*

  • 1
    haklı bulduğum yazardır zira sözlüğe sızmış çok sayıda bjk ve fb trolü olduğunu tüm sosyal medya biliyor.

    burada şöyle bir eğilim söz konusu: bir kişi aksi yönde yahut sivri bir paylaşımda mı bulundu? kendisi hakkında yazılan nickaltı entry'sinin ana ibareleri şu oluyor:

    - tehlikeli. (kime göre?)
    - saygısızca. (e sen saygı duymuyorsun!?)
    - önlenmeli. (mod kanka, pilot et şunu be.)
    - ırkçı. yabancı düşmanı. (yalnızca arap biraderleri koruma maksatlı söylem. yoksa marcao'ya bu şekilde sahip çıkılmıyor. bunun nedeninin de sözlük ile yakin ilişkideki bir grubun başındaki şahsın bilmemne mafya babişkosu -e anla sen de artık- ile kol kola gezmesinden kaynaklı. herkese söv, bu iki bidona asla... zihniyet bu.)

    bu satırbaşları ile filanca yazarı hedef gösterirsen, ilk aşamada hoşuna gitmeyen entrysini sildirirsin. sonra modlar zaten adamcağızı uçurur.

    yahu galatasaray sizin oyun bahçeniz mi? sosyal medya gruplarında buraya yönelik ciddi bir rahatsızlık bulunduğunu duymadınız mı?

    pozisyon temiz, devam.
  • 2
    bu arkadaşın yazdığı entry doğrudur yanlıştır tartışılır ama 15 ocak 2020 çaykur rizespor galatasaray maçında “falcao aldığı 10 topun 9’unu kaybetti” demeyi cidden anlamak imkansız. hangi maçı izleyip de bu yorumu yaptınız anlaşılır gibi değil, ben 2 gol attığı antalya maçından bile daha fazla beğendim falcao’yu bu maçta. burada kötü niyet yoksa bile ciddi bir tahammülsüzlük söz konusu, bu şekilde anca zarar verirsiniz takıma. velhasıl söz konusu tartışmada haklı olan yazardır.
  • 3
    başından geçenleri anlatıp bazı doktorların dayağı hak ettiğini buyurmuş. ben de diyorum ki dayağı hak ediyor diyenler dayağı hak ediyor. hele ki şu zamanlarda herhangi bir sağlık personeline bunları söyleyene ne desen onu hak ediyor. hatta daha fazlasını ...

    ekleme: inşallah eşiniz çoluğunuz çocuğunuz doktor olur o zaman tekrar konuşuruz.
  • 4
    (bkz: #2913758)

    mesajı attığımız gibi gittik yatağımıza uyuduk hemen entry altımda bana sataşmış. ben aynı çirkinliği göstermeyeceğim mesajdan devam edeyim diyecektim bu kez de engellemiş lol. ama hayır tabii ki böyle bir itham altında kalmayaciğim.

    1) https://docs.google.com/...wnd0SuRfxK-/pubhtml#

    öncelikle entry'de gönderdiği mali tabloya göre takımın en pahalı futbolcusu falcao'ya maaş ödenmiyor, herhalde su yakıyor falcao. yine benzer şekilde andone ve devre arası aldığımız futbolcular da yok. isterse onu dahil edip bir daha hesaplayabilir.

    2) oyuncuların ödediği vergi bize değil devlete giden para yani yine kulübün kasasından çıkan bir para. üstelik yazdığı bütün fiyatlar oyuncuların brüt maaşları, bu adamların maç başı parası, ilk 11 başına parası, imza parası, ot parası bok parası var. en basitinden belhanda'nın kulübe gelirken "imaj haklarını" korumaya yönelik madde koydurduğunu belli ki bilmiyor.

    3) başakşehir ve trabzonspor'un arkadan dolanarak devlet desteği almadığını görmeyecek kadar kör değiliz elbet. ama bu takımlar gidip tüm 30+ yaşında kariyerini bitirmek üzere olan oyuncularına 4-5 milyon maaş bağlamıyorlar. ts'de sosa ve mikel örneği vardı sadece bir tanesi gitti diğeri de ücretinin hakkını veriyor zaten biz gidip muslera'ya verilen parayı eleştirmiyoruz mesela falcao'ya, nzonzi'ye, belhanda'ya verilen ücretleri eleştiriyoruz. başakşehir geçen seneye göre 2-3 kat küçüldü; arda, adebayor, kurdyashov gibi maliyetli oyuncular yerine crivelli, gulbrandsen, ponk gibi maliyetsiz geleceğe yatırım transferlerine döndüler ve daha başarılı oldular işte. (belki şampiyon olamazlar ama oynadıkları oyun geçen seneye göre takdir görüyor ve avrupa'da devam ediyorlar)

    4) gelelim maça, maç içindeki maçı değiştiren veya bir sonraki maça etki eden kısımlara bakalım:

    - mariano'nun sarı kartı, son derece lüzumsuz bir yerde yaptığı faul ve kart doğru (cezalı duruma düştü)
    - ahmet'in kırmızı kartı net doğru
    - gazişehir'in attığı 2. golde yan açıdan kaleciyi bozmuş gibi veriliyor ancak kale arkası açıdan pozisyona bakarsan kalecinin gayet rahat görebileceği şekilde, kaleciyi bozan bir pozisyon yok. ankaragücü-başakşehir maçında 2. golün verilmemesi skandal bence bu maçta golün verilmesi değil.
    - maçın en acayip kararı bizim lehine verildi. jimmy'nin pozisyonu faul hakemin o anda görmesi gerekirdi ancak golden 1-1,5 dk önce neredeyse pozisyon. oradan sonra atağı uzaklaştırma, engelleme senin elinde. okan bir kere kurtarmış gol olan pozisyonda bi zahmet savunman yerleşmeyi bilsin 2. pozisyonda. neyse ki gol sayılmadı halen maçı kazanma şansın var gelelim son dk'ya
    - son dk'da verilen çift vuruş kararı da penaltı kararı da doğru. beinsport'un hesabına göre okan topu elinde 18 sn tutmuş. hakem bu maçta kuralı uyguladığı için eleştiriliyor o da garip, belki başka maçlarda 6 sn kuralını ihlal eden tonla kaleci vardır o maçta uygulamamaları hakemlerin hatası. tamamen kalecinin acemiliğinden gelen bir hata. sonrasında da penaltı o karar da doğru.

    insanlar adalet istemiyor adalet kendi takımları lehine çalışsın istiyor. alper ulusoy zaten kötü hakem bu ligdeki çoğu hakem gibi, var koordinasyonu bir türlü sağlanamadı bu ülkede, zaten hepsi eyyamcıydı artık tv'den farkına varabiliyoruz var sayesinde hepsine eyvallah. ama bu maçı da sezonu da hakem yüzünden kaybetmedik, ilgili entry'de bahsettiğim sebeplerden ve bir dolu sezon içi şanssızlıktan kaybettik. 2-0 önde olduğumuz ankaragücü maçını vererek, malatya, konya gibi maçlarda son dk'larda tutamayarak kaybettik. son 3 sezondaki en kötü iç saha performansını gösterdiğimiz için kaybettik. geçen sene de ondan önceki sene de benzer şartlarda yarışarak şampiyon olduk, ağlamaya sızlamaya gerek yok sezon başında kağıt üzerinde en kuvvetli kadro bizdeydi, doğru kullanılmadı dolayısıyla yarıştan düştük, sağlık olsun. cevap amacı dışına çıkmasın diye daha fazla uzatmıyorum burayı.

    entry'sini de "umarım bu hak yemeleri görmeyen galatasaraylılar, bu zulümlerden daha beterine maruz kalırlar!" diye bitirmiş. ben tv başına oturup izlediği şeyden zevk almasına bakan normal bir taraftarım, böyle bir beddua ne diye? izlediğim şeyi saha içi yorumlamaya çalışıyorum diye bela görmemi niye istiyorsun? ya da galatasaray daha kötü durumlara düşsün de o halini izleyelim diye mi şimdi o yana da çekilebilir bu söz. öyle ise de kendi aldığı "aslolan galatasaray" nickine yakışık değil. fanatizm bu kadar hayattan ve hümanistlikten koparmasın benim de duam bu olsun.
  • 5
    aynı entry içerisinde önce kanserle mücadele eden galatasaray başkanına şirazesi kaymış ifadesini kullanmış yazar.

    sözlük adabına aykırı entry: 2) saygısız üslup: rakiplere, basın yayın organlarına, sosyal medyaya veya camiamızdaki özel ya da tüzel kişilere küfür, hakaret veya hukuka aykırılık içermese de galatasaray örf ve adetlerine aykırı ifadeler barındıran entryler bu sebeple silinecektir.

    malumunuz olduğu üzere kanserle mücadele eden galatasaray başkanına şirazesi kaymış demek galatasaray örf ve adetleriyle bağdaşmaz. entrynin silinme sebebidir.

    ardından da aynı entryde galatasaray başkanına hakaret edip yalancı demiş. bu da küfür olmasa da bir hakaret.

    yani silindiği için bir bardak suda fırtınalar kopan entry esasında ceza sebebi. yazarın galatasaray futbolcusuna hakaretten de daha önce cezası mevcut. ayrıca son 3 aydaki 3. cezası.

    esasında burada şahsımın yaptığı bir moderasyon hatası mevcut. kendisine uzun süreli bir ceza vermem gerekiyordu. bense gereksiz iyi niyet ile bırakın ceza vermeyi, ilgili entryi bile emek verilmiş diye silmek istemedim ve hatalarını içeren mesajlar atarak düzelttirmeye çalıştım. galatasaray başkanına hakaret içeriği sözlükte uzun süre kalamayacağından yazara 15 dakika süre verdim. görmediği taktirde de entrysini sileceğimi söyledim. sonuçta görmedi ve sildim. açıkçası bu davranışım moderasyon gurubunda eleştiri konusu oldu ve haklı olarak böyle durumlarda ortak karar almaya gerek kalmaksızın ceza verilmesi gerektiği konuşuldu. zira hemen her cezayı ortak kararla veriyoruz.

    nitekim her insana iyi niyet gösterilmemesi gerektiğini de öğrenmiş oldum böylece.
  • 6
    kendisi mustafa cengiz başkana "şirazesi kaymış" demesini; "şirazesi kaymış demek kötü bir şey değil dengesi bozulmuş anlamında kullandım" diye açıkladı salyangoz başlığında silinen entry'sinde. entry'si silindiği için tekrar edeyim dedim, söylemi bana da ağır gelmişti entry'yi okuduğumda ama kendi açıklaması bu yönde.

    "şirazesi kaymak" deyimi de "dengesini yitirmek, kontrolünü kaybetmek, fiziksel ve psikolojik olarak tutarsız olmak." anlamlarına geliyor.

    https://www.dersimiz.com/...-kaymak-deyimi-28126

    entry'sinde "yalancı" söylemi de vardı entry'sini silen moderatör salyangoz'un söylediği gibi. bunlar pek hafif söylemler değil maalesef kanımca. o yüzden kendisinin yazılarını beğensem de entry'sinin silinmesine hak verebiliyorum.

    gelgelelim kendisinin entry'sine benzer yahut daha ağır üslupta birçok entry yerli yerinde duruyor. herkesin aklına mutlaka bir yahut birkaç olay gelmiştir ama ben tek bir örnek üzerinden gideceğim.

    kelimemizin adı "sabote". tdk'ya baktığımızda "baltalamak" kelimesi çıkıyor karşımıza. onun da anlamı;

    "bir işi veya durumu bilinçli ve kasıtlı olarak bozup zarara yol açan davranışta bulunmak, sabote etmek."

    görüldüğü üzere anlamı itibariyle hem "şirazesi kaymak", hem de "yalancı"dan çok daha ağır olan bu kelime, genelde "sabote etmek" veya "sabotaj" şeklinde sıkça kullanılıyor sözlük yazarları tarafından.

    hemen bir örnek vereyim: (bkz: fatih terim)

    sırf fatih terim başlığında 3 sayfa boyunca bu kelime kullanılmış. verdiğim linkte bazı arkadaşlar fatih hoca'yı sabotajla suçlamış, bazı arkadaşlar oyuncularımızı. bazı arkadaşlar "sabote etse bu kadar olur" gibi kalıplar kullanıp direkt sabotaj ithamında bulunmazken bazı arkadaşlar direkt olarak bu ithamda bulunmuş. ve dediğim gibi, bu sadece fatih terim başlığı. diğer birçok başlıkta da bu kelime sık sık kullanılmış.

    (bkz: younes belhanda)
    (bkz: mustafa cengiz yonetimi) (çok olmasa da)

    vs.

    ama özellikle younes belhanda ve fatih terim'in galatasaray'ı sabote ettiği bol bol iddia edilmiş galatasaray sözlük'te.

    moderasyonun işinin kolay olduğunu söyleyemeyeceğim, çok fazla şeyle uğraşmak zorunda kalıyorlar. zamanlarından ayırabildikleri ölçüde sözlüğü daha güzel bir yer hale getirmeye çalıştıkları için kendilerine de teşekkür ediyorum. ancak kendilerinden ricam, mustafa cengiz hakkındaki ağır üslupla yapılan ithamlara verilen cezaların (entry silme, bir süre sözlükten uzaklaştırma) fatih terim, younes belhanda, hatta dursun aydın özbek hakkındaki ağır üslupla yapılan ithamlar için de geçerli olması. adalet bunu gerektirir kanımca.
App Store'dan indirin Google Play'den alın