• 28293
    giderek net bir hücum takımına dönüşüyoruz. genç ve dinamik bir kadro oluşturuldu. henüz emekleme evresinde olsa da hem koşu mesafelerinden hem de pozisyona girme, rakip ceza sahasında topla buluşma gibi istatistiklerden resmin tamamını göstermese de bir fikir sahibi olabiliyoruz.

    hücum tarafında yetenekli, atletizmi ve bitiriciliği yüksek oyuncularla gol sayısının birden fazla oyuncuya dağıldığı, kolay adam eksiltilen ve orta sahaların ceza sahasında, tehlikeli bölgelerde daha fazla göründüğü bir oyun oturtmaya çalışıyoruz. net 9 numaralar olarak görülebilecek mostafa ve diagne'nin yanına orta saha, kanatlar ve rakip kale arasında bir çengelli iğneye benzetilebilecek bir rolle tarif edebileceğimiz halil dervişoğlu eklemesiyle, rakip ceza sahasında daralan ve hızlanan hücum setleri oluşabilir.

    ancak oyunumuzun temel sorunu, topun bizim ayağımızda olduğu anlar değil. belki de sezonun başından itibaren çok sayıda inanılmaz ve bu seviyede komik bireysel hatalar yaptığımız ve bu hatalar büyük bir yüzdeyle kalemizde gole dönüştüğü için izleyenlerin dikkati bu yöne çekiliyor. haklı eleştiriler olmakla birlikte oyuncular birbirini ve takımı tanıdıkça, daha çok antrenman yaptıkça, konsantrasyon seviyesi ve kondisyon arttıkça bu sorunlar da azalacaktır.

    oyunumuzun temel sorunu şahsi fikrim; top rakibin ayağındayken inanılmaz kötü ve amatör bir takıma dönüşmemiz. ister st johnstone olsun rakip, ister kasımpaşa, bu değişmiyor. her topu ayağına alan rakip oyuncunun üzerine koşan ve her defasında geç kalan bir galatasaraylı, her basit pasta demarke kalan takım savunması. görünürde koşan, pres yapan bir takım var ama tabiri caizse başı kesik tavuk gibi rakip oyuncuların üzerine koşup koşup, topu alamayan, yetişemeyen, geç kalan bir görüntü ortaya çıkıyor.

    bu durumun başka bir handikapı da hücum oyuncularının niteliği; kerem gibi, morutan gibi genelde çalımla, driplingle adam eksiltmeye yönelik oyuncular olunca, yeni oluşturulan ve birbirini henüz yeterince tanımamış ve yeterince birlikte antrenman yapmamış bir takımın bireysel hatalarla top kaybetme yüzdesinin sayısının artması da buna ekleniyor. sonuç, geçiş hücumlarıyla, kontrataklarla bir anda geniş boşluklar yakalayan ve geniş alanlardan hızlıca kalemize yönelen rakiplere dönüşüyor.

    özetle hem yerleşik savunmada, top rakibin ayağındayken asla topu sağlıklı geri kazanamıyoruz hem de geçiş hücumuna yakalandığımızda, oyunun boyunu çok fazla arttırdığımızdan geniş alanlar ve stoperlerimizle birebir kalan rakip hücumcular görüyoruz. buna nelsson, luyindama, marcao, mevcıt kadrodan kimi koyarsanız koyun can dayanmaz.

    bizim gibi etkili ve bireysel yetenekleri fazla ayaklarla hücum eden takımların mutlaka top kaybedildiğinde birlikte ve planlı bir pres yapması gerekiyor. takım birlikte hareket etmeyi, birlikte pres yapmayı, presle kaybettiği topu, şok presle geri kazanmayı da öğrenebilirse, mevcut hücum hattı süper lig seviyesinde çok şey vadediyor.

    antrenman kalitemiz çok konuşuluyor, tartışılıyor. kondisyon kazanılır. koşu mesafeleri artar. bunlar artık bilimsel olarak çözülmüş konular. esas olan birlikte oynamayı, birlikte savunma ve hücum yapabilmeyi çalışmak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın