• 241
    (bkz: extensor/#1459726)

    simdi 2-b) ve 2-d) birbiriyle biraz celisiyor gibi duruyor, ayni sekilde benimki de oyle. o nedenle istersen bunun uzerinde duralim. esasen birbirinden cok farkli seyler soylemiyoruz, o kucuk detaylari acarsak ayni fikirde olmasak da dogruyu daha iyi tartisabiliriz.

    ben kolay derken aliskanliklari degistirmek kolay demek istemiyorum aslinda. soylemek istedigim, bu ezberleri biraz yontup takim icinde eritmek zor degil. mesela selcuk'un iki tane eskiden kalma aliskanligi var. birincisi defans onunde oyun kurucu oynarken defans arkasina uzun top atmak. digeri ise one ciktiginda ters top ve ara pasi atmak(bunu ozellikle ilk senesinde cok yapiyordu) selcuk artik defans onunde oynamadigi icin ikinci yaptigina odaklansa pek bir sorunumuz olmazdi. ama zaten sorun az once kurdugum cumlede gizli. selcuk bunu ilk senesinde yapiyordu yani biz bu doneme pre-burak donemi diyebiliriz. post-burak doneminde ise ikinci ogretisini birakip sadece uzun defans arkasi toplara odaklandi. bunu sadece defanstan uzun topla cikma gibi dusunmeyin. bunun anlami diger butun hucum organlarini ve pas istasyonlarini es gecip hucum aninda topu tek seferde defans arkasi kosu yapan oyuncuya atmak gibi dusunebilirsiniz. iste sknti burada cikiyor. bu ezberi bozmak zor degil. baska ne yaparsan yap bunu yapma:) suclu sadece selcuk degil, yekta da diger pas istasyonlarini gecip burak'a direkt paslar atmaya calisiyor. ya da burak'i ele alalim. burak sag kanatta cizgiye yaklasarak oynadiginda takima verim saglayabiliyor. tek hat uzerinde yaptigi kosu ezberini birakip cizgiye kacabiliyor. pas alisverisi icin kendini konumlandirabiliyor. ama mac ne zaman skntiya girse yine kendi bildigini okumaya basliyor. bu iki sebepten dolayi aslinda zor degil ama futbolcular kolaya kaciyor dedim. bu bilgi isiginda da onumuzdeki sene daha iyi olacagiz diyebiliyorum. cunku degisim basladi, sancisi da basladi. onumuzdeki sezon cocugumuzu dogurmus olacagiz:) ve soyledigin gibi, bu tamamen calismaya dayali. mac antremani yerine, taktik ve bireysel antreman yapmaya basladigimizda bu degisikligi gorecegiz ve dogan cocugumuz belli donanimlarla dogmus olacak.

    2-d) burada da birbirine paralel soylemisiz. cok kucuk nuans farklari var. bunu da detaylandirirsak; her sporda oldugu gibi futbolda da belli kaslar ve vucut yapilari on plana cikabiliyor. eski futbol anlayisinda bu fark cok fazla degilken suan daha belirgin oldu. turk insaninin fizik yapisindan dolayi bir brezilyali kadar esnek ve hizli bacak kaslarina sahip degiliz. caslismayla tabi ki aradaki fark azalabilir. ancak fiziksel farkliliklar isi degistiriyor. mesela sinan guler en iyi sicrayan turk basketbolcusu. bu haliyle bile ortalama bir zenci basketbolcu kadar sicrayamiyor. sprinter cikmaz bizim ulkeden. ancak guresci cikar. futbol diger sporlara gore en adil spordur bence. vucut yapisi ne olursa olsun oynarsin bu kesin. yine de fiziksel olarak ustunlukle baslayip dogustan gelen yetenegini birlestiren biri ister istemez 1-0 onde basliyor hayata. bu demek degil ki ulke olarak brezilya kadar basarili sonuclar alamayiz. kendi futbolumuzu oynayip pek tabi basarili olabiliriz. kendi vucut yapisina gore futbolunu olusturmus almanlara bakalim, ya da italyanlar. bunun icin de ikimizin de hem fikir oldugu sey gerekli, yani sporcuyu cok kucuk yasta dogru sekilde egitebilmek, salt yetenegi isleyip ust seviyelere cikarmak. bunun icin de daha once bahsettigimiz sey gerekli, egitmen! :) bu arada fiziksel olarak farkliliktan bahsettim ama mental olandan bahsetmemisim. bu sadece spor degil, toplum yapisiyla da ilgili. insan tabi ki insan, ama dogmalar bizi ogrenmeye acik biri ya da kapali biri yapabiliyor. turk insani kesinlikle cahil oldugu icin geri kalmiyor, ogrenmek istemedigi icin geri kaliyor. gozunun onundekini bile inkar edebilir kendisine dayatilmis dogru icin. bu tabuyu yikabilirsen tabi ki bizim icin de ogrenerek gelisme en az diger ulkelerinki kadar mumkun olurdu. ancak biz toplumumuzun gercegini gozardi edip her insan aynidir diyemiyoruz. belki maslow'un soyledigi piramidin tepesindeki kendini asma arzusundan da bahsetmeliyiz bununla ilgili. bizim futbolcumuz parayi ve sohreti aradaki basamaklari gormeden elde ettigi icin kendini asma yerine kolayi tercih ediyor. ikinci bir sebep de bu ogrenmeye acik olmamada.

    son cumle de seninle yine paralel kurayim, biz futbolu "artik" oynamiyoruz. ne yesil alan kaldi, ne de iki tas koyup mac yapabilecegin sokaklar. sokakta oyun oynamak ayiplanmaya basladi, okullarda cocuklari sosyallesme adi altinda ilgi duymadigi seylere yoneltmeye basladik. ulke olarak sporu sevdirmeyi basaramiyoruz. bizde hala futbolcu adi altinda birilerinin cikmasinin iki sebebi var, uc buyuklerin taraftar kitlesi, futbolcularin superstar mertebesinde olmasi. futbolu sevdigi icin oynayan turk futbolcusu en son ne zaman gordunuz?
App Store'dan indirin Google Play'den alın