• 7537
    benim için şarap gibi...

    hep merak ederdim; 90'lı yılların sonunda ve 2000 yılında galatasaray sözlük olsaydı nasıl olurdu diye. daha doğrusu galatasaray'ın o şaşalı yılları...

    - mesela 99 yılındaki milan maçından önce nasıl hissediyorduk, sonrasında nasıl?
    - yola uefa kupası'nda devam ederken acaba borussia dortmund'u eleyebileceğimizi düşünüyor muyduk?
    - real mallorca zorlu bir rakip miydi? bize yarı final yolunda engel olur muydu?
    - istanbul'daki leeds maçı öncesi mesela. öncesindeki gecede yaşananlar?
    - ya ingiltere'de oynadığımız rövanş maçı? o heyecan. ya o gerginlik?
    - uefa kupası'nda finale kalışımız mesela? hiç tahmin edebilir miydik yolun sonunun buraya geleceğini?
    - peki arsenal'le oynayacağımız final maçı? nasıl geçirdik finale kadar o günleri? peki ya finalden önceki gece? final günü?

    ben o zamanlar da interneti aktif olarak kullanıyordum. fakat o zamanlar galatasaray'la ilgili yazdığımız bir forum sitesi vb.'leri pek yoktu. küçük mail grupları vardı mesela. onlara da yazdıklarımız kaybolup gidiyordu...

    o zamanlar neler hissettiğimi az-biraz hatırlıyorum ama hislerimizin tam olarak ne olduğunu çıkarmak için yazıya dökülmesi gerekiyordu işte.

    bizim millet olarak günlük tutmak pek adetimiz değil. yaşarız geçeriz, yazıya dökemeyiz pek.

    o zamanlar galatasaray sözlük yoktu fakat bugün var. ve yaklaşık beş buçuk senedir galatasaray'ın güncesini tutuyor.

    bazı maçlardan önce neler hissediyoruz, sonrasında neler hissetmişiz hepsi satırlara dökülmüş.

    ara sıra canımızı sıkan şeyler yazılmıyor mu? işte onlar da zamanın dehlizinde kaybolup gidiyor. geriye sadece gerçek his ve duygularımız kalıyor.

    şimdi bile geriye dönüp baktığımızda yaşanmışlıklarımızın satılarla döküldüğü binlerce yazı var. ve bundan seneler sonra geriye dönüp baktığımızda binlerce satırlara dökülmüş hisler ve yaşanmışlıklar olacak.

    belki uefa zaferi öncesinde ve sonrasında yaşadıklarımızı tam olarak hatırlamıyoruz ama bundan sonra galatasaray'ın büyük zaferlerinden sonra neler yaşadıklarımızı geriye dönüp okuduğumuzda çok net hatırlayacağız.

    bir gün geriye dönüp baktığımızda seneler önce neler yazdığımızı, neler hissettiğimizi, neler yazıldığını ve neler hissedildiğini okuyacağız. belki o zamanlar bizler bile olmayacağız. belki çocuklarımız okuyacak bizim yazdığımız satırları.

    mesela sözlüğün ilk ölümsüz yazarı hako'nun yazdıklarını kimler unutabiliyor ki? peki ya diğer ölümsüz yazarlarımız? tabutta rovasata, hacibekir, misimovicsem gunahim ne, rngnbs, airkaynana...

    hiç silinebilir mi yazdıkları, hissettikleri...

    demiştim ya, galatasaray sözlük benim için şarap gibi; yıllandıkça daha da değerli oluyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın