823
taraftar olarak, futbolda başarısız olunan son 3 yıl, resmen depresyona girdik.
rijkaard'ın ilk sezonunda, şampiyon olamasak da iyiydi herşey. herkes umutluydu, sistem oturunca yine eskisi gibi kükreyeceğiz sanıyorduk fakat yönetim, son güne kadar takıma gerekli takviyeleri yapamadı ve son gün misimovic, insua gibi adamlarla anlaştık. hepimiz biliyorduk,bu takıma çift yönlü orta saha oyuncuları lazımdı. gönderilmesi gereken adamlar vardı, forvet bölgesine alternatif şarttı vs ... çeşitli sebeplerden rijkaard'ın takımı 2.sezon başında bekleneni veremedi. böyle başlayan son sene, taraftar için çok ağır oldu. çok fazla hayal kırıklığı yaşadı, oldukça fazla. galatasaraylı pazartesi sabahı işe/okula üzgün gidiyordu. her deplasmanda "kümede kal" tezahüratı kolay hazmedilecek birşey değildi. takıma bir türlü güvenemiyorduk. 1 hafta umut verip, 3 hafta üst üste kazanamıyorduk. bu o kadar ağırdı ki...
ünal aysal'ın gelişiyle herkesin az da olsa yüzü güldü. işte şimdi her alanda asıl galatasaray'ı görebileceğiz diyorduk. fakat şunu unutmuştuk. henüz çok taze olan hayal kırıklıkları, başarısızlık 1 2 ayda unutulacak cinsten değildi. ünal aysal yönetiminde, en küçük olumsuzluk, galatasaray taraftarının tekrar sıkıntılı günleri hatırlamasına neden olacaktı. bunu reyes ve forlan olayında gördük. çoğu taraftar, seneye de bi cacık olmaz bu takımdan demeye başladı. sanırım ünal aysal'ın bu konuda biraz daha dikkatli davranması gerekiyor. kesinleşmeyen transferleri başkanın ağzından duyunca, ister istemez bittiğini düşünüyor insan çünkü.
derim ki, önümüze bakalım. sıkıntılı günler geride kaldı, her alanda gümbür gümbür gelen bir galatasaray var. adnan polat'dan sonra gerçek bir "başkan"ımız var. transferde 1 2 oyuncunun sorun çıkartması, "seneye uefaya kalırsak iyi" diyecek havaya sokmamalı bizi. herkesin sabrının tükendiğinin farkındayım ama beklemek lazım, umutlu olmak lazım. biraz sabır.
rijkaard'ın ilk sezonunda, şampiyon olamasak da iyiydi herşey. herkes umutluydu, sistem oturunca yine eskisi gibi kükreyeceğiz sanıyorduk fakat yönetim, son güne kadar takıma gerekli takviyeleri yapamadı ve son gün misimovic, insua gibi adamlarla anlaştık. hepimiz biliyorduk,bu takıma çift yönlü orta saha oyuncuları lazımdı. gönderilmesi gereken adamlar vardı, forvet bölgesine alternatif şarttı vs ... çeşitli sebeplerden rijkaard'ın takımı 2.sezon başında bekleneni veremedi. böyle başlayan son sene, taraftar için çok ağır oldu. çok fazla hayal kırıklığı yaşadı, oldukça fazla. galatasaraylı pazartesi sabahı işe/okula üzgün gidiyordu. her deplasmanda "kümede kal" tezahüratı kolay hazmedilecek birşey değildi. takıma bir türlü güvenemiyorduk. 1 hafta umut verip, 3 hafta üst üste kazanamıyorduk. bu o kadar ağırdı ki...
ünal aysal'ın gelişiyle herkesin az da olsa yüzü güldü. işte şimdi her alanda asıl galatasaray'ı görebileceğiz diyorduk. fakat şunu unutmuştuk. henüz çok taze olan hayal kırıklıkları, başarısızlık 1 2 ayda unutulacak cinsten değildi. ünal aysal yönetiminde, en küçük olumsuzluk, galatasaray taraftarının tekrar sıkıntılı günleri hatırlamasına neden olacaktı. bunu reyes ve forlan olayında gördük. çoğu taraftar, seneye de bi cacık olmaz bu takımdan demeye başladı. sanırım ünal aysal'ın bu konuda biraz daha dikkatli davranması gerekiyor. kesinleşmeyen transferleri başkanın ağzından duyunca, ister istemez bittiğini düşünüyor insan çünkü.
derim ki, önümüze bakalım. sıkıntılı günler geride kaldı, her alanda gümbür gümbür gelen bir galatasaray var. adnan polat'dan sonra gerçek bir "başkan"ımız var. transferde 1 2 oyuncunun sorun çıkartması, "seneye uefaya kalırsak iyi" diyecek havaya sokmamalı bizi. herkesin sabrının tükendiğinin farkındayım ama beklemek lazım, umutlu olmak lazım. biraz sabır.