kim olduğu pek anlaşılmayan yönetici. bu adam adnan öztürk, sedat doğan gibi profesyonel olduğu için bulunmuyor bu yönetimde hacı. bunu anlayın önce. o içimizden biri. galatasaray futbol takımıyla galatasaray seyircisi arasında kurduğu köprü onun artısı. şimdi hagi'nin son teknik direktörümüz olduğu zamanlarda
* hatırlayın galatasaraylılar tarafından neler söylendiğini. becali'yle işbirliği yapıp dandik futbolcuları galatasaray'a itelediği ve bundan kar ettiği de söylendi, küfürler de edildi, hepimizin ortak bir noktası olarak kötü teknik direktörlük performansı yüzünden illallah da edildi. düşünün o ezik hallerimizi. en büyük hedefi önündeki fenerbahçe maçını kazanmak olan bir camia, çünkü elde avuçta başka hiçbir şey kalmamış. sene boyunca ağlamışız, belki de şimdi bank asya'da olan takımların stadına gittiğimizde bile galatasaray kümeye diyen taraftarlarla karşılaştık amk. bir zamanlar avrupa'yı dize getirmiş galatasaray'ın önünde tek hedef kalmış, fenerbahçe'yi yenmek. hepimiz görüyoruz ligde bir şeyler döndüğünü. aykut kocaman ligin ilk devresi sıçıyor, trabzonspor'un 9 puan gerisine düşüyor, orta saha sıkıntılı ve canavar gibi orta sahası olan trabzonspor'u geçip şampiyon olmak o takımla imkansız, ama aziz baba çıkıyor ve transfer yapılmayacak, bu takım şampiyon olacak diyor. sıra bize gelmiş
*. bir şeylerin ters gittiğini hepimiz anlıyoruz. bazı maçlara bakıyoruz, fenerbahçe futbol oynamıyor, oynayamıyor. pilleri tükenmiş, ama rakip takıma bakıyoruz, bir gariplik var işte. rakip takım mücadele etmiyor. bizim ligde taktik strateji fazla işlemez. kendinden daha güçlü takımdan puan koparacaksan eğer onlardan fazla mücadele edeceksin, ama bakıyoruz, mücadele yok. fenerbahçe gelene vurmuş, geçene vurmuş. bir bursaspor'la berabere kalmış. işte biz, bir şeyleri kanıtlamalıydık. trabzon'un hak ettiği şampiyonluğun kapısını aralamak bizim elimizde. trabzon puan durumunda bir kere öne geçsin, imkanı yok kaybetmez. bunu hepimiz biliyoruz. işte o maç, eğer o maçta galatasaray'ın teknik direktörüysen, her ne pahasına olursa olsun o maçı almalısın. eline de gelmiş maç. bir şekilde bulmuşsun golü, skoru korumalısın. sonuç olarak alamadı. galatasaray'a futbolculuğunda hayal bile edemeyeceğimiz kadar "büyük" başarılar kazandıran efsanemiz hagi, teknik direktörlük döneminde önceden hayal bile edemeyeceğimiz kadar "küçük", rüyada görsek kabus olarak nitelendireceğimiz hedefimizi gerçekleştiremedi. canı sağolsun, artık geçti ve bu onun suçu değildi. o galatasaray için yeniden denedi, ama başaramadı.
şunu söylemek istiyorum. abdürrahim albayrak aramızdan biri ve bizler o gün ne tepki verdiysek, o da aynını verdi. hepimizin de tercümanı oldu. o ağlarken ekran başında, biz de onunla ağladık. kendine hedef olarak fener'i yenmeyi koyan ve bunu bile başaramayacak kadar aciz bir galatasaray'ı tutan taraftardan ne beklersiniz ki. hepimiz gibi öfkeliydi. hem de çok öfkeli. o gün öyle gelişmişti. şimdilerdeyse hagi'ye hakaret eden çoğu galatasaraylının onun yüzünü gördüğünde utanması gibi, o da utandı. buna çok eminim. bu yüzden bu adama farklı yaklaşmalıyız. o bir provakatör değil, fanatik bir galatasaray taraftarı. kendisine sallamadan önce bunu da düşünmek gerek.
ekleme: söz konusu mevzu hagi'yle abdürrahim albayrak arasında gerçekleşen bir durum olduğundan ne o senenin vasattan beter futbolcuları, ne de her şeyin sorumlusu adnan polat yönetimini işin içine koymadım. abdürrahim albayrak doğru yaptı ya da hagi yanlış yaptı da demedim. bilakis hagi sadece başaramadı, ama galatasaray için denedi dedim. abdürrahim albayrak da utanılacak bir şey yaptığı için utanmıştır daha sonra dedim. ya ben daha ne diyeyim abi kapasite meselesi okuduğunu anlamak(u: (:).
ekleme 2: başkalarından daha galatasaraylı olduğunu hiç söylemedim. bizden biri olduğunu söyledim.
not: iyinin ardından gelen kötü, o an için iyi olanı perdeleyebilir, ama asla yok etmez. gerçekleri tarih zaten yazar. iyiyi de, kötüyü de. 2 yıl önce bir şeyi başaramayan hagi, 12 yıl önce çok şeyi başardı. bu yüzden onun gizlenecek bir şeyi yok. gerçekleri inkar etmenin manası yok.