1652
bulunduğu makamın toki başkanlığından çok daha ulvi ve üstün olduğunu, yönetmeye 'çalıştığı' yapının 500 küsur yıllık geçmişiyle yeryüzünün en önemli kurumlarından biri ve türkiye çapında milyonlarca taraftara sahip olduğunu, bir çok yönüyle galatasaray adı verilen güzelliğin elinde muazzam bir güç barındırdığını, bu yönüyle değil toki başkanının başbakanın bile posta koyamayacağını bilmesi gerektiği bir kurumun ne kadar güçlü olduğunu bilemeyip erdoğan bayraktar adı verilen bir paralı çalışanın, kendisinden kat kat üstün olduğu ve ondan daha şerefli bir makamı yönettiği bir adamın laflarının altında kalmakla yetinmeyip bir de haklıdır diyen bir başkanın galatasaray'da bir gram yeri bile yoktur.
bu kulüp ali uras gibi değerleri gördü. ali sami yen gibi domuz yağıyla topu yağlayan başkanı gördü. bu kulüp yıllarca türkiye'nin sesi oldu. büyük başarılarıyla türkiye'yi gururlandırdı. devlet madalyasına bile layık görüldü. yeri gelince evlatlarını çanakkale'lerde ve kurtuluş savaşı'nda kaybetti. bu ülke için iç ve dış mihraklarda kanını akıttı. akp denen 10 yıllık bir parti ile 500 küsur yıllık bir kurumun arasındaki farkı bilmeyen bir başkana ihtiyaç yoktur.
biz galatasaray'ız adnan bey. toki'den de büyüğüz. erdoğan bayraktar'dan da. türkiye cumhuriyeti'nden bile yaşlıyız. bu öyle bir güçtür ki başbakan ile aşık bile atar. arkasında öyle büyük bir güç taşır ki, bir başbakan dahi milyonlarca kişiyi karşısına alamaz. ta ki dirayetsiz ve korkak bir başkanı görene kadar. toki başkanına posta koyamayan, milyonlarca galatasaraylı'ya, galatasaray'a ve rahmetli başkan özhan canaydın'a ezik diyen bir kendini bilmezi istifaya ve özür dilemeye davet edemeyen bir başkan, nasıl bir kurumu yönettiğini bilmiyordur.
bizi rezil ettin adnan bey. gerçekten rezil ettin. masaya yumruğunu vuramadın ya bundan sonra ne yapsan tutunamazsın. seni messi getirmek bile kurtarmaz. bazı kulüpler için hassas anlar vardır. kritik anlar. o kritik anlar olmazsa olmaz tavırları gerektirir. o tavırları sergilemediğin sürece yerin altına girmen gerekir. senin en büyük sınavın kral topçular almak değil, böyle bir olayda galatasaray'ı kollamandı. sonuna kadar kollamandı. onu da beceremedin. o halde senin fonksiyonun nedir adnan bey? nedir allah aşkına? söyle de bilelim. ve lütfen, bırak git. galatasaray'ı bize bırak git.
kendimizi öyle hissettirdin ki, günahım kadar sevmediğim haluk ulusoy'u bile az buçuk tanıdığım için onun başkanlığına bile razı olurdum. çünkü bilirdim ki o bile galatasaray'ı böyle bir durumda sonuna kadar korurdu. elinden geleni yapardı. onu aşağıya indiren yine aynı kitleydi. hükümet denen kitleydi. hani şu spora siyaseti bulaştırmadığını söyleyen hükümet. haluk ulusoy'u yerinden indirmek için kırk takla atan hükümet.. en azından haluk ulusoy bile koskoca hükümet ile savaşmıştı..
bu kulüp ali uras gibi değerleri gördü. ali sami yen gibi domuz yağıyla topu yağlayan başkanı gördü. bu kulüp yıllarca türkiye'nin sesi oldu. büyük başarılarıyla türkiye'yi gururlandırdı. devlet madalyasına bile layık görüldü. yeri gelince evlatlarını çanakkale'lerde ve kurtuluş savaşı'nda kaybetti. bu ülke için iç ve dış mihraklarda kanını akıttı. akp denen 10 yıllık bir parti ile 500 küsur yıllık bir kurumun arasındaki farkı bilmeyen bir başkana ihtiyaç yoktur.
biz galatasaray'ız adnan bey. toki'den de büyüğüz. erdoğan bayraktar'dan da. türkiye cumhuriyeti'nden bile yaşlıyız. bu öyle bir güçtür ki başbakan ile aşık bile atar. arkasında öyle büyük bir güç taşır ki, bir başbakan dahi milyonlarca kişiyi karşısına alamaz. ta ki dirayetsiz ve korkak bir başkanı görene kadar. toki başkanına posta koyamayan, milyonlarca galatasaraylı'ya, galatasaray'a ve rahmetli başkan özhan canaydın'a ezik diyen bir kendini bilmezi istifaya ve özür dilemeye davet edemeyen bir başkan, nasıl bir kurumu yönettiğini bilmiyordur.
bizi rezil ettin adnan bey. gerçekten rezil ettin. masaya yumruğunu vuramadın ya bundan sonra ne yapsan tutunamazsın. seni messi getirmek bile kurtarmaz. bazı kulüpler için hassas anlar vardır. kritik anlar. o kritik anlar olmazsa olmaz tavırları gerektirir. o tavırları sergilemediğin sürece yerin altına girmen gerekir. senin en büyük sınavın kral topçular almak değil, böyle bir olayda galatasaray'ı kollamandı. sonuna kadar kollamandı. onu da beceremedin. o halde senin fonksiyonun nedir adnan bey? nedir allah aşkına? söyle de bilelim. ve lütfen, bırak git. galatasaray'ı bize bırak git.
kendimizi öyle hissettirdin ki, günahım kadar sevmediğim haluk ulusoy'u bile az buçuk tanıdığım için onun başkanlığına bile razı olurdum. çünkü bilirdim ki o bile galatasaray'ı böyle bir durumda sonuna kadar korurdu. elinden geleni yapardı. onu aşağıya indiren yine aynı kitleydi. hükümet denen kitleydi. hani şu spora siyaseti bulaştırmadığını söyleyen hükümet. haluk ulusoy'u yerinden indirmek için kırk takla atan hükümet.. en azından haluk ulusoy bile koskoca hükümet ile savaşmıştı..