• 14231
    2015 - 2016 sezonunda şampiyon kadrodan sadece melo ve telles'i kaybetmesine rağmen darmadağan bir görüntü çizmektedir. bunun aslında bir çok sebebi vardır ama ben de içimdekileri sıralayayım.

    1- hamza hamzaoğlu : geçen sene geldiği zaman prandelliden kurtulmuştuk . harbiden kurtulmuştuk gerçekten. bir rahatlama gelmişti. o ilk akhisar maçına hatırlıyorum heyecanla gitmiştim. sebebi hh değildi. sebebi prandellinin son maçında * uyguladığı 4-2-3-1 yani elimizdeki oyun kadroya en uygun yapıyı kullanarak başlayacağını bilmek olmuştu.

    prandellinin en büyük fecaatı ligde oynatmadığı telles'i cl de keza ligde oynatmadığı pandevi cl de oynatmasıydı. adam bildiğin kupa maçı gibi kullanıyordu clyi. prandelli hırs sahibi bir adam değildi. işini profesyonelce yapıyordu. sadece işini yapıp gitmek istiyordu. yani etliye sütlüye karışmayayım derdindeydi "memur gibi teknik direktör"dü. ancak galatasarayın cl de rezil olmasına aldırış etmemesi vs. oldukça sabrımızı taşırmış ve kendisi yerini yerli seviciye bırakmıştı.

    hamza geldiğinde ben sabri ugana da twitter'dan cevap vermiştim hatırlıyorum çünkü sevmiyordum hamzayı. o sneijder ile ilgili yaptığı açıklamalardan dolayı tabi ki . yoksa sadece tek başarısı akhisarı orta sıra takımı haline getirmiş bir adam büyük takımda ne yapabilirdi ki . işte geçen sene o prandelli kamburunun atılması vs. takımda gayet olumlu bir hava estirmiş ve takım inanmaya başlamıştı. en büyük artısı da ilk yarıda başakşehirden bile 4 yiyen takımı herkesin yenebileceğine inanmasıydı. biz 5-6 maç o kadar iyi kullandık ki bunu üzerimize gelen her takıma birer ikişer atıp yenmeye başladık. sonra bir anda bütün medya fark etti tekrar geldiğimizi. camia ufaktan kenetlenmeye başlamıştı. takım 4-2-3-1 i iyi oynuyor sneijder, muslera liderliğinde savaşıyordu. forvetlerimiz gol atmadan maç alıyorduk bildiğin. bu arada o dönem de sene sonu gelse de yeni forvet alsak diye bekliyordum ben. neyse haftalar ilerledikçe rakiplerimizin dirençleri arttı. artmak zorundaydı çünkü galatasaray bir anda en iyi takım haline bürünmüştü. sonra daha zor maçlar çıkardık ama çoğu maçı daha ilk yarıda kırmıştık. kritik son 7 haftaya geldiğimizde elimizde işe yaramaz 3 forvet ve aslan gibi savaşan yasin,sneijder,muslera,melo,sakat değilken hamit,hakan balta,chedjou,bazen selçuk vardı. maçları ite kaka almayı başarıyorduk. ama bir sorun vardı hala rahat maç çıkaramıyorduk. sürekli açıklar veriyorduk. velhasıl kenetlenerek en son beşiktaşı da yenerek aldık kupayı. sonra türkiye kupası süper kupa derken mükemmel bitti o sezon.

    hamza ile ilgili tüm görüşlerim : (bkz: hamza hamzaoğlu/@enoua)

    gelelim 2015-2016 sezonuna

    sezon başında galatasaray taraftarı artık takımın eksiğini gediğini biliyordu. bildiğin hepimiz birer teknik direktör olmuştuk. birkaç tane qıralcı dışında herkes sorunları bir oraya bir buraya yazmaya başladı. neydi o hepimizin dilinde olan. sağ bek , stoper ve forvet acil. bazı arkadaşlar da yasin ile gitmeyeceğini ve kanat da gerektiğini söylediler. açıkçası ben o konuda yanıldım yasine güvenmiştim gerçekten (bkz: yasin öztekin/@enoua) yalan yok. her neyse sezon başında podolski geldi sadece melo gidecek diyorlardı da ben gitmesin diye yalvaracaktım neredeyse. melo kaldı dediklerinde baya rahatlamıştım. sonra ısrarla yönetimden transfer açıklamaları ve taraftardan da ısrarla baskı geliyordu. galatasaray ile adı anılan oyuncuların ardı arkası kesilmiyordu. ibrahimovic olayını basının önüne atıp transfer dönemi bitene kadar ses çıkarmayan dursun özbek'in daha kötü olamayacağını düşündük. hamzanın çıkıp ayarımızı bozan saçma sapan açıklamaları sinirleri geriyordu. adam burak yılmaz'ı üzmemek için forvet istemedi. sonra burak'ı oynatmamaya başladı orası ayrı gelecem oraya. transfer döneminin sonunda bir de ne olsun takıma 3 eksik var dedik adam elimizdeki 2 ilk 11 oyuncusunu gönderdi. bildiğin fransa 2.liginden gelen adama * güvenerek sol beki ve hakan balta'ya güvenerek meloyu sattı. satılmasın demiyorum ama yerine oyuncu da alacaksan. sonra großkreutz olayı. adamı ön libero için aldık dediler sonra sağ bek dediler sonra sağ açık falan. ama o da ne meğer "almışız ama almamışız" brumayı sinanı oynatmak için gönderdiğinden bahsetmiş miydik bu vasıfsızın? hani şu oynatmadığı sinanı. orta sahamızda bilal kısa , jose rodrigues vardı melo yerine oynatacağı ve adam hakan balta dedi. neyse vardır herhalde bu adamın bir bildiği dedik yoksa yürümeyi unutmuş hakan baltayı orta sahada kullanmayı başka nasıl akıl edebilirdi ki.

    sezon başladı ve biz ilk 4 maçta sadece 1 galibiyet aldık. hamza orta sahada selçuk inanın yanına bilal kısa aka birlo yu monte etti. forvette bazen burak oynuyor bazen umut. tabi ki süper über ultra sıtarımız burak suratsız aksi bir şekilde sürekli bir şeylere oflayıp pofluyor. hiç hırslanayım da iki gol atayım derdi yok. tek derdi hocayı göndermek. vasıfsız hocamız da inatlaşmaya ve ben bir numarayımcılığa devam etti. bu arada sağ bekimiz eşine ferrari alan bilge ile sağ tarafımız otobana dönüyor orta sahamız dayak yemişe dönüyor yasin de çok iyi başladığı performansı yine hoca tarafından kesilerek dibe vurmuş şıno yalnız kalmış podolski ise ayağına gelen topları gol yaparak takımı toparlamaya çalışıyor. kaos var takımda. sonra cl geldi ve kek grubumuzda * bildiğin atletico maçına 2-0 yenik başladık. hem de nasıl yenik o güvendiği orta saha hakan baltaya 20 dk dayanabildi. emre çolak 20 dakika oyunda kalabildi keza sabri ıslıklanmasın diye devreyi bekledi. e beyefendicim adama sormazlar mı sen neyine güvendin de cl maçına hakan balta ile çıktın. adam yürüyemedi bile sahada. sonra ikinci yarı sağ bek'e denayeri aldı ve yasini oyuna alması ile takım atak yapmaya başladı. aha dedik şimdi herhalde akıllandı diğer maça öyle başlayacak. tabi ki öyle olmadı. derken gel zaman git zaman. bu takım top oynamayı unuttu.

    sağolsun sezon boyunca sahada hayalet gibi gezen umut'u savunayım derken kovuldu da rahat bir nefes aldık. sonra mustafa denizli geldi. budama yapacağız dedi. biz burak ile selçuk kenelerinden kurtulacaz belki dedik o gitti yürümeyi unutmuş hakan baltayı bek yaptı chedjoyu ön libero yaptı. sonra da burak da burakçı oldu.

    şu an elimizdeki mevcut kadroya göre yine bir düzen çıkarırsak

    muslera
    linnes-ched-denayer-carole
    mecburen selçuk - donk
    sinan-şıno-poldi
    malesef ki malesef ne yazık allah kahretsin ki burak

    mecburen bu kadro ile oynayacağız. (eğer denizli yerli sevicilik yapıp daha çok yerli monte etmez ise )
    kale : muslera her zaman. bir maç - iki maç - bir sezon da kötü oynasa ısrarla o olmalı.
    savunma : sağ bek eksiğimizi linnes ile kapadık. carole hala tam olarak anlayamadım ama mecburen onunla devam edeceğiz. iyi bir oyuncu da çıkabilir hala kestiremedim. orta tandem ise chedjou ve denayer olmalı. kesinlikle sarı kafanın bu ikili de yeri yok. çünkü kendisi ya yaptığı kritik hatalarla ya da sakatlanmalarıyla anılıyor . riske gerek yok ortayı karartmak gerek. ched varken risk alıyoruz evet ama topu oyuna çok iyi sokuyor ve kafa toplarında etkili . denayer de çevik. beraber karartırlar orayı.

    orta saha ikilisi : el freni selçuk ve psiko donk. donk gerçekten çok iri. chedjouyu ben iri sanırdım adamın yanında midget kaldı. ama donk biraz değişik duruyor. psikopat gibi dolanıyor umarım ters hareketler yapmaz. selçuk inan da yetenekli evet ama oynamıyor ya. bildiğin istediği zaman oynuyor istemediği zaman sadece topu alıp kalçasını rakibe dayayarak faul bekliyor. hırs kalmadı adamda. benim selçuk ile ilgili en önemli görüşüm şu (bkz: #1883322) .

    forvet arkası üçlü : sinan şıno ve poldi. bu takımın skor yükünü çeken üçlü. sinan hamza ne kadar şans vermese de bildiğin şiir gibi top oynuyor. soğukkanlı. ilk trabzonspor maçında oyuna girince yaptığı etkiyi hatırlayın. her ne kadar denizli ilk kendisini kesmek isteyecek olsa da aslanlar gibi mücadele veriyor aslan parçası. artık topu ileride daha çok tutabileceğiz onun sayesinde. şıno ve poldi ile ilgili çok şey yazmaya gerek yok. poldi gol atıyor şıno her şeyi yapıyor. poldi oyunun içinde daha çok görünse daha güzel olacak orası ayrı.

    forvet: evet ligdeki 17 takım arasında belki de en kötülerden biri. sebebi gol atıp atmamaları değil ki atamıyorlar da artık. aslına bakarsınız ben artık umut bulutu forvet yerine koymuyorum. hatta futbolcu yerine koymuyorum. artık hiç bir şey yapamıyor kendisi. bomboş kale topu önüne koysanız da atamıyor. yazık ki ne yazık. 2 m€ maaş alan bir adama gol at diyorsunuz atamıyor. pres yap diyorsunuz kafası kopmuş tavuk gibi sağda solda. pas ver diyorsun adam duvar pasında topu sneijder yerine arkasındaki rakibe atıyor. topu kontrol etd diyorsun kaval kemiği ile kontrol etmeye çalışıyor edemiyor. pozisyon arıyorsun gidiyor senin oyuncun şut çekecekken önünden topu alıyor geri dönüp rakibe veriyor. her neyse dediğim gibi ben kendisini futbolcu sınıfına koymuyorum.

    gelelim burak yılmaz'a
    evet bu takım içerisinde en sevmediğim futbolcu. hiç ama hiç sevmiyorum. hem de yeni değil geldiği zaman eyvah demiştim. (bkz: burak yılmaz/@enoua) ilgili görüşlerimin bazıları.

    şimdi burak yılmaz gol atıyor mu evet. ölüsü minimum 13-15 gol atar ligde. gerçekten atıyor. adamın fiziği çok iyi. istese kafa topu bırakmaz ortada. ama gel gör ki oyun stili yok bu adamın. ısrarla her frikik,aut atışı falan elini kaldırarak top istiyor. bu toplara iki şekil müdahil oluyor. ilki kafasını eğerek topa hiç vurmamak üzere çıkıyor. ikinciis ve daha çok yaptğı rakibin arkasına geçip topun sekmesini beklemek. bu yüzden atak yapacakken atak yer pozisyona geliyoruz. kendisi sürekli ara topu için arkaya kaçacak pozisyon arıyor. asla gidip takım oyununa katkı sağlama derdi yok. savunma arkasına sarkıp golcülüğünü kullanmayı düşünüyor. dolayısıyla topu ayağına alan (özellikle selçuk) topu ona atmaya çalışıyor ve çok düşük bir yüzdeyi kontrol edebiliyor.gerisi direkt rakibin atağına dönüşüyor. bazen rakip oyun kurmaya çalışırken bizim takım baskı yapıyor. sneijder bildiğin adamdan adama basıyor burak ise ilk adama basıyor adam yanındakine pas atınca burak yılmaz'ın presi son buluyor. bu kadar işte bütün presi. istese yapar ama yapmıyor. ben ne koşacam lan qıralım ben diyor. onlar koşsun çalışsın çabalasın bana pas versinler gol atayım diyor. bir de bazen orta sahaya kadar geliyor pas istiyor pası alıp tekrar o adama veya yanındakine veriyor sonra arkasını dönüp yürüyor. evet gta vice city deki karakterler gibi yalpalana yalplana yürüyor. sen niye geldin neden geldin ne diye geri dönerken pozisyon almıyorsun. asla anlam veremiyorum. şimdi bu adam ilk iki sene nasıl gol attı lan diyen qıralcılar vardır. e drogbanın yanına beni koy ben de atarım. bütün ilgi drogbada olsun bi zahmet. açın bakın yaratıcı kaç tane golü var. kaç tane kaçırmış. bir kopenhag maçı hatırlıyorum içerde burak öyle goller kaçırdı ki bütün stad morali bozulmasın diye kaçırdığı gollerden sonra alkışlamaktan elleri harap olmuştu. keza deplasmandaki maçında drogba kale sahası içindeki burak yılmazın tam kafasına top atmış o ne yapmış hoppala ve de cuppala topu kalecinin kucağına bırakmış. bak kale sahasındasın. kaleciye atmaya çalışsan atamazsın o topu. kendisi son dönemde ciddi ciddi gitmekten bahsederken özellikle fenerli medya başta demirkol olmak üzere kendine sahip çıktı. sebep belli kalması galatasarayın zararına . ha şimdi bu adam o yüksek sözleşmeye sahip olmasa bu kadar konuşur muyduk konuşmazdık. ama 35 yaşına gelince de 3,5 milyon euro alacak bir adamı istemem ben takımımda.

