• 402
    kulüp ekonomisi, ülke ekonomisi ile benzerdir. iki taraftada bolca girdi ve çıktı kalemi mevcuttur. ancak ülkeleri ayakta tutan yegane şey üretimdir. tüketici ülke ekonomilerinin başarısı sürdürülebilir değildir. kulüp için ise tek fabrika alt yapıdır. günümüz futbol dünyasında en fazla gelir kazanabilecegimiz yer futbolcu bonservisleridir. eli ayağı düzgün fena top oynamayan birisini bugün rahatlıkla 5 milyon euro gibi bir rakama okutabiliriz. dolayısı ile alt yapıda yakalanan başarı ekonomiyi rahatça düzeltebilir. sürdürülebilir başarı için alt yapı da başarı yakalamak gerekiyor. galatasaray alt yapısı özeline gelirsek, sağdan soldan duyuyoruz işte şunun kardeşini oynatıyorlar, bunun akrabasını oynatıyorlar diye. alt yapı seçmelerinde de liyakat önemli. eğer formalar hak edene giderse, galatasaray'ın alt yapıda başarılı olmaması için bir sebep göremiyorum. çok şükür alt yapı kültürü olan bir kulübüz. sadece yapılacak bir kaç önemli düzenleme ile alt yapıda başarı hayal değil.
  • 403
    senelerdir doğru düzgün galatasaray'ın kriterlerine uygun oyuncu çıkaramadığımız oluşum. bu neden kaynaklanıyor bilemiyorum ama yurtdışında oyuncular 18 yaşında parlarken bizde bu iş çok farklı. bir kaç oyuncu dışında galatasaray'ın oynatabileceği oyuncu yok. gerçi bu sistem türkiye'de ne kadar düzgün ki galatasaray'da düzgün olsun. parası olan elemanların çocuklarının kayrıldığı yetenek aranmadığı bir ülke de altyapının gelişmesini beklemek yanlış olur. bu konuda öncü olmamız gerek.
  • 406
    herkesin söylediği x oyuncu gelmesin onun parası altyapıya yatırım yapılsın dediği ama bir türlü yapılamadığı oluşum. biz taraftar olarak her sene acaba bu sene 1-2 tane a takım seviyesinde oyuncu çıkar mı diye merakla bekleyeduralım. umarım önümüzdeki sene * çıkar artık. ayrıca benim kişisel olarak merak ettiğim bir konu ise bir tane de kısa boylu hızlı top tekniği yüksek teke tekte adam eksilten 17-18 yaşında genç cengaverimiz neden çıkmaz.
  • 407
    altınordu altyapı çalışanlarından bir kac takviye yapması gerekiyor.

    altyapı'nın başına geçen antrenörün tek sorumlusu fatih terim olmalı.

    hiç bir futbolcudan, yöneticiden, çalışandan içeriden ya da dışarıdan nüfuslu herhangi birinden talimat almayacağı kendisine bildirilmeli.

    17 yaş üstü futbolcuların maç tecrübesi kazanması için kiralanma sistemi geliştirilmeli.

    önce doğru birey olmanın, ahlaklı bir sporcu olmanın önemi öğretilmeli.

    çocukların eğitim hayatları da takip edilip donanımlı çocuklar yetiştirilmeli, her yıl temel düzeyde bir dil öğretilebilir. kulüpte sürekli mesai yapacak 4-5 öğretmen bunun için yeterli olacaktır.

    u14-ingilizce
    u15-almanca
    u16-ispanyolca
    u17-italyanca gibi...

    bu liste daha uzar gider, uygulanacağını bilsek neler yazarız buralara...
  • 408
    galatasaray alt yapısı yetenekli ve iyi eğitimli çocuklarla dolu. ancak buradaki oyuncuların fiziklerinde ciddi bir sıkıntı var. buradan direkt a takıma çıkarttığımız bir çok oyuncunun* gücü, dayanıklılığı hep problem oldu. bugün alt liglere baktığımızda hemen hemen her takımda 1 tane florya'da yetişmiş oyuncu var. kime umut bağladıysak, kimde gelecek gördüysek fiziği yüzünden alt liglerde sürünmek zorunda kaldı. süper ligde olanlardan bile efecan dışında hemen hemen hepsi fiziği nedeniyle takımında yedek.

    sanırım paraya kıyıp buraya bu işten iyi anlayan çocukların fizik gelişimini takip edecek yabancı birilerini getirmek gerekiyor.

    cafercan aksu,
    oğuz sabankay,
    zafer şakar,
    berkin elmas,
    serdar eylik,
    anıl dilaver,
    irfan başaran,
    birhan vatansever

    bunlar benim aklıma bir çırpıda gelen isimler. daha niceleri var.

    bugün taraftarımız o gelmesin alt yapıdan şu oynasın falan diyor ama fizik yetersizliği bizim alt yapımızda kronik bir sorun malesef.
  • 409
    yine akla gelip beni kahreden yapıdır. arkadaş yedi senedir kalecimiz muslera. bir o kadar da kaleci antrenörü taffarel. peki bu kadar senedir yetistirdiğimiz kaleci sayısı ?

    kardeşim biz altyapıya adam alırken neye bakıyoruz allah aşkına. odun koysan bu adamlardan az biraz bişi öğrenir. hiç mi yetenek yok bu altyapıya aldığınız adamlarda. hiç mi çalışmıyorlar. hangi scout izliyor da alıyor bunları altyapıya ? kim onay veriyor ? altınordu, bursa kaleci yetiştirebilirken, taffarel'in muslera'nın olduğu takımdan nasıl anadolu seviyesinde bile olmayan kaleci çıkamıyor.

    son derece başarısız bir altyapı haline geldi son zamanlarda. tamam biz de demiyoruz sürekli topclass topçu çıksın. ama ligin en iyi takımının altyapısından çıkan adam anadolu da oynayabilsin bari kardeşim. o bile yok.

    yedek futbolcularını buradan çıkarsan, 3-5 para kazanbilsen 10 seneye borcunun çoğu erir. saçma sapan ödediğimiz maaşlardan gına geldi artık.
  • 411
    senelerdir sadece türk futbolculara eğitim vererek torpile ve yan gelip yatmaya dolayısıyla kalitesizliğe açık kapı bırakan altyapıdır. fatih terim'in gelişi sonrası torpil konusunda gereken düzeltmeler yapılmıştır diye düşünüyorum. fakat ikinci konuda hala sıkıntılar var kesinlikle.

    konuyu açacak olursak, genelleme olarak türkiye'deki gençlerin çocuk yaşta ailelerinden öğrenmeleri gereken iş ahlakı ve disiplin konularında eksik kaldığı çok açık bir gerçek. her genç küçük yaşta ailesinden birilerini örnek almak ister fakat ailesinde bu gibi kaliteli özelliklere sahip bireyler bulunmaması da bu gençlerin kendilerine yanlış örnekler almasına neden oluyor. gözlemlediğim en kötü nokta ise son yıllarda toplumda bilime, sanata ve kültüre verilen değerin gittikçe azalması. temelleri sağlam olan çocukların bile kalitelerine rağmen gerekli ilgiyi göremediklerinden dolayı ahlaktan, insan kalitesinden yoksun ama malesef hareketleriyle toplumda ilgi çeken arkadaşlarını gördükçe onlara özenmeleri ve yavaş yavaş onlara benzemeye çalışıp sahip oldukları değerleri kaybetmeleri bu durumun neden olduğu en büyük problem. bu durumun acil bir biçimde önüne geçilmezse ileride futbolu geçtim, hiçbir konuda başarılı olamayan bir ülke olmak içten bile değildir.

    bu konuyu anlatmamın nedeni galatasaray ve diğer türk takımlarının altyapısında da buna benzer durumların olduğunu düşünmemden kaynaklanıyor. evet daha geçen sene fenerbahçe'nin topuk yaylasında kamp yaptığı dönemde potansiyelli oldukları için a takımın kampına çağrılan gençlerin sigara içerken fotoğraf paylaştıklarını hatırlıyoruz, işte türk takımlarının altyapıları bunlar gibi yüzlercesiyle dolu, düşünün koskoca fenerbahçe'nin en potansiyelli gençleri sigara kullanıyor ve fotoğraf paylaşmasalar kimsenin bundan haberi olmayacak. bu çocukların 18-19 yaşında olduklarını varsayarsak onların ardından gelen 14-15 yaşındaki çocuklar ne düşünecek? kimi örnek alacak? 14-15 yaşındaki altyapı oyuncusu öyle denildiği gibi televizyondan izlediği dünya starlarını örnek almaz arkadaşlar, neredeyse her gün izlediği, kendisinden 1 saat önce veya sonra antremanı olan bir üst jenerasyondaki abilerini örnek alır. işte burada benim gözlemlerime göre kısır bir döngüye giriliyor.

    bu türk gençlerinin böylesine kısır bir döngüye girmek yerine ailesinden aldığı iş ahlakı ve disiplini sayesinde toplumda itibar gören iskandinavyalı çocuklarla, disipliniyle ün salmış almanlarla, ahlak abidesi japonlarla rekabete girdiğini ve onlarla birlikte büyüyebilme ihtimalini düşününce ajax, manchester city veya barcelona gibi takımların yürüttükleri politikayı anlamak zor değil. bakın bu futbolcuların bireysel yeteneklerinden elde ettikleri transfer veya sportif başarılara hiç girmiyorum bile. hiç konusunu bile açmadan örneklerle anlatayım.

    altyapısına transfer olduğu kulübün ülkesinden olmayıp o külübün a takımına çıkış yapanlardan aklıma gelenler:

    futbolcu - ülkesi - yetiştiği altyapı

    thomas vermaelen - belçika - ajax
    jan vertonghen - belçika - ajax
    christian eriksen - danimarka - ajax
    toby alderweireld - belçika - ajax
    giovani dos santos - meksika - barcelona
    bertrand traore - burkina faso - chelsea
    andreas christensen - danimarka - chelsea
    paul pogba - fransa - manchester united
    hector bellerin - fransa - arsenal
    wilfried zaha - fildişi sahili - crystal palace
    cristian pulisic- abd uyruklu hırvat - borussia dortmund
    almamy toure- mali - monaco
    thomas strakosha - arnavutluk - lazio

    bir çırpıda aklıma gelenler bunlar. benfica, porto gibi takımlara girilirse işin içinden çıkılmaz hale gelir.
  • 412
    2018-19-20 yillarinda a takima 3-4 futbolcu cikarak gibi duran altyapimiz. genclerimizin ozguveni var sahada bir seyler denemekten cekinmiyorlar. a takim seviyesinde olmayanlari gerekirse para vererek oynayacaklari bir takima kiralamamiz cok iyi olur. fransa 2. ligi bence en iyi gelisimi gosterecekleri lig olur.

    ama hepsi mi vitaminsiz olur arkadas hepsi cüce gibi ananem gorse balik yagi ve pekmez yedirir bunlara celimsizler diye.
  • 413
    gayet yetenekli futbolcuları barındıran alt yapıdır. beşiktaş ve fenerbahçe yerli genç futbolculara yöneldiler* haliyle ama bizim alt yapımız aynı yetenekte futbolcularla doludur. tek yapmamız gereken süreyi almalarını sağlamaktır. ayrıca çok eleştirilse de türkiye futbol tarihinde yurtdışına en çok futbolcu gönderen alt yapıdır. yani türkiye şartlarında başarılıdır.
  • 416
    buradan çıkan ve ileride a takımda olması beklenen oyuncuların mutlak suretle en az bir yıl oynayabilecekleri bir avrupa takımına ya da bir süper lig takımına kiralanması gerek. daha önceden bizde yöneticilik yaptığını öğrendiğim ve şu an hollanda'da fortuna sittard kulübünün başkanlığını yapan ışıtan gün'e bu teklif yapılmalı. genç oyuncuları parlatmasıyla ünlü eredivisie'de bizim oyuncularımız da rahatlıkla şans bulur. her iki kulüp için de kazan-kazan olur. mutlaka bu formül denenmeli. hatta gerekirse kardeş kulüp olayına girilmeli. bu şekilde çok daha verimli hale gelebilir alt yapımız.
  • 417
    geçtiğimiz yıllarda cem sultan, cafercan aksu, anıl dilaver gibi bir çok isimle umutlandırıp utandırsa da önümüzdeki yıllarda a takım kadrosuna önemli katkılar verecek gibi gözüken alt yapı.
    bu sezon yunus akgün ve celil yuksel'den oldukça ümitliyim. önümüzdeki 3 sene içinde de en az 4 ismi ilk 11de gorebilecegimizi düşünüyorum.
  • 423
    ülkenin içinde bulunduğu mevcut ekonomik konjonktürde altyapısını bir sisteme oturtmuş olan ve buradan beslenen takım bu ülkede fark yaratacak.

    usd'nin 5 tl, euro'nun 6 tl bandında (şimdilik) olduğu yerde zaten r.madrid'le, barça'yla falan yarışamazsın da, paranı alt yapıya yatırıp biraz sabredersen belki borç batağından kurtulabilirsin.

    bu bakımdan özellikle 2000 doğumlu jenerasyonun üzerine düşülmesi ve milli takımda da birlikte oynayan o oyuncuları alt yapımıza kazandırma hamlesini çok destekliyorum. eğer gerekli süreleri de üst liglerde almalarının sağlanacağı bir organizasyonu kurabilirsek, gelecek için avantajı yakalayabiliriz.

    fenerbahçe ve beşiktaş'ın da bu atılıma gitmeye başladığını görebiliyoruz. hangi takım daha önce altyapısını sağlama alırsa o makası açacak gibi duruyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın