920
takımın riva harici geliri olmadığını zannedenlerce yaptıkları transferler eleştirilen yönetim.
adamlar 40 yılda bir doğru düzgün bir iş yapmış. yaptıkları her transfer nokta atışı neredeyse. ndiaye ve belhanda'nın yüksek bonservisleri dışında tartışılacak hiçbir durum da yok ortada. neymiş, geleceğe yatırım yapılacakmış. şu romantizmi terk edemedik. burası altınordu değil. galatasaray. başarı, başarı, başarı parolasıyla yola çıkılır. ünal aysal'ın yaptıklarını bok ettikten sonra aklı başına geldi dursun'un. ha riva satılmasa ve seçim senesi olmasa yine yapmazdı. orası ayrı. ama yaptığı iş doğru. tıynetini zaten biliyoruz adamın.
isteniyor ki porto, dortmund, ajax olunsun. olunmaz. defalarca yazdım. önce portekiz, almanya, hollanda olacaksın. bu ülkelerinkültür ve refah seviyesine ulaşacaksın. bu ülkelerin eğitim düzeyine geleceksin. bu ülkelerin gelişmişlik düzeylerine geleceksin. sonra ancak porto, dortmund, ajax olma yoluna girebilirsin. öyle tepeden "altyapıya yatırım yapılsın yeaaaa", "genç oyuncu alınsın yeaaaa" diyerek olmuyor bu işler. fm değil bu. gerçek hayat ne yazık ki.
futbol endüstrisi almış başı gitmiş. biraz biti kanlanmış genç oyuncuya 20 m € bonservis bedeli biçiliyor kolayca. 220 m € verildi bir oyuncunu bonservisi için. 22 değil bakın, 220 m €. hala daha "az harcayıp başarılı olalım" diyenleri gördükçe dünyadan bihaber yaşadıklarını düşünüyorum. öyle bir dünya yok. 2 senedir bu rezilliği yaşıyorduk. az harcadık. ne oldu? bir sezonu 4. diğerini zar zor 6. bitirdik. bu mudur isteğiniz? 10 sene daha 6. olalım ama ekonomimiz düzelsin. nasıl düzelecek? riva'yı sattın. borçları ödedin. eeee? altyapı mı kurtaracak seni? hangi altyapı? altyapı dediğin tesis değildir. istersen en harika tesisleri kur. fener kurdu. sonuç ne? koca bir sıfır. neden? çünkü ülkenin yapısı müsait değil. sen en harika tesisleri kursan, en muhteşem eğitmenleri getirsen ne olacak? çocuk kapıdan çıktığında türkiye'de yaşamaya devam edecek. anasıyla babasıyla aynı evde yaşayacak çocuk. aynı mahalle okuluna gidecek. aynı simitçiden simit alacak. aynı sapıklar tarafından taciz edilecek. ve bunun gibi pek çok şey.
büyük kulüp/şirket dediğin risk almadan, para harcamadan para ka-za-na-maz. iki kere iki, dört eder. 10'la çarparsan da 40 yapar. bu kadar basit bu iş. küçülme kavramını anlamıyor bizim millet. küçülerek büyüme dediğin şey komple bir küçülme değildir. sana getirisi az olan ünitelerden kurtulursun, onların maliyetlerini azaltır ya da sıfırlarsın. bütün gücünü ve yatırımını güçlü olduğun, çok getirisi olan üniteye yatırırsın. o şekilde büyürsün.
yani türkçesi galatasaray'ın futbolda büyümesidir. evet amatör branşlar çok romantik. ama bizim romantizme ayıracak zamanımız yok. hem madem amaç sporcu yetiştirmek, amatör branşlarda yetiştirelim. hiç yabancı almayalım amatör branşlara. en azından ucunda tutarız. yine olmaz. ama en azından çaba harcayacaksak orada harcayalım.
acayip bir pasta payı oluştu artık. ucundan kıyısından çekiştirmek zorundayız. bunun içinde para harcamak zorundayız. bak patladı kombineler, store satışları bile ciddi bir rakama ulaştı. şampiyonluk gelirse bütün transferlerin parası çıkıyor neredeyse. yayın geliri ayrı. bunların hepsi riva'dan gelecek para ile boşa çıktı. bunlar harcandı. riva'nın parası değil. bunlar sürekli gelirlerin. başarılı olursan, artar. olamazsan, azalır. başarılı olmanın yolu da futbolda iyi bir takım kurmaktan geçiyor. başka yolu yok.
ama insanlar hayal deryasında bazı bazı...
ekleme:
işbu entry'den sonuç olarak "dursun aydın özbek yönetimi pamuklara sarmalıyız" temasını çıkaran insan kaç tanedir, merak ediyorum? klinik tablo resmen.
adamlar 40 yılda bir doğru düzgün bir iş yapmış. yaptıkları her transfer nokta atışı neredeyse. ndiaye ve belhanda'nın yüksek bonservisleri dışında tartışılacak hiçbir durum da yok ortada. neymiş, geleceğe yatırım yapılacakmış. şu romantizmi terk edemedik. burası altınordu değil. galatasaray. başarı, başarı, başarı parolasıyla yola çıkılır. ünal aysal'ın yaptıklarını bok ettikten sonra aklı başına geldi dursun'un. ha riva satılmasa ve seçim senesi olmasa yine yapmazdı. orası ayrı. ama yaptığı iş doğru. tıynetini zaten biliyoruz adamın.
isteniyor ki porto, dortmund, ajax olunsun. olunmaz. defalarca yazdım. önce portekiz, almanya, hollanda olacaksın. bu ülkelerinkültür ve refah seviyesine ulaşacaksın. bu ülkelerin eğitim düzeyine geleceksin. bu ülkelerin gelişmişlik düzeylerine geleceksin. sonra ancak porto, dortmund, ajax olma yoluna girebilirsin. öyle tepeden "altyapıya yatırım yapılsın yeaaaa", "genç oyuncu alınsın yeaaaa" diyerek olmuyor bu işler. fm değil bu. gerçek hayat ne yazık ki.
futbol endüstrisi almış başı gitmiş. biraz biti kanlanmış genç oyuncuya 20 m € bonservis bedeli biçiliyor kolayca. 220 m € verildi bir oyuncunu bonservisi için. 22 değil bakın, 220 m €. hala daha "az harcayıp başarılı olalım" diyenleri gördükçe dünyadan bihaber yaşadıklarını düşünüyorum. öyle bir dünya yok. 2 senedir bu rezilliği yaşıyorduk. az harcadık. ne oldu? bir sezonu 4. diğerini zar zor 6. bitirdik. bu mudur isteğiniz? 10 sene daha 6. olalım ama ekonomimiz düzelsin. nasıl düzelecek? riva'yı sattın. borçları ödedin. eeee? altyapı mı kurtaracak seni? hangi altyapı? altyapı dediğin tesis değildir. istersen en harika tesisleri kur. fener kurdu. sonuç ne? koca bir sıfır. neden? çünkü ülkenin yapısı müsait değil. sen en harika tesisleri kursan, en muhteşem eğitmenleri getirsen ne olacak? çocuk kapıdan çıktığında türkiye'de yaşamaya devam edecek. anasıyla babasıyla aynı evde yaşayacak çocuk. aynı mahalle okuluna gidecek. aynı simitçiden simit alacak. aynı sapıklar tarafından taciz edilecek. ve bunun gibi pek çok şey.
büyük kulüp/şirket dediğin risk almadan, para harcamadan para ka-za-na-maz. iki kere iki, dört eder. 10'la çarparsan da 40 yapar. bu kadar basit bu iş. küçülme kavramını anlamıyor bizim millet. küçülerek büyüme dediğin şey komple bir küçülme değildir. sana getirisi az olan ünitelerden kurtulursun, onların maliyetlerini azaltır ya da sıfırlarsın. bütün gücünü ve yatırımını güçlü olduğun, çok getirisi olan üniteye yatırırsın. o şekilde büyürsün.
yani türkçesi galatasaray'ın futbolda büyümesidir. evet amatör branşlar çok romantik. ama bizim romantizme ayıracak zamanımız yok. hem madem amaç sporcu yetiştirmek, amatör branşlarda yetiştirelim. hiç yabancı almayalım amatör branşlara. en azından ucunda tutarız. yine olmaz. ama en azından çaba harcayacaksak orada harcayalım.
acayip bir pasta payı oluştu artık. ucundan kıyısından çekiştirmek zorundayız. bunun içinde para harcamak zorundayız. bak patladı kombineler, store satışları bile ciddi bir rakama ulaştı. şampiyonluk gelirse bütün transferlerin parası çıkıyor neredeyse. yayın geliri ayrı. bunların hepsi riva'dan gelecek para ile boşa çıktı. bunlar harcandı. riva'nın parası değil. bunlar sürekli gelirlerin. başarılı olursan, artar. olamazsan, azalır. başarılı olmanın yolu da futbolda iyi bir takım kurmaktan geçiyor. başka yolu yok.
ama insanlar hayal deryasında bazı bazı...
ekleme:
işbu entry'den sonuç olarak "dursun aydın özbek yönetimi pamuklara sarmalıyız" temasını çıkaran insan kaç tanedir, merak ediyorum? klinik tablo resmen.