    velhasıl sevmiyorum kendisini ve sevmeyecem de. büyük ihtimal kalacak yine goller atacaktır. hamza diyordu ya forvete ihtiyacımız var gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. işte senin forvetlerin gol atmadan takım anca bu kadar hamzacım. zorluyor ama hep 10 kişi oynamanın getirdikleri bunlar. 2 yıldır 10 kişi oynuoyoruz.

    bazı oyunculara da ayrı parantez açmak istiyorum :

    tarık çamdal : 5 milyon euraya bize itelendin anlıyorum da neden eskişehirdeki gibi oynamıyorsun birader? niye yaya yaya dolaşıyorsun sahada. derhal satılmalı gitmiyorsa taraftarın önüne atılmalı.
    selçuk inan : istediği zaman gayet güzel oynuyor. benim naçizane düşüncem kaptanlığın elinden alınıp muslera ya da sneijder'e verilmesi ve kendisine gözdağı verilmesi.
    koray günter : semih kayadan daha iyi olduğunu düşündüğüm stoper. semihin bulduğu şansları kendi bulmalı bence.
    semih kaya : adamı strese sokar tansiyon hastası yapar. hatalı gollerin mimarı canımız kanımız eyvallah kardeşimiz. lütfen gitsin.
    sabri sarıoğlu : çok yaşlandı , yıprandı ve boş konuşarak kendini taraftarın önüne attı. sözleşmesi de berbattı. sabri bugün 800 bin euro almaya devam etse ve yedek kalsa kimse sorun etmeyecekti ama hamza onu da taraftarın önüne attı.
    umut bulut : kendisi artık işin iyice suyunu çıkardı. hayalet gibi geziyor sahada. gitmeli gönderilmeli kovulmalı hatta tekmelenerek kovulmalı.
    eray işcan : 3 senede neler değişti bilmem ama 40 metreden frikikten üzerine gelen topu aşırtma yiyen iki metrelik kalecinin tek sorunu tecrübe değildir. güven vermiyor ve yüklü maaş alıyor.
    jose rodriguez : kendisi çok yüksek pas oranıyla başladığı sezonu neredeyse isabetli pas yapamayarak bitirecek. seneye ilk fırsatta bir ispanyol ekibine kiralanmalı. kendisi denenmeli.
    yasin öztekin : bile bile kendini harcıyor. ısrarla harcıyor. ronaldodan tekrar yasine dönmezse sonu kötü olacak. yazık... çok severdim kendisini.
    hamit altıntop : seneye bedava oynayacam dese bile gönderilmeli. mr.rızık
    jpk : hacı bu adam futbol oynamayı bilmiyor lan. geçen kupa maçında * topu sol bek ile sol açık arasına attı. ya da sağ bek ile sağ açık tam hatırlamıyorum pozisyonu. ikisi arasına attı taca gitti. işin kötü tarafı bu iki oyuncu arasında 40 metre vardı ve tam aralarına attı :d hamzacımın süperlerinden kendisi
    emrecim çolak : kendisi galatasaray tarihini geçtim dünya tarihinde yeteneklerini en kötü kullanan oyunculardan biridir. bildiğin yetenekli adam. şutu var ortası var pasları iyi. fizik olarak bir gram geliştirmedi kendisini hala aynı çelimsizlikte. messi dediğin adam da bir elli boyunda. ama adam kalçayı koydu mu kimse topu alamıyor. bu arkadaşımız ise hiç kullanmıyor yeteneğini. topu alıp kendi ekseni etrafında 360 derece dönmek dışında bir şey yapmıyor. ben satılmasından çok kiralanması taraftarıyım. sözleşme imzala ve yurtdışına kirala. gitsin yurtdışında savaşsın. burada yedek kalmasın.

    söyleyeceklerim bu kadar. sanırım uzun yazdım. arabistanda çok sıkılıyorum valla ondan yoksa 2 satır yazar amaan diyip silerdim *
App Store'dan indirin Google Play'den alın