• 1
    fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarları bildirisi'nde sonra fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarlarının bu sefer dünya spor kamuoyuna seslendiği yeni bildirisidir.

    http://www.justice4turkishfootball.com

    ***

    to the international football community

    football has been one of the most prominent sports in turkey since the 19th century but for the first time in history its followers have lost their faith in the fairness of the game and the justice provided by the football’s governing institutions in turkey. many devoted fans have put some distance between themselves and world’s most viewed sport; the number of spectators in the stadiums has been declining continuously since the match fixing scandal became public. due to the unfortunate developments in football, people’s faith in good vs. bad, right vs. wrong, justice vs. injustice frayed as well.

    as a part of the legal process, a comprehensive investigation was conducted meticulously by judicial authorities. the result of the initial investigation was shocking: an illegal organization which infiltrated football in every branch possible was under covered. public attorney’s interim conclusion described regrettable actions as an organized crime. moreover, the indictment and the supporting evidence have already been shared with public.

    since july 2011, turkish football’s main agenda has been this indictment, arrested turkish football federation (tff) board members and presidents of prominent football clubs in turkey. shamefully, the governing body of football in turkey, tff, has been trying to cover what had been going on in turkish football since day one. tff has been hesitant to take necessary actions and making important decisions that potentially help turkish football move forward.

    turkish football federation has also changed the structure of the turkish league by introducing a play-off system without consulting with the other stakeholders in turkish football. they used the loopholes in the criminal and sports law in the turkish judicial system. however, their motivation was not creating a healthy and fair environment for turkish football clubs to compete. on the contrary, it was solely emerged from the fact that the official broadcaster of the turkish football league has been pressing behind closed doors to secure their financial investments. it was hugely disappointed for the true football fans to see that tff has failed to show some decency and courage to reach a final verdict in a timely manner.

    although fifa disciplinary code and uefa disciplinary regulations’ together with “zero tolerance policy” have clearly stated their positions against crimes such as match-fixing and corresponding consequences, tff’s actions has not complied with them at all.

    lastly, in january 26, 2012 turkish football federation has called for an extraordinary general assembly to discuss the possible alterations and modifications in football federation regulations against match fixing. in other words, ironically, institutions such as football clubs whose presidents are in jail can be involved in the decision making process for their own punishment. these unethical actions put a lot of football fans in despair.

    this declaration is an outcry of devoted fans who believe in purity, fairness and justice in football.

    to believe in a better world, we need football to present us something newer and better motives.

    we will remain restless until football, major figure in the lives and culture of people in turkey, gets dirty and dirty.

    what we all want is justice! we will fight against this unprecedented corruption together with football players, members of press, lawyers and fans, regardless of the clubs they are devoted to.

    in 2012 we want to leave this scandal behind us and we want to see whoever is involved gets the punishment they deserve. in his new year message uefa president michel platini has shared his emphasis on “protecting the values of football”; which we also strongly believe in.

    we have no doubt that responsible bodies within uefa and fifa will support and take any actions necessary in order to clean turkish football.

    let’s protect this beautiful game and make “fair play” be heard in the stadiums once again.

    ***

    uluslararasi spor kamuoyuna

    bu topraklarda 19. yüzyılın sonlarından beri futbol oynanıyor ama ilk defa futbolun adaletine güven bu derece sarsılmış durumda. pek çok futbolsever dünyanın en çok seyredilen sporuyla arasına mesafe koydu, stadyumlarda seyirci sayısı düştü. futbolla birlikte iyinin kötüye, doğrunun yanlışa, adaletin haksızlıklara karşı mücadelesine dair inançları da yıpranmaya başladı aynı insanların.

    türkiye’de adli makamların aylarca süren titiz bir ön çalışma sonucu başlattığı takip ve soruşturma, futbolu örümcek ağı gibi saran bir yapılanmayı ortaya çıkardı. savcılık makamı bunu organize suç kapsamında değerlendiriyor, üstelik hazırlanan iddianame ve ek delillerin pek çoğu kamuoyu ile paylaşılmış durumda.

    2011 yılının temmuz ayından beri türkiye’de en çok bu soruşturma ve tutuklanan spor yöneticileri, kulüp başkanları konuşuluyor ama türkiye futbol federasyonu (tff) geçici hamlelerle olan biteni maskelemeye çalışan bir kurum olarak, panik halinde arka arkaya yanlış ve tutarsız kararlar verebilmekten öteye geçemiyor.

    ülke futboluna etkilerini düşünmeden, sadece zaman kazanmak ve yayıncı kuruluşun şikayetlerini azaltmak için play-off sistemini getiren tff, ceza hukuku ile spor hukukunu karman çorman ederek nihai karar için dirayet ve cesareti olmadığını yüzümüze vuruyor.

    fifa disciplinary code ve uefa disciplinary regulations müsabakaların sonuçlarını etkilemeye yönelik her türlü eylemi sporun ruhuna aykırı kabul edip tamamen yasaklarken, ağır cezalar da içeren bu “sıfır tolerans” politikasından habersiz gibi davrananlar var.

    son olarak tff 26 ocak 2012’de olağanüstü genel kurul çağrısıyla, şike ve teşvik primi ile suçlanan kulüpler hakkında uygulanması gereken yaptırımların değiştirilmesine yönelik bir toplantı yapılacağını ilan etti. başka bir deyişle, haklarında kuvvetli şüphe ve somut deliller bulunan kulüpler, kendilerini ilgilendiren cezaların değiştirilmesinde söz sahibi olabilecek. “adalet bunun neresinde?” diye soran futbolseverler çaresizlik içinde!

    ülke sporunun düştüğü durumdan utanan sporseverlerin yardım çağrısı hatta imdat çığlığı duyulsun istiyoruz.

    daha iyi bir dünyaya inanmak için futbolun bize yeni gerekçeler sunmasına ihtiyacımız var.

    türkiye’nin dokusunda önemli yeri olan futbol renklerinin daha fazla kirlenmesine asla seyirci kalmayacağız.

    istiyoruz ki, spor kulüplerinin üyeleri, sağduyulu basın mensupları, hukukçular ve forma rengi ne olursa olsun tüm sporseverler hep birlikte adaletsizliğe karşı birlikte savaşalım!

    2012’de bu tartışmaları geride bırakmak istiyoruz. ayrıca daha çok para için futbola ihanet edenlerin cezalandırıldığını görmek isteyenler adına uefa başkanı michel platini’nin yeni yıl mesajındaki “futbolun değerlerini korumak” vurgusuna biz de değer veriyoruz.

    uefa ve fifa’nin türk futbolunun arınarak güçlenmesi sürecine destek olacağını biliyoruz.

    gelin hep birlikte bu güzel oyunu koruyalım, futbolda fair play’i hakim kılalım!
  • 3
    artık biraz abartmaya başladığımızı düşündüğüm bildiri.
    konu bizim dışımızda. eğer kanun maddelerini değiştirme raddesine gelirse olay kulüp olarak tavrımızı koyarız ki zaten adnan öztürk de bunu açıkladı. ama ucunda kıyısında olmadığımız olaylarla bildiriler hazırlayacak kadar haşır neşir olacaksak fenerbahçelilerin düşmanlığını kazanmaktan, zaten düşmanca bakanların da düşmanlığını büyütmekten başka birşey elde edemeyiz.
    galatasaray şike yapmadı, teşebbüsünde de bulunmadı. şike soruşturmasının da herhangi bir tarafında değil. o yüzden bu işgüzarlığı bırakıp takımımıza konsantre olsak daha iyi olur gibi sanki.
    eğer kuralları çiğneyen kararlar alınırsa uefa nasılsa gerekeni yapar.arada bizim de avrupaya gidemememiz söz konusu olmaz. olursa da ilgili davaları açar nasılsa kazanır ve hakkımızı geri alırız. ama bu aşamada olayın takımımızla en ufak alakası olmadığını düşünerek yukarıdaki bildiriyi okuduğumda, okuduğumdan anladığım şey "fener'e ceza verin". komple bildirinin özeti bu. bırakın arkadaşlar fener'e verilecek cezayı spor ve ceza hukuku düşünsün.
    kimse de hatırlatmasın basketbolda başımıza gelenlerden sonra fenerbahçelilerin yaptıklarını. zaten onlar o yüzden fenerbahçeli, biz de galatasaraylıyız.
    herneyse işte...
  • 4
    2010 - 2011 sezonu futbolda şike soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamenin ilk bölümü olan olgun peker önderliğinde organize suç örgütü kısmını okurken büyük bir dehşete kapılmıştım. insanların büyük bir heyecanla televizyon karşısına oturduğu, seyircilerin çoşkuyla çocuğunun elinden tutup son kuruşuna kadar ödediği biletle izlemeye gittiği, taraftarların takımı uğruna eski bir mercedes benz o 303'le 15 saat deplasman çilesi çektiği maçların sonucunun, aslında maç öncesi bazıları tarafından belirlendiği satırları okurken içinde bulunduğum futbol ortamından iğrendim. oysa olayın benle ya da benim takımımla alakası bile yoktu. her şey bank asya 1. ligte yaşanıyordu. yine de o satırlarda yakalandığım utanç beni futbol ortamından soğutacak kadar yeterliydi. mafya kulüp ilişkileri, başkanların diğer başkanlarla olan ilişkileri, suç örgütünün ve menajerlerin futbolcularla olan ilişkileri yeterince mide bulantıcıydı. küme düşme potasında olan bir takım ligin bitmesine haftalar kala adı geçen suç örgütü aracılığıyla önce maçlarını kendi lehine ayarlıyor, küme düşme potasının üzerine çıktığında da şampiyonluğa oynayan takımlara maç satıyordu.

    olayın daha henüz bizle ilgili, daha doğrusu bizim oynadığımız ligle ilgili kısmına bile gelmemiştim. olgun peker önderliğinde organize suç örgütü ilgili kısımları bitirdikten sonra büyük bir merakla beklediğim aziz yıldırım önderliğinde organize suç örgütüyle ilgili kısmı okumak için gram kadar bile merakım kalmamıştı. iddianamedeki o kısım bile benim için yeterliydi. içinde bulunduğumuz futbol dünyası pisliğin içine boğazına kadar saplanmıştı.

    futbol dünyasının bu kadar içindeyken, bu dünyaya bu kadar aidiyet hissederken, dışımızda cereyan eden ve dolaylı olarak bizi de ilgilendiren bu olaylara sessiz kalmak her şeyden öte insanın kendi inandıklarına ihanet etmesi demektir.

    "iddianamede adımız geçmiyor, bizi ilgilendiren bir şey yok" demek bir nevi ortada dönen bu oyunun bir parçası olmak demektir. aynı şekilde, böyle düşünmek bu adaletsizliğe göz göre göre göz yummaktır. bu sebepledir ki, ilk günden beri galatasaray spor kulübü yaşanan bu olaylar karşısında sessiz kalmamış, ve direk olarak dahil olmadığı olaylara tepkisini koyarak müdahil olmuştur. zira galarasaray'ın, adına ve tarihine yakışan budur. taraftarı da kulübünün bu onurlu duruşunun yanında sonuna kadar duracaktır. işte bizim çabamız da bu yöndedir.

    şike soruşturması sonrasında yaşanan süreç ve birilerinin menfaatleri için insanları salak yerine koyarak ulu orta oynanan orta oyunları kabul edilebilir gibi değildir. futbol dünyasının içinde bununan hiçbir aktör buna sessiz kalamaz, kalmamalıdır.

    sadece ve sadece daha fazla dekoder satmak için bir gecede ortaya atılan play-off sistemi gibi üçüncü sınıf futbol ülkelerinde uygulanan bir sisteme geçmek bile bugüne kadar bir sesi olmamış türk futbol kamuoyu için utançtır. menfaat sahipleri, kendi çıkarları için bir gecede kararlar alabilirken, bundan sonra da bu yönde karar vermekte çekinmeyecektir. bizim sessizliğimiz ise onların en büyük cesaret kaynağı olacaktır. işte bir ses olma çabası da bundan ötürü gelmektedir.

    yaşadığımız süreç ve sonuçları türk futbolunun temizlenmesi için önünde olan tek şansıdır. eğer bugün yaşanan bu adaletsizliklere karşı gür ses olmazsak, artık yarın bu olaylar tekrar yaşandığına kimse bir ses olamayacaktır. ve türk futbolu hep birilerinin elinde en büyük gelir kapısı olarak kalacaktır.

    işte ben buna itiraz ediyorum. suçlular hak ettikleri cezaları alana kadar da buna itiraz edeceğim.

    insanların adalet yönündeki çağrı ve çabalarını sadece basit bir mantıkla fenerbahçe düşmanlığına yormak ve olaydan sadece "fenerbahçe küme düşürülsün" sonucunu çıkartmak yani bu konuyu sadece fenerbahçe boyutuna indirgemek aymazlıktır. bu süreçte tarafların kim olduğunun bir önemi yoktur. önemli olan sonuçlar ve gelecektir.

    "bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun" diyorum ve bu bildirinin altına imzamı atıyorum.
  • 5
    aşağıdaki mail adreslerine her gün göndereceğim mail içeriğidir.

    web@lastampa.it, g.smorto@repubblica.it, diarioas@diarioas.es, mdonline@mundodeportivo.com, josep.prats@donbalon.org, redaccion@diariosport.com, internacional@abc.es, info@elcorreogallego.es, redaccion@lavanguardia.es, courrierdeslecteurs@lequipe.presse.fr, abo@francefootball.fr, edition75@leparisien.presse.fr, tloignon@latribune.fr, sportbild@sportbild.de, vertrieb@tagesspiegel.de, anzeigen@tagesspiegel.de, leserbriefe@tagesspiegel.de, redaktion@tagesspiegel.de, verlag@mopo.de, redaktion@sueddeutsche.de, anzeigen.ausland@faz.de, talkback@the-sun.co.uk, mirrornews@mirror.co.uk, reporters@dailyrecord.co.uk, news@dailystar.co.uk, dtnews@telegraph.co.uk, foreign.news@thetimes.co.uk, letters@guardian.co.uk, foreigneditor@independent.co.uk, redaction@lavenir.net, journalist@demorgen.be, sport.ds@standaard.be, contact@euobs.com, info@europeanvoice.com, gvasport@concentra.be, info@copiepresse.be, nieuws@nieuwsblad.be, hbvlsport@concentra.be, online@baz.ch, edaktion@blick.ch, webnf@nouvelliste.ch, online.redaktion@nzz.ch, redaktion@tages-anzeiger.ch, contact@uefa.com, eac-info@ec.europa.eu, info@uefa.com, simonkuper@hotmail.com, simon.kuper@theglobalexperts.org, rogan@liverpool.ac.uk, declan@journalist.com
  • 6
    galatasaray'i istedigimiz kadar bu isin disinda tutalim turk futbolunun disinda tutamayiz. cok isterdim ki burasi antu olsun; saatlerde entrylerce la liga'ya mi tasinalim yoksa serie a ya mi diye ama hepimiz gercekci insanlariz. bu sorun bir kac futbol klubunun degil, turk futbolunun sorunu, dolayisiyla da galatasarayin sorunu.

    turk futbolunun lokomotifi bile olsak, vagonlar yandiktan sonra pek bir degerimiz kalmayacak. bizim yapmamiz gereken, treni kurtarmak icin yanan vagonlari cikartmamiz ve yola temiz ve daha saglam devam etmemizdir. madem kendimizi lokomotif ilan ediyoruz, ona gore davranmali ve kontrolu elimize almaliyiz.

    ben 3 temmuzdan beri keske birileri bu olaylari ingilizceye cevirse diye dusunuyordum, hatta bazi sozluk yazarlariyla acep bir twitter hesabi acip ingilizce olarak olan biteni mi anlatsak diye konustuk. yaziyi dun facebookta paylastim; futbolla ilgilenen yabanci arkadaslarim okusun diye, bugun yanima gelen her kolombiyali sike sorusturmasi ile ilgili onlarca soru sordular, dinlediler ve bizi haberdar et surekli diye tembihlediler.

    benim icin bu bildirinin tek amaci yabanci kamuoyunda bir farkindalik yaratmasiydi; hem twitterda hem de okulda aldigim tepkilere gore cok da basarili oldu.

    hepimiz ustumuze duseni yapiyoruz. biz ustumuze duseni yaptigimiz surece adalet istemek her daim hakkimiz olacaktir.

    yazida emegi gecen herkese tesekkur ederim.
  • 8
    yeniden gönül rahatlığıyla "top yuvarlaktır" demek isteyenlerin,
    gönül verdikleri kulüp kazanınca "alnımızın akıyla" diyebilmek isteyenlerin,
    sahada mağlup olunca bunun arkasında bir kumpas, bir komplo aramaktan bıkanların,
    ülke sınırları dışında, futbolun devlerine meydan okumayı özleyen ya da hayal edenlerin,
    futbolla çok ilgisi olmasa da, bu topraklarda bir kerecik olsun paranın değil adaletin hükmü geçsin diyenlerin...

    ...sesidir bu bildiri...

    renk körüdür, forma giymez ama susmaz da... ta ki sesi yankılanana kadar !
App Store'dan indirin Google Play'den alın