411
senelerdir sadece türk futbolculara eğitim vererek torpile ve yan gelip yatmaya dolayısıyla kalitesizliğe açık kapı bırakan altyapıdır. fatih terim'in gelişi sonrası torpil konusunda gereken düzeltmeler yapılmıştır diye düşünüyorum. fakat ikinci konuda hala sıkıntılar var kesinlikle.
konuyu açacak olursak, genelleme olarak türkiye'deki gençlerin çocuk yaşta ailelerinden öğrenmeleri gereken iş ahlakı ve disiplin konularında eksik kaldığı çok açık bir gerçek. her genç küçük yaşta ailesinden birilerini örnek almak ister fakat ailesinde bu gibi kaliteli özelliklere sahip bireyler bulunmaması da bu gençlerin kendilerine yanlış örnekler almasına neden oluyor. gözlemlediğim en kötü nokta ise son yıllarda toplumda bilime, sanata ve kültüre verilen değerin gittikçe azalması. temelleri sağlam olan çocukların bile kalitelerine rağmen gerekli ilgiyi göremediklerinden dolayı ahlaktan, insan kalitesinden yoksun ama malesef hareketleriyle toplumda ilgi çeken arkadaşlarını gördükçe onlara özenmeleri ve yavaş yavaş onlara benzemeye çalışıp sahip oldukları değerleri kaybetmeleri bu durumun neden olduğu en büyük problem. bu durumun acil bir biçimde önüne geçilmezse ileride futbolu geçtim, hiçbir konuda başarılı olamayan bir ülke olmak içten bile değildir.
bu konuyu anlatmamın nedeni galatasaray ve diğer türk takımlarının altyapısında da buna benzer durumların olduğunu düşünmemden kaynaklanıyor. evet daha geçen sene fenerbahçe'nin topuk yaylasında kamp yaptığı dönemde potansiyelli oldukları için a takımın kampına çağrılan gençlerin sigara içerken fotoğraf paylaştıklarını hatırlıyoruz, işte türk takımlarının altyapıları bunlar gibi yüzlercesiyle dolu, düşünün koskoca fenerbahçe'nin en potansiyelli gençleri sigara kullanıyor ve fotoğraf paylaşmasalar kimsenin bundan haberi olmayacak. bu çocukların 18-19 yaşında olduklarını varsayarsak onların ardından gelen 14-15 yaşındaki çocuklar ne düşünecek? kimi örnek alacak? 14-15 yaşındaki altyapı oyuncusu öyle denildiği gibi televizyondan izlediği dünya starlarını örnek almaz arkadaşlar, neredeyse her gün izlediği, kendisinden 1 saat önce veya sonra antremanı olan bir üst jenerasyondaki abilerini örnek alır. işte burada benim gözlemlerime göre kısır bir döngüye giriliyor.
bu türk gençlerinin böylesine kısır bir döngüye girmek yerine ailesinden aldığı iş ahlakı ve disiplini sayesinde toplumda itibar gören iskandinavyalı çocuklarla, disipliniyle ün salmış almanlarla, ahlak abidesi japonlarla rekabete girdiğini ve onlarla birlikte büyüyebilme ihtimalini düşününce ajax, manchester city veya barcelona gibi takımların yürüttükleri politikayı anlamak zor değil. bakın bu futbolcuların bireysel yeteneklerinden elde ettikleri transfer veya sportif başarılara hiç girmiyorum bile. hiç konusunu bile açmadan örneklerle anlatayım.
altyapısına transfer olduğu kulübün ülkesinden olmayıp o külübün a takımına çıkış yapanlardan aklıma gelenler:
futbolcu - ülkesi - yetiştiği altyapı
thomas vermaelen - belçika - ajax
jan vertonghen - belçika - ajax
christian eriksen - danimarka - ajax
toby alderweireld - belçika - ajax
giovani dos santos - meksika - barcelona
bertrand traore - burkina faso - chelsea
andreas christensen - danimarka - chelsea
paul pogba - fransa - manchester united
hector bellerin - fransa - arsenal
wilfried zaha - fildişi sahili - crystal palace
cristian pulisic- abd uyruklu hırvat - borussia dortmund
almamy toure- mali - monaco
thomas strakosha - arnavutluk - lazio
bir çırpıda aklıma gelenler bunlar. benfica, porto gibi takımlara girilirse işin içinden çıkılmaz hale gelir.
konuyu açacak olursak, genelleme olarak türkiye'deki gençlerin çocuk yaşta ailelerinden öğrenmeleri gereken iş ahlakı ve disiplin konularında eksik kaldığı çok açık bir gerçek. her genç küçük yaşta ailesinden birilerini örnek almak ister fakat ailesinde bu gibi kaliteli özelliklere sahip bireyler bulunmaması da bu gençlerin kendilerine yanlış örnekler almasına neden oluyor. gözlemlediğim en kötü nokta ise son yıllarda toplumda bilime, sanata ve kültüre verilen değerin gittikçe azalması. temelleri sağlam olan çocukların bile kalitelerine rağmen gerekli ilgiyi göremediklerinden dolayı ahlaktan, insan kalitesinden yoksun ama malesef hareketleriyle toplumda ilgi çeken arkadaşlarını gördükçe onlara özenmeleri ve yavaş yavaş onlara benzemeye çalışıp sahip oldukları değerleri kaybetmeleri bu durumun neden olduğu en büyük problem. bu durumun acil bir biçimde önüne geçilmezse ileride futbolu geçtim, hiçbir konuda başarılı olamayan bir ülke olmak içten bile değildir.
bu konuyu anlatmamın nedeni galatasaray ve diğer türk takımlarının altyapısında da buna benzer durumların olduğunu düşünmemden kaynaklanıyor. evet daha geçen sene fenerbahçe'nin topuk yaylasında kamp yaptığı dönemde potansiyelli oldukları için a takımın kampına çağrılan gençlerin sigara içerken fotoğraf paylaştıklarını hatırlıyoruz, işte türk takımlarının altyapıları bunlar gibi yüzlercesiyle dolu, düşünün koskoca fenerbahçe'nin en potansiyelli gençleri sigara kullanıyor ve fotoğraf paylaşmasalar kimsenin bundan haberi olmayacak. bu çocukların 18-19 yaşında olduklarını varsayarsak onların ardından gelen 14-15 yaşındaki çocuklar ne düşünecek? kimi örnek alacak? 14-15 yaşındaki altyapı oyuncusu öyle denildiği gibi televizyondan izlediği dünya starlarını örnek almaz arkadaşlar, neredeyse her gün izlediği, kendisinden 1 saat önce veya sonra antremanı olan bir üst jenerasyondaki abilerini örnek alır. işte burada benim gözlemlerime göre kısır bir döngüye giriliyor.
bu türk gençlerinin böylesine kısır bir döngüye girmek yerine ailesinden aldığı iş ahlakı ve disiplini sayesinde toplumda itibar gören iskandinavyalı çocuklarla, disipliniyle ün salmış almanlarla, ahlak abidesi japonlarla rekabete girdiğini ve onlarla birlikte büyüyebilme ihtimalini düşününce ajax, manchester city veya barcelona gibi takımların yürüttükleri politikayı anlamak zor değil. bakın bu futbolcuların bireysel yeteneklerinden elde ettikleri transfer veya sportif başarılara hiç girmiyorum bile. hiç konusunu bile açmadan örneklerle anlatayım.
altyapısına transfer olduğu kulübün ülkesinden olmayıp o külübün a takımına çıkış yapanlardan aklıma gelenler:
futbolcu - ülkesi - yetiştiği altyapı
thomas vermaelen - belçika - ajax
jan vertonghen - belçika - ajax
christian eriksen - danimarka - ajax
toby alderweireld - belçika - ajax
giovani dos santos - meksika - barcelona
bertrand traore - burkina faso - chelsea
andreas christensen - danimarka - chelsea
paul pogba - fransa - manchester united
hector bellerin - fransa - arsenal
wilfried zaha - fildişi sahili - crystal palace
cristian pulisic- abd uyruklu hırvat - borussia dortmund
almamy toure- mali - monaco
thomas strakosha - arnavutluk - lazio
bir çırpıda aklıma gelenler bunlar. benfica, porto gibi takımlara girilirse işin içinden çıkılmaz hale gelir.