• 345
    sözlüğün üyesi bir doktor olarak (her ne kadar branş alakasız olsa da) olan biteni özetlemek istedim. herkes hemen hemen bu bilgilere sahip biliyorum ama kendimce en objektif olanları anlatayım.

    *bu insana ilk kez bulaşmış bir virüs. o yüzden hastalığı yeni öğreniyoruz. ne olacak? sorusuna kimsenin net bir cevap verememesinin tek sebebi bu. şu anda covid-19'u öğrenme safhasındayız ve biz hazırlık yapamadan o dünya çapında salgına dönüştü. bu yüzden zorlanıyoruz.
    *çok bulaşıcı -kısmen- az öldürücü, belli oranda hastalandırıcı bir tablo.
    *klorokin muhabbetini duymuşsunuzdur açıklayayım; erken evrede etkili olan bir ilacın korumada kullanılması bir öneri sadece. virüsle karşılaşma riski yüksek olan gruplar için bir anlamı olabilir çünkü bulaş sırasındaki virüs miktarı, yani virüs yükü hastalanma ihtimalini doğrudan belirliyor. hastalık şiddetini de tabii. ateş hocanın anlattığı şey mühim; siz bir virüs yutarsanız büyük ihtimalle hastalandırmaz ama bir milyon virüs alırsanız geçmiş olsun. bu yüzden görev başındaki sağlıkçılara ve özellikle hastalarla ilgilenip neredeyse virüs soluyanlar için korunmada klorokin önerilmesi mantıksız değil.
    *özetle maruziyeti olmayan, evde oturan insanın kullanmasının pek anlamı yok. gönül rahatlığıyla söylüyorum ağır virüs maruziyetiniz yoksa klorokin içmediğiniz için ölmeyeceksiniz. ama toplum ilaca saldırır da ihtiyacı olmayanlar tüketirse hastalandığınız zaman ilaç bulamayacağınız için ölebilirsiniz. anladık?
    *abdurrahim albayrak'ın pozitif çıkması çok üzücü. ama bilgilerimizin doğruluğunu onaylaması bakımından da anlamlı. yurt dışı teması, sosyal mesafesizliği, izole olmayışı vb gibi.
    *aşı değil ama ağır vakalardaki tedavi seçenekleri biraz daha iyileşmeye başladı. bunun için ağır vakalara ayıracak zaman, yatak ve doktor bulunması gerek. bu yüzden #evdekal ki yarın hastalanırsan yatak/doktor bulabilesin.
    *dünyanın çoğunluğu gibi sizin de şu an boğazınız tırmalanıyor olabilir. ateşiniz yoksa endişelenmeyin. ateşsiz hasta yok gibi bir şey veya ateşsiz hastalar varsa da onlara uygulanacak sosyal izolasyon dışında bir protokol yok. aksırsanız da tıksırsanız da ateşinin normalse endişelenmeyin, evde oturun öksürüğünüzü kapatın.

    en objektif veriler bunlar. on tane filan whatsapp grubundan takip ediyorum, enfeksiyoncular ve göğüsçüler dahil herkeste bir şaşkınlık hakim. bir psikiyatrist olarak bu süreç için kısa önerilerimi sunayım;

    *kaygılanmanız doğal. korkmanız da gayet insani. size sakin olun diyen herkes yalnız kalınca bir köşede panikliyor, emin olun. ama bu da doğal. birbirimize sakin ol diyeceğiz ve bir yandan da korkmaya devam edeceğiz.
    *doğal olmayan şey kaygılarını başkalarına bulaştırarak veya yansıtarak başa çıkmaya çalışanlar. bunu da hepimiz yapıyoruz, olumsuz haber alır almaz birilerine yetiştiriyoruz. bunu mümkün mertebe azaltmaya çalışın. pandeminin ortasında (hatta belki başında)yız, tabii ki sürekli olumsuz haberler alacağız. bunlara şimdiden hazırlanın ve mümkünse kendiniz sindirmeden başkasına aktarmayın. aynı şekilde başkalarının da size, bir şey içerken hayret verici haber alıp ağzındakini karşısına püskürtürcesine kaygısını püskürtmesine izin vermeyin. cümle biraz saçma oldu biliyorum ama en iyi bu anlatıyor.
    *belli saat aralıklarıyla gündemi takip edin. çok acil değilse felaket tellalı whatsapp gruplarını filan sessize alın. 3 saatte bir bakarsınız.
    *evden çalışmıyorsanız muhakkak ertesi gün için bir planınız olsun. "yarın şunu yapacağım" diyerek yatın ve mümkünse yarın onu yapın. ev temizliği, ütü fark etmez. mümkünse "hep öğrenmek istediğiniz bir şeyi" bu aralar öğrenmeyi denemeyin. korku içindeyken bir şey öğrenemezsiniz. ertelediğiniz basit işler için en ideal zamanlar bunlardır. kütüphane düzenlemek, defter temize çekmek vs. ama yenilik gerektiren şeyleri yapmanız zordur. boşuna kendinizi tüketmeyin.
    *evden çalışanlar mümkünse normal günlerdeki gibi çalışma ve istirahat zamanlarını ayırsınlar. çok zor biliyorum ama normale ne kadar yaklaşırsanız o kadar rahatlayacaksınız.
    *kullanmakta olduğunuz psikiyatrik tedavi varsa ve doktorunuza ulaşamıyorsanız bir doktora ulaşana kadar aynen devam edin. ilacınız bitiyorsa gidip eczaneden parasıyla temin edin, eğer kontrole tabi ilaç kullanıyor ve doktorunuza ulaşamıyorsanız bir mesaj uzağınızdayım.
    *antidepresan kullananlarda sık sık gözlenen "ilaç bırakma challenge"larını bu aralar yapmasanız sizin için çok iyi olur .
    *evde kapalı kalmak herkesi gerecek. birbirinize ara verin. oyuna/telefona/el işine 2 saatliğine gömülmek o kadar da kötü bir şey olmayabilir. ertelenmiş meselelerinizi mümkünse biraz daha erteleyin. size garanti veriyorum, bugünlerde dünyanın en basit meselesi bile olsa çözemezsiniz. özellikle çiftlerin birbirine eleştirileri, geri bildirimleri, aman ha itirafları için en yanlış zamandayız. alttan alın korkmayın daha alacak çok yeriniz var.

    buraya kadar sizlerin yapması gerekenleri anlattık. biraz da yönetimin yapması gerekenleri, kendi başımdan geçenlerle anlatayım. 4-5 gündür boğaz ağrısı ve öksürük çekiyorum. en son dün bir göğüsçü arkadaşım "git kendine test yaptır hastaysan yayma" deyince acile gittim. ateşim olmadığı için hiç bir şey yapmadan eve gitmemi önerdiler, ben de öyle yapacaktım ama doktor olduğum için bir bilgisayarlı tomografi çektiler. bt temiz çıkınca başka bir şey yapılmadı. dünden bu yana göğüsçülerle istişare halindeyim ve durumun ne olduğuna karar veremiyoruz. hasta değilim kendimi iyi hissediyorum, ancak halen benim izolasyona girip girmemem gerektiğine karar veremedik. çünkü neden? test yapılmadı. neden test yapılmadı? çünkü bt negatifti. pozitif olsa izole edecekler ve test yapacaklardı. siz de akşam sağlık bakanının verdiği %9'luk test pozitif oranının içinde beni görecektiniz.

    sağlıkçıyım, hastalık kapma ihtimalim yüksek, öksürüyorum ve bana test yapılmadı. peki o zaman bu negatif çıkan %90 test kime yapılıyor?

    ayrıca bir de şöyle tuhaf bir şey var ki bt testten daha önce bulgu veriyor, yani bana yapılan klinik olarak doğru. "git evine otur zaten evden çıkma" da klinik olarak doğru. ama işte halk sağlığı ve salgın kontrolü açısından öyle mi, hiç zannetmiyorum. bir yandan da bt negatif olunca test de genelde negatif oluyor bu apayrı bir muamma.

    salgının durdurulması için devletin yapması gereken "tık" diyene test yapıp pozitif herkesi izole etmek. güney kore bunu yapıyor. çin bunun sayesinde hastalıktan kurtuldu. yönetimin korkulan kadar hantal olmadığını hatta fena gitmediğini ancak test konusunda bir an önce canhıraş davranması gerektiğini düşünüyorum.

    ve en son olarak, madde halinde sıraladığım tüm psikiyatrik önerilerin sonunda bir gülücük vardı ancak sözlük fasilitelerine hakim olmadığım için görünmez swh veremedim. görünür şekilde toplu gülücüğümü buraya bırakıyorum. kendinize iyi bakın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın