • 274
    en büyük avantajı çok büyük bir ülkeyi yönetiyor olmalarıdır. aynı zihniyet; ırak, suriye, ermenistan, gürcistan gibi bir ülkeyi yönetiyor olsaydı, o ülke yokolmuştu. bakın batmıştı, iflas etmişti, işgale uğramıştı demiyorum. yok olmuştu diyorum. bir sabah bir uyanacaktık, komşu ülkemiz havaya karışmış, olması gereken yerde büyük bir boşluk var.

    salgın kapsamında 1 aydır konuşulan sokağa çıkma telkinlerine kulak tıka, sonra bir gece ansızın sokağa çıkma yasağı ilan et, onu da sadece: "yassah hemşeriym yassah" şeklinde, kimin ne şartlar altında çıkabileceğini açıklamadan, koskoca istanbul'un en büyük yükünü çeken koskoca istanbul büyükşehir belediyesi'ne haber bile vermeden yap. insanlara paniğe sevket, fırınlara hücum ettir, millet; bebeğine mama, bez alabilmek için canını hiçe saysın sokaklarda virüsün en güzel yayılabileceği pozisyonlarda alt alta üst üste tepişecek şekilde yığılsın. sonrasında yasak kapsamı dışındaki işletme ve kurumları tam 1 saat sonra açıkla, ama ne şartlar altında bu kurum ve işletmelerden faydalanabileceğimizi söyleme panik iyice artsın.

    sizlere rağmen bu ülke nasıl ayakta kalmış, helal olsun bizlere, gerçekten helal olsun. 18 yıldır bu ülkeyi batıramadıysanız gerçekten bizim çabalarımızı sonucu. ama hani haddimiz değil ya biz gene söyleyelim. bir çeki düzen verseniz kendinize. mesela büyükşehir belediyelerinin bağış toplama hesaplarını, sizinkilerden daha çok "halk bağışı" alacağını bildiğiniz için iptal ettirdiniz. elinizde bir avuç troll desteği kaldığını sizde iyi biliyorsunuz. tamam ama aşevlerine el koymasanız bari. bir insanın, bir partinin, bir hükümetin ne alıp veremediği olabilir ki, tek derdi gücü olamayan vatandaşın karnını doyuran aşeviyle. hani diyorum şu maskeleri sağa sola dağıtmak yerine önce bizlere verseniz, sonra millete yardım etseniz. hani şu sağa sola satmak için fırsat kolladığınız ordumuzun tesislerinde günde 100 bin adet üretilebilen maskeler var ya onları diyorum. hani diyorum "suriyeliler için 40 milyar euro harcadık, bir o kadar daha harcarız" diyorsunuz ya. eurosunda yok gözüm, tl olarak bir harcasanız da millet şu zor günlerde önünü bir görebilse. hani diyorum ihtiyaç akçesini beceriksiz aile üyelerinize, hiç haketmedikleri koltukları vermeniz sebebiyle, ekonomik krize soktuğunuz ülkemizi düzeltmek için kullanmak yerine, şimdi kullansanız nasıl olurdu.

    gerçi ben hep diyorum ya. siz gene en iyisi bilirsiniz. hadi hayırlı günler. sandık zamanı görüşmemiz biraz daha farklı olacak gibi ya. bu sefer anadolu haber ajansı sizleri %30lardan başlatıp peyderpey düşürecek gibi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın