237
(bkz: extensor/#1459664)
soylediklerimi ben eksik anlattim ya da yanlis anlasildi. detaylandirip duzelteyim.
1-a) o pahali kurulmus kadrodan bir takim cikarilamamasi en buyuk sorun. bunun sebebi kotu kadrolasma. bunu mancini basaramadi diyemem, dedim ya bir degisim soz konusu, bu degisim sirasinda gunu kurtarma hareketleri yapilmadigi muddetce dibe dogru gitmemiz icten bile degildi. mancini'yi belki bu konuda hatali diyebilirim, gunu kurtarmaya calisir maclar cikarmaliydi diye. onun disinda sucu ona atamiyorum. dedim ya, basta sorun vardi hem yonetim hem terim hataliydi.
oyuncularin dilinden anlamaya calismasi da belli bir surec degil mi? ki ben her turlu birincisini tercih ederim. yani oncelikli olarak butun kadroyu belli bir manteliteye ynlendirip kafandaki stratejiyi oturtmak. ikincisi secen takimlarin basarisi asla kalici olmaz. futbol tarihine bakip bunu gorebiliriz. herkes haynckes'ten bahsediyor bayern'deki son sezonunda basardiklariyla. ancak o oyunun baslangici bu mantaliteyi tasiyacak oyunculari takima katip bu oyuna yoneldniren luis van gaal ile olmustu. benim en cok isteyecegim oyuncu schweisteiger'in kanattan nasil merkez orta sahaya donustugunu hatirlayin. bayern icin cok sancili bir gecisti bir senlerine mal oldu. suan ise dunyanin en komple oyuncusu swcheisteiger. luis van gaal bastian'in kendi dilinden anlayip istediklerini sahaya yansitmasi icin cabalamasaydi iyi bir kanat olarak kalacakti. bireysel bir ornek ama bunu butun bayern takimina yayabilirsiniz.
takim benim degil demesinin yanlis anlasildigin anlattim. tekrarlamak gerekirse bunu yanlis yorumluyoruz. bunun cevabini simdilik ben vermeyim, onumzudeki sezon baslangici daha netlesecektir.
1-b) blok halinde alan savunmasindan bahsetmedim. blok olarak savunma yapabilmekten bahsettim. bundan kasit su: terim bireysel performansa dayali savunmayi tercih eder. futbolcu ozellikleriyle savunma olusur terime gore. mancini ise butun olarak bloklari dusunuyor. sadece defans 4lusunu dusunmeyin bununla. juventus macinda cok buyuk bir taktik deha soz konusu degildi. fakat bireysel yeteneklere dayali savunma anlayisi yerine sag tarafta orta sahalarla da olusturulan blok, solda ayni sekilde bloklar kurup savunma yapmak bambaska bir olay. juventusa karsi bireysele dayali bir savunmayla deplasmana ciksak 2 tane gol yine atardik ancak ilk yari neredeyse rakibi 70 metrelik top atmaya mecbur eden savunmayi goremezdik. kastim buydu. yoksa mancini defansif bir dehaydi ve juventus macinda herseyi degistirdi demeye calismadim:)
1-c) manciniyle daha kotuye gittigini dusunmuyorum. cunku mancini kendi dogrularini yaparken beni gercekten cok heyecanlandirdi. sonra kendi dogrularini birakip futbolcularin eline biraktigi anda oyunu kotuye gitmeye basladik. mesela bir cok macin ilk yarisini sneijder'in isteyecegi sekilde, ikinci yarisini ise selcuk'un isteyecegi sekilde oynadik. mancini bu konuda elestirilmeli. cok sacma seyler yapildi, taktikten tamamen uzaklasip. bas sorumlusu ise mancini. en buyuk nedeni ise selcuk ve burak. onlari kotulemek icin soylemiyorum, takimin ihtiyacini oynamak yerine kendi bildiklerini takima kattilar. rakipler icin artik bu pek sokmuyor maalesef.
2-a) en cok bu baslikta yazdiklarim yanlis anlasilmis. ya da ben yazamadim. futbolcularin statik oynamasi 1 yildir olan bir sey. mancini ile baslamadi, mancini sirf bunu cozmek icin melo'yu geride oynatmaktansa oraya yekta'yi ve ceyhun'u denedi. sonra bu dogrusundan vazgecip defans kurgusunu degusitirerek ceyhun'u orada tuttu. ve bunu yapmaya basladiktan sonra takimin gelisimi durup geriye gitti. halbuki en buyuk sorun takimin durarak hucum etmesiydi.
ben terim'in ortaligi yangin yerine vermesini elestirmedim ya da mancini'nin sakinligini de ovmedim. aslinda hicbir yorum katmadim:) eger statik oynayan oyucnulariniz varsa maci yangin yerine vermek en mantikli olani. cunku takima ekstra adrenalin yuklenir ve takim cabalamaya baslar. mancini'nin yaptigi ise stratejisi olan takimlar icin daha dogru olan. iste bu noktada kan uyusmadi ve takim geri donusleri basaramayan statik ve heyecansiz(kisisel hirs anlaminda) bir takima donustu. burada da aslinda bir bakima mancini'yi elestirir bir yaklasimdayim. anlasildigini dusunmustum.
2-b) burada da bir yanlis anlasilma var. futbol zaten ezber pratigidir dedigin anda beni bir onceki maddelerde de hakli cikartiyorsun. ben de farkli bir sey soylemedim. hani mancini benim kadrom degil diyordu ya. kastettigi iste o ezberler benim verdiklerim degil demeye calisiyor. bu degistirilemez seyler degil. ufak degisikliklerle olabilir. benim belirtmeye calistigim ise suydu, eski ezberini birakip kendisinden isteneni yapmaya baslasaydi bazi oyuncular -ki cok zor da degildi- takim icerisinde eriyecekti cikintilari da. mesela selcuk macin skoru ne olursa olsun, kendisinin mevkisi defans onu olmadigi halde aldigi her topu defans arkasina atmaya calisti ozellikle sezonun ikinci yarisinda. mancini ise birbirine daha yakin oynayan bir takim istiyor. selcuk bunu yaptikca takimin bir cok parcasini islevsiz kiliyor. ya da burak, kosularini surekli tek bir hat uzerinde yapti. takim tamamen baska oynarken burak bu kosulari yapip pas istedi. eskisehir maciyla beraber mancini cok buyuk bir yanlisa dustu ve takimi bu set'in uzerine kurmaya basladi. o noktadan sonra iyice kisir bir futbol oynamaya basladik. takim ezberi>bireysel ezber. takim kendi ezberini olustururken, bireysel ezberini dayatti bazi futbolcular. drogba da bunlara ornek.
2-c) bundan neredeyse eminim, tek guvenemedigim taraftarin yanlis tepkileri ve federasyonun fenerbahceye 4.yildizi taktirma zorunlulugu hissetmesi.
2-d) turk milleti yerine turk halki lafini kullandim. bu oylesine kullanilmis bir kelime degildi. ben avrupada dogmus buyumus turk futbolculari bizim klasmana sokmuyorum. turkiyede dogup buyumus ve kendini gelistirmis bir futbolcu gosteremezsiniz. en azindan gelisimi futbol uzerine degildir. ya arda gibi biraz ehlilestirilip fizik olarak ustune katmistir, ya da pozisyon oynamayi ogrenmistir (kucuk hakan gibi). kendini gozle gorulur sekilde gelistiren 2 futbolcu ornegini ele alabiliriz. biri hakan sukur digeri tugay. hakan sukur pozisyon bilgisini arttirarak bunu basardi, futbol yeteneklerini bir ust seviyeye cikartarak degil. (hakan sukur pozisyon bilgisi dedim pozisyon oynamayi degil. birbirinde iki farkli durum) tugay ise futbolu basiy oynamayi ogrendi ve oyun hizini arttirdi. yoksa tugay turkiye'nin zaten en teknik oyuncusuydu. bunu gelistirmedi tugay ve bunu yapmayi da bizim topraklarda degil, ingiltereye gittiginin 4.senesinde ogrenebildi. futbolunun olgun caginda.
mevlut ve mesut 3.nesil gocmen cocuklari. anadolu kulturuyle en yakin halleri turkce bilmeleridir belki de.
dunyanin en tembeli yunanlilar sonra da ispanyollar brezilyayi ilk defa duyuyorum:) ama dogru brezilyalilar da tembeldir. onlarin bu kadar fazla futbolcu cikarmasi hem onlari sosyo-kulturel durumlariyla alakali hem de onlarin futbol ekonomisiyle. cok detaya girmeden bir ornekle bireysel durumlarini anlatayim: brezilyali icin futbol amerikadaki zenci icin basketboldur. cikis yoludur. bu ornege afrikalilari da katabiliriz. tekrar brezilya ornegine donersek, brezilyalilarin neredeyse tamami (bir iki istisna haric) -hadi biz diger guney amerikalilari da katalim- avrupalilara gore daha erken yasta captan duser. bunun sebebi de yine bireysel gelisim ve ogrenmeyle ilgili. denilson gibi bir salt yetenek avrupada tamamen cuvallayabiliyor. bir cok brezilyali oz yeteneklerini cok iyi kullanip bir kac yil gecirdikten sonra ortadan kaybolabiliyor. kabul edelim, biz onlar kadar yetenekli degiliz. biz daha kotuyuz demiyorum, sadece adamlardaki oz yetenege bakarsan bizden cok daha iyi. brezilya ozelinde, tum guney amerikanin avantaji ehlilestirilmemis yetenekler olmasi. avrupali bu oyuncuyu kendi potasinda eritip takimina katmaya calisiyor. onu ehlilestirmeden ne kadar yuksege cekebilirse o kadar yuksege cekiyor. bu sirada ogretebildigine ogretiyor, ogretemedigine sartli reflekslerle takimda faydali olmayi ogretiyor(ezber de diyebilirsin) eger bu da olmazsa hadi kendine iyi bak diyip gonderiyor. bizdeki yetenek asla brezilya kadar yuksek degil. bizdeki gelisme genelde sartli reflekslerle oluyor. burak gibi. ezberletilmeye calisiliyor ancak akilli bir oyuncu degilse bu ogrendigini hemen unutabiliyor, ayni burak gibi.
ama bu demek degildir ki soyledigine katilmiyorum. kesinlikle kimin gozetiminde egitim aldigi onemli. ogrenmeye ne kadar acik olmasa da bir sporcu 17 yasina kadar kendine verileni ogrenir cunku biyolojik olarak buna aciktir. egosu da henuz olusmamistir(!). fakat maalesef bizim ulkemizde egitmen olmadigi icin basarili bir sporcu varsa bil ki o adam sans eseridir, siyah koyundur. o nedenle futbolcu altyapisina yonelmektense egitmenleri egitmek cok daha yararli olacaktir.
soylediklerimi ben eksik anlattim ya da yanlis anlasildi. detaylandirip duzelteyim.
1-a) o pahali kurulmus kadrodan bir takim cikarilamamasi en buyuk sorun. bunun sebebi kotu kadrolasma. bunu mancini basaramadi diyemem, dedim ya bir degisim soz konusu, bu degisim sirasinda gunu kurtarma hareketleri yapilmadigi muddetce dibe dogru gitmemiz icten bile degildi. mancini'yi belki bu konuda hatali diyebilirim, gunu kurtarmaya calisir maclar cikarmaliydi diye. onun disinda sucu ona atamiyorum. dedim ya, basta sorun vardi hem yonetim hem terim hataliydi.
oyuncularin dilinden anlamaya calismasi da belli bir surec degil mi? ki ben her turlu birincisini tercih ederim. yani oncelikli olarak butun kadroyu belli bir manteliteye ynlendirip kafandaki stratejiyi oturtmak. ikincisi secen takimlarin basarisi asla kalici olmaz. futbol tarihine bakip bunu gorebiliriz. herkes haynckes'ten bahsediyor bayern'deki son sezonunda basardiklariyla. ancak o oyunun baslangici bu mantaliteyi tasiyacak oyunculari takima katip bu oyuna yoneldniren luis van gaal ile olmustu. benim en cok isteyecegim oyuncu schweisteiger'in kanattan nasil merkez orta sahaya donustugunu hatirlayin. bayern icin cok sancili bir gecisti bir senlerine mal oldu. suan ise dunyanin en komple oyuncusu swcheisteiger. luis van gaal bastian'in kendi dilinden anlayip istediklerini sahaya yansitmasi icin cabalamasaydi iyi bir kanat olarak kalacakti. bireysel bir ornek ama bunu butun bayern takimina yayabilirsiniz.
takim benim degil demesinin yanlis anlasildigin anlattim. tekrarlamak gerekirse bunu yanlis yorumluyoruz. bunun cevabini simdilik ben vermeyim, onumzudeki sezon baslangici daha netlesecektir.
1-b) blok halinde alan savunmasindan bahsetmedim. blok olarak savunma yapabilmekten bahsettim. bundan kasit su: terim bireysel performansa dayali savunmayi tercih eder. futbolcu ozellikleriyle savunma olusur terime gore. mancini ise butun olarak bloklari dusunuyor. sadece defans 4lusunu dusunmeyin bununla. juventus macinda cok buyuk bir taktik deha soz konusu degildi. fakat bireysel yeteneklere dayali savunma anlayisi yerine sag tarafta orta sahalarla da olusturulan blok, solda ayni sekilde bloklar kurup savunma yapmak bambaska bir olay. juventusa karsi bireysele dayali bir savunmayla deplasmana ciksak 2 tane gol yine atardik ancak ilk yari neredeyse rakibi 70 metrelik top atmaya mecbur eden savunmayi goremezdik. kastim buydu. yoksa mancini defansif bir dehaydi ve juventus macinda herseyi degistirdi demeye calismadim:)
1-c) manciniyle daha kotuye gittigini dusunmuyorum. cunku mancini kendi dogrularini yaparken beni gercekten cok heyecanlandirdi. sonra kendi dogrularini birakip futbolcularin eline biraktigi anda oyunu kotuye gitmeye basladik. mesela bir cok macin ilk yarisini sneijder'in isteyecegi sekilde, ikinci yarisini ise selcuk'un isteyecegi sekilde oynadik. mancini bu konuda elestirilmeli. cok sacma seyler yapildi, taktikten tamamen uzaklasip. bas sorumlusu ise mancini. en buyuk nedeni ise selcuk ve burak. onlari kotulemek icin soylemiyorum, takimin ihtiyacini oynamak yerine kendi bildiklerini takima kattilar. rakipler icin artik bu pek sokmuyor maalesef.
2-a) en cok bu baslikta yazdiklarim yanlis anlasilmis. ya da ben yazamadim. futbolcularin statik oynamasi 1 yildir olan bir sey. mancini ile baslamadi, mancini sirf bunu cozmek icin melo'yu geride oynatmaktansa oraya yekta'yi ve ceyhun'u denedi. sonra bu dogrusundan vazgecip defans kurgusunu degusitirerek ceyhun'u orada tuttu. ve bunu yapmaya basladiktan sonra takimin gelisimi durup geriye gitti. halbuki en buyuk sorun takimin durarak hucum etmesiydi.
ben terim'in ortaligi yangin yerine vermesini elestirmedim ya da mancini'nin sakinligini de ovmedim. aslinda hicbir yorum katmadim:) eger statik oynayan oyucnulariniz varsa maci yangin yerine vermek en mantikli olani. cunku takima ekstra adrenalin yuklenir ve takim cabalamaya baslar. mancini'nin yaptigi ise stratejisi olan takimlar icin daha dogru olan. iste bu noktada kan uyusmadi ve takim geri donusleri basaramayan statik ve heyecansiz(kisisel hirs anlaminda) bir takima donustu. burada da aslinda bir bakima mancini'yi elestirir bir yaklasimdayim. anlasildigini dusunmustum.
2-b) burada da bir yanlis anlasilma var. futbol zaten ezber pratigidir dedigin anda beni bir onceki maddelerde de hakli cikartiyorsun. ben de farkli bir sey soylemedim. hani mancini benim kadrom degil diyordu ya. kastettigi iste o ezberler benim verdiklerim degil demeye calisiyor. bu degistirilemez seyler degil. ufak degisikliklerle olabilir. benim belirtmeye calistigim ise suydu, eski ezberini birakip kendisinden isteneni yapmaya baslasaydi bazi oyuncular -ki cok zor da degildi- takim icerisinde eriyecekti cikintilari da. mesela selcuk macin skoru ne olursa olsun, kendisinin mevkisi defans onu olmadigi halde aldigi her topu defans arkasina atmaya calisti ozellikle sezonun ikinci yarisinda. mancini ise birbirine daha yakin oynayan bir takim istiyor. selcuk bunu yaptikca takimin bir cok parcasini islevsiz kiliyor. ya da burak, kosularini surekli tek bir hat uzerinde yapti. takim tamamen baska oynarken burak bu kosulari yapip pas istedi. eskisehir maciyla beraber mancini cok buyuk bir yanlisa dustu ve takimi bu set'in uzerine kurmaya basladi. o noktadan sonra iyice kisir bir futbol oynamaya basladik. takim ezberi>bireysel ezber. takim kendi ezberini olustururken, bireysel ezberini dayatti bazi futbolcular. drogba da bunlara ornek.
2-c) bundan neredeyse eminim, tek guvenemedigim taraftarin yanlis tepkileri ve federasyonun fenerbahceye 4.yildizi taktirma zorunlulugu hissetmesi.
2-d) turk milleti yerine turk halki lafini kullandim. bu oylesine kullanilmis bir kelime degildi. ben avrupada dogmus buyumus turk futbolculari bizim klasmana sokmuyorum. turkiyede dogup buyumus ve kendini gelistirmis bir futbolcu gosteremezsiniz. en azindan gelisimi futbol uzerine degildir. ya arda gibi biraz ehlilestirilip fizik olarak ustune katmistir, ya da pozisyon oynamayi ogrenmistir (kucuk hakan gibi). kendini gozle gorulur sekilde gelistiren 2 futbolcu ornegini ele alabiliriz. biri hakan sukur digeri tugay. hakan sukur pozisyon bilgisini arttirarak bunu basardi, futbol yeteneklerini bir ust seviyeye cikartarak degil. (hakan sukur pozisyon bilgisi dedim pozisyon oynamayi degil. birbirinde iki farkli durum) tugay ise futbolu basiy oynamayi ogrendi ve oyun hizini arttirdi. yoksa tugay turkiye'nin zaten en teknik oyuncusuydu. bunu gelistirmedi tugay ve bunu yapmayi da bizim topraklarda degil, ingiltereye gittiginin 4.senesinde ogrenebildi. futbolunun olgun caginda.
mevlut ve mesut 3.nesil gocmen cocuklari. anadolu kulturuyle en yakin halleri turkce bilmeleridir belki de.
dunyanin en tembeli yunanlilar sonra da ispanyollar brezilyayi ilk defa duyuyorum:) ama dogru brezilyalilar da tembeldir. onlarin bu kadar fazla futbolcu cikarmasi hem onlari sosyo-kulturel durumlariyla alakali hem de onlarin futbol ekonomisiyle. cok detaya girmeden bir ornekle bireysel durumlarini anlatayim: brezilyali icin futbol amerikadaki zenci icin basketboldur. cikis yoludur. bu ornege afrikalilari da katabiliriz. tekrar brezilya ornegine donersek, brezilyalilarin neredeyse tamami (bir iki istisna haric) -hadi biz diger guney amerikalilari da katalim- avrupalilara gore daha erken yasta captan duser. bunun sebebi de yine bireysel gelisim ve ogrenmeyle ilgili. denilson gibi bir salt yetenek avrupada tamamen cuvallayabiliyor. bir cok brezilyali oz yeteneklerini cok iyi kullanip bir kac yil gecirdikten sonra ortadan kaybolabiliyor. kabul edelim, biz onlar kadar yetenekli degiliz. biz daha kotuyuz demiyorum, sadece adamlardaki oz yetenege bakarsan bizden cok daha iyi. brezilya ozelinde, tum guney amerikanin avantaji ehlilestirilmemis yetenekler olmasi. avrupali bu oyuncuyu kendi potasinda eritip takimina katmaya calisiyor. onu ehlilestirmeden ne kadar yuksege cekebilirse o kadar yuksege cekiyor. bu sirada ogretebildigine ogretiyor, ogretemedigine sartli reflekslerle takimda faydali olmayi ogretiyor(ezber de diyebilirsin) eger bu da olmazsa hadi kendine iyi bak diyip gonderiyor. bizdeki yetenek asla brezilya kadar yuksek degil. bizdeki gelisme genelde sartli reflekslerle oluyor. burak gibi. ezberletilmeye calisiliyor ancak akilli bir oyuncu degilse bu ogrendigini hemen unutabiliyor, ayni burak gibi.
ama bu demek degildir ki soyledigine katilmiyorum. kesinlikle kimin gozetiminde egitim aldigi onemli. ogrenmeye ne kadar acik olmasa da bir sporcu 17 yasina kadar kendine verileni ogrenir cunku biyolojik olarak buna aciktir. egosu da henuz olusmamistir(!). fakat maalesef bizim ulkemizde egitmen olmadigi icin basarili bir sporcu varsa bil ki o adam sans eseridir, siyah koyundur. o nedenle futbolcu altyapisina yonelmektense egitmenleri egitmek cok daha yararli olacaktir.